Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Nezih Onur Kuru: Ülkenin bulunduğu psikolojik şartları kaldırabilen kişiler sivil toplum faaliyetlerine katılabiliyorlar
    Röportajlar

    Nezih Onur Kuru: Ülkenin bulunduğu psikolojik şartları kaldırabilen kişiler sivil toplum faaliyetlerine katılabiliyorlar

    Aybike Boyacıoğlu11 Aralık 20226 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Sivil Toplum ve Medya Çalışmaları Derneği, “Sivil Toplumun Geleceği” raporunu açıkladı. Sivil toplum kuruluşlarının (STK) mevcut durumunu kapsamlı bir şekilde değerlendiren bu raporla; sorunların saptanması, kapasitenin geliştirilmesi, etki gücünün artırılması, farkındalık yaratılması ve çözümlerle birlikte gelecek perspektifi sunulması amaçlanıyor. Araştırmacı Nezih Onur Kuru ile Sivil Toplumun Geleceği raporunu konuştuk.

    Sivil Toplumun Geleceği adlı rapordaki çalışmanızı biraz anlatır mısınız?

    Biz, Sivil Toplumun Geleceği projesi kapsamındaki araştırmamızda, sivil toplumun ihtiyaçlarını ve motivasyonlarını görmeye çalıştık. Bu çerçevede de hem nicel hem de nitel yöntemler izledik. Nicel tarafta 79 ilden toplam 552 katılımcıyla görüşme sağladık. 552 farklı sivil toplum kuruluşunu, kuruluş amaçlarına ve üye faaliyetlerine göre hemşehri, himayeci, hayırsever, savunucu, öz örgütçü, uzman ve meslek sektör eğilimli kurumlar olarak yediye ayırdık. Ayrıca bu grupların kendilerini ifade ettikleri ideolojik kimlik de bizim için önemli bir faktör. Muhafazakar kimlikli 110 kuruluş, seküler kimlikli 160 kuruluş, bir de hem seküler hem de dindar kişilerin bulunduğu karma kuruluşlar var. Bunlar da 282 kuruluş. Bunun yanı sıra biz 55 kişiyle derinlemesine görüşmeler yaparak ortaya nedensel bir hikaye koymaya çalıştık. Katılımcılara bu görüşmelerde 3 ana başlıkta 27 soru yönelttik. Bu başlıklar; sivil toplum, demokratik haklar, siyasi katılım, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve sivil toplum kapasitesiydi. Bu şekilde geniş ve derinlemesine bir araştırma yaptık. Sivil toplumdaki ihtiyaç ve motivasyonu görmek için kapsamlı bir araştırma oldu.

    Tablo 1

    Sivil toplum kuruluşları bugün umut vadediyor mu? Sivil toplum kuruluşlarına güven ne durumda?

    2016 OHAL atmosferinden bir yandan çıkılıyor. Çünkü OHAL dönemi bitti. Ama bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle beraber aslında otoriter uygulamalar devam ediyor.

    Yani STK’lar konusunda genel olarak tüm gruplarda bir kafa karışıklığı var. Çünkü Türkiye’de sivil toplum alanında özellikle 2016, 15 Temmuz darbe girişiminin sonrasında hayata geçirilen OHAL uygulamaları kapsamında kapatılan birçok sivil toplum kuruluşu nedeniyle kalan sivil toplum kuruluşlarında da bir güven bunalımı ortaya çıktı. Bir korku iklimi oluştu, aynı zamanda ekonomik krizin giderek derinleşmesi de kaynaklar ve motivasyon konusunda olumsuz etki yapabilecek bir faktördü. Ama şunu gözlemliyoruz, bir yandan 2016 OHAL atmosferinden çıkılıyor. Çünkü OHAL dönemi bitti. Ama bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle beraber aslında otoriter uygulamalar devam ediyor. Dolayısıyla biz parçalı bir görüntü ortaya koyduk. Bu araştırmada bizim karşılaştığımız tabloda, tüm gruplarda sivil toplumun etkisinin düştüğüne katılanlar da var, aynı kaldı diyenler de var, etkisi arttı diyenler de var. Genel olarak daha az siyasi yönelimli olanlarda, örneğin hayırsever örgütlerde, özel örgütler veya hemşehri örgütlerine daha heterojen bir görüntü çizilirken, siyasi yönelimi olanlarda ve meslek-sektör eksenli olanlarda etkisinin düştüğünü söyleyenler biraz daha öne çıkıyor. Ama yine de %50’nin üzerine çıkmıyor. Günün sonunda parçalı bulutlu bir görüntü var.

