Altüst: Yeni Teknolojiler ve Değişen Endüstriler Bülteni (19 Kasım-4 Aralık 2024)
Altüst bülteninde sıklıkla değindiğim küresel çip savaşları kızışmaya devam ediyor. Bu bültende ilk önce Biden hükümetinin Amerika’daki çip endüstrisini yeniden canlandırmak için TSMC’ye ve diğer şirketlere verdiği teşviklere değiniyorum.
Ardından TSMC ve Huawei’nin içerisinde olduğu bir “skandal” üzerinden Huawei’nin ve Çin’in çip endüstrisinin sınırlarını ve potansiyelini inceliyorum. Sonrasında ise Çin’in çip endüstrisini dar boğaza sokmak için ABD’nin aldığı son ticaret kısıtlamalarını anlamlandırmaya çalışıyorum
TSMC’ye Devasa Teşvik
Biden hükümeti son aylarını yaşarken CHIPS and Science Act yasasından geri adım atmıyor. Geçtiğimiz ay Amerikan hükümeti, Tayvanlı çip üreticisi TSMC’ye vereceği 6,6 milyar dolarlık teşviği kesin olarak onayladı.
Pandemi sonrasında Biden hükümeti, özellikle yarı iletken çiplerdeki dışa bağımlılığı azaltmak ve tedarik sıkıntılarının önüne geçebilmek için CHIPS and Science Act adında bir yasa geçirmişti. Bu yasayla hem direkt olarak çip üretimine, hem de çip üretimiyle ilintili araştırma alanlarına toplamda 280 milyar dolar civarında teşvik verilecek.
TSMC’nin alacağı 6,6 milyar dolar, çip üretimine ayrılan toplam teşvik olan 52,7 milyar doların ciddi bir kısmını oluşturuyor. TSMC’nin yanı sıra Intel, Micron Technology ve GlobalFoundries de en çok yatırım alan şirketlerin arasında bulunuyorlar. Bu şirketler global tedarik zincirlerindeki üretim tesislerini Amerika’ya taşıma ve milyarlarca dolarlık yatırım sözü vermeleri neticesinde bu yasa kapsamında teşvik alabiliyorlar.
Tüm dünyada üretilen yarı iletken çiplerin yalnızca %10’u Amerika’da üretiliyor, 1990’da bu oran %37’ydi. ABD de bu yasa sayesinde özellikle Asya bölgesinde yoğunlaşan çip endüstrisini kendisine geri çekmek istiyor.
Aslında önümüzdeki Ocak ayında Beyaz Saray’a geçecek olan Trump da aynı sonuca farklı bir yolla erişmeyi istiyor. CHIPS and Science Act’i eleştiren Trump, zengin şirketlere milyarlarca dolar vermek yerine gümrük vergilerini artıracağını ve herhangi bir teşvik ödemeden bu şirketleri Amerika’ya gelmeye zorlayabileceğini söylüyor.
Yasaklı Çipleri Huawei’ye Kim Sattı?
Fakat tüm bunlar yaşanırken ABD ve Çin arasında uzun zamandır süren çip savaşları yeni bir aşamaya geçmiş gibi görünüyor. TSMC’nin alacağı teşviğin kesinleşmesinden bir hafta öncesinde Biden hükümeti, TSMC’nin bundan sonra yapay zekâ teknolojilerinde kullanılan en gelişmiş çiplerin Çinli şirketlere satışını engelleme kararı aldı.
Bu kararın arkasında ise enteresan bir hikâye yatıyor. Geçtiğimiz ay ortaya çıktı ki, Çinli teknoloji devi Huawei’nin Nvidia’nın grafik işlem birimlerine (GPU) rakip olarak ürettiği en gelişmiş GPU olan Ascend 910 çipinin içerisinde TSMC’nin ürettiği yüksek teknoloji bir çip tespit edilmiş. Normalde 2020 yılından beri tüm Amerikan şirketlerinin ve Amerikan teknolojisi kullanan diğer ülkelerin şirketlerinin Huawei’ye satış yapması yasaktı.
