Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Terörsüz Türkiye Süreci: Bir Ara Değerlendirme İhtiyacı
    daktilo2

    Terörsüz Türkiye Süreci: Bir Ara Değerlendirme İhtiyacı

    Armağan Öztürk9 Kasım 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    II. Çözüm Süreci’nde bahar havası esiyor. Demokratik kamuoyu Demirtaş’ın serbest bırakılması ile Meclis Komisyonunun Öcalan’la görüşmesi olasılıklarını ciddi biçimde tartışmakta. Önce Erdoğan ile DEM-İmralı heyeti arasındaki görüşme, ardından ise Bahçeli’nin Demirtaş’ın tahliye edilmesini salık veren açıklaması süreci hızlandırdı. Bu noktada bir ara değerlendirme yapmak, “çözüm süreci neyi çözüyor” sorusunu hakkaniyetli bir şekilde değerlendirmek gerekli.

    Öncelikle Demirtaş’ın tahliye ihtimalini hukuk politik bir düzlemde yeniden ele almalıyız. Çünkü Türkiye’de bir süredir AİHM ve AYM kararlarının uygulanması noktasında ciddi bir tartışma var. Siyasi iktidar bazı kararların uygulanmasından yana tavır alırken, çoğu kez mevzuatın gereğini yapmıyor. Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, zorunlu din dersi, Can Atalay’ın tahliyesi ve Tayfun Kahraman’ın yeniden yargılanması gibi meselelerde verilen kararlar alt derece mahkemelerde uygulanmadı.

    Şüphesiz ki bu kaotik durum sadece siyaset-yargı ilişkisinin inişli çıkışlı seyriyle ilgili değil. AİHM kararlarının uygulaması noktasında mevzuatta boşluklar var. Aynı durum AYM kararları için de geçerli. Hukuk ve ceza usul kanunlarında AYM’nin ihlal kararı sonrasında yapılan iş ve işlemler açıkça düzenlenmeli. Ayrıca AYM’nin diğer yüksek mahkemeler karşısındaki üstün konumunun anayasa metninde açıkça yer alması gerekiyor. Aksi taktirde Yargıtay, Danıştay ve alt mahkemeler yetki aşımı iddiasıyla AYM’ye karşı direnmeye devam edecek. Tabii bu arada Bahçeli’nin tahliye talebi açıklamasından sonra tahliye gelmesi durumda yargının siyasallaştığına yönelik yorum ve eleştiriler daha da yoğunlaşacaktır. AİHM kararlarının sıklıkla uygulanmadığı bir hukuk politikte seçici ve özel bir şekilde Demirtaş kararı uygulanırsa ortaya çıkan sonucu bağımsız yargının bir değerlendirmesi olarak görmek hiç de kolay olmayacak. Düşük bir ihtimal, ama mahkemenin Demirtaş’ı AİHM kararına rağmen tahliye etmemesi de söz konusu olabilir elbette. Bu durumda da hem MHP hem de yasal Kürt hareketi doğrudan doğruya Erdoğan’ı suçlayacaktır.  

    Öcalan’la görüşme polemiği de ayrıca bir kırılma yaratmaya gebe. Öncelikle Öcalan’ın söyleminde bir değişiklik var. Bu nokta Kürt barışını derinden sarsabilecek kapasiteye sahip. 27 Şubat tarihinde, kendi kurduğu örgütü silah bırakmaya çağıran Öcalan, her hangi bir pozitif talepte bulunmadan örgütün tasfiyesini savunuyordu. Yasa dışı Kürt hareketinin bağımsız devlet kurma seçeneği dahil olmak üzere tarihte savunduğu pek çok tezin kapsamlı bir eleştirisi yapıldıktan sonra, sorun, mesele ve taleplerin demokrasi içinde ucu açık bir şekilde konuşulabileceğine dair iyimser bir beklenti savunuluyordu. Ancak bugün itibariyle bu söylem değişmiş durumda.

    Öcalan “Kürt olgusunun Cumhuriyetin yasallığının” parçası olması gerektiğini savunuyor. PKK’nın silahsızlanmasıyla Kürt kimlik talepleri arasındaki bu illiyet bağı, süreci simetrik bir hale getirmekte. Yani devlet adım attığı müddetçe PKK silah bırakacak. Oysa başta çizilen çerçeve negatif barış ve asimetri üzerine kuruluydu. Kürt sorununu parantez içine alan ve sadece PKK’nin silahsızlanması meselesiyle ilgilenen bu kurucu söylem bizzat Öcalan tarafından işlevsiz hale getirilmiş durumda.

