Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Enerji Krizi ve Ekonomik Daralma: Yeşil Mutabakat Artık Bir Sorun Mu?
    Asterisk2050

    Enerji Krizi ve Ekonomik Daralma: Yeşil Mutabakat Artık Bir Sorun Mu?

    Asterisk2050 Proje Ekibi6 Ekim 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Avrupa Konseyi 2019’un ilk yarısında karbon-nötr, sürdürülebilir kalkınma ve adil dönüşüm gibi kavramları tartışmaya başladığında hem pandemiden hem de yanı başında yükselecek olan Ukrayna-Rusya krizinden bihaberdi. Yeşil Mutabakat’ın ilk adımlarının atıldığı ve 2019-2024 yıllarını kapsayan bir planın tasarlandığı ilk görüşmeler, daha aydınlık bir geleceğe işaret ediyordu. Ancak, normal şartlar altında uzun vadeli projeksiyonlarında başarılı öngörüler üretebilen Avrupa Birliği’nin önümüzdeki kış itibarıyla ekonomik daralma yaşayacağı, herkesin üzerinde mutabık olduğu bir gerçek.

    Yeşil Mutabakat’ın Avrupa Birliği siyasetinde önemli derecede yer edinmesi ve AB ajandasının merkezine yerleşmesi iklim krizi açısından teveccüh ile karşılanmıştı. Fakat, hemen her Birlik üyesi ülkenin baş etmek zorunda kaldığı mevcut iktisadi darboğazı, AB’nin enerji ajandası palazlandırmış durumda. Kimi eleştiriler, pandemi ve bölgesel savaşlara bağlı birçok faktörün ortaya çıkardığı kriz durumuna dayanıklı senaryolara hazırlanılmadığını, yalnızca emisyon azaltımına yönelik politikaların ise mevcut durumu daha da karmaşık hâlâ getirdiğini vurguluyor. Bu nedenle 2023 kışına damga vuracak konular, enerji yoksunluğu ve bununla ilintili enflasyon tartışmaları olacak. Peki bu kara kıştan çıkış mümkün mü? Yeşil Mutabakat iktisadi kırılganlıklardan kurtulmak için artık bir çözümden ziyade sorun mu teşkil ediyor?

    Kaynak: Euronews

    Avrupa Birliği enerji alanında ciddi oranda dışa bağımlı ülkelerden oluşuyor. Bağımlılığın yöneldiği ülke ise Rusya. Bu hem ekonomik hem de politik bir külfeti beraberinde getiriyor. Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi enerji bağımlılığı kimi ülkelerde yüzde yüzlere varırken, Türkiye’de ise %71 oranında. Bu da demek oluyor ki Türkiye’nin enerji bağımlılığı Avrupa ortalamasının çok üzerinde. Fakat, Türkiye’nin aksine Avrupa’da, mevcut AB politikalarında enerji krizine ciddi önem atfedildiği görülüyor. Rusya ile ilişkilerin gerilmesinden itibaren enerji tüketimi için AB’nin 314 milyar Euro ve Birleşik Krallık’ın 178 milyar Euro ek finansman sağladığı yönünde raporlar mevcut ve önümüzdeki dönemde bunun devam edeceğine dair emarelere, geçen hafta bir araya gelen enerji bakanları zirvesinde tanık olduk.

    Zirvede, AB Dönem Başkanı Jozef Sikela, AB’nin bir savaşta olduğu ve belirleyici savaşın bu kış yaşanacağı açıklamasında bulundu. Zirvenin asıl konusu ise enerji fiyatlarına yönelik yeni vergi düzenlemesi, piyasayı krizden korumak adına atılacak adımlar ve Rusya’ya yönelik politika birliğinin sağlanması idi. Buna ek olarak, acil gündemiyle yapılacak olan toplantıların sayısının artacağı ve sanayinin direnç kazanması için paketlerin açıklanacağı da toplantının ardından paylaşılan gündemler arasındaydı. Tüm bu koşullar altında Yeşil Mutabakat’ın AB ajandasındaki yeri de tartışma konusu oldu. Yani, Avrupa ülkeleri yaşadığı enerji krizi sebebiyle ciddi tasarruf önlemleri almış durumda. Günlük hayatı doğrudan etkileyen bu tasarrufların amacı, sanayinin ve hane halkı tüketiminin kış boyunca aksamasını önlemek.

    Evet, Yeşil Mutabakat’ın mevcut durumu daha da karmaşık bir hâle getirdiği doğru. Ancak hâlâ vadettiği gelecek bir çıkış önerisi sunuyor. Bu krizin alışılmışın dışında bir yaşam tarzı getirdiği açık. Zira, kişi başına enerji tüketiminin yüksek olması bir tür refah göstergesidir. Avrupa ülkeleri de uzun yıllar boyunca bu istatistiği yakalarken, enerjinin olmazsa olmazları olan güvenlik, sürdürülebilirlik ve satın alınabilirlik koşullarını sağlamayı başardı. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile de karbon nötr bir gelecek planlarken, rekabetçiliği korumak adına sınırda karbon düzenleme mekanizması gibi önlemler aldı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına da ciddi yatırımlar yapmaya başladı. Bu şekilde de aslında küresel anlamda iklim hareketinin liderliğini yapar konuma geldi.