    Tablo 2

    Örgütlerin ortaklaştığı ve birbirinden ayrıldığı yönleri nelerdir?

    Katılımcıların %67’den fazlası, orta ya da yüksek düzeyde kaygı hissederken, stres düzeyi %72’ye ulaşıyor.

    Sivil toplum kuruluşlarının duygu ve motivasyon durumunu ölçmeye çalıştık. Katılımcıların %67’den fazlası orta ya da yüksek düzeyde kaygı hissederken, stres düzeyi %72’e ulaşıyor. Aktiflik oranının da düştüğü bu durumda aşikar. Az önce anlattığım tabloda yani 2006 sonrasında sivil toplum alanının daralması ve ekonomik krizle birlikte kaynaklarının azalmasıyla beraber aktiflik düzeyinin düşük kaldığını söyleyenler %79’a ulaşıyor. Bunlar, ortak ulaşılan nokta olarak öne çıkıyor. Negatif konuların dışında motivasyon konusunda görüntü çok daha pozitif. Tüm bu negatif etmenlere rağmen sivil toplumcu aktörler motivasyonlarının yüksek olduğunu söylüyorlar. Orta düzeyde veya yüksek düzeyde motivasyon hissedenlerin oranı %92’ye ulaşıyor. Her şeye rağmen katılımcı aktörlerin yine de motivasyonlarını koruduğunu görüyoruz. Ayrıştığı noktalar da var. Sivil toplumdaki kurumsal kapasitenin değiştiğine dair parçalı bulutlu bir hava var. Orada düştüğünü söyleyenler çoğunlukta olsa da yine de %50’yi geçmiyor ve bu kez %49’da kalıyor. Diyalog ve iş birliği konusunda %50’ye bölünme hali var. Etkinlik konusunda da yine %47’de kalan düşük etkinlik bulma oranı söz konusu. Orta ve yüksek olanlar yaklaşık %54’e yakın. Bu başlıklarda kısacası, sivil toplum kuruluşlarının etkisi konusunda bir ayrışma var. Burada şunu söyleyebilirim, daha siyasi olanlar ve daha çok ekonomi hayatına angaje olan kurumlar biraz daha karamsar bu konularda. Çünkü siyasi ve ekonomik değişimler onların doğrudan etki alanına sirayet ediyor. Fakat hemşehri dernekleri olsun, çevreci örgütler olsun veya öz savunucu hareketler, kurumlar olsun, siyasal ve ekonomik alandan dolaylı olarak etkilenen ve katılımın herhangi bir hukuki yaptırımla karşılaşma oranının daha düşük olasılıkta kaldığı alanlarda biraz daha pozitif bir hava hakim.

    Sivil toplum kuruluşu çalışanlarının motivasyonlarının kaynağı ne?

    Genç yaş grubu, zaten baskıcı bir ortamda sosyalizasyon gerçekleştirdiği için uygulanabilir bir vizyon görmüyor.

    Genel olarak tüm kesimleri etkileyen bir faktör olarak duygusal tatmin ve kendini gerçekleştirme öne çıkıyor. Ancak gözlemlerimize göre yaş düştükçe sivil toplumun toplum üzerindeki etkisine dair motivasyon azalıyor. Bu durum şundan kaynaklı olabilir. Birincisi, yaşa göre içinde bulunduğumuz sosyalizasyon önemli. Mesela 30 yaş üzeri seçmenler veya 50 yaş üzeri katılımcılar, Türkiye’nin şu andaki durumdan görece daha özgür olduğu 2000’ler veya 1990’larda sivil toplum günümüze göre daha etkindi. O zamanlarda aktif rol oynadıkları için sivil toplumun potansiyelinin farkındalar ve bunun gerçekleştirilebileceğini düşünüyorlar. Ama genç yaş grubu, zaten baskıcı bir ortamda sosyalizasyon gerçekleştirdiği için uygulanabilir bir vizyon görmüyor. Çalışmamızda görece daha faydacı, daha rasyonel motivasyonların öne çıktığını da gördük. Yüz yüze derinlemesine görüşmelerde de bunu fark ettik. Fayda sağlama motivasyonu öne çıkıyor. Sadece toplumu değiştirme gibi, yani aktivistlik gibi büyük amaçlar yerine; kısa vadeli, kendi hayatıyla ilgili, birliktelik hissi gibi fayda sağlama motivasyonları ön plana çıkıyor. Maneviyat, dini motivasyonlar bir adım arkada kalıyor, özellikle hak savunuculuğu çok arkada kalıyor. Burada katılımcıların iyi bir şeyler yapma motivasyonu hakim, geleneksel olan hayırseverlerin yerini alan bir flantropik davranış kolunun yerleştiğini görüyoruz.