    Öcalan’la görüşmenin Meclis Komisyonu düzeyinde sürdürülmesi konusundaki ısrar da aslında bu kapsamda değerlendirilebilir. Kürt hareketi Meclisin Öcalan’la görüşmesini normalleştirerek tanınma taleplerini kendi kurucu liderleri üzerinden meşrulaştırılıyor. Meclisin Öcalan’la görüşmesi Kürt kimlik taleplerinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilmesinin ön adımı olarak tasarlanmakta. Öcalan muhatap kabul edilirse bir sonraki adımda örgütün liderini de kapsayacak genel bir af konuşulmaya çalışılacak. En sonunda varacağımız yer Öcalan’ın DEM’in başına geçmesi ve milletvekili olarak TBMM’ye gelmesi. Bu plan gerçekten de Kürt sorununu çözebilir mi? Öcalan’la görüşmenin DEM dışındaki partiler açısından siyasi bir intihar olduğu ise açık. Daha önce olduğu üzere her şey kötüye giderse çözüm sürecine katkı sunan partileri büyük bir risk bekliyor.

    Tabii risklerin fırsatlardan fazla olması önemli ölçüde bu sürecin arkasındaki siyasal psikoloji alt yapı eksikliğinden kaynaklanmakta. “Bebek katili”nden “kurucu önder”e çok hızlı geçildi. PKK’nın silah bırakması ve terörden arındırılmış siyaset herkesin ortak dileği. Ama aktör ve bağlamlara yüklenen fazlasıyla pozitif içerik yadırganıyor. Daha düne kadar Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa Öcalan ve Demirtaş serbest kalacak, PKK devlete sızacak diyen dil bugünlerde barış adına daha cesur adımlar atılmasını salık veriyor. Belki gerçekten de öyle. Barış için cesarete ihtiyacımız var. Ama o cesaretin neden dün gösterilmediği meselesi hâlâ akıllarda.

    Tüm bu yaşanan ve yaşanması beklenen gelişmelerin bazı politik sonuçları olarak elbette. Öncelikle Demirtaş serbest kalır ve Öcalan’la görüşülürse yasal Kürt hareketi iktidara daha da yaklaşacak. Çünkü çözüm sürecindeki her ilerleme Erdoğan’ın iç siyasetteki gücünü arttıran siyasi bir kaldıraç gibi işlev görüyor. Olası işbirliğinin sınırları ise belirsiz. DEM erken seçim kararına olumlu oy verip Erdoğan’ın adaylığının önünü açabilir. Hatta kısmi bir anayasa değişikliği bakımından AKP, MHP ve DEM arasında yol ortaklığı bile mümkün. Büyük kaybeden ise her zamanki gibi CHP. Cumhurbaşkanı adayı hapiste olan Halk Partisi bugünkü koşullarda bile Erdoğan karşısında seçim kazanmakta zorlanıyor. Kürt hareketinin iktidarla tam işbirliği içinde olduğu bir muhtemel gelecekte ise CHP’nin işi çok daha zor.   

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikReşat Nuri Güntekin: Çalıkuşu, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü | Cumhuriyet’in Edebiyatı #03
    Sonraki İçerik Cinsiyet Devrimi

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    Ömer Taşpınar: Demokrat mavi dalga 2026 yılında Temsilciler Meclisinde çoğunluğun değişmesine neden olacak gibi görünüyor

    9 Kasım 2025 Gökhan Korkmaz
    daktilo2

    Osmanlı’da Okuryazarlık, Bölüm 2: Osmanlı Eğitim Sistemine Bakış

    9 Kasım 2025 Alper Yağcı
    daktilo2

    Yayımla ya da Yok Ol: Sosyal Bilimlerin Anlam Krizi

    9 Kasım 2025 Umut Dağıstan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Tony Blair: From the Iraq War to the Gaza Plan -The Evolution of a Politician into a Global Network of Power, Money, and Influence

    7 Kasım 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Dünya Gündemi: Zohran Mamdani ve Demokratlar Kazandı, Trump ve Cumhuriyetçiler Kaybetti, ABD Halkından Müesses Nizama Mesaj

    5 Kasım 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Televizyon Haberciliğinin Geleceği: Ekonomik Daralma, Etik Erozyon ve Yeni İş Modelleri

    4 Kasım 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    ABD Gündemi: Trump’ın Pasifik Turu, Venezuela Gerilimi, Gazze’de Ateşkes Bitti, Yerel Seçimlere 3 Kala

    3 Kasım 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Kasım 2025
    • Ekim 2025
    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}