Popülizm, akademisyenler tarafından sınırları çizilmekte zorlanılan bir konudur. Kimileri popülizmi başlı başına bir ideoloji olarak değerlendirirken, kimi akademisyenler ise popülizmin sadece pragmatik bir siyasi metot olduğunu öne sürer. Popülizmin bu çok yönlülüğü ortaya sabit bir tanım koymayı, dolayısıyla da bu probleme karşı çözüm üretmeyi zor bir hale getirir.
Ancak her ne kadar tanımsal ayrılıklar olsa da popülizmi açıklarken ortak kullanılan birtakım özellikler de mevcuttur. Bu ortak özellikleri tespit etmek, demokratik verimliliği düşürecek popülist pratikleri tanımamıza ve onlara karşı harekete geçmemize olanak sağlar.
Popülizm Nedir?
Popülizm, en temelde kitleleri ortak bir tabanda buluşturarak onları elitlere karşı bir araya getirmeyi amaçlar. Duygusal yöntemlerden yararlanılarak ulaşılmaya çalışılan kitleyi “halk” olarak tanımlar ve onları elitlere karşı homojen bir mücadele grubu haline getirmeye çalışır. Popülizmde asıl odak, fikre inanan insanları bir araya getirmek değil, insanları fikre inandıklarına ikna etmeye çalışmaktır.
Popülizmin kilit unsurlarından bir tanesi de kitleleri mobilize etmektir. Kitleleri mobilize etmek rasyonel argümanlardan ziyade, duygulara hitap eden argümanlarla mümkündür. Popülizm, insanların negatif duygularını alıp istenilen hedefe kanalize ederek kendine güç toplar. Toplumdan dışlandığını ve var olan politik sistemden taleplerini alamadıklarını düşünen insanlar, popülizme yakıt olmaya en müsait kitledir. Somut ve yapıcı argümanlar yerine, bireylerin politik sisteme eleştirileri alınıp yuvarlanarak genel bir propaganda retoriğine dönüştürülür.
Siyasetçileri arz, seçmenleri ise talep olarak ayırıp kavramı iki taraflı incelemek popülizmi anlamak açısından ufuk açıcıdır. Popülizm doğrudan bir politik pazardır; arz sağlayanlar talep edenlerin isteklerini direkt olarak sisteme sokmak yerine, onları temsil edildiklerine inandırmaya çalışırlar. Önemli olan, seçmenlerin istedikleri etkiyi toplumda görmeleri değil, tüm sürecin sonucunda göreceklerine inanmalarıdır.
Gerçek politika üretme sürecine önem vermeyen seçmenleri, temsil edildiklerine ikna etmek kolaydır. Onlara duygusal bir güven vermek, koşulsuz sadakatlerini kazanmak için yeterli olacaktır. Örneğin, mülteci karşıtı bir gruba ülkedeki tüm yabancıları gönderme vaadi vermek, hayata geçirilmesi mümkün olmasa da, onları en çok tatmin edecek, dolayısıyla da kitleyi kazanmak için popülizm bağlamında en tercih edilebilir olan opsiyondur.
Popülizm Ne Değildir?
Terimin tanımlanmasındaki bilgi karmaşası sebebiyle popülizmin ne olmadığı kısmı, ne olduğu kadar önemlidir. Popülizm, sağ ve sol ideolojiler ile özdeşleştirilemez; iki tarafın da kullandığı bir metot olarak kabul edilmesi daha doğrudur. Günümüzde sağ ideolojiler tarafından sıklıkla araç haline getirilmesinden ötürü popülizm, milliyetçilikle sıklıkla karıştırılmakta ya da iç içe lanse edilmektedir.
Milliyetçilik kitlesel odak olarak ulus ve halkı birbirine bağlarken popülizmde bu işleyiş daha akıcıdır. Popülizm ezene karşı ezilen senaryosunu kurarken bu iki rolü de ülkedeki siyasal konjonktüre bağlı olarak herhangi bir aktöre verebilir. Milliyetçilikte ise savunulan değerlerin sınırları daha net çizilir.
Son zamanlarda dünya çapında hâkim olan liberal anlayış, popülizmin odağını sağ ideolojilerle ortak bir düzleme çekmiştir. Popülist siyasetçiler “dünyada gerçekleşenlerin sorumlusu olan elitleri” hedef aldıkları için güncel olarak çoğunlukla liberal pratiklere karşı propaganda yapmaktadır. Bu durum da milliyetçilik ile popülizmin iç içe algılanmasına yol açmaktadır.