    Tablo 3

    Sivil Toplum Kuruluşlarının geleceğini nasıl görüyorsunuz?

    Bunalma deneyimini sorduğumuzda hiç olmuyor diyenler %63, yani sivil toplum faaliyetlerinden bunalanların oranı çok az ama kaygı ve stres oranı çok yüksek. Bu da ülkenin bulunduğu psikolojik şartları kaldırabilen kişilerin sivil toplum faaliyetlerine katılabildiğini gösteriyor.

    STK’larda bulunan insanlar, genel olarak motivasyonları ile bu faaliyetlere katılıyorlar. Örneğin, bunalma deneyimini sorduğumuzda hiç olmuyor diyenler %63, yani sivil toplum faaliyetlerinden bunalanların oranı çok az ama kaygı ve stres oranı çok yüksek. Bu da ülkenin bulunduğu psikolojik şartları kaldırabilen kişilerin sivil toplum faaliyetlerine katılabildiğini gösteriyor. Burada toplumun genel manzarasıyla, katılımcıların profili arasında bir farklılık var. Katılımı genişletmek için toplumdaki hukuki, siyasi, ekonomik şartların düzelmesi, engellerin ortadan kalkması ön şart. Bunun yanında sivil toplumun içsel sorunlarına odaklanırsak, genel olarak kaynak problemi ön planda. Kaynak probleminin çözülmesi, yine ekonomik şartlara bağlı. Ekonomik kriz burada çok etkili. Aynı zamanda da sivil toplum bilincinin yaygınlık kazanması, insanların hem maddi olarak bu kurumlara kaynak sağlaması hem de aktif katılımcı olarak kendilerinin de kaynak olması ve ülkenin şartlarına bağlı. Ben biraz daha makro okuyorum açıkçası. Bu konuda aynı zamanda da şunu söyleyebiliriz: Türkiye’nin çok yüksek bir kutuplaşma düzeyi var. Genel nüfus örneklerine baktığımızda, yani sivil toplum örneklerinden çıkıp genel nüfusa döndüğümüzde biz, siyasal katılımın bir adım önde olduğunu görüyoruz. Bir varoluş mücadelesi var sanki toplumda. Bu derin kutuplaşmadan ötürü biz de incelerken seküler, İslami diye ayırmak zorunda kaldık. Eğer kutuplaşma azalırsa bireyler daha faydacı motivasyonlarla kendi çevrelerindeki ya da kendi hayatlarındaki sorun alanlarına dokunan alanlarda sivil topluma katılım sağlayabilirler. Aynı zamanda da siyasi olmayan bağların riskleri daha az olacağı için yardımlaşma ve ortak hareket etme konusunda da ben ilerleme kaydedilebileceğini düşünüyorum. Fakat çok büyük ölçüde Türkiye’nin siyasi, ekonomik koşullarına bağlı diye düşünüyorum.

    Tablo 4

    Fotoğraf: Shalom de León

    Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikGözler Sonuna Kadar Kapalı | Nabız #114
    Sonraki İçerik Kılıçdaroğlu Ne Başardı, Yeni Program Ne Öneriyor?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    Parlamenter Sistem için Yol Ayrımında mıyız? | Berk Esen | Çavuşesku’nun Termometresi ÖZEL #255

    28 Mayıs 2025 Berk Esen, Burak Bilgehan Özpek, İlkan Dalkuç ve Melis Konakçı
    Yazılar

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    23 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}