[voiserPlayer]
Daktilo1984’te zaman zaman, Türkiye’nin gerek ekonomik gerek siyasal bağlamda yalnızca kıtamızdaki değil; dünyadaki en önemli partneri Almanya’daki önemli gelişmeleri sizlere Türkçe aktarmayı amaçlıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda ülkede; Deutsche Welle’ye Türkiye’de erişimin engellenmesi, Rusya’yla bağlantılı enerji krizi, 2023 bütçesi ve sosyal destekler, iki eyalette kurulan hükümetler ile havalimanlarındaki uzun bekleme sürelerine çözüm olarak Türkiye’den işçi getirilmesi konuşuldu ki bu konuların her biri hem Türkiye hem de küresel siyaset için derin anlamlar taşıyor.
DW Türkçe’ye 60. Yaş Günü Hediyesi: Erişim Yasağı Getirildi
Almanya’nın kamu televizyonlarından biri olan, özellikle Almanca dışındaki dillerde yayınlarıyla bilinen Deutsche Welle (DW)’nin Türkçe de dahil tüm dillerdeki, Amerika’nın Sesi(VOA)’nin ise Türkçe yayınlarını paylaştığı internet sitelerine, Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği kararı gerekçe gösterilerek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından geçtiğimiz Perşembe gününden beri erişim engeli uygulanıyor. Hakimliğe başvuru RTÜK tarafından, 2019 Ağustos’unda yayımlanan yönetmeliğe uygun lisans alınmadığı gerekçesiyle yapılmıştı.
DW tarafından yapılan açıklamalarda, lisans alınmasıyla Türk hükümetinin bazı içeriklerin kaldırılması yönünde talepte bulunmasının mümkün olabileceği, bu sebeple lisans için başvuruda bulunulmadığı hatırlatıldı. Genel Müdür Peter Limbourg, bunun bağımsız medya kuruluşları için kabul edilemez olduğunu, DW olarak hakimliğin kararına itiraz edeceklerini açıkladı.
Alman siyasiler karara tepki gösterdi.[1] Federal Hükümet’te Başbakanlığa bağlı olarak görev yapan Kültür ve Medya Politikalarından Sorumlu Devlet Bakanı, Yeşiller’li siyasetçi Claudia Roth Türkiye’deki seçimleri hatırlatarak bağımsız gazeteciliğin özgür ve adil seçimler için gerekli olduğunu vurguladı. Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, Federal Hükümet’in karardan duyduğu üzüntüyü belirtti. Hebestreit, DW’nin bağımsız bir yayın kuruluşu olduğuna atıfla “ne gibi çıkarımlarda bulunacağının” kendisine bağlı olduğunu vurguladı. Sözcü, hükümetin Türk muhataplarıyla düzenli olarak eleştirel görüş alışverişinde olduğunu da belirtti. Hükümet kanadından yapılan açıklamalar, DW’nin hakimliğin erişim engeli kararına yaptığı itirazlardan sonuç alamaması durumunda sertleşebilir. Bu halde Alman hükümeti yargının bağımsız karar veremediğinin altını çizecektir.
Ana muhalefet merkez sağ CDU/CSU’nun Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Jürgen Hardt konuya daha net ve eleştirel yaklaştı. Alman siyasetçiye göre bu kararla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi vatandaşları interneti sadece hükümetlerinin istediği gibi kullanabilen Çin, Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerin yanına eklemiş oldu. Hardt’a göre Türkiye’nin geleceği; hukukun üstünlüğü, özgürlük, demokrasi ve uluslararası dayanışmada Batı’nın yanında.
Hükümet Diken Üstünde: Doğalgaz Fiyatları Kontrolden Çıkabilir
23 Haziran’da Rusya’dan Almanya’ya Kuzey Akım 1 üzerinden sağlanan doğalgaz yüzde 40 seviyelerine gerilemiş, Başbakan Yardımcısı ve Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck alarm seviyesinin ikinci en yüksek seviyeye getirildiğini açıklamıştı. Federal Bakan sıklıkla tasarruf edilmesi çağrısında bulunuyor, katıldığı yayınlarda duşta geçirilen sürenin azaltılması da dahil olmak üzere bazı “tavsiye”ler veriyor.
Enerji arz güvenliğinden sorumlu, Federal Bakanlık’a bağlı Federal Ağ Ajansı (Bundesnetzagentur) Rusya’dan gelen doğalgazın 11 Temmuz’da tamamen kesilebileceğini açıkladı. Böyle bir kesintinin enflasyonu tırmandıracağı doğalgaz fiyatlarının da kontrolden çıkmasına sebep olabileceği belirtildi. Yine de gaz tedariğinin arzu edilen ölçülerde olmasa da Hollanda ve Norveç’ten sağlanabileceği tahmin ediliyor. Habeck, federal hükümetin hedefinin kış gelmeden depoları mümkün olduğunca doldurabilmek olduğunu belirtiyor.
