Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Saatleri Ayarlama Enstitüsü: Yorum ve İnceleme
    Forum

    Saatleri Ayarlama Enstitüsü: Yorum ve İnceleme

    Oğuzhan Köseoğlu8 Mayıs 20226 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Ahmet Hamdi Tanpınar edebiyat dünyamızın farklı ve bu farkıyla size eşsiz duygular yaşatan bir yazarıdır. Onun eserlerinde herkes kendisinden bir şeyler bulur. Roman tekniği insanı kendisine hayran bırakacak türdendir. Okumuş olduğum Batı klasiklerinden aldığım zevki Tanpınar’dan da aldım. ‘’Tanpınar, nesirlerinde kendisini daima serbest, adeta daha mesut hissetmiştir. Zira burada onun karşısında Yahya Kemal ve Ahmet Haşim gibi büyük rakipler yoktur.’’[1] Bu belki de içindekileri daha rahat ifade etmesine ve özgürce bir eser inşa etmesine fırsat vermiştir.

    1901 yılında İstanbul’da doğmuş olan Tanpınar, girmiş olduğu Edebiyat Fakültesinde Yahya Kemal’den dersler almıştır. Ahmet Haşim de bu dönemde kendisini etkileyen bir isimdir. Bu isimler kendisi için hep bir yol gösterici olmuştur. Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanı de Edebiyat dünyamızın en ilginç eserlerinden biridir. 1961 yılında yayınlanan eser, edebiyatımızın post-modern yapıtlarının başında gelir. Bu roman, konusu itibarıyla, değişen dönemde bireyselleşen Türk insanının kendisine ve etrafa karşı farklılaşmasını başarıyla işleyerek sizi içine çekiyor.

    Hayri İrdal’ın absürtlüklerle dolu hayatının en ilginç yanlarını bizlere her yönüyle aktaran bu kitabın bambaşka bir evreni olduğunu ifade etmek zorundayım. Hayri İrdal ilk karısı öldüğü için ikinci kez evlenmiş olan bir kız ve bir erkek çocuk sahibi bir adamdır. Çocukluğundan beridir ailesinde de mevcut olan absürtlükler sanki onu bunlara mahkum etmiş ve hayatı boyunca bu türden olayların içinde sancılı bir şekilde yaşamak lanetine yakalanmıştır. Küçüklüğünde, babasının işleri kötüye gittiğinden ve babasının tek güvencesi babasının kız kardeşi Zarife Hanımın ölümünden sonra kendilerine kalacak olan mirastır.

    Zarife Hanım, ilk hayatında hiçbir surette para harcamayan ve mal mülk ne varsa saklayan bir insandır. Bir gün öldü sanılarak kendisini mezara koyduklarında, mezardan kalkıp eve döndüğünde kardeşinin mal ve mülkünü zimmetine geçirmekte olduğunu görünce birdenbire bir değişim ve dönüşüm yaşamıştır. İlk hayatının aksine kendisi mal ve mülkünün sefasını uzun yıllar sürecek ancak çok uzun yıllar sonrasında yeğeni Hayri ile barışabilecekti. Hayri İrdal her ne kadar zengin bir halaya sahip olsa da kendisi çoğu zaman beş parasız gezmiş  oradan buradan borç alarak rakısını içebilmiştir. Çocuklarına da gerekli özeni gösterememiştir. Dünyada olabilecek en absürt ortamlarda bulunmuş ve burada kendisine sanal bir gerçeklik yaratmıştır. Kahve dedikleri bu mekanda ruh çağırmalardan, güncel memleket meselelerine dair tartışmalara kadar her türlü faaliyet gerçekleşiyordu.

    Hayri İrdal, yaratmış olduğu bu farklı gerçeklikte tüm zamanını geçirmeyi ve avare işlerle uğraşmayı bir hayat döngüsü haline getirmişti. Bu arada küçüklüğünde Muvakkit Nuri Efendi adında bir saatçinin yanında çıraklık yapmıştı. Saat ustası alelade bir usta olmaktan çok, yaptığı işe farklı bir boyut kazandırıp ona ruhunu verenlerdendi. Saati insan kalbine benzetmiş ve kendine saatlerle kaplı bir felsefi düşünce oluşturmuştu. Hayri İrdal, burada almış olduğu saatçilik eğitiminden kalan hünerlerini bazı arkadaşlarının saatlerini tamir ederek göstermekteydi.

