Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Refah Devletlerinin Sonu mu Geliyor?
    Çeviriler

    Refah Devletlerinin Sonu mu Geliyor?

    Daktilo198431 Ekim 20256 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Çeviri: Mert Söyler

    Yazının orijinaline bu linkten ulaşabilirsiniz.

    Beklenen ortalama ömür süreleri uzuyor ama emeklilik sistemleri buna dayanabilecek mi?

    Refah devletinin kuruluşundan bu yana eleştirel isimler, bu sistemin siyasi güç sahibi koalisyonlarca ele geçirilip çıkarları doğrultusunda kullanılacağı konusunda uyarıyordu. Milton Friedman 1977’de, “her şeye kadir bir orta sınıfın” hem en zenginlerin hem de en yoksulların pahasına kendine avantaj sağlayacağını öne sürmüştü. Fakat yanılmıştı.

    Yaşlanan nüfus, devlet harcamalarının dengesini tamamen değiştirdi (bkz. grafik 1). Refah devletleri hâlâ yoksulları destekliyor. En liberal ülke olan Amerika bile, en alt gelir grubuna vergiden önceki gelirlerinin %90’ına denk gelen yardımlar yapıyor. Ancak 1980’den bu yana yaşlılara yapılan transferler ve esas olarak onları hedefleyen sağlık harcamaları, OECD ülkelerinde GSYİH’nın yaklaşık %5’i kadar arttı. Bu oran, diğer sosyal harcamalardaki artışın iki katı. IMF’ye göre G20 ülkeleri mevcut gidişatı sürdürürse, 2030’a gelindiğinde emeklilik ve sağlık harcamalarına 2023’e kıyasla her yıl GSYİH’nın %2,4’ü kadar daha fazla kaynak ayrılacak.

    ABD’de yaşa bağlı zorunlu federal harcamalar (GSYİH’nın yüzdesi, 1962–2035)

    Eski Dertlere Yeni Çözümler

    Kimi yorumcular bu kaynak aktarımının kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Onlara göre devlet sadece bir araç; emekli sayısı arttıkça yaşlıların bir şekilde desteklenmesi kaçınılmaz. Ama ekonomistler artık farklı düşünmeye başlıyor. Yaşlanan toplumların ekonomiye o kadar da ağır bir yük getirmeyebileceği fikri güç kazanıyor. Çünkü yaşlılar artık daha uzun yaşıyor, daha verimli çalışıyor ve geçmişe göre çok daha fazla servet biriktiriyor.

    Goldman Sachs ekonomistlerinin bu yıl yayımladığı bir araştırmaya göre, toplumlar yaşlanmasına rağmen gelişmiş ülkelerde istihdam oranı 2000’den bu yana toplam nüfus içinde hafifçe artmış durumda. Doğuşta beklenen yaşam süresi 78 yıldan 82 yıla çıkarken, ortalama çalışma ömrü de 34 yıldan 38 yıla yükseldi. Yani, yaşlanan toplumlarda her bir bağımlıya düşen çalışan sayısı azalmadı, aksine son yıllarda arttı.

    Üstelik yaşlılar artık çok daha üretken. IMF verilerine göre 2022’de 70 yaşında olan birinin bilişsel kapasitesi, 2000 yılındaki 53 yaşındaki birine eşit. 50 yaş üzeri gruplardaki bu gelişme o kadar büyük ki, zihinsel beceri ile gelir arasındaki ilişki hesaba katıldığında, çalışan kesimin ortalama kazançlarının %30 arttığı anlamına geliyor. “Sağlıklı yaşlanma” eğilimi, 2025–2050 arasındaki küresel büyüme tahminlerine yıllık 0,4 puan ekleyerek yaşlanmanın olumsuz ekonomik etkisini yaklaşık üçte bir oranında azaltıyor. Varlık yönetim şirketi Vanguard’dan Joseph Davis, 1890’dan bu yana yaşlanmanın Amerikan ekonomisi üzerindeki etkisini modelleyerek “Demografi kader değildir,” diyor.

    Uzun ve sağlıklı yaşam süresinin artması, küresel doğurganlık düşüşüne dair endişeleri de hafifletiyor. Nüfusun kendini yenileyebilmesi için gereken doğurganlık oranı genellikle kadın başına 2,1 çocuk olarak kabul edilir. Ancak yaşam süresi yılda ortalama 0,25 yıl artarsa, ki bu oran zengin ülkelerdeki tarihsel ortalamadır, nüfusun sabit kalması için gereken oran yalnızca 1,6–1,7’ye düşer. Bu da, Goldman Sachs ekonomistlerine göre, son on yıllarda birçok zengin ülkenin göç olmasa bile nüfus artışı yaşayabileceği anlamına geliyor.

