Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Babil, Cem Yılmaz ve Apolitik Olmanın Dayanılmaz İşlevi
    Yazılar

    Babil, Cem Yılmaz ve Apolitik Olmanın Dayanılmaz İşlevi

    Derin Koçer28 Ocak 20205 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Daktilo1984

    [voiserPlayer]

    Soğuk Savaş yılları… Berlin Duvarı, yalnızca birbiriyle akraba bir toplumu ikiye ayırmakla kalmıyor, birbiriyle neredeyse taban tabana zıt iki siyasal doktrinini de bu toplumlara uyguluyor. Doğu Berlin’de Sovyetler, Batı’dan gelebilecek her türlü “özgürlük” akımının önünü kesebilmek adına gittikçe zorbalaşan yöntemlerle toplumu zapturapt altına almak istiyor. Rock’n Roll dinleyen gençler tutuklanıyor, romanlar yasaklanıyor. Fakat, üzerine bastırılan bir balon gibi, toplum bastırıldıkça alternatif arayışları da güçleniyor.

    1988 yılında Doğu Berlinli gençler, yönetim ile pazarlık masasına oturuyor, her iki tarafın da üzerinde uzlaşacağı bir rock yıldızını kente konsere çağıracaklar. Fakat toplumun istekleri, özgürlükçü isimleri, sınır tanımaz şiirleri olanlar -kabul edilmiyorlar. En son fikir, Bruce Springsteen’i çağırmak. Springsteen’in şarkıları tercüme ediliyor, yönetime sunuluyor. Geldiği ülkeyi kıyasıya eleştiren, kapitalizmi tehlikeli bulan, “katlanılabilir” bir isim olduğu düşünülüyor ve Springsteen kente geliyor.

    Bu, Avrupa’nın bugüne kadar gördüğü en büyük konserlerden birinin hikayesine dönecek. Zira Jules Gaspard’ın anlatımına göre o gün, Doğu Berlin’de herkes konser alanına sığmış olmasa da hemen hemen herkes Springsteen’in şovunu izledi. Ve Stasi’nin gözünden kaçırdığı bir nokta vardı: ABD’yi yerden yere vuran “Born in the USA” şarkısının nakaratı, kitlelerin bağıra çağıra söylemesine çok uygundu. Ev yapımı Amerikan bayraklarıyla Springsteen’i dinlemeye gelen yüz binler, şarkının nakaratında bütün Doğu Berlin’i inletti. Bu, diğer birçok etmenle beraber, Soğuk Savaş’ın kaybedeninin kim olacağını gösteriyor gibiydi: Bastırılan balon patlamak yerine kaçacak köşe aramıştı.

    Doğrusu, geçtiğimiz hafta önce Cem Yılmaz filmlerini tekrardan boykot etmeye çağıranları ve Babil dizisinden bir siyasi anlatı çıkarmayı çalışanları görünce, 1988’de duvarın ardındaki Berlin’i inleten bu konser çaldı durdu aklımın bir köşesinde. Bekir Ağırdır’ın T24’te Murat Sabuncu’ya söylediği gibi, insanlar bir muhalefet arayışına girişmişti. Üstelik bu arayışı karşılamak, apolitik olmaya yeminli kanallardan ve kişilerin üzerine kaldı. Ki bunun da belli sebepleri ve işlevi var aslında.

    Öncelikle Ay Yapım’ın yaptığı bir “ana akım” iş de toplumun önüne çıktığı andan itibaren kendi kuşağının apolitik rüzgarını taşıyan Cem Yılmaz da siyasetin kutuplarının malzemesi değil. Babil’de verilebilecek bir mesaj da Yılmaz’ın yeni filmleriyle söyleyebileceği bir söz de toplumu ikiye bölen sert duvara çarpıp, bir taraftan alkış almaz. Kendi mahallesinden alkış almak haricinde hiçbir getirisi olmayan keskin işlerin aksine, ufak da olsa fark yaratabilecek bir kabiliyete sahip olabilecek bir yere yerleşebilirler. Ki Yılmaz’ın Karakomik Filmler serisinin ilkinde, 2 Arada ile yaptığı tam da buydu.

    Hatırlayalım: Bir gemide çalışan Ayzek, geminin özelleştirilmesi sonucu işini kaybetme korkusuyla şirketin gönderdiği müfettiş ile iş birliği yapmaya soyunur. Yıllarını beraber geçirdiği personel arkadaşlarını teker teker ispiyonlamaya başlar ve günün sonunda bir başına kalır. Hem kaptan üniformasını giymektedir artık hem de çayların dağıtılmasından, çapanın çekilmesinden sorumludur. Bir başına kalmış, iktidar hırsıyla etrafındaki herkesi kaybetmiştir. Altından kalkamayacağı bir yükün altına girmiş, Gabriel Marcia Marquez’in deyimiyle “iktidarın kahredici yalnızlığında” ezilmiştir. Zira Ayzek de filmin sonunda hikâyeyi tersine çevirmek için çalışır.

