Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Taliban’ın Zaferi: İşgalin Varlığı, Devletin Yokluğu
    Forum

    Taliban’ın Zaferi: İşgalin Varlığı, Devletin Yokluğu

    Eyüp Ersoy18 Ağustos 20216 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Afganistan’ın çalkantılı tarihindeki dönüm noktalarından birisi olarak ülke, halihazırda tamamen Taliban’ın hakimiyetine geçmiş durumda. Mayıs ayı başında yoğunlaşan Taliban saldırıları, Ağustos başında vilayet merkezlerine yöneldi. 6 Ağustos’ta ülkenin güneyindeki Zerenc şehrinin ve 7 Ağustos’ta ülkenin kuzeyindeki Şibirgan şehrinin Taliban kuvvetleri tarafından ele geçirilmesi ile birlikte başlayan süreç oldukça hızlı gelişti. Sadece Cumartesi günü, Mezar-ı Şerif dahil yedi vilayet merkezi Taliban’ın denetimine geçti. Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani’nin Pazar günü ülkeden ayrılması ve Taliban’a bağlı birliklerin Kabil’e girmesi ile beraber Afganistan, fiili olarak Taliban’ın idaresi altına girmiş bulunuyor.

    Taliban’ın uzun yıllardır sürmekte olan bir silahlı mücadele sonucunda, Afganistan’ın tamamına hâkim olabilmesi, sebepleri açısından incelenmeye değer. Bunların arasında üzerinde durulması gereken iki belirleyici sebep, ülkede ABD işgalinin varlığı ile devletin yokluğu.

    2001 Ekim’inde ABD silahlı kuvvetlerinin “Kalıcı Özgürlük Operasyonu” çerçevesinde Afganistan’daki Taliban kuvvetlerine yönelik saldırıları ile başlayan ABD işgalinin hem Taliban için hem de Taliban’ın ülkedeki muhalif ve hasımları için çok çeşitli yansımaları oldu. Taliban açısından işgal, kalıcı bir meşruiyet iddiasının kaynağı haline geldi. Örgüt, Afganistan içerisinde iktidar mücadelesi veren hiziplerin birisi konumundayken, kendisini ABD işgaline karşı mücadele veren bir direniş hareketi olarak tekrar tanımlayabildi. Bir işgalci kuvvete karşı Afganistan’ın tamamı adına silahlı mücadele iddiası, Taliban’a Afganistan halkının tamamına hitap edebilme, vilayetten vilayete oranı değişse dahi Afganistan sathının tamamından militan ve sempatizan devşirebilme ve bu şekilde tüm Afganistan’da var olabilme imkânı sağladı.

    Taliban’ın hakimiyeti altındaki belirli bir bölgeden yola çıkarak, cephe cephe, mevzi mevzi, şehir şehir ‘ilerlediği’ ve bu şekilde Afganistan’a hâkim olduğu şeklindeki analizler, örgütün sadece silah zoruyla bu hakimiyeti sağladığını iddia etmekte. Oysa, Taliban’ın bir gün arayla ülkenin kuzeyindeki Şibirgan şehrini ve güneyindeki Zerenc şehrini ele geçirebilmesi, örgütün Afganistan’ın tüm bölgelerindeki mevcudiyetini ve bu mevcudiyete imkân sağlayan Afganistan çapında sahip olduğu belirli bir toplumsal meşruiyetini göstermekte. Bu toplumsal meşruiyetin arkasında ise, Taliban’ın kendisini bir direniş örgütü olarak Afganistan halkına yansıtabilmesini mümkün kılan ABD işgali yatıyor.

    Afganistan hükümeti açısından ise işgal, kalıcı bir meşruiyetsizlik ithamının kaynağı haline geldi. 2004 yılında iş başına gelen Hamid Karzai ve 2014 yılında işbaşına gelen Eşref Gani hükümetleri, Taliban tarafından, yabancı işgalciler ile iş birliği içerisinde hareket eden ve Afganistan’ı temsil etmeyen yönetimler olarak tarif edildi. Bu ithama karşı olarak, Afganistan hükümeti yöneticileri ve ayrıca çok sayıda araştırmacı, Afganistan kamuoyunun belirli bir kısmında Taliban’a dair var olan memnuniyetsizliği, Afganistan hükümetine dair bir memnuniyetmiş gibi değerlendirdi. Bu yaklaşımda, Afganistan halkı arasında Taliban’a karşı olan olumsuz tavır, Afganistan hükümetine yönelik olumlu tavrın ifadesiydi. Ancak, teorik olarak, kamuoyunda iki rakip taraftan birisine yönelik nefret, diğerine yönelik muhabbet anlamına gelmeyebilir. Afganistan’da pratik de bu şekilde tecelli etti. Afganistan kamuoyunun önemli bir kısmı, Taliban ile Afganistan hükümeti arasındaki mücadelede ne Taliban’ı ne de Afganistan hükümetini destekledi. Bu toplumsal kesimlerin Afganistan hükümetine destek vermekten imtina etmesinde, hükümetin işgalci güç ile iş birliği içerisinde gösterilmesinin ve görülmesinin etkili olduğu öne sürülebilir.