Borç Freni Tartışmaları: Lindner Mali Disipline Dönmek İstiyor
Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı ve Federal Maliye Bakanı Christian Lindner, enflasyonla mücadele kapsamında ailelere verilen desteklerin şimdilik yeterli olduğunu belirtti. Lindner, ülke çapında dilenen yere seyahat edilmesine imkan sağlayan ve hızlı trenler hariç tüm toplu ulaşımda geçerli 9 Euro’luk bilet uygulamasının, akaryakıt indirimlerinin ve sübvansiyonların etkisini göstermesinin beklenmesini istedi. Federal Bakan, halihazırda iki destek paketi olarak açıklanan bu formüllere bir üçüncü destek paketinin daha eklenmesi için 2023’ü işaret etti.
Ayrıca Lindner, 2023 bütçesinde Federal Anayasa’da hükümetlerin aşırı borçlanmasını engelleyen “borç freni”ne dönülmesi zorunlu buluyor. Federal Bakan’ın hazırladığı bütçe taslağının anlamı daha az sosyal yardım, üstelik bu konuda farklı düşüncelere sahip koalisyon ortakları Sosyal Demokratlar ve Birlik 90/Yeşiller’in de onayının alınması gerekiyor.
Eyalet Seçimlerinin Ardından: Kuzey Ren-Vestfalya ve Schleswig-Holstein’da Hükümet Kuruldu
Mayıs’ta her iki eyalette gerçekleşen seçimlerden, iki eyalette de merkez sağ CDU ile Yeşiller’in ortaklık yaptığı siyah-yeşil koalisyon çıktı. Federal seçimlerde CDU/CSU’nun başbakan adayı olarak yarışan ve yenilginin ardından eyalet başbakanlığı koltuğunu bırakıp federal parlamentoda milletvekili olarak göreve başlayan Armin Laschet’in ardından, Almanya’nın en büyük eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya’da başbakan olarak eyalet parlamentosunda geçen sene yapılan oylama sonucu yine CDU’dan Hendrik Wüst seçilmişti. 46 yaşındaki siyasetçinin, 15 Mayıs’taki seçimlerde oyların 35.7%’sini almasının gelecekte onu parti liderliği koltuğu için iddialı bir isim haline getirdiği konuşuluyor.
Almanya’nın bulvar gazetesi Bild ise Hürriyet’in Almanya edisyonunda yayınlanan eleştirel köşe yazısını haberleştirdi.[2] Köşe yazısında, Kuzey Ren-Vestfalya’da göçmen kökenli hiçbir bakanın olmaması eleştirilirken çeşitliliğinin görünür kılındığına inanılan Schleswig-Holstein’ın yeni hükümeti örnek gösteriliyor. Yeni Schleswig-Holstein Eyalet Hükümeti’yle, Almanya’da ilk kez kökenleri Afrika’ya dayanan bir siyasetçi, Aminata Toure, bakanlık koltuğuna oturuyor. Mali kökenli Toure kabinede Sosyal İşler, Sağlık, Aile ve Yaşlılar Bakanı olarak görev yapacak. Bir başka ilk ise Alman vatandaşı olmayan birinin ilk kez bakan olacak olması. Danimarka Krallığı vatandaşı Claus Ruhe Madsen, eyalet hükümetinin Ekonomi, Ulaştırma, Çalışma, Teknoloji ve Turizm Bakanı oldu.
Her ne kadar Kuzey Ren-Vestfalya Hükümeti’nde göçmen kökenli isimler bakan düzeyinde yer almasa da Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nda CDU’lu Gonca Türkeli-Dehnert bakan yardımcısı olarak görev alacak. Ayrıca eyalet parlamentosunun başkan yardımcılığı görevine Yeşiller’li siyasetçi Berivan Aymaz seçildi.
Aşırı Sağ AfD’li Siyasetçi Leyla Bilge: Almanya’yı Yalnızca Türkler Kurtarabilir
Politik spektrumun en sağında yer alan, göç karşıtı Almanya için Alternatif partisi üyesi Leyla Bilge, havalimanlarında işçi açığından kaynaklanan uzun bekleme sürelerine çözüm olarak ağırlıkla Türkiye’den “misafir işçi” getirilmesi planına destek çıktı: “Almanya’yı yalnızca Türkler kurtarabilir, sekiz senedir buraya kabul edilenler -Suriyeli mültecilere atıfla- hiçbir işe yaramıyor.”
Federal Ulaştırma, İçişleri ve Çalışma Bakanları’nın ortak basın toplantısında duyurulan planla, havalimanlarındaki koşulların iyileştirilmesi için Türkiye’den 2000 kişinin getirilmesi planlanıyor. Kalacak yerin temin edileceği, Almanca şartının aranmayacağı ve vize alım süreçlerinin hızlandırılacağı fakat güvenlik araştırmalarından taviz verilmeyeceği açıklandı. Bu sebeple işçilerin gelişinin yaz aylarına yetişemeyeceği değerlendiriliyor. Bakanlar ve ana muhalefet CDU/CSU, havayolu şirketlerini işçi açığının oluşacağının bilinmesine rağmen pandemiden bu yana gerekli önlemleri almamakla suçluyor.
Youtube video linki: https://www.youtube.com/watch?v=EOsvVPxLA4c
[1] https://www.dw.com/tr/alman-h%C3%BCk%C3%BCmetinden-dwnin-engellenmesine-tepki/a-62331731
[2] https://www.bild.de/politik/2022/politik/migranten-gingen-bei-ministerposten-leer-aus-tuerkische-zeitung-attackiert-nrw-r-80585582.bild.html
Fotoğraf: Claudio Schwarz