Popülizm, kimyası bakımından bir ideoloji olarak sınıflandırılması zor bir kavramdır. En yakın ilişkilendirilen ideoloji olan milliyetçilik ile kıyaslandığında dahi, çok temel farklar ortaya çıkar.
Popülizm, genel kuralları olmayan ve oturmuş bir fikir akımı olmaktansa reaktif olmayı tercih eden bir stratejidir. En başta bu değişken yapısı, popülizmi bir ideoloji olarak değerlendirilmekten alıkoyar. Örneğin, milliyetçiliğin odağına aldığı değerler ulusun bütünlüğüyken popülizmde önemli olan değerler, ezilmişe karşı ezen ekseninde bölgelere ve zaman göre değişiklik gösterir. Güncel siyasi atmosferdeki değişkenler sebebiyle bu değerlerin ortak bir şekilde yansıması, milliyetçilik ile popülizmi aynı kefede değerlendirmek için yeterli bir sebep değildir.
Popülizmin Yöntemleri
Popülistler, propaganda yaparken hedef kitleyi rasyonaliteden uzak, duygulara hitap eden argümanlarla harekete geçirmeye çalışır. Bu duygusal argümanları; genel, yöntem olmaksızın sonuç gözeten ve ön yargılardan faydalanmaya çalışan argümanlar olarak özetleyebiliriz.
Popülizmin ana prensiplerinden olan elit düşmanlığını analiz ettiğimizde, bu politikanın duygusal argüman tanımına çok uygun olduğunu görürüz. Olayların arka planları tahlil edilmeden yaşanılan sorunlar sebebiyle en güçlü kesime saldırmak, rasyonaliteden uzak ve inanması elverişli bir senaryodur. Elit kesime kin gütmek, analitik bir çözümleme sürecine kıyasla, hem duygusal hem de kolaylık açısından inanması daha uygun bir seçenektir.
Karizmatik figürler, popülist yöntemde önemli bir yer tutar. Duygusallıktan güç alan bir siyasi yönetimde, ilgiyi etkileyici tekil bir figürün üzerine çekmek hedeflenen kitleyi kazanmak için önemlidir. Popülizm kitleleri harekete geçirmek üzerine kurulur. Kitleleri harekete geçirmek içinse onları etkileyici bir liderin arkasında toplamak verimli bir stratejidir. Günümüzde popülizmin büyüsüne kapılmış bireyler, demokraside doğrudan temsil edilmek yerine, onlar için karar verebilecek güvenebilecekleri bir figürü tercih ederler.
Hedef alınacak kitleyi tespit etmek bir diğer önemli unsurdur. Popülizmi kullanarak güç toplamak isteyen bir siyasi aktör, mevcut demokratik sistemde temsil edilemediğini düşünen kitleyi belirlemelidir. Bu kitle, aktif global ya da lokal politik trendlerden dolayı genel toplum işleyişinden dışlanmış ya da hak ettiğini düşündüğü çıkarları elde edemiyor olmalıdır. Örneğin, Brexit referandumu için yürütülen propaganda kampanyasında, globalizmden dolayı ötekileştirilmiş hisseden ve rekabetçi sistemin içerisinde artık barınamayan yerel halk önemli bir kaynak olmuştur.
Popülizmin Kökeni
Köken olarak popülizmin modern siyasal düşünceye girişi 19. yüzyıla dayansa da popülizm bir yöntem olarak çok daha eskidir. ABD’de kurulan Popülist Parti birçok kaynak tarafından modern siyasette popülizmin başlangıç noktası olarak gösterilmiştir. Oysa, liberal demokrasi dünyaya hâkim olmadan önce de herhangi bir siyasi sistem içerisinde elitlere karşı mobilize edilebilecek bir kitlenin olduğu her yerde popülizmin izlerine rastlanılabilir. Hatta biraz daha geriye gidersek, düzenli bir siyasi sistemin olmadığı dönemlerde bile popülizmin izlerine rastlayabiliriz.
Popülizmin kullandığı duygusal manipüle metotları insan doğasının o kadar özünden gelir ki, bunlara direkt sosyal ilişkilerde bile rastlayabiliriz. Baş etmek istemediğimiz problemleri, güvendiğimiz ve yetkin bulduğumuz birisinin çözmesini istemek doğal bir hayatta kalma refleksidir. Bu da modern popülizmin, kompleks politik sorunları bize kişisel güven veren ve niteliklerine inandığımız bir figüre çözdürmesi ile eşleşir. Popülizmin vaatlerini talep eden bireylerin modern demokrasilerde asıl istediği şey de buna benzer bir süreçtir.