    Ayrıca, işgal, Afganistan hükümetinin tüm icraatlerini zan altında bırakan bir etkiye sahip oldu. İşgal altındaki bir ülkenin hükümeti olarak, Afganistan hükümetinin tüm faaliyetlerinin üzerine bir meşruiyetsizlik iddiasının gölgesi düşmekteydi. Halihazırda, Batı kamuoylarında, Taliban’ın hakimiyetini, münhasır bir şekilde Afganistan yönetiminin hatalarına atfeden ifadeler duyuluyor. Örneğin, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Afganistan’da şahit olunan trajediye, Afgan liderliğinin başarısızlığının yol açtığını ifade etti. Bu tarz ifadeler, işgalin Afganistan hükümetinin icraat ve faaliyetlerini meşruiyet noktasında zayıflatıcı tesirlerini göz ardı etmekte. Afganistan hükümetinin işgal neticesinde meşruiyeti sorgulanır hale gelen icraat ve faaliyetlerinden birisi de kendisine bağlı silahlı kuvvetler ve onların Taliban karşıtı mücadelesi oldu. ABD işgali, Afgan Ulusal Ordusu’nu işgale karşı direnen bir örgüte direnme gibi, eylemlerinin meşruiyetini zayıflatan bir konuma soktu. 

    Taliban’ın Afganistan’ın tamamına hâkim olabilmesinin iki belirleyici sebebinden diğeri ise ülkede devletin yokluğu. Afganistan, devletsiz bir diyar ve milletsiz bir memleket. 1919 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra, art arda gelen iç karışıklıklar, isyanlar, işgaller ve savaşlar neticesinde Afganistan’da devlet inşa süreci akamete uğradı. Aynı şekilde, bir ulus inşası da ülkede mümkün olamadı. Bugün ‘Afganistanlı’ ibaresinin bir devlete aidiyeti ve bir millete mensubiyeti ifade etmediği, yalnızca bir coğrafi menşei ifade ettiği rahatlıkla iddia edilebilir.

    Bu durumun Taliban açısından farklı yansımaları olmuştur. İlk olarak, Afganistan halkının çeşitli etnik gruplardan müteşekkil olduğu ve Taliban’ın sosyal tabanını oluşturan Peştunların ülkedeki nüfusun yaklaşık yüzde 40’ını teşkil ettiği belirtilmeli. Afganistan’daki “milletsizlik” ve “devletsizlik” hali, Taliban’a önemli avantajlar sağlamakta. Hakikatte Peştunlar Afganistan’da bir azınlık durumunda. Ancak, ülkede bir ulus inşası mümkün olamadığından dolayı, Afganistan’daki dahili mücadeleler azınlıklar arası bir mücadeleye dönüşmekte ve bu durumda Peştunlar en kalabalık azınlık olarak kendiliğinden bir avantaj elde etmekte. Afganistan’ın bir ulusal kimlik inşa etmedeki başarısızlığı, Taliban’ın başarısına zemin hazırladı.

    Ek olarak, Afganistan’da devletin yokluğu, şiddeti vahşet derecesinde tatbik etmekten çekinmeyen bir örgüt olarak Taliban’a çok geniş bir hareket sahası bırakmıştır. Taliban’ın şiddet eylemlerini engellemeye muktedir, engellenemeyen şiddet eylemlerinin faillerini cezalandırmaya kadir bir devlet gücünün yokluğu, Taliban’a geniş çaplı bir dokunulmazlık sağlamıştır. Yakın zamandan bir örnek olarak, örgüt, 6 Ağustos’ta Afganistan hükümetinin medya ve enformasyon merkezi müdürü olan Dava Han Minapal’i Kabil’de suikast ile öldürebilmiş ve ülkenin diğer üst düzey yöneticilerine yönelik suikast tehditlerini çekinmeden yöneltebilmiştir.