    Bir gün Halit Ayarcı adında bir adam çıkıp gelene kadar orada burada ayak işlerinde çalışmaktaydı. Halit Ayarcı ile olan ilişkisi de saat sebebiyle olmuştu.  Halit Ayarcının altın saatinin tamir edilmesinde yardımcı olmuştu. Daha sonra Halit Ayarcı, Hayri İrdal ile tanıştığı gece saatler hakkındaki yorumlarından sonra belki de bundan esinlenerek “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” adında bir kurum kurmak için çalışmalar yapmış ve nihayetinde başarılı olmuştu. Hayri İrdal’ı bu enstitünün en gözde ismi yapmıştı. Hayri İrdal buradaki işini hem anlamsız buluyor hem de işsiz kalmaktansa bu saçmalıklara katlanmayı yeğlerim düşüncesiyle hayatına devam ediyordu. Ancak Hayri İrdal’ın sürdürmüş olduğu hayatı Halit Ayarcı ne şekilde yönlendirirse o şekilde sürdürdüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Halit Ayarcı’nın iş bitiriciliği ve insanları ikna etme kabiliyeti Hayri İrdal’da da aynı etkiyi yapmaktaydı.

    Bu enstitünün görevi saat kulübelerinde insanların saatlerini düzeltmekti. Böylece gündelik hayattaki her birim zaman dilimini insanların en verimli bir şekilde kullanabilmesi amacıyla saat kulübeleri vasıtasıyla bozuk saatlerinin düzeltilmesiyle muvaffak olunacaktı. Böyle bir enstitünün gerekliliği konusundan iki farklı görüş vardı ve bunlar enstitünün giderek popülerleşmesi sonrası daha da hararetlenecekti. Enstitü sadece saatlerinin düzeltilmesi değil Hayri İrdal’ın icat ettiği ceza sistemi ile de farklı bir hizmet yapmaya başlamıştı. Bu ceza sistemi insanların öylesine hoşuna gitmiş ki sırf ceza yemek için uzak köylerden İstanbul’a gelenler olmuştu. Nihayetinde enstitü birçok konuda farklı ve ilginç şeyler yapsa da ilga kararı gelmiş ve çalışan herkes birbirine düşman tavırlar almış ancak Halit Ayarcı’nın bu kararı durdurmasıyla çalışan insanlar birbirleriyle tekrar barışmıştır.

    Kitabın genel anlamda konusu bu olsa da aslında, her metinde farklı mesajları olan ve sürekli olarak farklı insan tasvirlerini bizlere sunmuş ve insanların yaşamış oldukları hayatların aslında birer absürtlükler yumağı olduğunu bizlere göstermek istemiş. Hayatlarımızın sürekli değişen olaylar karşısında değiştiği, kimliklerimizin de başkalaştığını bizlere hayret edici bir şekilde aktarmış. Kitap, Osmanlı’nın son döneminden başlayarak Türkiye Cumhuriyetine uzanan zaman diliminde başkalaşan insanlarımızın zevklerine ve ilişkilerine de odaklanmıştı.

    “Hayri Beyefendi, bizim Hayri, sizin Hayri, dalgın Hayri… Ne kadar çok Hayri var. N’olur birkaçını yolda eksek. Herkes gibi ben de bir tek insan, kendim olsam.” Bir isyandı bu, herkesin içinde birikmiş olan ama kimsenin kimseye söyleyemediği bir şeydi. Söylenenler sadece yanılsamalardan ibaretti. Toplum tarafından bizlere verilen, bizlere baskılanan birer rolün uygulayıcısı konumunda olan insanın bir iç isyanı bu cümle. Her olayla, her insanla farklılaşan insanın tek bir kişilik olmak istemesi, her yerde ve herkesle aynı düzeyde bir varlık olmak istemesinin haykırışı bu.

