İsmail Haniye’nin Öldürülmesi Bölgesel Güç Dengelerini Nasıl Değiştirecek?
Tahran’da Hamas lideri İsmail Haniye’nin öldürülmesi, uluslararası güvenlik ve bölgesel istikrar açısından geniş yankılar uyandırdı. Bu suikast, İran’ın iç güvenlik kapasitesini, istihbarat ağını ve bölgedeki güç dengelerini derinden etkileyen bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Suikastın, İran’ın istihbarat ve güvenlik kurumları arasındaki çekişmeleri ve zafiyetleri gözler önüne serdiği ifade ediliyor. İran’ın böyle bir saldırıya karşı vereceği yanıtın, bölgesel gerilimi artırabileceği ve bölgesel savaş riskini yükseltebileceği ihtimaller arasında. Ayrıca, Hizbullah ve diğer İran destekli milis grupların olası tepkileri de merak konusu.
Suikastın ardından, İran destekli grupların İsrail’e doğrudan bir saldırı düzenleme olasılığı düşük görünürken vur-kaç stratejileri veya yıpratma savaşları gibi yöntemlerin tercih edilebileceği öngörülüyor. Son dönemde Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler, bölgedeki gerilimin boyutunu ve kapsamını yeniden gözler önüne serdi. Özellikle İran ve İsrail arasında tırmanan çatışmalar, iki ülkenin askeri kapasiteleri ve stratejik hamleleri açısından derinlemesine bir incelemeyi gerekli kılıyor. Bu yazıda, 13 Nisan’da İran’ın İsrail’e yönelik başlattığı füze ve insansız hava aracı saldırıları ve sonrasında yaşanan gelişmeleri ele alarak, iki ülkenin askeri üstünlüklerini, savunma kapasitelerini ve stratejik avantajlarını değerlendireceğiz. Analizin son kısmında ise Orta Doğu’daki gelişmeleri oldukça yakından takip eden gazeteci Hediye Levent’in görüşlerine başvuracağız.
Başlangıç ve İlgili Olaylar
- 7 Ekim 2023: Hamas, İsrail’e büyük çaplı bir saldırı başlattı. Saldırılar roket ve insansız hava araçlarıyla gerçekleştirildi. Saldırıda 1.200 kişi ölmüş, 251 kişi Hamas tarafından rehin alınmıştı. Saldırının ardından günümüze kadar geçen sürede İsrail’in Gazze’ye başlattığı operasyon sırasında Hamaslı yetkililere göre 40 bine yakın kişi hayatını kaybetti.
- 13 Nisan 2024: İran, İsrail’e füze ve insansız hava aracı saldırıları düzenledi. İsrail’in bir insansız hava aracının İran’da bir hedefi vurması, iki ülke arasında gerginliği daha da artırdı. Bu saldırılar İran’ın askeri yeteneklerini gösterdi, ancak İsrail’de önemli bir kayba yol açmadı.
Askeri Kapasiteler ve Güç Dengesi
- Savunma Bütçeleri: Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’ne (IISS) göre İsrail’in savunma bütçesi yaklaşık 19 milyar dolar iken İran’ın bütçesi 7,4 milyar dolardır. Bu fark, İsrail’in savunma alanındaki üstünlüğünü gösteriyor.
- Askeri Güçler: İsrail, 340 savaş uçağına sahipken, İran’ın 320 uçağı bulunuyor. Ancak, İran’ın uçaklarının çoğu eski modeller ve Batı yaptırımları nedeniyle parçalarının tedariki oldukça zor. İsrail’in F-35’leri gibi yüksek teknolojili uçakları, savaş alanında çok önemli bir avantaj sağlıyor.
Silah Sistemleri ve Savunma
- Demir Kubbe: İsrail’in savunma sistemi olan Demir Kubbe, İran’ın fırlattığı 300’den fazla füze ve insansız hava aracını başarıyla imha etti. Bu sistem, İsrail’in füze saldırılarına karşı önemli bir savunma mekanizması sağlıyor.
