[voiserPlayer]
Eylül sonunda başlayan ve neredeyse 2 ay süren Karabağ savaşı 10 Eylül sabaha karşı 01:00’de imzalanan anlaşmayla sona erdi. Tam 25 sene ayrılıktan sonra Karabağ toprakları Azerbaycan’a geri döndü. 25 sene boyunca Karabağ uyuşmazlığı çok kez çözülmeye yaklaşmış ancak hep çıkmazda kalmıştı. Yakın tarihte, 2016’da 4 günlük süren bir savaş yaşanmış, ancak bu da statükoyu değiştirmeyen bir ateşkesle sonuçlanmıştı.
Aslında anahtar kelime burada “durum”, yani statüko. Öteden beri var olan, süregelen bir uyuşmazlık olan Karabağ’da dengeler hep Ermenistan lehineydi ve bu uzun süre değişmedi. 2020 Eylül’de çıkan bu çatışmayla birlikte Azerbaycan ordusu önceki yıllarda gerçekleştiremediği ölçüde ilerledi. Eylül’den bu yana adım adım topraklarını geri kazanan Azerbaycan, git gide güçlendi ve uyuşmazlıktaki gücü, masadaki kuvveti arttı. Bu süreci Cumhurbaşkanı Aliyev’in gün be gün attığı Karabağ köylerinin “azad edildiği”, yani kurtarıldığı tweetlerinden ve halka seslenişlerinden takip ettik. Harita adım adım ilerlediler.
Statüko meselesi Aliyev’in seslenişlerinde ısrarla bahsettiği bir olgu oldu. Bu sefer zafere yakın Aliyev 25 yıllık tarihte bir ilke imza atıyordu ve bundan biraz bile olsa vazgeçmeye niyeti yoktu. Bu nedenle yalnızca statükonun değiştiğini değil, aynı zamanda bu sefer masaya şartları Azerbaycan’ın koyacağını belirtiyordu. Nitekim savaşın sonlarına doğru bu söylevi, tüm Karabağ’ı geri alacakları şeklinde gelişti. Nihayetinde 10 Kasım itibariyle Karabağ, Azerbaycan’a geri döndü.
Anlaşmaya göre 1 Aralık’a kadar fazlar halinde Karabağ’ın tüm topraklarından Ermenistan kuvvetleri çekiliyor ve topraklar Azerbaycan yönetimine geçiyor. Buna tek bir istisna Xankəndi. Xankəndi (Ermenice: Stepanakert), Karabağ bölgesinin en kalabalık şehri ve bölgenin de facto başkenti. Anlaşmaya göre Xankəndi bölgesi Rusların gözetiminde ve güvenliği altında Ermenistan kontrolünde olacak.
Aşağıdaki görselde görebileceğiniz üzere bu bölge Ermenistan sınırından bir hayli uzak ve bölge oldukça dağlık. Bu nedenle Xankəndi ile Ermenistan arasına bir koridor oluşturuluyor. Anlaşmaya göre bu ince koridorun güvenliği Rus barış güçleri tarafından sağlanacak. Bu bölge dışındaki tüm Dağlık Karabağ ise Azerbaycan’a geri dönüyor.
Türkiye saatiyle 01:00’de, Erivan ve Bakü saatiyle ise gece 02:00’de haberi gelen bu anlaşmayla beraber iki ülkeyi çok farklı iki gece bekledi. Bakü’de pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağına karşılık neredeyse tüm halk sokaklara dökülüp bu haberi kutlarken, Erivan’da ise halk aşırı öfkeli bir şekilde hükümet binasına doğru harekete geçmişti. Geçtiği her yeri yerle bir eden Erivan halkı, hükümet binasına vardığında camları ve kapıları kırdı, binanın içine girdi ve protestolarına orada devam etti. Bu esnada orada arabasında bulunan hükümet sözcüsü Mirzoyan arabasından çıkarılıp darp edildi. Mirzoyan’ın darp edildiği sıralarda ise Ermenistan Başbakanı Pashinyan Sochi, Rusya’ya yeni inmişti.
Pashinyan Sochi’den bir Facebook canlı yayını yaparak halka seslendi. Yüzlerce kişinin izlediği bu canlı yayında Pashinyan “anlaşmaktan başka bir çaresi olmadığını” belirtti. Nitekim Karabağ bölgesinin Ermeni başkanı Harutyunyan geçtiğimiz günlerde anlaşma imzalanmadan önce hem Pashinyan hem de Azerbaycan meclisiyle konuşmuş ve daha fazla can kaybı olmaması adına savaşın sona ermesi gerektiğini bildirmişti. Pashinyan ve Harutyunyan’ın sözleri, eğer savaş devam etseydi Ermenistan’ın, daha büyük bir mağlubiyetle ve can kaybıyla durumun sonuçlanacağına dair inançlarının büyük bir kanıtı. Pashinyan söz konusu anlaşmayı ise “hem kendisi hem de halkı için derin bir acı” sözleriyle paylaştı.
