Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Birleşmiş Milletler, Gazze ve Hamas
    daktilo2

    Birleşmiş Milletler, Gazze ve Hamas

    Armağan Öztürk28 Eylül 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Birleşmiş Milletler adı uluslararası hukuk ve diplomasiyle anılan bir kurum oldu hep. Başta Trump olmak üzere sağ popülist liderlerin şahsiyetçi siyaset tarzının ve tek taraflı güç kullanımının paramparça ettiği müzakere ve hukuk zeminine dönüş bakımından BM toplantılarının güçlü geçmesi önemliydi.

    Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen son toplantılara Rusya ve Çin’in devlet başkanı düzeyinde katılmaması ve ABD’nin Mahmud Abbas’ın New York’a gelmesini engellemesi, toplantıların simgesel değerine gölge düşürdü. Yine de yaşananlar ve tartışmalar bakımından ABD-İsrail ekseninde dünya siyasetini belirleyen tek kutuplu dünya bir haftalığına da olsa kısa devre yaptı. Bu arada belirtmek gerekir ki, Abbas’ın Genel Kurula katılmasının engellenmesine, Türkiye dahil olmak üzere BM üyesi ülkelerin tepki vermesi ve çalışmaları Cenevre’ye taşıması gerekirdi. Ne yazık ki hiç kimse, en haklı olduğu konuda dahi ABD’yi güçlü bir şekilde karşısına alamadı.

    Zirveye Filistin meselesi damgasını vurdu. Bu nedenle tartışmaya oradan başlamak, tanınma siyasetinin sonuçlarını irdelemek gerekli. Başta Fransa ve Britanya olmak üzere çok sayıda ülke Filistin’i devlet olarak tanıdı. Ayrıca Fransa, Gazze’de ateşkes ile Filistin devletinin siyasi ve askeri açıdan yeniden inşasını içeren bir plan sundu katılımcı ülkelere. Bu çabaların tamamı çok önemli olmakla birlikte asıl sorun hakkaniyetli bir şekilde ele alınmadığından girişimlerin sonuçsuz kalması kaçınılmaz. Çünkü tarihin bu anında ihtiyacımız olan şey Filistin’i ödüllendirmek değil, İsrail ve ABD’yi cezalandırmak olmalıydı.

    İsrail’e karşı ekonomik ambargo, silah ambargosu ve askeri güç kullanımı ile ABD’ye karşı ekonomik ambargo olmadan Gazze’yi kurtarmak imkansız. 1973 yılında İsrail’i desteklediği için ABD’ye petrol ambargosu uygulayan, Filistin için İsrail’le açıkça çatışmaya giren İslam devletleri tarihe karışmış durumda. Bu vasat değişmediği müddetçe İsrail’i onun istemediği bir şeye zorlamak imkansız. Ayrıca hangi Filistin tanınıyor sorusuna da yanıt vermek gerekli. İngiltere ve Fransa Hamas’ın yönetimde olmadığı bir Filistin’i tanıdıklarını ifade ettiler. Bu durumun bölge gerçekleriyle bağdaşmadığı ise açıkça ortada. Hamas sadece silahlı bir direniş örgütü değil, aynı zamanda büyük bir toplumsal ve siyasal güç. Bırakın Gazze’yi, Batı Şeria’da özgür seçimler yapılsa Hamas’ın FKÖ’den daha fazla destek sağlamayacağının hiçbir garantisi yok. Hamas’sız bir çözüm ancak kısa erimde olabilir. Filistin halkı varlığını koruduğu müddetçe Hamas o halkın siyasal sosyolojik bir aktörü olarak süreci etkileyecektir. 

    Barış önündeki engel Hamas değil, İsrail’in müzakere payı bırakmayan maksimalist politikaları. İsrail tek taraflı bir şekilde Gazze’yi işgal ediyor. Gazze yönetimini hiçbir Filistinli grupla paylaşmayacağını ilan etti, Batı Şeria’yı yerleşimci adıyla işgalcilere açmış durumda, iki devletli çözümü kabul etmiyor ve Kudüs kentinin sadece kendisine ait olduğu noktasında da ısrarcı. Böylesi bir zeminde İsrail’le savaşmak dışında hiçbir seçenek kalmıyor diğer aktörlere.

    İsrail’in katı tutumu Fransız planını en baştan ölü bir plan haline getirmiş durumda. Filistin’i tanıyan İngiltere ve Fransa, İsrail’e ambargo uygulamıyor. Fransızlar, Gazze işgali devam eder ve İsrail barış çağrılarına olumsuz yanıt verirse ne olacağını da söylemiyor. Bu koşullar altında Hamas’ı bir kenara bırakarak Gazze’yi kurtarmaya dair çabanın bir iyi niyet gösterisinden öte anlamı olmadığını/olmayacağını söyleyebiliriz.

