Bu yazıda Amerika Birleşik Devletleri’nde Ağustos ayı içerisinde iktidar partisinin düzenlediği kurultaya ve seçime iki ay kala tarafların girdikleri polemikler ve yaptıkları açıklamalara göz atacağız.
Tim Walz Sahnede
ABD Başkanı Joe Biden’ın resmen yarıştan çekildiği ve başkan adayı olarak yardımcısı Kamala Harris’i onayladığı 21 Temmuz’dan itibaren Harris’in 5 Kasım’daki başkanlık seçimlerine kimle birlikte hazırlanacağı medyada yazılıp çizildi ve çokça tartışıldı.
Olası yardımcı adayları arasında Pensilvanya Valisi Josh Shapiro, Kentucky Valisi Andy Beshear, Arizona Senatörü Mark Kelly, Illinois Valisi Jay Robert Pritzker ve Minnesota Valisi Tim Walz konuşuluyordu.
En kritik salıncak eyaletlerden biri Pensilvanya olduğu için Josh Shapiro’nun tercih edilmesi daha yüksek olasılıklı görülse de Kamala Harris Ağustos’un ilk haftasında yardımcı adayı olarak Tim Walz’u ilan etti.
Walz’un seçilmesinde özellikle Filistin yanlısı sol tabanın, İsrail yanlısı Shapiro’nun tercih edilmesi durumunda boykota gitme ihtimali büyük rol oynadı. Bununla birlikte valisi olduğu Minnesota eyaletinde başarılı icraatlar yapmış olmasının yanında “ortalama Amerikan aile babası” imajının seçmen nezdinde sempatik bulunacağı da tahminler arasında.
Demokratların Kurultayı
Cumhuriyetçilerin Milwaukee/Wisconsin’de 15-18 Temmuz 2024 tarihlerinde düzenlediği, Donald Trump ve yardımcısı J. D. Vance’in seçimler için resmen aday oldukları kurultaydan sonra Demokratlar da kurultaylarını 19-22 Ağustos 2024 tarihlerinde Chicago/Illinois’da gerçekleştirdiler.
Kamala Harris ve yardımcısı Tim Walz’un seçimler için resmen aday oldukları bu kurultayda, Başkan Joe Biden ve eşi Jill Biden’ın yanı sıra Barack-Michelle Obama çifti, Bill-Hillary Clinton çifti, Temsilciler Meclisi Demokrat Lideri Hakeem Jeffries ve New York Temsilcisi Alexandria Ocasio Cortez, Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, Temsilciler Meclisinin eski başkanı Nancy Pelosi, Senato çoğunluk lideri Chuck Schumer ve elbette başkan adayı Kamala Harris ile yardımcısı Tim Walz konuşma yapan isimler arasındaydı.
Kurultayda Demokratların resmi başkan adayı olan mevcut başkan yardımcısı Kamala Harris, konuşmasına ailesine teşekkür ederek başladı. Ağırlıklı olarak duygusal bir konuşma yapan Harris; Kaliforniya’daki savcılık yıllarından, rakibi Trump’ın teşvik ettiği 6 Ocak 2021’deki Kongre baskınından, Trump hakkında açılan davalardan, Roe v. Wade kararının 2022’de bozulmasının ardından bazı eyaletlere getirilen kürtaja erişim kısıtlamalarından, orta sınıfa ne kadar değer verdiğinden ve NATO’nun öneminden bahsetti. Trump’ın Kuzey Kore Başkanı Kim Jong-Un tarafından desteklendiğini iddia edip yine Trump’ın ABD’yi NATO’dan çıkarma ihtimaline değinen Harris, Ukrayna’ya yaptıkları yardımların da sonuna kadar arkasında durduklarının ve bu yardımların yapılmaya devam edileceğinin altını çizdi.
Konuşmanın belki de en güncel ve önemli kısmı İsrail-Gazze savaşıyla ilgili fikrini ifade ettiği kısımdı. Harris, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğuna ve Hamas’ın bir terör örgütü olduğuna değinirken Gazze’de yaşanan insanlık dramının da bir an önce sonlanması için Başkan Biden ile birlikte gece gündüz çalıştıklarını söyledi. Ateşkes için ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederken Filistin’in kendi kaderini tayin hakkı olduğundan da bahsetti.
Kamala Harris’in bu açıklaması çeşitli kesimlerce fazla “orta yolcu” olmakla eleştirildi ve özellikle Filistin destekçisi kesim ABD’nin İsrail’e hâlâ silah sattığından şikayet ederek Harris’in bu konuşmasında samimi olmadığından dem vurdu. Demokratların İsrail politikasını ikiyüzlü bulan seçmenlerin sayısı özellikle Michigan gibi bir salıncak eyalette oldukça fazla. Bu nedenle Harris’in önümüzdeki iki ay boyunca tüm kesimleri memnun eden bir politika izlemesi oldukça zor görünüyor lakin rakibi Trump bu konuda çok daha net bir duruşa sahip. Filistin’deki soykırıma açıktan destek veren Trump, sol seçmeni kazanma kaygısı gütmediği için bu konuda daha keskin bir çizgiye sahip.
Ayrıca Ağustos sonunda CNN’e özel röportaj veren Kamala Harris, seçilmesi halinde kabinede Cumhuriyetçi bir ismin de görev yapacağını belirtirken iklim değişikliği krizinden ve yine kurultayda değindiği orta sınıfın güçlendirilmesinin öneminden bahsetti.
