[voiserPlayer]
Merhaba sevgili okuyucular. Bilmiyorum fark ettiniz mi, bir süredir yoktum. Bu süre zarfında çok şey düşündüm demek isterdim ama düşünme eylemi ile arası çok iyi birisiyim dersem yalan olur. Daha çok tanık oldum diyeyim. Mesela depreme ilk elden tanıklık ettim. O yıkım ve yokluğun karşısında bir hiç gibi hissettim. Zaten inişli çıkışlı olan hayatım o günden sonra bir süre diplerde gitmeye devam etti. Bu arada, sakın yanlış anlama olmasın, o depremden birebir etkilenen ve yakın bir zamanda (veya belki de asla) hayatı normale dönme ihtimali olmayan insanlardan rol çalmaya niyetim yok. Ama bir şeylerden keyif alma hissini kaybetmiştim. O günden beri yeni bir şeyler izlemekte zorlandım, izlediklerim hakkında yazmak ve konuşmak daha bile imkânsız geliyordu.
Ama geri geldik. Ülkenin tarihi olaylarının kavşağında, cebimizde para yok ve elimizdeki bilet bizi nereye götürecek bilmezken bekliyoruz. Hayatımızı tekrar rayına koymamız gerekiyor. Bizden çalınan para, zaman ve yaşama sevincini geri almamız lazım. Ben kendimce üzerime düşen görevleri yapmaya çalışıyorum. Bunlardan birisi de film yazılarıma geri dönmek. VE BİR MCU FİLMİ İLE. Ne güzel değil mi?
Aslında o kadar da kötü değil. Phase 4 film ve dizilerini düşündükçe hiç fena değil hatta. Phase 5’e Ant-Man and the Wasp: Quantumania ile zayıf bir başlangıç yapmış Marvel için iyi bile sayılır. Tabii bunda yönetmen James Gunn’ın büyük katkılarını inkâr edemeyiz. Kendisini hâlâ bu karakterlere ve oyunculara yakın hissediyor ve onlara hak ettiği son bir film vermek için dönmüş. Zaten bundan sonra yeni bir Guardians of the Galaxy (Gog) filmi kolay kolay çekilemez, çünkü artık ekip baya dağılmış bir durumda. James Gunn ellere yar oldu. Yeni DCEU’nun başı kendisi. Dave Bautista görünüşte emekli oldu MCU’dan ve geriye bu filmi bıraktılar bize.
Filmin konusu ile ilgili spoiler elbette vermeyeceğim ama piyasada oyuncular ve yönetmenin demeçlerine ve dolaşan trailer’lara sakın aldanmayın. Zaten artık gelenek gibi bir şey oldu Marvel’ın trailerlar ile seyircileri tongaya düşürmesi. Eğer yapabilirseniz önceki iki filmi izleyin (Disney+’ta varlar ama hâlâ inatla Holiday Special’a bakmadım) öyle gidin. Tüm MCU eserleri ile kıyaslamayacağım ama GOG üçlemesi içinde en iyi ikinci film bu.
İlk filmi nasıl izlediğimi bugün dahi hatırlıyorum. Bir avm’de dolaşıyordum. O esnada sevgili arkadaşım Özgür Öğret ile karşılaştık. Kendisi Gog filminden çıkmıştı. Benim de çizgi romanlar ile ilgili olduğumu bilen Özgür bana filmden bahsetmişti. Hatta ilk konuşmamızda konudan bahsettiğinde Starjammers sanmıştım, o kadar bihaberdim Gog konseptinden. O sırada çok büyük bir olay olmayan MCU (2014 yılından bahsediyoruz) sinemayı tamamıyla yutmamıştı. MCU Phase 2, 10. filmden bahsediyoruz burada. Gog 3 hatırına ilk filme tekrar baktım, senaryosu zayıf olsa da anlatımı başarılı ve oyuncularının iyi performanslarına bel bağlayan güzel bir işmiş.
Aslında bu serinin biraz karışık bir tarihi var. İlk iki filmin başarısı ile ekibin kariyerine güzel bir artı getiren eser sonrasında yönetmen James Gunn’ın tartışmalı tweet’lerinin ortalığa dökülmesi sonrası projeden atılması. Hatta 3. film Taika Waititi’ye teklif edilmesi sonrası onun da “Bu James Gunn’ın projesi” deyip reddetmesi ve kapanışı tekrar Gunn’a yaptırması ile sonuçlanıyor.
Filme genel olarak bakınca zaten James Gunn ve ekibinin ne kadar birbirlerine yakın olduğu, bu filme ne kadar kendilerini kattıklarını anlamak mümkün. Zaten genel defolarını gizleyen şeylerden birisi de bu yoldaşlık hissinin filmin her yerinde görülebilir olması. Birbirine yakın olan ekip üyeleri hem bireysel olarak iyiler ve yetmezmiş gibi her sahnede de birbirlerini destekliyorlar. James Gunn ise DCEU tahtına oturmadan hak ettiği vedasını yapabiliyor böylece.
Filmin yönetimsel bir sıkıntısı yok. James Gunn’ın ne kadar yetenekli bir yönetmen olduğuna ben şahidim. Her şeyden önce ilk filmden sonra tarihe gömülmesi gereken Suicide Squad’a tekrar hayat vermesi bile bunun kanıtı bence. Ama konu ve yapım açısından bazı sıkıntılar var. MCU son filmler ile eski ışıltılı günlerini yakalamakta zorlanıyor ve buna sebep olan sorunların bir kısmı, bence, yönetimsel. Kevin Feige aslında MCU öncesine uzanan prodüktörlük deneyimini bugün dahi hemen hemen her MCU işinde devam ettirmeye çalışıyor ve eskiden daha az sayıda proje ile iyi götürebildiği görevi şu sıralar eski günlerini aratıyor. Yeni bir yapılanma gerekiyor orası çok açık. Disney+ a uzun yıllar kullanabileceği içerik üreticisi gibi bir şey oldu MCU ve şu an tam olarak konuşmak için erken olsa da oyun filmleri ve korku filmleri trendi yükselişte gibi. Sonraki 3-4 yıl bu gişeler ve bütçeler ile böyle bir sinematik evreni sürdürmek o kadar kârlı olmayabilir.
Filme geri dönersek, yıllar içinde MCU’nun en iyi yaptığı şeylerden birisi olan görsel efektlerin bu kadar göz yıprattığı ilk filmlerden birisi galiba bu. Yanlış anlaşılma olmasın, kötü değiller, ama özenli kullanılmamışlar. Özellikle kalabalık aksiyon sahnelerinde birkaç yer fena göründü gözüme. Bu sorun aynı zamanda filmin geneline de yansımış tabii.
Mesela bir sahnede 2 cgi karakterin, cgi bir arka plan önünde konuşmasından hislenmemizi bekliyor film. Ama oyunculara ne oldu? En son baktığımda bu bir animasyon filmi değildi, sinemaya o beklentiler ile gitmemiştim ben. Bir de müzik kullanımı bazen o kadar kontrolden çıkmış ki bazen gidişat klipler arası hikâye anlatımıymış gibi gelebilir.
Toparlamam gerekirse: İlk iki filmin çeşitli yanlarını alıp, bol konuk oyuncu ve referanslar ile doldurulmuş olan bu iş, her ne kadar ikinci perde başlarından itibaren film niteliğini azar azar kaybetmeye başlasa da izlenebilirliği var. Sadece, serinin ilk filmi seviyesinde bir şey beklemeyin.