[voiserPlayer]
2020 üstümüzden TIR gibi geçmiyor mu sizce de? Bu ne yahu, dünyanın başına gelmeyen kalmadı? Bu hafta bültene neler konu oldu? İstanbul’da ulaşım zammı, çığ faciası, uçak kazası, Akıncı’ya tepkiler, İlker Başbuğ, yeni derin devlet ve İdlib.
Dahiliye
İstanbul’a Ulaşım Zammı
İstanbul’da toplu taşımaya 35% zam yapıldı. Biz de ne zaman olur acaba diye bekliyorduk. Ulaşım ücretleri İstanbul Yerel Seçimleri sırasında gündemden düşmemişti, bu sebeple iki taraf da zam karşıtı oluvermişti. Ama tabii dünyanın gerçekleri iki taraf aynı fikirde de olsa değişmiyor. Türk Lirası’nın düşüşü, enflasyon ve petrol fiyatları karşısında ulaşım masrafları da alarm vermeye başlamış olmalı.
Kıssadan hisse: Devlet size bedava bir vida verirse, sormanız gereken ilk soru o vidayı nereden söktüğü. Acaba aylardır zarar eden ulaşım servislerine para nereden sağlandı? Bu süreçte neyi eksik yaparak ucuza ulaşım sundular?
1- Istanbul municipality says hikes public transport prices by 35%
Çığ Faciası
Van’ın Bahçesaray ilçesinde üzerine çığ düşen bir minibüsü kurtarmak için bölgeye giden kurtarma görevlilerinin üzerine de çığ düştü. İlk çığda beş, ikincisinde 33 kişi hayatını kaybetti.
Kurtarma faaliyetleri için bir prosedür yok mu, insan merak ediyor doğrusu. İkinci bir çığın yaşanabileceği bir alanda çalışmak ne kadar doğru? Hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Sabiha Gökçen’de Uçak Kazası
Pegasus Havayollarına ait İzmir-İstanbul uçuşunu yapan uçak, Sabiha Gökçen Havalimanı’na inerken pistten çıktı ve üç parçaya ayrıldı. Son açıklamalara göre kazada üç kişi hayatını kaybetti, 180 kişi yaralandı. Sağlık Bakanı, 4 yaralının durumu için “ağır” ifadesini kullandı.
THY’nin 2009’da Amsterdam’daki kazası da Boeing 737 ile gerçekleşmişti. THY’nin uçağı da iniş sırasında çakılmış ve üç parçaya ayrılmıştı. Bu kaza da Boeing’in hatası olabilir mi?
1- Sabiha Gökçen’de Pegasus uçağı pistten çıktı: 3 kişi öldü, 180 kişi yaralandı
Kuzey Kıbrıs Lideri Akıncı’ya Tepki
Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı, İngiliz Guardian gazetesine verdiği bir röportajda Kıbrıs’ın federal bir çatı altında birleşmesi gerektiğini ifade etti. Bunun olmaması halinde Kıbrıs’ın yavaşça bir Türkiye şehri haline gelip yutulacağını ifade etti. Bunun üzerine, AKP ve MHP’den Akıncı’ya istifa çağrıları yükseldi.
Anladığımız kadarıyla Kıbrıs’ta büyük miktarda insan AB vatandaşı olmak istiyor. Türkiye’de son dört seneyi yaşamış herhangi bir insanın da AB vatandaşı olmak istedikleri için Kıbrıslıları suçlayacak mecali yoktur herhalde. Her ne olursa olsun, 46 sene içerisinde her şeyin nasıl değiştiğini görmek hayret verici. İç savaş halindeki bir adaya çıkarma yapıp kurtarıcı olarak karşılanan ordunun bugün işgalci konumuna düşmesi tarihin ilginç bir cilvesi.
26 Nisan Kıbrıs Seçimleri’nde Kıbrıs halkı da katılıyor mu bu söyleme, göreceğiz.
İlker Başbuğ Yeniden Sahnede
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Haber Global kanalında yaptığı açıklamada, FETÖ’nün siyasi ayağı var mı sorusuna ilginç bir cevap verdi. Başbuğ, tek hamlede tam tarihine kadar hatırladığı hadiseyi anlattı ve ortalık karıştı. Başbuğ’a göre, 26 Haziran 2009 gece yarısı torba yasa tasarısı içinde TSK’yı ilgilendiren bir yasa bulunuyordu. Bu yasanın içeriğinde askere sivil mahkemelerde yargılanma yolu açılıyordu ve Başbuğ’dan anladığımıza göre bu yasa Ergenekon ve Balyoz davaları için bir hazırlıktı. Bunun üzerine Erdoğan çıkıp Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını beyan etti.