Demokrat başkan adayının kabinede Cumhuriyetçi bir isme yer vermesi kulağa enteresan gelse de mevcut siyasi konjonktürde pek beklenmedik bir durum sayılmaz. Nitekim 2020’de Trump’a karşı Biden’ı destekleyen “Biden için Cumhuriyetçiler” grubunun bu seçimde de Harris’i destekleme kararı alması ve Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’de hakimiyet kurarak neoliberal-neocon (yeni muhafazakar) isimleri tasfiye etmesinden sonra eski başkan George W. Bush, Cumhuriyetçi Parti’nin 2008 ve 2012 seçimlerindeki başkan adayları John McCain ve Mitt Romney’nin pek çok yakın çalışanının yayınladıkları açık mektupta Kamala Harris’i desteklediklerini ilan etmesine karşılık Harris’in de buna bir karşılık vermesi kamuoyu tarafından bekleniyordu. Yine George W. Bush’un yardımcısı Dick Cheney de Kamala Harris’e açık destek açıklayan Cumhuriyetçi isimlerden biri oldu. Cheney diğer partidaşlarından bir adım ileriye giderek “Trump’ın ABD tarihindeki en büyük tehdit” olduğunu ifade etti.
Bu isimlerin Demokrat adayı desteklemelerindeki en büyük sebep, Trump’ın ABD’de başta yargı olmak üzere pek çok alanda kurumların bağımsız işleyişini bozacağı ve anayasal rejimi deleceğine olan inançları. Bundan sonra ise elbette dış politikadaki ayrışmalar geliyor. Trump’ın izolasyon yanlısı tutumuna karşın bu isimler özellikle ABD-NATO ilişkilerine olan bağlılıkları ile biliniyor.
Gülümseten bir bonus olarak hâlâ hayatta olan ve birkaç gün sonra yüzüncü yaşını dolduracak olan eski Demokrat başkan Jimmy Carter da “Kamala Harris’e oy vermek için hayata tutunduğunu” torunu aracılığıyla medyaya açıkladı.
CNN Anketleri
CNN’in Ağustos ayı sonunda yaptırdığı anketlere göre salıncak eyaletlerden Michigan ve Wisconsin’de Kamala Harris, Donald Trump’a karşı daha rahat görünürken Georgia ve Nevada’da kıl payı önde görünüyor. Yine Pensilvanya’da başa baş bir durum söz konusuyken Arizona’da da Trump arayı açmış görünüyor.
Ayrıca salıncak eyaletlerdeki seçmenlerin neredeyse yarısı Trump’ın politikalarının ABD için bir tehdit oluşturduğunu düşünürken Kamala Harris’in politikalarının makul seviyede olduğunu düşünenlerin oranı hepsinde %50’nin üstünde. Bu oranlar da bize seçimle ilgili bir fikir oluşturmamızda yardımcı oluyor.
Kennedy Çekildi
Demokrat Parti’den ayrıldıktan sonra bağımsız olarak başkan adaylığını ilan eden Robert F. Kennedy, Ağustos ayı içinde Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ı desteklediğini ilan ederek yarıştan çekildi. Açıkçası bu pek beklenmedik bir durum değildi. Çünkü Kennedy kampanyasına başlamasından itibaren neredeyse sürekli Biden’ı hedef aldı ve birkaç ay önce yaptığı bir açıklamada da Trump’a Biden’dan daha yakın olduğunu ifade etmişti. Trump’ın ifade özgürlüğü konusunda da Biden’dan daha iyi bir noktada olduğunu düşünen Kennedy, aşı karşıtı komplo teorileriyle zihinlerde yer edinen bir siyasetçi olmuştu.
Adayken söylemleriyle Trump seçmenine daha çok hitap eden bu ismin seçim sonuçlarını ne kadar etkileyeceği ise tartışmalı, ancak ben kritik bir önem arz ettiğini düşünmüyorum.
Adayların Düellosu
Demokrat aday Kamala Harris ile Cumhuriyetçi aday Donald Trump, 10 Eylül’de ABC moderatörlüğünde bir münazara yapma konusunda anlaşmışken yardımcıları Tim Walz ve J. D. Vance de 1 Ekim’de CBS ekranlarında karşı karşıya gelecek.
Bu isimlerin A’dan Z’ye pek çok konu hakkında tartışması bekleniyor. Joe Biden’ın adaylıktan çekilmesine yol açan Haziran ayındaki münazaradan sonra Demokratlar, bir daha böyle bir travma yaşamamak için her türlü önlemi almış görünüyor. Kamala Harris’in Trump’ı, özellikle aleyhine açılan davalar ve kadın haklarına olan bakışından dolayı eleştirmeyi hedeflediği düşünülüyor.
Bitirirken
Ağustos ayı Demokratların Biden’dan sonra silkinerek yarışa hazır hale geldikleri ay oldu. Başarılı bir kurultay sürecinin ardından taraflar arasında yarış kızışırken Demokratlar, Cumhuriyetçilere kıyasla şimdilik küçük bir farkla önde görünüyor.
Kritik eyaletlerde kararsız seçmenin eğilimi her an değişebilir, ancak günün sonunda Kamala Harris’in bir koalisyona önderlik ettiğini söylememiz abartı olmaz. Pek çok Cumhuriyetçinin destek açıkladığı Demokrat adayın bu süreçte en büyük sınavı İsrail-Filistin meselesi olacak gibi gözüküyor. Yapılacak olan televizyon münazaraları da şüphesiz büyük öneme sahip. Kasım ayında hep birlikte Amerikan halkının tarihi kararına tanıklık edeceğiz. Seçim sürecindeki gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğim.
Kaynakça
https://apnews.com/article/rfk-jr-trump-speech-arizona-a2638f89ddcb5de03edbe4574ca17d45