Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (19-25 Kasım 2024)
Lübnan’dan, ABD ve Fransa’nın diplomatik baskılarıyla yürüyen ateşkes görüşmelerinde sona yaklaşıldığına dair haberler geliyor.
Öte yandan, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump göreve geldiği ilk gün, Meksika ve Kanada’ya yüzde 25, Çin’e ise ek yüzde 10 gümrük vergisi koyacağını, çünkü bu ülkelerin ABD’ye giden uyuşturucu ve göçmen trafiğini engellemediklerini söyledi.
Netanyahu, Hizbullah ile Ateşkese Yeşil Işık Yaktı
Medyaya konuşan İsrailli yetkililer, ABD’nin İsrail’i, 28 Kasım’daki Şükran Günü’ne kadar Hizbullah ile bir ateşkes anlaşmasına varması için zorladığını, ancak önemli ayrıntıların henüz çözülmediğini belirtti.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ise Hizbullah ile bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmayı bitirmek için ateşkese açık olduğunu belirtti.
Netanyahu, Salı günü kabinesiyle bir araya gelerek Lübnan’daki savaşı sona erdirmek için önerilen anlaşmayı görüşecek. İsrailli yetkililer, arabulucuların geçtiğimiz hafta ateşkes konusunda önemli ilerlemeler kaydettiklerini; ancak Netanyahu’nun, Hizbullah’ın ateşkesi bozması durumunda İsrail’in çatışmaları yeniden başlatabileceğine dair güvence almak istemesinden dolayı bir tıkanma yaşandığını belirtiyor.
Hizbullah, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından bu yana İsrail ile çatışıyor ve İsrail topraklarına roket saldırıları düzenliyor. Son olarak İsrail, geçtiğimiz yaz Lübnan’ın güneyine karadan girip Lübnan’da bulunan Hizbullah hedeflerini havadan ağır şekilde bombalamaya başlamıştı.
Bu çatışmalar binlerce Lübnanlının ve 100’e yakın İsrailli sivil ve askerin ölümüne yol açtı. İsrail’in kuzeyinden yaklaşık 60.000 kişi başka yerlere göç ederken Lübnan’da ise yaklaşık bir milyon kişi yerinden oldu.
Fransa ve ABD’nin taraflara baskı yapması, haftalardır süren müzakerelerde sona yaklaşılmasını sağlamış gibi görünüyor. Ancak yine de kesin konuşmamak lazım.
Ateşkesin, resmi olarak İsrail, Lübnan ve aralarında ABD’nin de bulunduğu arabulucu ülkeler arasında varılacak bir anlaşma ile olması planlanıyor. Lübnanlı üst düzey bir milletvekilinin ateşkesi sağlamak için Hizbullah ile irtibat görevini yürüttüğü ve varılacak anlaşmada Hizbullah’ın da onayının olacağı medyaya yansıyan bilgiler arasında.
Hizbullah’ın başlıca müttefiki ve destekçisi olan İran, Kasım ayı başında örgütü ateşkesi kabul etmeye çağırmıştı. Hizbullah’ın yeni lideri Naim Kasım, geçen hafta yayınladığı bir videoda İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarına son vermesi ve Lübnan’ın egemenliğini koruması halinde örgütün ateşkesi kabul edeceğini açıklamıştı.
Tüm taraflar kabul ederse bu anlaşma, 2023 Kasım’da İsrail ve Hamas’ın üzerinde anlaştığı bir haftalık ateşkesten bu yana savaştaki ikinci ateşkes olacak.
Müzakerelerin odak noktalarından biri; Hizbullah’ın, İsrail-Lübnan sınırı boyunca askeri gücünü yeniden inşa etmesi halinde İsrail güçlerinin Lübnan içinde yeniden konuşlanıp konuşlanamayacağı konusuna odaklanıyor.
İsrail, 2006 Lübnan Savaşı’nı sona erdiren böyle bir ateşkesi kabul etmiş ancak Lübnan devleti Hizbullah’ı, İsrail ile olan güney sınırından uzak tutmayı başaramamıştı. İsrail şu an yine ateşkesten sonra Hizbullah’ın İsrail sınırından uzaklaşmamasından endişe duyuyor.