    Bir başka olumlu gelişme ise yaşlı nüfusun artmasının reel faiz oranlarını düşürme eğiliminde olması. Yaşlılar, çalışma hayatlarında biriktirdikleri serveti yavaş yavaş tükettikleri için piyasada bol miktarda sermaye birikiyor. Stanford Üniversitesi’nden Adrien Auclert ve ekibinin yaptığı bir araştırma, yaşlanan nüfusun küresel reel faiz oranlarını 2100 yılına kadar, diğer tüm koşullar sabit kaldığında bir puandan fazla düşüreceğini öngörüyor. Aynı araştırma grubunun başka bir çalışması ise bu düşüşün yarattığı mali rahatlamanın, ABD’nin borç/GSYİH oranının 2100’e kadar sürdürülebilir biçimde %250’ye kadar çıkmasına olanak tanıyabileceğini ortaya koyuyor.

    Peki, o hâlde yaşlanma neden hâlâ ekonomik bir sorun olarak görülüyor? Yanıt, Friedman’ın yıllar önce söylediklerine benziyor: Yaşlılar güçlü bir seçmen kitlesi. Refah devletinin yapısını değiştirebilecek reformlara direnebiliyorlar. Böylece, yaşam süresinin kısa olduğu dönemlerde belirlenmiş haklarını koruyarak, bugünün çok daha uzun ömürlü dünyasında bu ayrıcalıklardan yararlanmaya devam ediyorlar. Refah sistemleri ilk kurulduğunda, Britanya ve Almanya’da kamu emeklilik maaşları sadece 70 yaş üzerindekiler için sınırlı bir destek sağlıyordu; o dönemde ortalama yaşam süresi 45–50 yıl arasındaydı. Ancak ömürler uzadıkça emeklilik yaşı aynı hızda artmadı. 1972 ile 2000 arasında OECD ülkelerinde ortalama bir erkeğin yaşamının emeklilikte geçen bölümü altıda birden dörtte bire çıktı. Son yıllarda hükümetler emeklilik yaşını ömür beklentisine göre yükseltmeye çalışsa da, bu çabalar yılların biriktirdiği dengesizliği telafi etmeye yetmiyor. Üstelik bugün hem emekli maaşı alan hem de bu hakları savunmak için oy kullanan çok daha fazla insan var.

    OECD’ye göre ortalama bir erkek emekliliğinde yaklaşık 18 yıl geçiriyor ve bu sürenin önümüzdeki yıllarda daha da uzaması bekleniyor. Finlandiya, Hollanda, Portekiz ve İsveç gibi bazı ülkeler, yaşam süresi artsa bile emeklilik yaşını bire bir oranında yükseltmiyor; çünkü emeklilikte geçirilen zamanın kısalmasını istemiyorlar. John Maynard Keynes 1930’da, insanların yüzyıl sonra haftada sadece 15 saat çalışacağını öngörmüştü. Bugün çoğumuz hâlâ tam zamanlı çalışıyoruz; buna karşılık emeklilik süresi o kadar uzadı ki, insanlar artık hayatlarının çalışmadan geçen kısmında Keynes’in tahmininden bile daha fazla zaman harcıyor.

    Ne var ki, emeklilik haklarına yönelik en ufak değişiklik bile büyük tepki doğuruyor. 2023’te Fransa’da emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkarılmasını öngören düzenlemeye karşı 1 milyondan fazla kişi sokaklara döküldü; reform ancak özel anayasal yetkiler kullanılarak yasalaşabildi. İtalya, 2011’de çıkardığı emeklilik reformlarını zamanla yumuşattı. Britanya’da İşçi Partisi hükümeti 2024’te, artık çoğu kişi için ısınmayla ilgisi kalmamış olan yıllık 300 sterlinlik “kış yakıtı desteği”ni gelir testine bağlamak istedi; fakat gelen yoğun tepkiler üzerine neredeyse tamamen geri adım attı.

    Toplumlar yaşlandıkça siyaset giderek bir açık artırmaya dönüşüyor. IMF araştırmacıları, 65 ülkedeki parti programlarını inceleyerek hem solun hem sağın 1990’lardan bu yana vaatlerinde belirgin biçimde daha cömert hale geldiğini ortaya koydu (bkz. grafik 2). Bu cömert siyasi söylem genellikle artan bütçe açıklarının da habercisi oluyor.