Fakat Huawei dışındaki birçok Çinli şirket, Huawei’ye satış yapmayan bu şirketlerle ticari ilişkilere girebiliyordu. Huawei’nin TSMC üretimi çiplere nasıl erişebildiği tam olarak bilinmese de en muhtemel senaryo, TSMC’den halen alım yapabilen Çinli bir şirketin veya Çin dışında bir şirketin bir şekilde bu çipleri Huawei’ye ulaştırmış olması. Tüm ihracat kısıtlamalarına rağmen Çin’in hâlâ en önemli teknoloji şirketi olan Huawei’nin böyle dolambaçlı bir yolla bu çiplere erişmeye çalışması, aslında çip endüstrisinde ilerleyebilmenin ne kadar zor ve maliyetli olduğunu gösteren güzel bir örnek.
Benzer şekilde, Çinli çip üreticisi SMIC şirketi de ASML‘nin en gelişmiş litografi makinelerine erişemediği için 10 nanometrenin altındaki çipleri üretmekte zorlanıyordu. Fakat sonrasında ortaya çıkmıştı ki SMIC, öncesinde satın aldığı daha düşük teknolojili litografi makinelerini silikon plakalar üzerinde defalarca kez çalıştırarak çok daha düşük verimlilik oranlarıyla 7 nanometre çipleri üretebilmişti.
Kısacası, Çinli şirketler en gelişmiş üretim araçlarına ve parçalara erişemedikleri için ticaret kısıtlamalarının etrafından dolanarak veya ellerinde olan cihazların sınırlarını zorlayarak daha düşük kârlarla, hatta bazen gelişmiş çipleri zararına üretebiliyorlar. Fakat, bu metot ne kadar sürdürülebilir olacak?
Çip tasarımında Nvidia, litografi makinelerinde ASML, çip mimarisinde Arm Holdings ve çip üretiminde TSMC gibi tekel niteliğindeki şirketlere karşı Çin kendi alternatif şirketlerini sürdürülebilir hale getirene kadar ne kadar dayanabilir?
Hatırlarsak, geçtiğimiz aylarda Amerikan hükümeti, yarı iletken çiplerin üretiminde kullanılan litografi makinelerinin en gelişmişlerini üretebilen dünyadaki tek şirket olan Hollandalı ASML şirketinin de hem Çinli şirketlere satış yapmasını hem de daha öncesinde sattığı makinelere parça ve yazılım vermesini engelleme kararı almıştı.
Çin Üst Düzey Çipleri Üretebiliyor mu?
Fakat bu kararın ardından Huawei 2025’in ilk çeyreğinde bir üst model olan Ascend 910C çiplerinin seri üretimine başlayacağını açıkladı. Bu çiplerin Çinli SMIC şirketi tarafından üretileceği belirtiliyor, ama söylenenlere göre çipin üretiminde ulaşılabilen en yüksek verimlilik oranı sadece %20.
Sektör standartı olarak, gelişmiş çiplerin ticari açıdan sürdürülebilir olması için minimum %70 verimliliğe ulaşabilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu kadar düşük bir verimlilik oranıyla Huawei’nin gerçekten de seri üretime geçebilmesi ve tüm siparişleri karşılayabilmesi şüpheli görünüyor. Zaten bu yıl içerisinde TikTok ana firması olan ByteDance‘in 100 bin adet sipariş verdiği Ascend 910B çiplerinin Huawei yalnızca yarısını teslim edebilmişti.
Huawei bir yandan da şimdiye kadar ki en üst düzey telefonu olan Mate 70’i piyasaya sürdü. Bu telefonun detayları da aslında çiplerin jeopolitiğinin güzel bir mikrokozmosu. Çünkü 5 yıldan beri Huawei telefonlarında Android işletim sistemi kullanılması yasak. Dolayısıyla Huawei telefon kullanıcıları, uygulama mağazası olan Google Play’e erişemiyorlar ve Google’ın ürünleri olan Chrome, YouTube, Gmail gibi gündelik hayatımızın artık vazgeçilmezleri olan uygulamaları telefonlarına “normal” yollardan yükleyemiyorlar.
Buna cevap olarak da Huawei kendi işletim sistemi olan HarmonyOS’i yayınlamıştı ama şimdiye kadar içerisi milyonlarca uygulama ile dolan Google Play ve Android’e rakip olması zor. Huawei’nin önünde bu konuda meşakkatli bir yol bulunuyor. Şu an itibarıyla HarmonyOS’te 15 bin civarında uygulama bulunuyor, fakat 2025’in sonuna kadar Huawei hızlı bir büyüme ile bu sayıyı 100 bine çıkarmayı hedefliyor.
