[voiserPlayer]
Michael Bloomberg, dünyanın en zengin 9. kişisi ve başarılı bir iş insanı. Seçilmesi durumunda ABD’nin ilk Yahudi başkanı olacak olan Bloomberg, ülke çapında yapılan anketlerde genellikle 3. sırada gözükmekte ve Demokrat Parti ön seçiminin favori adayları arasında yer almakta.
Michael (kendi deyimiyle Mike) Bloomberg başkan adaylığını 24 Kasım 2019 tarihinde Virginia eyaletinde düzenlediği bir mitingde duyurdu. Daha öncesinde Joe Biden adaylıktan çekilmedikçe aday olmayacağını açıklayan Bloomberg, Elizabeth Warren/Bernie Sanders gibi sol adayların oy oranını arttırması ve merkez aday Biden’ın giderek güç kaybetmesi üzerine başkan adayı olmaya karar verdiğini belirtti. Bloomberg, konuşmasında Sanders/Warren gibi sol adayların Trump’ı yenemeyeceğini ve yaklaşık 62 milyar dolar olan servetini Trump’ı yenmek için harcayacağını vurguladı. Küskün Cumhuriyetçi seçmeni tedirgin etmeyecek, uygulanabilir vaatleri kampanyasının merkezine koyacağını açıklayan Bloomberg’in öncelikli amacı Trump’ı yenmek.
Kim?
78 yaşındaki Mike Bloomberg, Massachusetts eyaletinde doğdu ve orta sınıf bir ailede büyüdü. Sırasıyla John Hopkins Üniversitesi ve Harvard Üniversitesinden mezun olduktan sonra ABD’nin önde gelen yatırım bankalarından biri olan Salomon Brothersda bankacı olarak çalışmaya başladı. Oldukça başarılı bir bankacı olan Bloomberg, henüz 31 yaşındayken çalıştığı bankada üst düzey yönetici olarak görevlendirildi, fakat 1981 yılında banka başka bir şirkete satılınca kovuldu.
Kovulmasına rağmen asla pes etmeyen Bloomberg, üst düzey yöneticiyken biriktirmiş olduğu parayla ve arkadaşlarının desteğiyle 1982 yılında “Bloomberg L.P.” adındaki finans, teknoloji, danışmanlık ve medya şirketini kurdu. Bloomberg, yenilikçi fikirlere açık bir yönetici olarak özel sektörde birçok ilke imza atarak şirketini büyüttü ve 62 milyar dolarlık servetiyle ABD’nin en zengin altıncı, dünyanın en zengin dokuzuncu insanı oldu.
Hayatı boyunca Demokrat Parti üyesi olan Bloomberg, 2001 yılında partisinden istifa ederek katıldığı Cumhuriyetçi Partinin adayı olarak %50,3 oy oranıyla New York Belediye Başkanı seçildi. 2005 yılındaki seçimlerde Demokratların kalesi olan New York kentinde %58,4 oy oranıyla Cumhuriyetçi Partiden yeniden belediye başkanı seçilerek büyük bir zafere imza attı. 2007 yılında Cumhuriyetçi Partiden istifa etti ve artık bağımsız bir siyasetçi olduğunu açıkladı. New York kentinin iki dönemden fazla belediye başkanlığı yapma yasağını kaldırarak üçüncü kez aday olan Bloomberg, seçim kurallarını değiştirmesi nedeniyle oy kaybı yaşasa da Cumhuriyetçi Partinin de desteğiyle bağımsız aday olarak girdiği seçimleri kazandı.
Bloomberg, 2014 yılında belediye başkanlığı görevi sona erdikten sonra aktif siyasette yer almasa da servetini iklim değişikliğiyle mücadele, bireysel silahlanmanın yasaklanması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için harcadı. Yerel ve küresel sivil toplum kuruluşlarına, toplumsal kampanyalara 10 milyar dolar bağış yapan Bloomberg, Trump’ın başkan seçilmesini bir tehdit olarak gördüğü için 2018 yılında Demokrat Parti üyesi oldu ve 21 Demokrat kongre üyesi adayının kampanyasına milyonlarca dolar bağış yaparak Cumhuriyetçilerin Kongrede çoğunluğunu kaybetmesinde önemli bir rol oynadı.
Bloomberg ve 19 Şubat 2020 Nevada Münazarası Rezaleti
İlk kez bir başkan adaylığı münazarasına çıkma hakkı elde eden Bloomberg, 19 Şubat 2020 tarihinde halkın karşısına bu sefer milyonlarca dolarlık reklamlarıyla değil, kendi kelimeleriyle çıktı ve oldukça kötü bir performans gösterdi. Bloomberg’in daha önce konuşulmayan veya az konuşulan birçok eski gafı, tartışmalı politikası gündeme getirildi ve Bloomberg’ten açıklama yapması istendi. Bloomberg her ne kadar geçmişteki hataları nedeniyle özür dilese de yeterli bir açıklama yapamadı.