    2 Arada, gücü ve güçlünün denetlenemez olduğu bir ortamın eleştirisidir aslında. Ama bunu, bir zamanlardan alışık olduğumuz Olacak O Kadar keskinliğinde yapmak, “birileri”nin hoşuna gidecek şekilde anlatmaktansa bir insan hikâyesi olarak filmleştirmişti Cem Yılmaz. Zaten kendi yankı odalarında kendi kendine bağıran insanların yaşadığı bir dünyada, Levent Kırcaların işlemini yüklenecek olan da Yılmaz gibilerin “odalar-üstü” anlatım şansı. Bir de tabii “Her Şey Güzel Olacak”ın -her ne kadar filmden alınmış bir slogan olmasa da- Türkiye’nin aklına kazındığı bir dönemden geçtik. Şaşırmamak lazım kendi bireysel varlıklarını başkalarının emrine himaye etmiş kitlelerin Yılmaz’a saldırmasına…

    Öte yandan Babil’i topa tutanlar, daha büyük bir toplumsal krizin parçasıydı. Zira Babil; OdaTV, Yeniçağ gibi yayın kuruluşlarının da iddia ettiği gibi son dönemin siyasal sebepler nedeniyle ihraç edilen bir akademisyenini anlatmıyordu. Dizinin ilk 10 dakikasını izleseler bileceklerdi: Halit Ergenç’in oynadığı İrfan karakteri, bir akademisyen iş arkadaşının finansal bir meselede attığı çamur sebebiyle ihraç edilen, mal varlığı dondurulan ve yurtdışına çıkışı yasaklanan bir akademisyen. İlk sahnede Marksist terminolojiden -başarısızca- alınan üç-beş cümle söyledi diye galeyana gelindi, anlaşılan. O kadar ki, bir takım ufak/yerel haber sitelerinden yayılan ‘’Babil’e FETÖ soruşturması’’ haberleri bile kendine irice yayın organlarında yer buldu, Ay Yapım’ın avukatının açıklama yapması gerekti.

    Ebeveynleri 80 darbesiyle ezilmiş ama siyasi davaları sebebiyle çocuklarının “apolitik” olmasını içine sindirememiş olanlar için de epey büyük sürprizlere gebe günlerden geçiyoruz. “Apolitik” olmanın aslında “siyaset üstü” olmaya denk düşebileceğini kavrayamayanlar, bugün “ses çıkartmaları” için tükaka ettikleri figürlere bakıyor, çığlıklarına destek görmek istiyorlar.

    Doğrusu, son günlerdeki Cem Yılmaz örneği ya da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 6 Mayıs’ta mazbatası gasp edildikten sonra yaptığı “sanatçılar da iş insanları da konuşacak” çağrısına cevap verenlerin de gösterdiği, o desteğin geldiği yönünde. Çünkü “apolitik” kalabilmek için, yaşanabilir ve stabil bir siyasal düzene ihtiyaç vardır. Devlet kurumlarına güvenin yüksek olduğu yerlerde vatandaşların siyasete uzak durup “apolitik kalabilme” özgürlüğü vardır. Ama demokrasinin tartışmaya açıldığı, hukuk sisteminin bütüncül bir kriz içinde olduğunun hemen her gün göründüğü, refah seviyesi sürekli ve dramatik bir şekilde düştüğü bir ülkede “apolitik” kalmak, sistemin değirmenine su taşımaya dönüşür. Fakat konuşanlar, bugün tanık olduğumuz gibi, iktidarın kutuplardan beslenen diliyle karşı karşıya kalırlar. Yakından tanıdığımız “Ya bizdensin ya onlardan” düsturu yürürlüğe girer. Ama Martin Luther King’in o sözü, bu gibi günlerde ‘apolitik’lerin vicdanında tekrar ediyor olmalı: “İnsanlar, hayatlarındaki bazı yaşamsal dönüm noktalarında seslerini çıkarmazsa, onlar için konuşacak kimse çıkmayacaktır”.

    Hoş, bugünün geleceğini en iyi, bugün bir grup troll tarafından korunduğunu zanneden kişi biliyordu. 18 yıllık mutlak iktidarına bakıp konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı özeleştiriyi hatırlamak lazım: Kültürel iktidar kurmak zordur. Zira balona bastırırsanız ve o balon, patlamayacak kadar dirençliyse, başka bir taraftan yine yükselir. Yükseliyor

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikEvlilikte Yaşa Takılanlar
    Sonraki İçerik Çerçeve | Yeni CHP #32

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}