    Fakat, Yeşil Mutabakat’ın temel direği sayılabilecek enerji dönüşümü ve üzerine inşa edilen ekonomik ve sosyal politikalar ciddi risk altında. Önce Covid-19 pandemisi sonra Ukrayna-Rusya Krizi, Yeşil Mutabakat’a yönelik eleştirilerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu eleştiriler öncelikle Yeşil Taksonomi ile gündeme geldi. Zira, bu eleştiriler sağlam dayanak noktalarına sahipler. Nükleer enerji ve doğalgaz yatırımlarının yeşil etiket alması ve AB’nin geçiş sürecinde bunları meşru kaynaklar olarak görmesi oldukça tepki topladı. Bu alanlara yatırımların devam etmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilginin azalmasına ve geçiş sürecinin olumsuz yönde etkilenmesine yol açacak görüşü hâkim.

    2050 karbon nötr dünya tahayyülleri, geçiş sürecinde fosil yakıt kullanımının zirve yaptığı bir dönemi öngörebiliyordu. Her ne kadar münferit olarak devletler ve uluslararası örgütler çeşitli planlar ve katkı beyanları sunsa da Glasgow’da yapılan COP26 toplantısı, karbonsuzlaştırma politikalarının uyumsuzluğunu gözler önüne serdi. Gelişmiş ülkelerin kalkınmalarını tamamlaması ve geçiş sürecini finanse edebilmesi, gelişmekte olan ülkeler tarafından iki yüzlülükle suçlanmış, “merdiveni itme” olarak tanımlanmıştı. Ayrıca, iklim krizinden ilk ve doğrudan etkilenecek ada ülkeleri protestolarını dile getirmişti.

    Mısır’da düzenlenecek COP27’de ise bu sefer, orta ölçekli ekonomilerin diplomatik zemini kızıştıracağı ve görüşmelerde söz sahibi olacağı bekleniyor. Böylece, bir tür diplomatik çaresizliğin içinde kalan iklim politikaları, enerji krizi ile karşılaştığında rotasını pragmatik ama sürdürülebilirlikten uzak bir noktaya çeviriyor. Fakat, bu süreci devam ettirecek olan uluslararası aktörler, politik ekonomi açısından da önemli bir konuma sahip olacak. Çünkü, fosil kaynaklara dayalı olan geleneksel üretim yöntemleri artık terk ediliyor ve hatta sınırda karbon düzenleme mekanizması gibi önlemlerle cezalandırılıyor. Yani öyle ya da böyle iklim politikaları bir dengeye oturacak ve diplomaside bir anahtar görevi görecek.

    İklim politikalarının mevcut krizlerden korunması ve 2050 karbon nötr ile 1,5 derece hedeflerine ulaşılabilmesi hâlâ mümkün. Bu noktada önemli olan, ısrarlı bir şekilde programa bağlı kalmak olacaktır. Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat’ı yalnızca çevre duyarlılığı sebebiyle planlamadı; sürdürülebilir bir enerji ve ekonomi düzeni tesis etmek en önemli parçalardan biriydi. Rusya ile gerilen ilişkiler sebebiyle Avrupa’yı sert bir kış bekliyor. Halihazırda ciddi tasarruf önlemleri alındı ve enerji tüketiminde önemli miktarlarda düşüş görülüyor. Buna ek olarak çeşitli sektörlerdeki sanayi kuruluşları, artan enerji maliyetlerinden dolayı üretimi azalttığına ya da tamamen durdurduğuna dair açıklamalar yapıyor. İşte bu yüzden Yeşil Mutabakat gibi yeni nesil sürdürülebilir sistemlere sahip olmak, hem enerji bağımsızlığını sağlayacak hem de uzun vadede maliyetleri de düşürecektir. Sonuç olarak, AB’nin enerji krizini aşması mümkün ve bu krizi aşacaktır. Fakat Yeşil Mutabakat’ı zedelemeden bunu yapması, ona ayrıca politik bir avantaj da sağlayacaktır.

    Fotoğraf: Jeremy Cai

    Asterisk2050 Çevre Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikLiberteryenler Devlet Kapasitesine Niçin İhtiyaç Duyar?
    Sonraki İçerik Kitap Yorum: Immanuel Wallerstein, The Modern World System I, (3)

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Podcast

    İrlanda Tarihi II: Global Ekonominin Merkezindeki Ada | Çerçeve S3 #73

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}