    Siyasi partilerin genişleyici veya daraltıcı maliye politikalarına yönelik vaatlerinin payı (%), 65 ülke, 1960–2022

    Refah devletinin gidişatı, iki önemli noktayı öne çıkarıyor. Birincisi, emeklilik maaşları sadece yaşlıların değil, gençlerin de desteğini alıyor. Pew Araştırma Merkezi’nin 2024’te yaptığı ankete göre Amerikalıların beşte dördü, sosyal güvenlik ödemelerinin hiçbir şekilde azaltılmaması gerektiğini düşünüyor. Bu görüş hemen her yaş grubunda ortak. Britanya’da da 25–49 yaş arasındaki çoğunluk, devlet emeklilik maaşlarının “üçlü güvence” kapsamında korunmasından yana; yani maaşların her yıl ücret artışı, enflasyon ya da %2,5’tan hangisi yüksekse ona göre artırılmasından. Kısacası çalışan orta sınıflar, sadece büyükannesinin iyi yaşamasını değil, bir gün kendisinin de rahat bir emekliliğe sahip olmasını istiyor. Yaşlılar, refah devletinde söz sahibi olmayı sadece kalabalık bir seçmen kitlesi oldukları için değil, aynı zamanda toplumun geneli tarafından “hak eden” bir grup olarak görülmeleri sayesinde sürdürüyor.

    İkincisi, çalışan orta sınıftan alınan vergiler, yaşlı nüfusun mali yükünü karşılamaya yetmiyor. Bu yüzden birçok hükümet giderek artan borçlarla idare ediyor. Avrupa ve Amerika’da, bir çalışanın eline geçen maaş ile işverene maliyeti arasındaki farkı gösteren toplam vergi yükü, 2000 yılına göre bugün ortalama olarak daha düşük. Fransa ve Britanya’da bile artış 2 puanı geçmiyor.

    Yine de çalışan orta sınıfın işi zor. Eğer hükümetler bütçelerini dengeleyip mali krizi önlemeye kalkarsa, faturayı ödeyecek ilk grup muhtemelen onlar olacak. Ekonomik veriler, kemer sıkma politikalarının vergileri artırmaktan çok harcamaları kısmaya dayandığında daha az zararlı olduğunu gösteriyor. Fakat yaşlanan toplumlarda bu, siyasal açıdan neredeyse imkânsız. Devletin diğer alanları zaten emeklilik maaşları ve sağlık giderleri yüzünden sıkışmış durumda. İtalya’daki yerel yönetim reformlarından Britanya’daki bakımsız yolların durumuna kadar, kamu hizmetlerindeki bozulmanın sağ popülist partilere desteği artırdığı sık sık dile getiriliyor. İktidarlar bu eğilimi frenlemeye çalışırken, vergilerin özellikle yüksek gelirli kesimler için artması neredeyse kaçınılmaz hale geliyor.

    Fotoğraf: Matt Bennett

    Dünya Ekonomi M
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikYapay Zeka Demokrasileri Yıkabilir

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yapay Zeka Demokrasileri Yıkabilir

    28 Ekim 2025 Cem Özen
    daktilo2 Röportajlar

    Ahmet Sözen: Kıbrıs meselesinde resmi müzakere sürecinin başlayabilmesi için dışsal dinamiklere de ihtiyaç var

    26 Ekim 2025 Gökhan Korkmaz
    daktilo2 Yazılar

    Bir İyi ve Kötü Haberimiz Var: Ekonomik Büyüme için Demokrasi İyi ama Şart Değil

    26 Ekim 2025 Alper Yağcı

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Refah Devletlerinin Sonu mu Geliyor?

    31 Ekim 2025 Çeviriler Daktilo1984

    Yapay Zeka Demokrasileri Yıkabilir

    28 Ekim 2025 Yazılar Cem Özen

    Kitap Yorum: Eski Fikirler İçinde Yenilerini Bulmak, Brad Lips

    28 Ekim 2025 Yazılar Selim Yıldırım

    Ahmet Sözen: Kıbrıs meselesinde resmi müzakere sürecinin başlayabilmesi için dışsal dinamiklere de ihtiyaç var

    26 Ekim 2025 daktilo2 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Ekim 2025
    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}