İsrail, Hizbullah militanlarının sınır yakınında kalmaları ya da sınıra geri dönmeleri halinde onlara karşı askeri harekat düzenleme hakkı istiyor. Lübnanlı yetkililer ise anlaşmada böyle bir ifadenin yer almasını kabul etmekte isteksiz.
Netanyahu, Lübnan’da Hizbullah’la anlaşmaya Gazze’de Hamas’la anlaşmaya olduğundan daha açık görünüyor. Çünkü Netanyahu, Hamas’ın tamamen yok edilmesini Hizbullah’tan daha çok istiyor.
Ancak Netanyahu’nun hükümet koalisyonundaki aşırı sağ kanat Hizbullah ile de bir ateşkes istemiyor ve Hizbullah tamamen yok edilene dek savaşın sürmesini istiyor.
Biden hükümeti giderayak Ukrayna’ya ATACMS ve mayınların kullanılmasına izin vererek Rusya-Ukrayna cephesini alevlendirmişti. Orta Doğu’da ise Trump yönetimine, en azından Lübnan’da çatışmaların durduğu bir Orta Doğu bırakabilir.
Trump Yine Gümrük Tarifesi ile Tehdit Etti
Başkan seçilen Donald Trump Pazartesi günü Truth Social platformunda yaptığı açıklamada, göreve geldiği ilk gün Kanada, Meksika ve Çin’den ABD’ye gelen tüm ürünlere gümrük vergisi uygulamak için kararname çıkartacağını söyledi.
Trump ayrıca, Kanada, Meksika ve Çin; ABD’ye uyuşturucu ve göçmen akışını durdurana kadar bu vergilerin yürürlükte kalacağını belirtti.
Piyasalar ve küresel ticarette etkin şirketler ise bu durumdan endişeli. Trump’ın bu kararının küresel tedarik zincirlerini bozacağını ve dünyanın en büyük ekonomilerinden bazılarıyla iş yapan şirketlere ağır maliyetler getireceğini düşünüyorlar.
Trump’ın uyuşturucudan kastı fentanil. Açıklamasında, “Bu tarife, başta Fentanil olmak üzere uyuşturucu ve tüm yasadışı yabancıların ülkemizi işgali durana kadar yürürlükte kalacaktır!” ifadelerini kullandı.
Trump; Meksika ve Kanada’nın irade gösterdikleri takdirde ABD’ye giden göçü ve uyuşturucu akışını durdurabileceklerini, eğer bunu yapmazlarsa bu bedeli ödemeleri gerektiğini düşünüyor.
Trump ayrı bir paylaşımında ise Çin’den gelen tüm ürünlere yüzde 10 ek gümrük vergisi getirileceği tehdidinde bulunarak bu ülkenin ABD’ye yasadışı uyuşturucu sevk ettiğini söyledi ve Çin’in bu konuda sorumluluğunu yerine getirmediğini ifade etti.
Kanada, Çin ve Meksika, Amerika Birleşik Devletleri’nin ithal ve ihraç ettiği mal ve hizmetlerin üçte birinden fazlasını oluşturan ülkeler. Trump’ın uygulamaya geçireceği bu gümrük vergilerinin hem ABD hem de gümrük vergisi uygulanan ülkelerin ticareti açısından çok ciddi sonuçları olacaktır. Nitekim 2023 yılında bu üç ülke birlikte ABD’den 1 trilyon dolardan fazla mal aldı ve ABD’ye yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık mal ve hizmet sattı.
Trump gümrük tarifelerini diplomatik bir silah olarak kullanmayı düşünüyor. Ancak Çin’in de açıklamasında belirttiği üzere ticaret savaşları, günün sonunda kimseye fayda sağlamayabilir; dünya ekonomilerinin kendi içine kapanması ve yükselen otoriter rejimlerin bu durumdan faydalanmasına yol açabilir.