- “Durdur ve Ara” Uygulaması (Stop and Frisk)– Biden, Warren ve Sanders Bloomberg’in New York Belediye Başkanı’yken polis departmanına özellikle suç işlenme oranını azaltmak ve caydırıcılığı arttırmak amacıyla siyahi ve Hispanik kökenli kent sakinlerinin somut bir emare olmamasına rağmen polis tarafından durdurulup üzerlerinin aranması emrini verdiğini belirtti. Adaylar Bloomberg’in özellikle azınlıkların suç işlemeye daha meyilli olduğunu belirttiği ses kaydını da hatırlattılar ve Bloomberg’in ırkçı politikalara imza atan bir siyasi olduğunu vurguladılar. Bloomberg bu uygulamanın herkese yönelik olduğunu, özellikle siyahi ve Hispanik genç erkeklerin bu uygulamanın hedefi olduğunu fark edince bu uygulamayı sonlandırdığını açıkladı ve özür diledi. Fakat Biden, Bloomberg’in Obama yönetiminin uyarısıyla Bloomberg’in bu uygulamadan vazgeçtiğini ve ırkçı bir politika olduğunu bilmesine rağmen uygulanmasına göz yumduğunu söyledi.
- Cinsiyetçi Yorumları ve Gizlilik Anlaşmaları: Warren, Bloomberg’in geçmişte kadınlara “şişman fahişe”, “at yüzlü lezbiyen” şeklinde hitap eden biri olduğunu belirtti. Warren, Bloomberg’in sarf ettiği cinsiyetçi sözlere maruz kalan kadınlarla gizlilik anlaşmaları yaptığını ve kadınların konuşmasını bu anlaşmaları ihlal etmeleri durumunda ödemeleri gerekecek para cezalarıyla engellediğini belirtti. Bloomberg, kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapmakta zorlandı ve münazara sonrasında bu sözlere maruz kalan kadınların gizlilik anlaşmalarını bozup konuşmakta serbest olduğunu açıklamak zorunda kaldı.
- Kırmızı Çizgi Uygulaması (Redlining): Warren, Bloomberg’in 2008 ekonomik krizinin temel sebebinin azınlık mahallelerine bankalar tarafından kredi verilmemesi anlamına gelen Kırmızı Çizgi Uygulaması’nın yasaklanması olduğunu vurguladığı sözlerini hatırlattı ve Bloomberg’in ırkçı bir siyasi olduğunu bir kez daha belirtti. Bloomberg bu konuda da yeterli bir açıklama yapamadı.
- Obamacare’in başarısız bir politika olduğunu ileri sürmesi: Biden, Bloomberg’in Obamacare politikasına zamanında karşı çıktığı ve başarısız, acınası bir politika olarak nitelendirdiğini hatırlattı.
- Vergi geçmişini ve kayıtlarını hala yayınlamaması: Bütün başkan adayları Bloomberg’in Trump gibi vergi kayıtlarını yayınlamadığını hatırlattı ve Bloomberg’i şeffaf bir başkan adayı olmaya davet etti. Bloomberg milyonlarca doları olduğu için kayıtların tamamlanmasının uzun sürdüğünü belirterek, çoğu orta sınıf Amerikalının kullandığı Turbo Tax sistemini kullanıp vergi miktarını hesaplama şansı olmadığını söyledi. Turbo Tax sistemini ti’ye alması itici bir cevap olarak algılandı.
- 2004 seçimlerinde Cumhuriyetçi Başkan Bush’u desteklemesi: Sanders, Bloomberg’in 2004 seçimlerinde bütün Demokrat başkan adayları Demokratların seçim kazanması için uğraşırken, Bloomberg’in Cumhuriyetçi Bush’u destekleyip, milyonlarca dolar bağış yaptığını açıkladı. Bloomberg bu konu hakkında da yeterli bir açıklama yapmadı.
Bloomberg, her ne kadar 25 Şubat 2020 tarihindeki South Carolina münazarasında Nevada münazarasına göre daha başarılı bir performans gösterse de Nevada münazarasındaki performansını telafi edebilecek kadar iyi bir performans gösteremedi. Özellikle bu münazarada Warren’ın Bloomberg’in hamile kadın çalışanlara kötü davrandığı konusundaki iddiaları dile getirmesi tekrardan Bloomberg’in geçmişteki cinsiyetçi yorumlarının gündeme gelmesine neden oldu.
