[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (18-24 Nisan 2023)
Sudan’da Ateşkese Rağmen Kriz Büyüyor
Geçtiğimiz hafta bu köşede Sudan’da yönetimdeki ordu ve paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında başlayan silahlı çatışmaları tarihsel arka planı ile yazmıştım. Sudan’da ateşkes ilanlarına rağmen patlamalar ve roket saldırıları halen sürüyor. Son olarak dün gece Sudan ordusu ve RFS arasında 2 gün süren müzakerelerin ardından 3 günlük yeni bir ateşkes ilan edildi.
Bu ateşkes 15 Nisan’da başlayan çatışmaların ardından ilan edilen 4. ateşkes ve önceki ateşkesler sırasında çatışmalar engellenememişti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ateşkesin ilan edildiğini açıkladıktan sonra ABD’nin ateşkesin sürdürülmesi ve sivil yönetime geçiş için her türlü desteği vereceklerini açıkladı. Bu seferki ateşkesin en azından yeni bir müzakere ve barış yolunu açıp açmayacağı merak konusu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Sudan’da yaşanan çatışmaların tüm bölgenin istikrarını bozacağı ve yeni çatışmalara neden olabileceği uyarısında bulundu. Sudan’da ve özellikle çatışmaların şiddetli şekilde sürdüğü başkent Hartum’da siviller büyük tehdit altında ve evlerini terk etmeye başladılar. Altyapı ve su hatlarına zarar veren saldırılar Sudan halkının su güvenliğini de tehdit etmeye başladı. Halkın su kaynağı olarak Nil Nehri’ni kullanmaya başladığına dair haberler geliyor. Şu ana kadar 10 bine yakın kişinin Sudan’ın güneyine doğru geçtiği ve bu sayıdan daha fazlasının da Çad ve Mısır gibi komşu ülkelere göç ettiği belirtiliyor.
Öte yandan birçok ülke Sudan’da bulunan diplomatik temsilcilerini aileleri ve diğer vatandaşları ile birlikte ülkeden çıkarıyor. Türkiye de Sudan’da yaşayan vatandaşlarını tahliye etme kararı aldı. Ülkeden bu kaçış ise Sudan halkında daha büyük endişeye neden oluyor. Sudan Devlet Başkanı General Abdel Fattah al-Burhan ve RSF lideri General Mohamed Hamdan Dagalo güçleri arasındaki çatışmanın diğer ülkelerin diplomatik temsilcilerinin ve vatandaşlarının olmadığı ortamda daha da şiddetleneceğinden korkuyorlar.
Özellikle sivillerin yaşadığı bölgelerde can kayıpları artıyor. Resmi rakamlara göre şu ana kadar 459 kişi hayatını kaybetti. Muhtemelen gerçek rakam bunun çok üzerinde. Taraflar sağduyulu davranmaz ve sivil yönetime geçiş için somut bir program ortaya konulmaz ise Sudan önümüzdeki günlerde daha büyük felaketlerin yaşandığı bir atmosfere sürüklenebilir. En azından sivillere yönelik şiddetin derhal engellenmesi için uluslararası topluma da çok büyük bir görev düşüyor.
Ukrayna Saldırıya mı Hazırlanıyor?
Bahmut şehrinde Ukrayna ve Rusya ordusu arasında yıpratıcı bir çatışma şeklinde süren savaş yeni gelişmelere gebe. Uzun süredir iki tarafın da bahar aylarında bir taarruz hareketine girişeceği beklentisi dile getiriliyordu. Yeni askere alımlar ve Wagner güçlerinin sahaya sürülmesiyle ordusunu güçlendiren Rusya, öte yandan ise Batı’dan gelen silah desteği ile güçlenen Ukrayna ordusu, savaşın seyrini değiştirecek planlamalar üzerinde çalışıyordu.
Nisan ayının son günlerine gelirken iki taraftan da ciddi bir taarruz hamlesi görmedik. Ancak son günlerde Ukrayna ordusunun Dinyeper Nehri’nin iki tarafında konumlanmış Herson şehrinin, nehrin kendi tarafında bulunan doğu kısmında yığınak yapmaya başladığı şeklinde haberler ajanslara düştü. ABD ve İngiltere’deki kimi kaynaklar uydu verilerine dayanarak bu hareketliliği kanıtladıklarını söylüyor. Ancak bu haberler henüz Ukrayna makamları tarafından onaylanmadı. Rusya ise bu iddiayı yalanladı.