    BM gündemi içinde ABD-Türkiye ilişkileri için de ayrıca bir parantez açmakta yarar var. Trump’un BM’de yaptığı konuşma siyasi mobbing kıvamındaydı. Trump kısaca “ben varsam Amerika var, Amerika varsa diğer dünya devletleri var” dedi. Ayrıca kullanılan dilin ırkçı, kaba ve cinsiyetçi olduğu da söylenebilir. Böylesi bir kibir ve zihniyetle hareket eden bir yönetimle sağlıklı ilişkiler yürütmek hiç de kolay değil.

    Trump’ın iktidarı devraldıktan sonra Erdoğan Türkiye’sine olumlu mesajlar verdiği açıkça ortada. Ancak olumlu sinyaller sorunların aşılmasını tek başına sağlamıyor. ABD Türkiye’ye üstü örtük bir askeri ambargo uygulamakta. Suriye’de PKK’ya, Gazze’de İsrail’e verilen destek Türkiye’nin bölge çıkarlarını tehdit ediyor. Dahası, Amerikan yönetimi ekonomik ilişkilerde sadece kendini düşünüyor. Amerikan gezisi öncesi Türkiye bu ülkenin bazı mallarına uygulanan ek vergileri kaldırdı. Ekonomik yanı ağır basan siyasi bir jest yaptı Ankara. Trump’ın ülkedeki sanayici ve finans çevrelerindeki ağırlığı büyük. Türkiye’nin ekonomik kırılganlığın azaltılması ve ülkeye yabancı yatırım gelmesi noktasında benzer bir tavır Erdoğan’ın beklentileri arasında. Ancak hiçbir ciddi konuda kalıcı iyileşme sağlanamıyor. NATO müttefikine F-16 satmayan bir ABD siyaseti Türkiye için risk yaratmaya devam etmekte. Trump-Erdoğan görüşmesi bu olumsuz tabloyu değiştirmedi. Hatta nükleer enerji, doğalgaz alımı ve Irak petrol boru hatlarının açılması gibi hususlarda Türkiye, ABD’nin Rusya’yı çevreleme politikasına destek verdi.

    Tartışmayı sonuca bağlarken iki hususun altını çizmek gerekli: Türkiye ve İsrail ABD’nin Ortadoğu’daki önemli müttefikleri. Birleşik Devletler bu iki devletin karşı karşıya gelmesini ve (veya) aradaki gerilimin kontrol edilemez bir yere doğru tırmanmasını istemez. Ancak ABD için İsrail ve Türkiye denk güçler değil. İsrail’in ABD ile ilişkisi her hangi bir başka devletin bağlantısının çok ötesinde. Bu nedenle Türkiye, İsrail karşıtı siyaseti sürdürmek istiyor veya kendisini buna mecbur görüyorsa ABD’nin yanında olmayacağını hesaplamalı. Bu noktada ve pek çok diğer mesele bakımından da ABD güvenilir bir ortak değil. Filistinliler için ise tablo çok karanlık. Güç dengesinde radikal bir değişiklik olmadığı müddetçe 7 Ekim’e kadar Gazze işgali bitirilecek. O bölgedeki tüm Müslümanlar göç etmek zorunda kalacak. Batı Şeria ise adım adım yok ediliyor. Bu korkunç sonu durdurmak için elbette geç değil, ancak zaman mazlum halkların aleyhine olacak şekilde tükeniyor.

    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTürkiye’de Basın Özgürlüğü: Kamusal Alan Üzerinde Yargının Ağır Baskısı
    Sonraki İçerik Sabahattin Ali’nin Çıkmaz Yolları

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    Şebnem Gümüşçü: Türkiye’de artık iktidarın önünü kesebilecek hiçbir denetleyici güç kalmadı

    28 Eylül 2025 Gökhan Korkmaz
    daktilo2

    Liberal Küreselleşme Bitiyor. Nasıl Bilirdiniz?

    28 Eylül 2025 Alper Yağcı
    daktilo2

    Siyonizmin Kurucusu Theodore Herzl, Stefan Zweig’ın Nesi Olur?

    28 Eylül 2025 Mehmet Akif Koç

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Basın Özgürlüğü: Kamusal Alan Üzerinde Yargının Ağır Baskısı

    26 Eylül 2025 Yazılar Gürkan Özturan

    Rus Ruleti: Türkiye’de Etki Ajanlığı Yasası

    24 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Tarık Beyhan

    Vakıf Üniversitelerine Kayyım Atanması: İstanbul Bilgi Üniversitesi Kararı ve Hukuki Çerçeve

    19 Eylül 2025 Yazılar Bekir Biçkin

    “Foreign Agent” Draft Bill in Turkey

    19 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Gürkan Özturan

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}