- Füzeler ve İnsansız Hava Araçları: İran’ın füze ve insansız hava aracı kapasitesi oldukça geniş. Bu, İran’ın uzun menzilli saldırılar gerçekleştirebilme yeteneğini artırıyor, ancak İsrail’in hava savunma sistemleri bu saldırılara karşı etkili bir şekilde karşılık verebiliyor.
Gizli Operasyonlar ve Siber Saldırılar
- Gizli Operasyonlar: İsrail, İran topraklarında gizli operasyonlar yürütme kapasitesine sahip. Bu, özellikle İsrail’in İran’daki hedefleri hassas bir şekilde vurarak ya da önemli isimlere suikast düzenleyerek etkili sonuçlar almasını sağlıyor.
- Siber Saldırılar: İsrail, siber saldırılara karşı yüksek derecede savunmalı bir altyapıya sahip. Ancak, İran ve Hizbullah arasındaki işbirliği, siber saldırıların da artmasına neden oldu. İsrail’e yönelik 2023 yılı sonuna kadar 3.380 siber saldırı gerçekleşti.
İran ve İsrail Arasındaki Tırmanma Riski
- Tırmanma Senaryoları: İran’ın Hizbullah’ı ve Orta Doğu’daki diğer militan grupları kullanarak İsrail’e karşı yeni saldırılar düzenlemesi mümkün. Ancak, geniş çaplı bir kara savaşı ihtimali düşük görünüyor. İsrail ise uzun menzilli hava saldırıları ve hassas vuruşlar ile stratejik hedeflere odaklanıyor.
Nükleer Tehdit ve Coğrafi Faktörler
- Nükleer Kapasiteler: İsrail’in nükleer silahları olduğu düşünülüyor, ancak resmi olarak bu bilgi doğrulanmıyor. İran’ın nükleer silah geliştirdiğine dair bir bilgi bulunmuyor; ancak, sivil nükleer programı bu alanda endişelere yol açıyor.
- Coğrafi ve Demografik Faktörler: İran, İsrail’den çok daha büyük ve nüfus açısından da çok daha kalabalık. İran’ın asker sayısı, İsrail’in asker sayısının yaklaşık dört katı. İran ve İsrail arası mesafe ise 2000 kilometreden fazla.
Stratejik ve Siyasi Hesaplamalar
- Stratejik Hesaplamalar: İran’ın İsrail’e karşı öncelikle hava saldırıları ve uzun menzilli füze saldırıları ile karşılık vermesi bekleniyor. İran’ın büyük çaplı bir kara savaşı yerine, İsrail’in stratejik yerlerini hedef alması olası.
- Siyasi Baskılar: İsrail’deki savaş yanlısı politikacıların ve halkın baskısı, İsrail’in harekete geçmesini teşvik ediyor. Ancak, geniş çaplı bir savaş yerine, daha dar hedeflenmiş nokta operasyonlar tercih ediliyor. Nitekim ABD, bölge ülkeleri ve diğer aktörler de Orta Doğu’da geniş çaplı bir savaş istemiyor.
Hediye Levent: Suikast, İran’ın güvenlik kurumları arasındaki çekişmeleri ve zafiyetleri gözler önüne serdi
Tüm bu arka plana dayalı olarak İsmail Haniye suikastının bölgedeki dengeleri nasıl etkileyeceğini Ortadoğu Uzmanı, Gazeteci Hediye Levent’e sorduk.
Tahran’da yaşanan suikast hakkında yorumunuz nedir? Suikastın İran’ın güvenlik kapasitesi üzerindeki etkileri ne olabilir?
Suikast, İran’ın güvenlik kurumları arasındaki çekişmeleri ve zafiyetleri gözler önüne serdi. İran’da iki ana istihbarat ve diğer güvenlik kurumları mevcut, bu da iç güvenlikte ciddi boşluklara yol açabiliyor. Daha önce İsrail’in nükleer dosya ile ilgilenen kişilere yönelik suikastları ve bilgi hırsızlığı gibi operasyonlar gerçekleştirdiği biliniyor. Bu tür olaylar, İran’ın iç güvenlik zafiyetinin boyutlarını ortaya koyuyor.