Bir noktayı kesinleştirelim. Bir sürü kanalda, onlarca paşa, yorumcu, milletvekili çeşit çeşit iddia ortaya atıyor. Bunlar o kadar sık oluyor ki artık haber değeri dahi yok. Başbuğ’un yorumları da bu şekilde yok olacakken, Erdoğan’ın açıklamasıyla gündemin en orta yerine taşındı. Neden bu işi büyüttüler?
Anladığımız kadarıyla Başbuğ ince bir noktaya dokundu. Daha önce de bültenlerde söylediğimiz gibi, 18 yıllık bir iktidarın gizleyecek çok şeyi olur. Muhalefet odaklarının da yumruklarının en çok acıtacağı yerler burasıdır. Başbuğ’un televizyonda bir rest çektiğini görüp müdahale ediyor olabilirler. Ama o zaman da soru şu: Başbuğ’un niyeti ne? Eski derin devlet yeni derin devletten pay mı istiyor?
1- İlker Başbuğ’dan FETÖ’nün Siyasi Ayağına Somut Örnek!
2- ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ tartışması: Erdoğan’ın çağrısı neydi, Başbuğ’un yanıtı ne oldu?
Getir, İngiltere ve Güney Amerika’ya Açılıyor
Evden çıkmadan market alışverişi yapmanıza olanak veren Getir; Londra, Mexico City ve Sao Paulo’ya açılacağını duyurdu. Hadi hayırlısı! Türkiye’nin yurtdışına internet girişimleri ihraç ettiği bir devrin başlangıcı olur umarız.
1- Turkey’s Getir Seeks New Funds as Startup Plans U.K. Expansion
Hariciye
AB, Kıbrıs Doğalgazı Sebebiyle İki Türk Vatandaşına Seyahat Yasağı Getirdi
Kıbrıs’ta sondaj ve arama faaliyetlerine devam eden Türkiye’ye uygulanacak yaptırımlar arasında en düşük seviyelerde bulunan “şahıslara seyahat yasağı ve malvarlıklarının dondurulması” hayata geçirildi. İki Türk vatandaşına getirilen yaptırım için bu iki kişinin kimlikleri hakkında bilgi verilmedi. Bu, gelen ilk yaptırım. Şu an ya gözdağı veriliyor ya da ellerinden gelen bu kadarı. ABD’nin S-400 meselesinden sonra, ya da Halkbank davasında getirdiği yaptırımları hatırlayın. Bana kalırsa başlangıçta böyle ufak yaptırımlarla başlanması Türkiye için iyiye alamet. İlerleyen günlerde ek yaptırımlar çıkmazsa bilin ki Türkiye yırttı.
1- EU to Sanction Turkish Nationals Over Gas Drilling Off Cyprus
Libya Görüşmelerinden Barış Çıkmadı
Libya’da ilan edilen ateşkesi barışa çevirmek için Cenevre’de bir araya gelen taraflar bir karara varamadı. İki tarafın da isteklerinden taviz vermeyişi görüşmeleri birkaç gündür çıkmaza sokmuştu. Sarraj Yönetimi, Haftar’dan Bengazi sınırına çekilmesini talep ediyordu, ancak Haftar Yönetimi bunu kabul etmedi. Taraflar ateşkesi devam ettirmenin mühim olduğunu vurguladı.
Ateşkesin devam edeceğinden şüpheliyiz. Bölük pörçük saldırılar zaten yaşanmaya devam ediyor, bunların şiddeti ve sıklığı artacaktır. Sahada askeri gelişmeler devam ettikçe bir diplomatik çözüme yer yok gibi görünüyor. Libya da hızla Suriye gibi yabancı ülkelerin fonladığı bir vekalet savaşına dönüştü.
1- Libya: Geneva talks end with no end in sight to fighting
Hindistan S-400’leri Almaya Karar Verdi, Yaptırım Gelecek mi?
