[voiserPlayer]
Kapitalizmi Savunmak kitabı için yaptırdığım halkın kapitalizm algısına ilişkin uluslararası bir ankette, kapitalizme yöneltilen temel eleştirilerden biri bu sistemin tekellere yol açtığı yönündeydi. Ve bu algı doğrudur. Kapitalizm tekellere yol açabilir. Ancak hiçbir şeyin tekelleri kapitalizmden daha etkili bir şekilde yok edemeyeceği de doğrudur.
Tekeller güçlerinin zirvesindeyken yıkılmaz görünürler, ancak ebedi olmaktan çok uzaktırlar. Bugün pek çok insan Amazon ve Google gibi devlerin o kadar baskın olduğuna inanıyor. Bu devlere ancak hükümetin anti-tröst politikalarıyla ciddi bir şekilde meydan okunabilir. Ancak tarih bize tekellerin çoğu insanın düşündüğünden çok daha az dayanıklı olduğunu öğretiyor.
Sosyal ağ Myspace 2003 yılında kuruldu ve kısa sürede milyonlarca kullanıcı kazandı. Haziran 2006 itibariyle Myspace, Google’ın bile önüne geçerek ABD’de en çok ziyaret edilen web sitesi oldu. 2007 yılında The Guardian “Myspace tekelini kaybedecek mi?” diye sordu. 2008’in başlarında Myspace sosyal ağ pazarında yüzde 74,4’lük bir paya sahipti ve Aralık 2008’de yalnızca ABD’de 75,9 milyon ziyaretçisi vardı. Ancak sadece altı ay sonra Facebook ABD’de Myspace’i geride bıraktı ve şirketin pazar payı 2009 sonunda sadece yüzde 30’a düştü. Bugün Myspace neredeyse tamamen önemsiz hale geldi.
Kasım 2008’de Forbes dergisi, cep telefonu üreticisi Nokia hakkında önemli bir haber yayınladı. Kapak haberinin başlığı “Bir Milyar Müşteri: Cep Telefonu Kralını Kimse Yakalayabilir mi?” idi. 1998’den 2011’e kadar sürekli olarak dünyanın en büyük cep telefonu üreticisi olan Nokia, 2012’nin ilk çeyreğinde Samsung tarafından geçildi ve Güney Koreli şirket pazarın tahmini yüzde 25,4’ünü ele geçirdi. Nokia hala pazarın yüzde 22.5’ini oluştururken Apple yüzde 9.5’lik bir paya sahipti. Bununla birlikte Nokia’nın payı 2008’den bu yana üçte bir oranında düşmüştü. Çarpıcı bir şekilde Nokia 1990’larda dünyanın ilk akıllı telefonunu geliştirdi, ancak çok geç olana kadar cep telefonu kullanıcıları için uygulamaların önemini takdir edemedi. Microsoft 2013 yılında Nokia’nın cep telefonu bölümünü satın aldı ki o dönemde Nokia’nın küresel pazar payı sadece yüzde üçtü.
Bir başka örnek de 1960 yılında ilk fotokopi makinesini icat eden ve 1970 yılında neredeyse yüzde 100’lük bir pazar payı ile pazara hakim olan Xerox’tur. Tıpkı bugün insanların internette arama yaparken “Google’da aratırım” demesi gibi o zamanlar da insanlar bir şeyin fotokopisini çekerken “Xeroxing” diyorlardı. 1973 yılında Xerox antitröst yasalarını ihlal etmekle suçlandı ve uzun süren bir yasal mücadele başladı. Ancak o zamanlar -bugünkünden çok daha fazla- IBM, Eastman-Kodak, Canon, Minolta, Ricoh ve diğerleri gibi şirketler daha küçük ve daha ucuz fotokopi makineleri piyasaya sürdükçe sorun pazar tarafından çözüldü.
Bu rakipler az bakım gerektiren sıvı toner kullanan ve ucuz, standart parçalarla üretilen makineler geliştirdiler. Pahalı bir tescilli ağ yerine sıradan ofis malzemeleri mağazaları aracılığıyla satıldılar. Birdenbire Japonlar, Xerox’un makinelerinin üretim maliyetinin altında fiyatlarla düşük kaliteli fotokopi makineleri satmaya başlarken, Xerox her zaman yaptığı gibi güvenilir bir abonelik gibi fotokopi hacminden para kazanmaya devam etmek istedi. Bugün Xerox, küresel fotokopi makinesi pazarının yüzde ikisinden daha azına sıkışmış durumda.
Kodak 1976’da ABD film pazarının yüzde 90’ından fazlasını ve ABD fotoğraf makinesi pazarının yüzde 85’ini elinde tutuyordu. Kodak, dijital fotoğraf makinelerine geçişi tamamen hafife aldı ve pazar yeniden gelişerek yüksek özellikli akıllı telefon kameralarının hakimiyetine girdi. Şirket 2012 yılında iflas başvurusunda bulundu ve daha sonra şansını başka iş modelleriyle denedi.
Rekabet ve tekel mutlak zıtlıklar değildir, ancak diyalektik bir çelişkidir: Rekabet tekeli yaratır, çünkü en iyi ürün üstün gelir. Yüksek tekel karları yeni rakipleri çeker, onlar da yavaş yavaş tekeli yok eder, ancak belli bir noktada kendileri de geçici olarak tekel haline gelebilir, ancak rakipleri tarafından tekrar yok edilirler. Sadece kamu tekelleri söz konusu olduğunda bu gerçekleşemez, çünkü devlet gücü tekelin rekabete tabi olmasını engeller.
Kamu tekeli olmayan tekeller genellikle er ya da geç yok olurlar. Çünkü tekelciler büyüdükçe aşırı bürokratikleşirler, asgari rekabet baskısına maruz kalırlar ve zihniyetleri giderek daha fazla devlete ait işletmelerinkine benzer hale gelir.
Rainer Zitelmann’ın, “Anti-Kapitalist Safsatalar: Kapitalizm Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar” adlı kitabı Türkçeye çevrildi: https://www.kitapyurdu.com/kitap/antikapitalist-safsatalar-kapitalizm-hakkinda-dogru-bilinen-yanlislar/641292.html
Fotoğraf: clement fusil