    Afganistan’da devletin yokluğunun Afganistan hükümeti açısından da çeşitli yansımaları oldu. Devlet, bir ülkede meşru şiddet tekelini elinde bulunduran tek merci olarak tanımlanmakta ve devletin bu meşru şiddet tekelini teşkil ve tatbik edeceği başlıca vasıta da ordu. Dolayısıyla, devlet, ordunun istinat edeceği merci haline geliyor. Afganistan hükümetine bağlı silahlı kuvvetler, Taliban’a uzun süre direndiler ancak başarılı olamadılar. Son haftalardaki gelişmelere bakıldığında, hükümete bağlı birliklerin cephelerdeki veya meskûn mahallerdeki çatışmalar sonucunda büyük mağlubiyetler yaşamadıkları ve buna rağmen silahlarını bıraktıkları görülüyor. Bu süreçte, Afgan Ulusal Ordusu’nu teşkil eden tümenler ve kolordular kendiliğinden Taliban’a teslim oldu. Örneğin, Çarşamba günü, Taliban kuvvetleri, Afganistan’daki yedi kolordudan birisi olan 217. Kolordu’nun ülkenin kuzeyindeki Kunduz şehrindeki karargahını neredeyse silahlı çatışmaya girmeden ele geçirdi. Taliban’ın bu başarıları, Afganistan hükümetine bağlı silahlı kuvvetlerin mücadele iradelerini kaybetmesine dayanıyor. Silahlı mücadeleye dair askeri iradenin kaybolmasının nedeni ise, ülkedeki siyasi iradenin hiçbir zaman tam manasıyla teşekkül edememiş olmasında yatıyor. Olmayan devletin ordusu da nihai olarak kayboluyor.

    Afganistan’da devletin yokluğunun bir başka sonucu da Afgan Ulusal Ordusu’nun neredeyse tüm lojistik ihtiyaçlarının Afganistan hükümeti tarafından değil, ABD ordusu tarafından tedarik edilmesi oldu. Afganistan hükümetine bağlı birliklere teçhizat ve cephane temini, dağıtımı ve bunların onarımı ABD ordusunun sorumluluğundaydı. ABD silahlı kuvvetlerinin ülkeden çekilmesi tüm bu süreçleri kesintiye uğrattı. Ülkede devletin olmayışı, bu sürecin idaresini ikame edecek bir merciinin yokluğunu da beraberinde getirdi. Taliban’ın hızla hakimiyeti sahasını genişlettiği son süreçte, Afganistan hükümetine bağlı birliklerin şikâyet ettiği ve mustarip olduğu en büyük sorun, birliklerdeki askerlere gıda temin edilemeyişiydi. Bir örnek olarak, New York Times gazetesinin haberine göre, Kandahar’ın Taliban eline geçmesinde, şehri savunan hükümete bağlı birliklere söz verilen günlük patates istihkakının temin edilemeyişi belirleyici oldu.

    Taliban, uzun yıllar süren acımasız bir mücadeleden sonra, Afganistan’da hakimiyet sağlamış görünüyor. Bu zaferinde, ülkedeki ABD işgalinin varlığının ve devletin yokluğunun büyük payı var. Dini idealizm ile dünyevi pragmatizm arasında arafta olan örgüt, önemli bir tercih arifesinde. Fıtratında ifrat olan bir örgüt olarak Taliban, son birkaç gündür, yöneliminin pragmatizme doğru evrileceğine dair açıklamalar yapıyor ve ülke ve dünya kamuoylarını buna ikna etmeye çalışıyor. Taliban’ın dini idealizm ile dünyevi pragmatizm arasındaki gerilimi ne şekilde ve ne ölçüde yönetebileceği, sonuçları itibarıyla en önemli konu olarak karşımızda duruyor.

    Fotoğraf: Mohammad Rahmani

    Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTürkiye’de Sığınmacı Sorununun Geleceği | Devr-i Sabık #3
    Sonraki İçerik 28 Şubat Davası | Burak Bilgehan Özpek & İlkan Dalkuç | Daktilo1984 Özel

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Podcast

    İrlanda Tarihi II: Global Ekonominin Merkezindeki Ada | Çerçeve S3 #73

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}