Ayetullah Ali Hamaney’in sert bir şekilde yanıt verme vaadi, İran’ın iç ve dış politikasında ne gibi değişikliklere yol açabilir? Bu söylem, İran’ın iç güvenlik politikaları ve halk arasındaki milliyetçi duygular üzerinde nasıl bir etki yaratabilir?
Ayetullah Hamaney’in sert bir yanıt verme vaadi, İran’ın iç ve dış politikasında değişikliklere neden olabilir. Bu durum, İran’ın milliyetçi kesiminde milliyetçi duyguları artırabilir. Hamaney’in üst perdeden konuşması, İran’ın prestijine büyük bir darbe vurduğunu düşündüğü İsrail’e karşı bir mesaj verme amacı taşıyor. Ancak, milliyetçi duyguların yatıştırılması zor olabilir. İran’dan somut adımlar bekleniyor. Sert bir yanıt vermesi bölgesel savaş riskini artırabilir ve İran’ın böylesi bir riski göze alıp almayacağı belirsizliğini koruyor.
Suikastın ardından İran’ın İsrail’e sert bir yanıt vermesi, bölgesel savaş ihtimalini artırır mı? İran’ın böyle bir riski göze alacağını düşünüyor musunuz?
Mevcut sinyallere göre İran’ın İsrail’e sert bir yanıt vermesi bölgesel savaş ihtimalini artırabilir. Ancak İran, ağırlıklı olarak kontrol edilebilir risk ve çatışma tercih ediyor. İran, kendi sınırlarında bir savaş istemiyor ve bu tür bir çatışmadan kaçınıyor. Ayrıca, desteklediği silahlı grupların İsrail tarafından yıpratılmasını da istemiyor. Dolayısıyla, İran’ın somut adımlar atması bekleniyor, ancak bu adımların zamana yayılmış ve İsrail’i yıpratmayı hedefleyen stratejiler olabileceğini düşünüyorum.
Suikastın İran’ın istihbarat ağı üzerindeki etkileri ne olabilir? İran bu güvenlik açığını kapatmak için ne tür çabalar gösterebilir?
İran’ın istihbarat ağı üzerinde önemli etkiler yaratan suikast, güvenlik açıklarını gündeme getirdi. İran’ın bu tür bir açığı kapatmak için ne tür çabalar göstereceği konusunda net bilgi almak zor. İran, genellikle bu tür meseleleri gizli ve üstü kapalı bir şekilde halletmeyi tercih ediyor. Daha önce İsrail’in nükleer dosya ile ilgili önemli bir ismi öldürmesi olayına benzer şekilde sorumluluğu olduğu iddia edilen kişileri sessizce yargılayabilir.
Suikastın ardından Hizbullah ve diğer İran destekli milis gruplar İsrail’e nasıl bir tepki verecek? Doğrudan bir saldırı düzenleyebilirler mi?
Hizbullah ve diğer milis grupların İsrail’e doğrudan bir saldırı düzenlemesi olasılığı zayıf görünüyor. Bölgesel savaş riski artabilir, ancak Hizbullah’ın doğrudan savaş yerine vur-kaç stratejileri benimsemesi olası. Lübnan’ın böyle bir savaşı kaldırabilecek durumda olmaması, Hizbullah’ın doğrudan bir savaşa girmesini zorlaştırıyor. Ayrıca, İran’ın Suriye’yi lojistik hat olarak kullanma ihtimali, Şam’ın sessizliği ve Körfez ülkelerinin bölgesel savaş riskinden kaçınma çabaları da bu durumu etkileyen faktörler arasında.
Bölgedeki diğer ülkeler ve gruplar bu suikastı nasıl değerlendirecek? Bölgesel güvenlik dinamiklerine etkisi ne olacak?
Bölgedeki ülkeler suikastı şaşırtıcı bulmadılar. Bu tür olaylar bekleniyordu. Ancak İran’ın İsrail’e sert bir yanıt vermesi ihtimali, enerji güvenliği ve ticari yatırımlar açısından endişe yaratıyor. Bölgede radikal değişimlerin Amerikan seçimlerine kadar olmayacağını düşünüyorum. Seçim sonuçları, yeni başkanın politikaları ve bölgesel dinamikler, Orta Doğu’daki gerilimlerin nasıl şekilleneceğini belirleyecek.