Siyasi Görüşü
Geçmişte hem Demokrat hem Cumhuriyetçi Parti üyesi olarak siyaset yapmış olan Bloomberg, kendini merkez kanada yakın pragmatik ve sonuç odaklı bir siyasi olarak tanımlamakta.
Karşı Çıktığı Politikalar
- Herkes için ücretsiz sağlık hizmeti (Medicare For All)
- Herkes için ücretsiz üniversite eğitimi
- Öğrenci borçlarının iptal edilmesi
Savunduğu Politikalar
- Asgari ücretin saatlik 15 dolara çıkarılması
- Saldırı silahlarının satışının yasaklanması
- Maddi durumu olmayanlara sağlanan ücretsiz sağlık hizmeti, Obamacare’in kapsamının genişletilmesi
- Şirket vergilerinin yükseltilmesi
- Zenginlerden daha çok vergi alınması
Güçlü Yanları
- Sınırsız bir bütçeye sahip olması: Bloomberg, bugüne kadar kampanyası için kişisel servetinden yaklaşık 400 milyon dolar harcadı. Özellikle diğer adayların yoğun bir şekilde kampanya yapamadığı Texas, California, Virginia, Michigan ve Florida gibi eyaletlerde sayısız televizyon reklamı vererek, miting düzenleyerek seçmenlere ulaştı. Diğer başkan adayları bağış miktarları düşünce adaylıktan çekilmek veya daha az etkinlik yapmak zorunda kalsa da Bloomberg kampanyası istediği kampanya fikrini hiçbir maddi sıkıntıyı dikkate almadan uygulayabiliyor
- Geçmişten bugüne yaptığı bağışlarla özellikle silahlanma karşıtlığı, çevrenin korunması gibi konularda toplumsal farkındalığın arttırılmasını sağlaması ve sivil toplum örgütleri, aktivistler tarafından oldukça sevilen bir isim olması: Bloomberg özellikle Super Bowl’da verdiği reklamında bu özelliğini vurgulamıştır
- Biden’ın giderek güç kaybetmesi, Klobuchar ve Buttigieg’in azınlık seçmenden yeteri kadar destek alamaması: Böylece Bloomberg Sanders/Warren’a karşı alternatif bir merkez aday konumunu almakta ve özellikle sınırsız bir bütçesi olması nedeniyle sol adayları ön seçim sürecinde yenebilecek bir aday olarak merkez seçmenin dikkatini çekmekte ve desteğini almakta. Özellikle Sanders’ın Demokrat aday olması ve Trump’ın 2020 seçimlerini tekrardan kazanması için Rusya’nın Sanders kampanyasını desteklediğini dile getirmekte ve kendisini anti-Sanders aday olarak tanımlamaktadır
- Yoğun bir şekilde televizyon reklamı vermesi: Bloomberg özellikle kapı kapı dolaşılması zor olan ve diğer adayların yeterince kampanya yapamadığı büyük eyaletlerde televizyon reklamları vererek sandığa gitme oranı yüksek olan ve sıkı bir televizyon izleyicisi olan orta yaş üstü seçmenin desteğini almaya çalışmakta ve bu konuda anketlere göre oldukça başarılı olmakta
- Trump’ın sık sık kendisine sataşması: Trump sosyal medya üzerinden sık sık Bloomberg’e kısa boyu nedeniyle “Mini Mike” lakabını takarak dalga geçmekte. Bloomberg, Trump’tan daha zengin ve başarılı bir iş insanı olduğu için Trump’ın kendisini kıskandığını ve en çok kendisinden korktuğu için sık sık dalga geçtiğini belirtmekte. Bloomberg, böylece tek kaygısı Trump’ı yenmek olan Demokrat seçmenin oyunu almaya çalışmakta ve Trump’ı yenme ihtimali en yüksek olan adayın kendisi olduğunu belirtmekte
- Gerek New York Belediye Başkanı görevindeyken gerek Bloomberg şirketinin yöneticisiyken binlerce insana iş olanağı sağlaması ve New York kentinin ekonomik olarak gelişmesinde önemli bir katkılarının bulunması
Zayıf Yanları
- Geçmişte Cumhuriyetçi Parti üyesi olması ve Cumhuriyetçi adayları desteklemesi: Bloomberg 2012 yılında Elizabeth Warren’ın rakibi Cumhuriyetçi Scott Brown’ı da desteklemiş ve sol aday Warren’ın senatör seçilmemesi için Cumhuriyetçi rakibine milyonlarca dolar bağışta bulunmuştur. Fakat Warren Bloomberg’in bağışlarına ve desteğine rağmen seçimi kazanmıştır
- Belediye başkanıyken uyguladığı politikaların diğer adaylar tarafından “ırkçı politikalar” olarak nitelendirilmesi: Bloomberg bu politikaların ırkçı amaçla uygulanmadığını açıklamış ve özür dilemiştir. Siyahi siyasilerin bir kısmı bu özrün samimi olmadığına inansa da bir kısmı Bloomberg’in yaptığı bağışlarla siyahi siyasetçileri destekleyen bir isim olduğunu ve özrünün samimi olduğunu belirterek Bloomberg’e desteklerini açıkladı
- Geçmiş gafları: Özellikle sarf ettiği cinsiyetçi sözler yavaş yavaş ortaya çıkmakta ve münazaralarda ana gündem maddesi olmakta
- Oldukça başarısız bir münazaracı olması: Bloomberg münazara sırasında oldukça sıkılan, sık sık göz deviren, monoton bir şekilde konuşan ve halktan oldukça kopuk bir performans sergileyen bir siyasi. Bu nedenle münazara performansı oy oranında düşüşe yol açabilecek kadar zayıf. Özellikle Kongre adaylarına yaptığı seçim bağışlarından bahsederken ve Demokrat Kongre adaylarının seçilmesini sağladığını belirtirken dil sürçmesi yaşayarak az kalsın “kampanyaları satın aldım.” demesi büyük bir tepki ile karşılandı ve başarısız bir konuşmacı olduğu sık sık vurgulandı.)
