Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İlk hedefimiz: Çocuklarımızın Türkiye’den kurtulması…
    Forum

    İlk hedefimiz: Çocuklarımızın Türkiye’den kurtulması…

    Pınar Tremblay29 Aralık 20194 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Üzerinden yıllar geçse de nefesinizi kesen unutamadığınız anlar vardır. Şimdi sizlerle paylaşacağım yaklaşık 20 yıllık bir öykü. Los Angeles’da eski çete üyelerinin çalıştığı bir kafede (bir papaz tarafından kurulan işletmede sadece eski gang/çete üyeleri çalışabiliyor ve bu fırının ürünleri hem güzel hem de oldukça meşhurdur – Homeboy/homegirl café) tanıdığım orta yaşlı bir adamın sözleri hiç aklımdan çıkmadı: “Okulun salaklar için olduğunu düşündüm ve çeteye katıldım. Şimdi ise hayatımdaki en kıymetli anların eğitime harcadığım anlar olduğunu biliyorum. Öğrenmeden yaşamak aldığımız nefese ihanet”. Yarı İspanyolca yarı İngilizce bu cümleleri söyleyen kişi iyi bir fırıncı oldu şimdi, benim de en sevdiklerim arasında. Trump “az eğitimlileri seviyorum” dediğinde beni arayıp “bu cümle insanları sömürmeyi seviyorum demek” demişti nefes nefese.

    Popülizm neden, nasıl arttı sorusunun cevabı sanırım eğitimin küçümsenmesi ile alakalı. Eğitimli, bilgili kişileri toplumda “rahat para kazanan” ama bir şey bilmeyen, bir yaraya merhem olmayan, topluma tepeden bakan, fakiri aşağılayan kişiler olarak gören nüfusun hızla artması sadece basit bir korelasyon mıdır? Anti-intellectualism bir gerçek ve aslında halka çok zararlı. Sosyal bilim bu felaketten ilk nasibini alanlardan. Hamaset yaparak ve siyasi dengeleri incitmeden yorum yapan sözüm ona akademisyenler; dış politikadan başkanlık sistemine, kadınların maruz kaldıkları şiddetten muhafazakarlar ile sekülerler arasındaki gerilime kadar birçok konuda yorum yapıyorlar. Ne bir rasyonalite sunabiliyor, ne bir kavramsal tutarlılık derdindeler ne de analizlerini bir veriye dayandırıyorlar. Görevleri hakikati keşfetmek değil halkın siyasetçiler tarafından kabartılmış hislerini rahatsız etmeden bir şeyler söylemek ve hakim paradigmayı pekiştirmek. Hayatımızda akademik ve entelektüel merkez yok oldu. Uzmanlığa saygı duymama kültürü, uzmanların olmadığı bir tartışma ortamı yarattı. Peki, sosyal bilimlerin hali böyleyken doğa bilimlerinde durum farklı mı?

    Hayır tam tersine. Mimarlar ve Mühendisler Odası’nın onlarca defa hayır dediği projeler oldu, hatta onlarca yüzlerce cana mal olarak olduruldu. Doktorların, eczacıların feryatları “onlar da ne bilecek” diye örtbas edildi. Hangi uçağın uçabileceğini bile uzmanından değil bakandan duyuyoruz, neden? Peki bütün bu eğitim nefretinin bize bedeli ne? Karadeniz’de HESler, çirkin TOKİ mimarisi, onlarca hesabı verilemeyen can kaybı, Çorlu’da hızlı trende, Soma’da Ermenek’te madende “kader, kısmet, fıtrat” diyerek ölümleri normalleştirilen insanlar ve 17-18. yüzyılda Avrupa’da yaşanan kaza benzerleriyle mukayese ederek huzur bulmamızı isteyen yöneticiler. Artık hangimiz şaşırıyoruz TÜBİTAK’ın başına getirilen kişinin eğitimine birikimine? Altında gerekli imza olduktan sonra diplomanın önemi var mı? Elbette yok yeter ki seçimde en çok oyu alan kişinin onayını almış biat etmiş olsun… Ötesi teferruat…