    “Neden olmasın sanki, kendimize daima yaşanacak iklim yaratmaktan başka ne yaparız? Hal denen keskin bıçak sırtında oturamayacağımıza göre…”

    İnsanın kendisine durmadan yaşayabileceği, söz söyleyeceği ortamlar yaratmadan ve kendini göstermeden var olabileceği bir gerçekliğe katlanabilmesi çok zordur. Bu cümle tam da bunu anlatıyor. İnsanın kendisine ait bir gerçekliğe sahip olmasını. Bunun içinde yaşamasını. Bu gerçeklik içinde insanın kendisini ve etrafı unutup bir şekilde rahatlamak ihtiyacını kastediyor bana göre. İnsanların yüzyıllar boyunca yapmış olduğu, ortamı kendi isteğine göre düzenleme isteğiyle de bağdaşan bir cümle.

    “Araya menfaatler girmeyince hadiseleri elbette başka türlü, daha realist bir gözle görmeğe, hakikaten daha uygun şekilde anlamağa ve yorumlamağa başlarız.”

    Gerçekten de öyledir insanoğlu. Menfaat gözlerin önünde en büyük engel ve perdedir. Kendisine yararı olanın izin verdiği şekilde görebilir. İnsan olmanın en büyük özelliklerinden biri de budur galiba. Sürekli olarak menfaat aramak ve bu menfaatin izin verdiği ölçüde konuşabilmek ve bir şeyler söyleyebilmek. 

    Hayri İrdal’ın dünyası farklı bir dünyadır. “Onlar benim örneklerim, farkında olmadan yüzümde bulduğun maskelerimdi. Zaman zaman insanların arasına onlardan birisini benimseyerek çıktım.” Diyerek, aslında insanı şekillendiren, kişiliğini oluşturan şey etrafındaki insanlardır. Her defasında bir başkası olur, bir başka kimliğe bürünür. Kişilik değişir.

    “En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var  mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey, bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi.”

    En vurucu cümlesi buydu belki de. Hayri İrdal, hayatını sürekli dalgalanan ve avare bir şekilde geçen bir zamanlar diliminden ibaret görüyordu. Her ne kadar sıradan ve farklı bir özelliği olmayan biri gibi gözükse de herkesle ve her olayla birlikte değişen hayatı onda kendisinden kaçmak denen eylemi oluşturuyordu. Kendinden kaçmak, kendini susturmak ve bir şeylere tahammül ederek yaşamayı seçmişti.

    Memleketin yaşadığı büyük dönüşüm sürecinde insanların da kendi etraflarında, kendi gerçekliklerinde bu değişimi hissetmesini ve yaşanan bu dönüşümün küçük yaşamlara olan etkilerine dair kara mizahla ve dalga geçmelerle dolu bu eser her anlamda edebiyat dünyamızın en iyi işlenmiş eserlerinden biridir.


    [1] Tanpınar, Ahmet Hamdi, Huzur romanı girişinde ‘’Tanpınar Hakkında Birkaç Söz, Mehmet Kaplan’’, Dergah Yayınları, İstanbul, 1997.

    Fotoğraf:  Robert Anasch

    Edebiyat Kitap
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAkıl Akıldan Üstündür
    Sonraki İçerik Sığınmacı, Mülteci, Göç Düellosu | Çavuşesku’nun Termometresi #107

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Stefan Zweig II: 1934’e Kadar Zweig | Korgün Koral & Burak Bilgehan Özpek| İki Savaş Bir Yazar #3

    18 Mayıs 2025 Korgün Koral ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Stefan Zweig 1. Bölüm | Korgün Koral & Burak Bilgehan Özpek| İki Savaş Bir Yazar #2

    2 Mayıs 2025 Korgün Koral ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    23 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Batık Maliyet mi, Gemileri Yakmak mı? İktidarın İzlediği Yolun Mantığı

    22 Mayıs 2025 Yazılar Alper Yağcı

    Gençlerin Sandıktan Uzaklaştığı Türkiye: Seçime Katılım Düşerken Umut Nerede?

    21 Mayıs 2025 Yazılar Deniz Gün Eraslan

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}