Ayrıca, Mate 70’in içerisinde 7 nanometrelik Kirin 9010 işlemcisi bulunuyor. Bu çipi üreten firma ise Çinli SMIC, fakat daha öncesinde de dediğim gibi 7 nanometre çipleri ASML’nin düşük teknolojili litografi makineleriyle aynı silikon üstüne defalarca işlem yapılmasıyla (multiple patterning) elde edebiliyor ve verimlilik oranları düşük oluyor.
ASML’nin litografi makinelerine alternatifi ise Çinli SMEE üretiyor. Şimdilik yalnızca 28 nanometre gibi sektörel açıdan oldukça geri kalmış çipleri üretebilen litografi makinelerini üretebilen SMEE aslında Çin’in yarı iletken çip endüstrisinin en zayıf halkası.
Teknik analizlere göre kısa vadede SMEE’nin halen seri üretime tam anlamıyla geçiremediği en gelişmiş litografi makinesiyle de multiple patterning yaparak 7 nanometre gibi seviyelere, yani Mate 70 telefonun içerisindeki çipe erişmek mümkün olabilir. Ama Çin, litografi makinesi üretiminde kesin bir ilerleme sağlayamadığı müddetçe ABD’nin ticaret kısıtlamaları karşısında sürdürülebilir bir çip endüstrisi kurabilmesi çok zor gözüküyor.
Bir zamanların en popüler telefonu olma yolunda ilerleyen Huawei, Google ve Android yasağından sonra çoğunlukla Çin pazarına odaklanan bir marka haline geldi. Huawei’nin adını tekrar teknoloji gündeminde sıklıkla duymaya başladık. Küresel teknoloji rekabetindeki merkezi markalardan biri olan Huawei’nin tekrar yükselip yükselemeyeceğini takip etmeye devam edeceğim.
Çin’e Karşı ABD’nin Yeni Kısıtlamaları
Fakat tam ben TSMC ve Huawei’nin hikayesiyle bülteni tamamlamak üzereyken ABD yeni bir adım atarak Çin’e uyguladığı çip kısıtlamalarını daha önce hiç olmadığı kadar genişletti.
2 Aralık’ta alınan karara göre Amerikan şirketleri ve Amerikan teknolojilerini kullanan şirketler bundan sonra çip üretiminde kullanılan neredeyse hiçbir parçayı, çiplerin geliştirilmesinde kullanılan yazılımları, özellikle yapay zekâ veri merkezlerinde kullanılan yüksek kapasiteli bellekleri listeye yeni eklenen Çinli 140 şirkete satamayacaklar. Ayrıca, çip endüstrisine yatırım yapan Çin’li özel sermaye şirketleri de ilk defa yasaklı şirketler listesine eklendi.
Şimdiye kadar çoğunlukla ABD ve müttefiklerindeki sektörel devlerin Çin’deki sektörel devlere satış yapmalarını engellemeye yönelik kısıtlamalar görmüştük. Fakat atılan bu son adım, muhtemelen TSMC’nin ürettiği gelişmiş çipin dönüp dolaşıp bir şekilde Huawei çiplerinin içerisinde çıkmasını önlemek için endüstrideki daha küçük aktörleri de içerisine alan ve muhtemel sızma noktalarını da kapatmaya çalışan bir manevra şeklinde okunabilir.
Çin de ABD’nin bu hamlesine karşılık olarak çip üretiminde kullanılan galyum ve germanyum minerallerinin Amerika’ya ihracatını kısıtladı. Çin zaten geçtiğimiz Eylül ayında kritik minerallerden olan antimonun ihracatını da yasaklamıştı. Kritik minerallerin çıkartılmasında ama özellikle işlenmesinde Çin neredeyse tekel durumunda.
Çin’de işlenen kritik mineraller, var olan talebi karşıladığı için kritik mineral madenlerine yatırım yapılsa da işlenmesi aşamasında devasa yatırımlar görmüyorduk. Fakat Çin’in galyum ve germanyum kısıtlamalarından sonra zaten bu dönemin en popüler konularından biri olan kritik mineraller çok daha fazla konuşulacak ve çok daha fazla yatırım çekecek gibi gözüküyor.