Ekonomos Haftalık Ekonomi ve Finans Bülteni (30 Mayıs-5 Haziran)
Türkiye Ekonomisinde Büyüme
[voiserPlayer]
Türkiye ekonomisinde 2022 yılı birinci çeyrek büyüme verileri açıklandı. Veriler her ne kadar geçen yılın aynı dönemine göre Türkiye ekonomisinde %7,2 büyümeyi gösterse de büyümenin kompozisyonu ve sürdürülebilirliği olumsuz görünüm sergilemekte. Öncelikle 2021 yılı son çeyreğindeki %9,1’lik büyümeden sonra bu büyüme oranı yavaşlayan bir büyüme evresine doğru gidişte dikkat çekici. Öncü göstergeler de büyümedeki yavaşlamayı teyit eder nitelikte. Büyümenin kaynağına bakıldığında ise ihracat ve tüketim öne çıkıyor. Türk Lirasının son dönemde yüksek değer kaybı ile beraber Çin, Ukrayna ve Rusya’daki üretimin bir kısmının Türkiye’ye kayması ihracattaki artışı desteklemekte.
Yüksek kurun getirdiği enflasyon ise tasarruf yapmanın zorlaşması ve de var olan tasarrufun hızlı erimesi nedeniyle hane halkını tüketime yöneltmekte. Tüketici birikimini cebinde tutup enflasyon karşısında erimesini izlemektense bir an önce tüketime başvuruyor. Geçen yılın aynı dönemine göre hane halkı tüketiminin %19,5 artmasını bu şekilde açıklamak mümkün. Burada dikkat çekici bir diğer unsur ise işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payının birinci çeyrekte %31,5’e düşüşü oldu. 2020 ve 2021 yılı ilk çeyreklerinde bu oran sırasıyla %39,5 ve %35,5 olarak gerçekleşmişti. Özellikle Covid-19 salgını dönemi ile hızla artan gelir dağılımı eşitsizliği artarak devam etmekte ve emeğin üretimden aldığı pay düzenli şekilde azalmakta. Büyümeye sektörel bazda bakıldığında ise en hızlı büyüyen sektör %24,2’lik büyüme ile finans ve sigorta faaliyetleri oldu.
Enflasyon Yükselmeye Devam Ediyor
3 Haziran tarihinde açıklanan resmi verilere göre enflasyon %2,98 artarak yıllık bazda %73,5’e ulaştı. BloombergHT Araştırma Biriminin yaptığı ankette beklenti %76,2 idi. Enflasyon beklentilerin altında gerçekleştiği gibi daha önce görülmemiş bir şekilde TÜİK tarafından her ay yayınlanan 409 ürünün fiyat değişimi ilk kez yayınlanmadı. TÜİK Eurostat tarafından talep edilmeyen tabloların kaldırılarak, aynı şekilde talep edilen yeni tabloların eklenmesine karar verdiğini duyurdu. Bu durum kurumun alt ve üst düzey birçok çalışanının sürekli görevden alınmalara maruz kalması ya da sağlık sorunlarını öne sürerek görevinden ayrılması ile birleştirildiğinde TÜİK her geçen gün büyüyen bir güven krizini yaşamakta ve verilerin doğruluğuna dair kuşkular daha da artmakta.
Dış Ticaret Açığı Büyüyor
Bu hafta açıklanan bir diğer veriye göre ise dış ticaret açığı artmaya devam ediyor. Her ne kadar ihracat ticari rakiplerin mevcut durumu nedeniyle Türkiye’nin lehine gelişse de ithalattaki artışı da beraberinde getirmeye devam etmekte ve hatta ithalat daha hızlı artmakta. Nisan ayında ithalat %24,6 artarken, ithalat %35 oranında artış gösterdi. Böylelikle yılbaşından bu yana ihracat %21,6 oranında artarken, ithalat %40,2 artış göstermiş oldu. 2021 Eylül ayında başlayan faiz indirimleri ve devamında gelen kur artışları Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “Çin de böyle büyüdü” diyerek açıklanırken dış ticaretteki açığın zamanla kapanıp fazlaya geçmesi ima edilmişti. Fakat gerçekleşme tam tersi şekilde oldu ve kur artışlarına rağmen dış ticaretteki açık daha da büyüdü. Burada ithalatın daha hızlı artışında enerji fiyatlarındaki artış da önemli rol oynamakta. Son dönemde döviz bulma sıkıntısı tartışmaları artarken enerji fiyatlarının seyri Türkiye’nin dış açığı açısından oldukça kritik hale geldi.
Yurtdışından Gelişmeler: Petrol Fiyatları Başladığı Yere Döndü
Mart ayında Rusya – Ukrayna savaşı ile başlayan petrol fiyatlarındaki hızlı yükseliş ile petrol fiyatları 124 dolara kadar çıkmıştı. Zamanla OPEC ülkelerinin üretimi artıracağı beklentisi ile 117 dolara inen petrol fiyatları tekrar 124 dolara gelmiş durumda. Rusya geçen yıl dünya petrol üretiminin %14’ünü sağlıyordu. Fakat Avrupa Birliği ülkeleri geçen hafta aldıkları kararla yıl sonuna kadar Rusya’dan aldıkları petrolün %90’ınını kesmeyi planlıyor. Talep tarafında ise Çin’in Covid-19 kaynaklı kapanma sonrası açılmayla birlikte petrol talebindeki artış ihtimali olacak. Böylesi negatif durumların gerçekleşmesi ve son dönemlerde yukarı yönlü Dolar/TL kuru düşünüldüğünde aslında Türkiye’de yeterince yüksek olan petrol fiyatlarını daha da yukarı çıkarabilir. Dolayısıyla henüz en kötüyü görmemiş olabiliriz.
ABD İstihdamı Hala Güçlü Ama?
Amerika’da geçen hafta açıklanan istihdam verileri beklentileri aştı. Beklentilerin üstünde gelen istihdam verileri ile ABD’de işsizlik oranı %3,6 oranında yatay seyrini sürdürdü. Bu sonuçlar Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz artırımlarının devamını da destekler nitelikte oldu. FED’in para politikası kararlarında hem işsizliği hem de enflasyonu göz önünde bulundurduğu düşünüldüğünde güçlü istihdam verileri şu an için asıl sorun olan enflasyon tarafında talebi yavaşlatacak faiz artışını destekler nitelikte. Hatırlanacağı üzere Mart ayından itibaren FED faizleri 75 baz puan artırdı ve faiz artışlarının devamının gelmesi ekonomide durgunluğa götürebilir endişesini beraberinde getiriyordu.
Fakat istihdam tarafında durgunluğa dair henüz güçlü bir veri yok. Buna rağmen geleceğe dair beklentilerin bozulmaya başladığına dair demeçler son dönemde artmakta. Bunlar arasında JP Morgan CEO’su Jamie Dimon’ın “daha önce ekonomik sorunları fırtınaya benzetmiştim fakat şu an yorumumu kasırga olarak değiştiriyorum” sözü en dikkat çekenlerden birisi oldu. Bu açıklamalardan sonra Goldman Sachs Yönetim Kurulu Başkanı John Waldron ise mevcut ekonomik kargaşanın kariyerinde karşılaştığı en zorlu sorunlardan biri olduğunu söyledi. Waldron herhangi bir hava durumu benzetmesi kullanmayacağını fakat emtia şokundan benzeri görülmemiş miktarda parasal ve mali teşvike kadar ekonomiye zarar veren bir dizi faktörün olduğunu vurguladı.