Bülteni çıkarmaya başlamamızın ikinci haftasında yazdığımız üzere, Hindistan da Türkiye’nin yürümeyi tercih ettiği yola sapmış, ve S-400 hava savunma sistemi almak için Rusya ile görüşmeye başlamıştı. Son yıllarda silah alımını ABD ve İsrail’den yapan Hindistan, bu kararı yüzünden ABD yaptırımlarıyla tehdit edilmekteydi. Ancak bu hafta resmi kaynakların açıklamalarına göre S-400 alımı kesinleşti. Şimdi bekleyeceğimiz şey ABD’nin tutumu. Hindistan büyük bir alıcı, bu karardan sonra ABD’nin tutumu Türkiye ve S-400 yaptırımları için de önemli bir yer tutuyor.
1- Russian S-400 missile delivery to India by end of 2021: Official
İdlib’de Türkiye
Beşar Esad yönetimindeki Suriye Ordusu, bu hafta İdlib’e 15 km ötedeki Sarakip kasabasını ele geçirdi. Geçtiğimiz hafta TSK’ya yönelik bir bombardımanda gözlem noktalarından birinde bulunan 8 TSK mensubu hayatını kaybetmişti.
Suriye’nin bombardımanının ardından Türkiye de karşılık verdi, Suriye Ordusu’nun bulunduğu noktalar bombalandı.
İdlib neden önemli?
İdlib, Suriye’yi kasıp kavuran iç savaşta muhalif kanatta yer alan çoğu kişinin kaçtığı bir yer. Bölgenin tüm nüfusunun Suriye Hükümeti’nden kaçması pek olası görünmese de, nüfus içinde Beşar Esad’dan korkmak için çok iyi sebeplere sahip bir sürü insan var.
Peki bu insanlar nerede?
Birleşmiş Milletlere göre, bölgede 520.000 kişi çoktan evini terk etti. Ancak bu insanlar nereye gitti? Türkiye’de olmadıklarını biliyoruz, Mülteciler Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı 24 Ocak 2020 tarihi itibarıyla 2019’un son gününe göre 5 bin 175 kişi azaldı. Guardian’a göre, insanlar Türkiye sınırına ve Güvenli Bölge’ye sığınıyorlar. BM, bu durumu Suriye İç Savaşı süresince gerçekleşen en büyük trajedilerden birisi olarak adlandırdı.
Ne olacak şimdi?
8 Şubat Cumartesi Türk ve Rus heyetleri görüştü, ancak bir sonuca varılamadı. Taraflar haftaya tekrar görüşme kararı aldılar. Türkiye’nin İdlib’de bulunan kontrol noktalarına ek kuvvetler gönderildi ve Suriye Ordusu çeşitli kanallarla uyarıldı.
Rusya’nın desteğiyle iç savaşı bitirmeye niyetli görünen Şam, Türkiye’yi zor bir durumda bıraktı. Ancak umuyoruz ki Esad Yönetimi Ankara’nın duruşunu iyi okuyordur. Ülkedeki Suriyeli mülteci sayısı halk arasında hükümete karşı tepki yarattı, hükümet de bu sayının artmasını engellemek için elinden geleni yapacaktır. Ama bu durum sonsuza kadar devam edemez. Suriye’de muhalif bir rejimin kurulamayacağı, ikili bir düzene de yer kalmadığını uzun bir süredir biliyoruz. Hükümet artık bir noktada Suriye Devrimi’nden umudu kesmeli ve insani maliyeti en düşük tutacak şekilde bölgeden çekilmeli.
Haftanın Albümü – Kulak Misafiri, Brenna MacCrimmon
Brenna MacCrimmon Kanadalı bir Türk Halk Müziği sanatçısı. Sadece Türk Halk Müziği değil aslında, Balkan Müziği Sanatçısı demek daha doğru olur. 1970’de Toronto’da, Balkanlar ve Türkiye’den tamamen alakasız bir bağlamda doğan MacCrimmon, balkan etnik müzik örnekleriyle karşılaştıktan sonra, Yunanistan, Türkiye ve Balkanların genelinde uzunca vakit geçirmiş. İstanbul’da da 5 yıl yaşamış. Şarkılara kattığı his yükü bizi şaşkına çevirdi, bir kez daha müziğin gönül işi olduğunu anlamış olduk. Yaşa Brenna! Siz de bu soğuk pazar gününü Balkan türküleriyle şenlendirin, kendinizi kozmopolit bir imparatorluk nostaljisi içinde bulmazsanız biz de bir şey bilmiyoruz.
Haftayı ülke genelinde kar yağışıyla kapatıyoruz. Hazır şansınız varken temiz karlarda yuvarlanmayı unutmayın. Herkese iyi pazarlar.