Ukrayna’nın güney bölgesindeki Herson şehrinde bu yığınağı yapıyor olması -şayet bu bilgiler doğruysa- birçok açıdan savaşın seyri için çok önemli. Herson’dan Dinyeper Nehri’nin karşı tarafına Ukrayna ordusu başarılı bir şekilde ilerlerse Rus ordusunun Kırım’dan sağladığı tedarik hattını kesip Kırım’ı Rusya’nın kontrolündeki bölgeden ayırabilir. Muhtemelen Ukrayna’nın planı da bu. Ancak Dinyeper gibi fiziki bir zorluğun lojistik olarak bu ilerleme planının gerçekleştirilmesini zor bir girişime dönüştüreceği de bir gerçek. Ayrıca, Rus hava kuvvetlerinin de Ukrayna ordusuna büyük zorluk çıkaracağını tahmin etmek güç değil.
Ukrayna bir süredir taarruz planı yaptıklarını açıklıyor olsa da bu planın detaylarını sır gibi saklıyordu. Herson ise stratejik açıdan oldukça önemli olduğundan Ukrayna ordusunun bu bölgeye odaklanması mantıklı gözüküyor. Batı’dan temin edilen Patriot Füze Savunma Sistemleri, tanklar, zırhlı araçlar ve diğer mühimmat olası bir Ukrayna taarruzunda test edilmiş olacak. Ukrayna’nın planladığı bu taarruz sahada başarıya ulaşırsa Rusya ile barış masasına oturmak için de bir orta yol bulma şansı artabilir. Ancak son bir hesaplaşmanın savaş sahasında yaşanmadan Rusya ve Ukrayna arasında barış görüşmelerinin başlaması şu aşamada pek mümkün gözükmüyor.
Tahıl Koridoru Anlaşması Uzatılacak mı?
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Rusya lideri Putin, Ukrayna lideri Zelensky ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup yazarak Tahıl Koridoru Anlaşması’nın uzatılmasını ve genişletilmesini istedi. Rusya tarafı tahıl koridorunun işleyişi ile ilgili şikayetlerini BM’de dile getirmiş ve bir çözüme ulaşamadıklarını belirtmişti.
Savaşın başlamasından yaklaşık 6 ay sonra Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle yaşanması muhtemel gıda krizinin önüne geçmek için BM’in öncülüğünde Rusya, Ukrayna ve Türkiye arasında Temmuz 2022’de imzalanan anlaşma ile iki büyük tahıl üreticisi Ukrayna ve Rusya’nın tahıl ürünlerini Türk boğazlarından geçirerek dünya pazarlarına ulaştırmasının önü açılmıştı.
Sonrasında Kasım ayında tekrar uzatılan anlaşmanın 18 Mart 2023 tarihine dek yürürlükte kalacağı taraflarca deklare edildi. 18 Mart tarihinde Ukrayna ve Türkiye bu anlaşmanın 120 gün süreyle tekrar uzatıldığını açıklamış fakat Rus resmi kaynakları uzatma süresinin 60 gün olduğunu belirtmişti.
Rusya, Rus tahılı ile gübre ve amonyak gibi bazı ürünlerin ihracatının halen başlamaması nedeniyle anlaşmaya tepkili. Bu tepkisi nedeniyle 18 Mayıs tarihine kadar uzatılan anlaşmanın tekrar uzatılmayacağı tehdidini savuruyor. Görüşmeler ise şu an bir karara bağlanmış değil. Rusya’nın taleplerinin karşılanması için Türkiye de diplomatik girişimlerde bulunuyor. Tüm dünyada temel gıda maddelerinin fiyatlarını etkileyebilecek bu önemli anlaşmanın yeniden uzatılıp uzatılmayacağı önümüzdeki dönemin Rusya-Ukrayna Savaşı’na dair gündem maddelerinden birini oluşturacak.