Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İhanetin Bedelini Kim Ödeyecek?
    Forum

    İhanetin Bedelini Kim Ödeyecek?

    Kadir Serkan Selçuk21 Şubat 20234 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Kahramanmaraş depremi, henüz enkazlar bile tam olarak kaldırılmamışken Türkiye tarihinin en büyük can kaybının yaşandığı afet durumuna geldi.

    Bu deprem öncesi, en çok kaybın verildiği yıkım olan 1939 Erzincan depreminde hayatını kaybedenlerin sayısı 32 bin iken, Kahramanmaraş depreminde can verenlerin sayısı şimdiden 41 bini aştı. Yarattığı yıkım ve toplumsal şok halen belleklerde olan 1999 Marmara depremindeki kayıp sayısı ise 18 bindi.

    Rant, para hırsı, insan canına gösterilmeyen saygı ve bozuk sistem bu depremle bir defa daha gözümüze sokuldu. Sonuçta bedel ödeyen ise yine halk oldu.

    Aslında 1999 Marmara depremi, yeni acıların yaşanmaması adına bir milat olabilir, bir deprem ülkesi olan Türkiye’nin bütün şehirleri belirli bir süreç içerisinde yeniden inşa edilebilirdi. Üstelik deprem sonrası verilen canların yanı sıra, meydana gelen maddi kayıpların da oldukça altında bir meblağ ile şehirlerimizin güvenli hale getirilmesi mümkündü.

    Ancak bu yapılmadı. Bu tür bir önlem, 1999’dan bu yana geçen 24 yılın 21’inde iktidarda bulunan yöneticilerin aklından bile geçmedi. Günlük politik uğraşlar ve çıkar çatışmaları, deprem gerçeğine yıllar yılı sırt çevrilmesine ve tehlikenin hep göz ardı edilmesine sebep oldu.

    Üstüne üstlük imar barışı ile kaçak yapılar yasal hale getirildi ve bunun nasıl bir faciaya yol açtığı ilk büyük depremde belirgin bir şekilde ortaya çıktı.

    6 Şubat’ta yaşanan depremden 13 milyon kişi etkilendi, binlerce bina yıkıldı ancak ne yazık ki bu son olmayacak. Birçok aktif fay hattının üzerinde bulunan Türkiye’de deprem beklenen şehirlerin sayısı hiç de az değil.

    İstanbul, 16 milyon kişinin yaşadığı, 25 bin binanın aşırı riskli olduğu, Naci Görür’ün deyimiyle 500 bin kişinin ölümle burun buruna olduğu ancak başta cumhurbaşkanı olmak üzere yöneticilerin bütün uyarılara kulaklarını tıkadığı kaotik haliyle büyük depremi bekleyen şehirler arasında.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatalarını kabul etmeyen, hatta hata yaptığı açıkça kamuoyuna yansısa bile kişiliği gereği inatlaşarak bunu tekrar eden bir siyasetçi. Doğal olarak, bu tip bir siyasetçiden özeleştiri duymak neredeyse olanaksız. Bu sebeple, 40 yıla yaklaşan siyasi yaşamında Erdoğan’dan gelen özeleştirilerin sayısı bir elin parmaklarını bile geçmez.

    2017 yılında İstanbul üzerine söyledikleri, işte bu bir elin parmaklarını geçmeyen özeleştirilerinden biriydi:

    “Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.”

    İstanbul, tarihi, konumu ve barındırdığı güzelliklerle gören herkeste hayranlık uyandıran dünyanın sayılı şehirlerinden biri.

    Erdoğan bu şehre belediye başkanı seçildiğinde, seçmenleri arasında yer alan önemli bir kesim tarafından İstanbul’u tekrar fetheden komutan olarak görülmüştü.

    Seçimden sonraki kutlamalara, sloganlara, pankartlara ve demeçlere bakıldığında İstanbul “kafir”lerin elinden tekrar alınıyordu. Bir başka deyişle Erdoğan, İslam peygamberinin övgüsüne mazhar olan ikinci komutan olarak selamlanıyor ve bu şekilde kamuoyuna sunuluyordu.

    Erdoğan seçildiğinde bu düşüncede olanların, kendisinin yıllar sonraki itirafı karşısında ne düşündükleri merak konusudur.

    İstanbul’u “fethettiği” için yüzyıllar öncesinden peygamberin övgüsünü alan biri İstanbul’a nasıl ihanet edebilir ve bunu seneler sonra da olsa nasıl itiraf edebilir? İhanet etmişse şehri “kafir”lerin elinden almasının ne anlamı kalır?

    Bir başka açıdan düşünüldüğünde muhafazakâr bir liderin, vatandaşının can ve mal güvenliğine, tarihine, kültürüne en çok değer veren ve bunu koruyan siyasetçilerin başında gelmesi gerekmez mi?

    Söz muhafazakâr geleneğe gelmişken Adnan Menderes’ten bahsetmemek olmaz. Tarihi dokuyu yok etmek pahasına İstanbul’u sözde imar eden ve tarihi birçok yapıda taş üstünde taş bırakmayan O’ydu. Sayesinde birçok eser ve bölge yerle bir olmuş ve kendisi bu yolla geçmişe olan saygısını da kanıtlamıştı!

    İstanbul’u her geçen yıl biraz daha mahveden politikalar sonraki hükumetler döneminde de sürdü. Bir yandan kaçak yapılaşma artarken diğer yandan şehrin dokusu gün geçtikçe bozulmaya devam etti.

    Özal iktidarında belediyelere imar yetkisi verilmesiyle ise iş iyice çığırından çıktı.

    Ardından gelen Erdoğan’ın belediye başkanlığı ve başbakanlık yıllarıyla İstanbul, en sonunda bugünkü karmaşık, yozlaşmış ve çarpık haline büründü.

    Savundukları görüşler ve durdukları konum bakımından büyük bir depremin beklendiği İstanbul’un üzerine titremesi gerekenler, art arda el birliğiyle şehrin canına okudular.

    Görüldüğü gibi, para, rant ve koltuk sevdası söz konusu olduğunda insan hayatı, tarih ve kültür bu muhafazakar siyasi geleneğin umurunda bile değil.

    Bunun acı sonuçlarını yaşamamak için depreme karşı bilimsel yöntemlerle önlem alacak bir anlayışın iş başında bulunması en önemli önceliğimiz olmalı. Aksi takdirde son depremde yaşanan kayıpların çok daha büyüğüyle karşı karşıya kalmamız hiç de azımsanmayacak bir olasılık olarak karşımızda duruyor.

    L1 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikYaralar Nasıl Sarılacak | Çavuşesku’nun Termometresi #146
    Sonraki İçerik Depremle Birlikte Özeleştiri İhtiyacı ve Atılacak Adımlara Dair

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}