    Uzmanlığa olan bu düşmanlık ve bütün meseleleri söylevlerle, belagatla hatta iman gücüyle çözme merakı haliyle eğitim sistemimize de yansıyor. Kamunun sağladığı eğitimin kalitesi gitgide azalıyor. Sadece son dört yılda, özel okulların sayısı 74% artmış. Bir dönem özel okullar, “beyaz Türkler” ve sekülerlik ile birlikte anılan bir kavramdı. Artık AKP çocuklarının çoğu da bu özel okullara girmek için savaşıyor. Ardından da yurt dışına gitme yarışı başlıyor. Tek hedef çocuklarının “Türkiye’den kurtulması”. Birçoğunun anne-babası “tabii sonra Türkiye’ye dönecekler” diyor ama o sözde çok nefret ettikleri, her fırsatta yerden yere vurdukları Batı’da çalışma, yaşama hakkı almaları için ellerinden gelen her kapıyı zorlamayı da ihmal etmiyorlar. ABD’de çocuk doğurmak için attıkları taklaları, o çocukların ABD’de vatandaşlık alması için imkanlarını seferber ettiklerini yazmıyorum bile.

    Burada da tuhaf ve yanlış olan bir şey var, o da her anne baba gibi çocukları için her şeyin en iyisini istemeleri değil. Bir yandan Türkiye’de eğitim kalitesinin düşmesine kayıtsız kalırken kendi çocuklarının hayatlarını kurtarma çabaları… Ya diğer çocuklar? Diğer çocuklar Türkiye’de kaldılar. Anne-babalarının yemeyip yedirdiği, nefes almadan çalışıp okuttuğu o çocuklar okulları bitirdiklerinde ne oldu? Hangi işlere hangi maaşlarla girdiler? Bu yazıyı buraya kadar okuyabilecek cesareti olanların çoğu biliyor ki biat etmeyenlere en iyi eğitime, en iyi derecelere sahip olsalar da ekmek yok… İlginç bir şekilde, memleketin uzmana, iyi yetişmiş, eğitimli kimselere de ihtiyacı yok. Bütün meselelerini milletin imanıyla ve ferasetiyle çözebileceğini düşünenler için bu durum oldukça normal.

    Ülkemizde doktorlar, avukatlar, eczacılar, öğretmenler, akademisyenler öldürülüyorlar… Ölmezlerse de şiddete (fiziksel, cinsel ve psikolojik) maruz kalıyorlar. Bu şiddetin kaynağı en tepeden, entelektüelleri, konunun uzmanlarını aşağılayanlardan geliyor. Topyekûn bir çürümüşlüğe sürüklüyor bu durum bizi. Bilgi küçümseniyor, halka kalbindeki sesi dinlemesi ve onun tüm güçlükleri yeneceği öğütleniyor. Halkın kalbindeki ses duyulsun diye eğitim sistemi mahvediliyor. Ve günün sonunda, bu tablonun müsebbiplerinin çocukları bir şekilde yurt dışında eğitim görüyor. Olan, kalbi iman dolu olmayan ve aklı, emeği, becerileri sayesinde hayatta kalmaya çalışanlara oluyor.

    Sonuç olarak iyi eğitim zamanın ihtiyaçlarına uygun bir şekilde, insanlara genel değerleri ve özel becerileri öğretebilmektir. Kalfalık-ustalıktır iyi eğitim. Musluk tamirinden, kablo döşemeye, hamur açmaktan, kumaş kesmeye, taş döşemeye, uçaklar arası haberleşmeyi sağlamaya kadar özelleşebilir. Hasta olduğumuzda bize verilen ilaç da eğitim, o tadında kaybolduğunuz kebap da. Ayağı yaralı kediye huzur vermek de eğitim, bir insanı canına kıymaktan son anda vazgeçirebilmek de… Eğitim her şeyden önce fikir, emek, cesaret, yaşam, direniş, domates, süt, pastırma üretebilmektir…. Aklınıza ne gelirse üretebilmek…

    Biz artık inşattan başka bir şey üretmiyoruz. Doğru, biz inşaatı çok seviyoruz ama inşaat mühendislerini sevmiyoruz. Siz bize müteahhit verin lütfen. Göğsü iman dolu olsun, bize yeter.

    Fotoğraf: Jonas Jacobsson

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikÇerçeve | 2019, Bir Başlangıç #30
    Sonraki İçerik Portrait of a Lady on Fire

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}