Rus barış güçlerinin 2000’den fazla hafif silahlı askerle bölgeye barış gücü adı altında geliyor olması bölgenin kontrolünü Rusya’ya bırakmak anlamına geliyor, zira bu Rus etkisinden kurtulmak isteyen Pashinyan hükümetinin ve 2018’de gerçekleştirdikleri Kadife Devrim’in sona yaklaştığına işaret ediyor. Eğer son bulmasa bile Pashinyan hükümeti artık çok daha Rusya’ya bağımlı ve eli kısıtlı bir güç haline geliyor.
Anlaşmaya geri dönersek, şartları yalnızca Karabağ bölgesini kapsamıyor. Aşağıdaki görselde göreceğiniz üzere Karabağ bölgesinden oldukça uzakta, Kuzey’de bulunan ve Azerbaycan kökenli çoğunluğun yaşadığı Qazax ve Agdam bölgeleri de Azerbaycan’a geri dönüyor.
Buna ek olarak uzun senelerdir Azerbaycan’a bağlı Nahçivan topraklarıyla ana toprakları arasında duvar ören Ermenistan’ın güneyinde bu iki toprağı birbirine bağlayan bir hattın kurulması anlaşmaya bağlanıyor. Böylelikle yıllardır İran üzerinden ya da hava yoluyla ulaşılabilen Nahçivan, ana vatana kara yoluyla bağlanabiliyor.
Anlaşma ilk bakışta tam bir Azerbaycan zaferi olarak gözükse de işin aslında bazı detayları göz ardı etmemek gerekecektir. Bu anlaşmayla birlikte yaklaşık 8 yıldır Rus askerlerinden arındırılan Azerbaycan topraklarına en az 2000 hafif silahlı Rus askeri geri gelmiş oluyor. Bu durum doğal olarak bölgenin geleceğini tehdit altına alıyor. Tam bağımsız bir Karabağ ve sınır bölgesi yaratma hayali erteleniyor. Bakü ve Aliyev hükümetinin, Ermenistan’ın bu mağlubiyet karşısında Rusya ile daha sıkı bağlar geliştirip, askeri gücünü yükseltip tekrar bir çatışma çıkarabilme ihtimalini görmesi gerekir.
Peki, Türkiye bu barış anlaşmasının neresinde? Maalesef anlaşmanın hiçbir maddesinde Türk barış güçlerinden bahsedilmemekte. Ancak, Aliyev’in anlaşma sonrasındaki açıklamalarında tekrar tekrar Türk kuvvetlerinin barış gücü misyonlarına katılacağından bahsettiğini duyuyoruz. Ayrıca, Kremlin’in sabaha karşı yaptığı açıklamada Türkiye ile birlikte bir ortak çalışma grubu kuracağını okuduk. Yine de Türkiye’nin adının anlaşmada geçmiyor olması bölgenin garantörlüğünü Rusya’ya teslim etmek anlamına geliyor. Böylelikle Batı dünyasında bazıları tarafından cihatçı olarak anılan ve itibarını geliştiremeyen bir ülke olarak görülen Türkiye, aynı zamanda Karabağ’daki diplomasiden dışlanmış oluyor.
Sonuç olarak, söz konusu anlaşma Azerbaycan için bir zafer olduğu kadar Rusya için de çok ciddi bir zafer anlamına geliyor. Bölgenin kontrolünü ve barışın garantörlüğünü sahiplenen Rusya, bu bölgede başka bir aktörün yer almasını istemeyecektir. Zira, bu durum Karabağ konusunda ara bulucuk yapması için kurulan OSCE Minsk grubunun fiilen işlevini yitirdiği anlamına geliyor. Buna ek olarak, Rusya’nın Ermenistan’ı Xankendi’ne; Azerbaycan’ı ise Nahçivan’a bağlayan iki koridorun güvenliğini elinde tutması, bölgede Rusya’nın iki ülkeye taleplerini daha kolay kabul ettirebileceği anlamına geliyor. Türkiye’nin ise durumu belli değil. Ancak, görünen o ki Türkiye masada olmak için gerekli olan elindeki kozları da yitirdi. Son tahlilde ise Azerbaycan’ın Karabağ toprakları 25 sene sonra anavatana kavuştu. Görünen o ki, Azerbaycan halkı tarihinde deneyimlenmemiş bir mutluluğu yaşıyor.
Fotoğraf: Sergey Isakhanyan