Popülizmin kullandığı ve sosyal bağlamdan yansıtabileceğimiz bir diğer metot ise duygusal manipülasyondur. Popülizmin siyasette kullandığı propaganda biçimi, sosyal ilişkilerde maruz kalınabilecek toksik manipülasyon biçimleri ile yüksek oranda benzerlik gösterir. Psikolojik olarak savunmasız ve çaresiz aktörleri manipüle etmek, örgütlü siyasi sistemlerden daha eski bir olgudur. Popülizmin bu metotları günümüzde efektif bir şekilde kullanabilmesinin sebebi ise medyanın değişimi ve gelişen teknolojidir. Kitlelerle daha direkt iletişime girme olanağı, manipülasyonun verimliliğini önemli ölçüde arttırmıştır.
Farklı Bağlamlarda Popülizm
Popülizm, yapısal özelliklerini bulunduğu bağlamdan alan bir metottur. Politikanın yapılış şekli ve popülizm talep eden halkın istekleri bu bağlama göre çok geniş bir yelpazede farklılık gösterebilir. Bundan dolayı, farklı siyasi bağlamlarda gördüğümüz popülizm örneklerini homojen gruplar altında sınıflandırmaya çalışmak yerine tek tek incelemek daha doğru olur.
Bahsedilen özgün bağlamlara; kapitalizme karşı gelişen Rus popülizmi, yüksek faize karşı çıkan Kuzey Amerika popülizmi, geleneksel elitlere karşı çıkan Güney Amerika popülizmi, sıradan vatandaşı yücelten Afrika popülizmi, köy yaşamını yüceltip Batı tarzı bireyleşmeye karşı çıkan Asya popülizmi ve daha niceleri örnek verilebilir.
Coğrafyadan farklı olarak içinde bulunulan dönem de belirleyici bir bağlamdır. Bulunduğumuz çağdaki politik trendler, medyanın yapısı ve teknoloji, popülizmin işleyişini etkiler. Popülizm, elitleri hedef alan bir strateji olarak, mevcut egemen politik sisteme (müesses nizama) karşı bir duruş sergiler. Dolayısıyla, propaganda aracı olarak kullanılacak ideolojik elementler de kaynağını buradan alır.
Medya, insanların bilgi tüketim kaynağı olması itibariyle bir diğer belirleyici faktördür. Medyanın bağımsızlığı, haberlerin üretiliş biçimleri ve ulaşılması amaçlanan kitle, bilgi akışını, dolayısıyla da popülizmin geçerliliğini etkiler. Örneğin, daha önceye kıyasla günümüzde, küresel anlamda dikkat çekme odaklı bir medya geleneği hakimdir. Sansasyonel haberlerin popülerliği, elitlerle ilgili negatif haberlerin yaygınlaşmasına, dolayısıyla da popülizmin güç toplamasına olanak sağlar.
Sonuç
Popülizm, günümüzde liberal demokrasilerin karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biridir. Böyle olmasının başlıca sebebi, diğer tehditleri aynı çatı altında toplayabilecek bir yapıda olmasıdır. Popülizm, liberal değerlere karşı olan unsurları, demokrasi içerisinde eritip politik sisteme sokma kabiliyetine sahiptir.
Aynı zamanda sabit değerleri ve yöntemleri kullanmadığı için çok akışkan bir kimyaya sahiptir, dolayısıyla da popülizmi teşhis etmek çok zordur. Ayrıca, kullandığı manipülatif retorik, günümüz teknolojik gelişmeleri ve medya yapısı ile son derece uyumludur. Demokratik erozyona demokrasinin kendisini kullanarak sebebiyet veren bu virüsün ne kadar ölümcül olduğunu maalesef ki önümüzdeki dönemlerde daha fazla şahit olacağız.
Kaynaklar
- OLIVAS OSUNA, J.J. (2021), From chasing populists to deconstructing populism: A new multidimensional approach to understanding and comparing populism. European Journal of Political Research, 60: 829-853. https://doi.org/10.1111/1475-6765.12428
- Mudde, C. (2004). The Populist Zeitgeist. Government and Opposition, 39(4), 541–563. http://www.jstor.org/stable/44483088