- Özellikle Demokrat Parti seçmenin arasında sol fikir ve adayların popüler olduğu bir dönemde halktan uzak milyarder bir iş insanı algısını haiz olması ve sol kanat seçmen tarafından diğer merkez adaylara nazaran daha sert bir şekilde eleştirilmesi
Seçilme Şansı
Halktan bağış almayan ve tamamen kendi kişisel servetini kampanyasında kullanan Bloomberg, 43 eyalette 200’den fazla ofis açarak, yüzlerce televizyon reklamı vererek ve etkili bir sosyal medya kampanyası kullanarak milyonlarca seçmene ulaştı. Özellikle Iowa ve New Hampshire’da Biden’ın başarısız bir performans göstermesinden ve Buttigieg/Klobuchar gibi merkez adayların azınlık seçmenden yeteri kadar destek alamayacağından endişe duyan merkez kanat seçmen zaman içinde Bloomberg’e yönelmeye başladı ve Bloomberg ülke çapında yapılan anketlerde oyunu yükselterek 3. sıraya yükseldi.
ABD tarihinde bir ilki gerçekleştirerek ilk 4 ön seçimin yapılacağı Iowa, New Hampshire, Nevada ve South Carolina’da seçime girmeyen Bloomberg’ün yarıştığı ilk ön seçim, milyonlarca dolar harcayarak başarılı bir reklam kampanyası yürüttüğü 3 Mart 2020 Süper Salı seçimleri olacak. 3 Mart Süper Salı seçimlerinde 14 eyalet ve Amerikan Samoa’sında ön seçim yapılacak, 1344 delege adayların aldıkları oy oranına göre dağıtılacak. En çok delegeye sahip California, Texas ve North Carolina eyaletlerinde seçimleri kazanan adaylar zafere bir adım daha yaklaşacak. Bu nedenle Bloomberg, özellikle 3 Mart seçimleri için adaylığının başından beri kaynaklarını harcamakta ve mitinglerini bu eyaletlerde gerçekleştirmekte. Anketlere göre, 3 Mart Süper Salı seçimlerinin yapılacağı eyaletlerde Bloomberg genellikle 2. ve 3. sırada gözükmekte.
Bloomberg’in amacı 3 Mart Süper Salı seçimlerinde başarılı bir performans göstererek Sanders’in delegelerin çoğunluğunu kazanmasını engellemek ve diğer merkez adayların desteğini alarak Sanders karşıtı merkez aday olarak Demokrat başkan adaylığı yarışını kazanmak. Bu amacında başarılı olup olmayacağı ise tamamen 3 Mart 2020 Süper Salı seçimlerinde alacağı oy oranına bağlı.
Fakat 1 Mart tarihinde yapılan South Carolina ön seçiminde Joe Biden’in %48.4 oy alarak büyük bir zafer elde etmesi ve merkez seçmeni konsolide etme ihtimalini, bağış miktarlarını ve kendisine destek veren Kongre üyelerinin sayısını arttırması Bloomberg’in Süper Salı seçimlerinde merkez seçmeni konsolide edip büyük bir zafer elde etme olasılığını azalttı.
Bloomberg, Demokrat başkan adayı seçilemese bile bütün kampanya kaynaklarını ve parasını seçilen Demokrat başkan adayının Trump’a karşı zafer elde etmesi için harcayacağını belirtti.