Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Türkiye’de Elektrik Piyasasının Dinamikleri, Elektrik Zammı ve Yenilenebilir Enerji
    Yazılar

    Türkiye’de Elektrik Piyasasının Dinamikleri, Elektrik Zammı ve Yenilenebilir Enerji

    Orçun Demir30 Temmuz 20245 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    1 Temmuz Pazartesi gününden geçerli olmak üzere elektrikte, mesken abone grubu için yüzde 38, tarımsal faaliyetler abone grubu için yüzde 30, kamu ve özel hizmetler sektörü abone grubunun düşük kademesi için yüzde 38 ve yüksek kademesi için yüzde 20 oranında artış yapıldı.

    Bu elektrik zammının tüketiciler için soğuk bir duş etkisi yaratması gayet normal. Fakat elektriğin son tüketici açısından fiyatı son üç yıldır ciddi bir sübvansiyona dayanmaktaydı. Aslında elektrik hâlâ çok ucuz! Bu konuyu biraz açalım.

    Piyasa Takas Fiyatı (PTF), elektrik üretim maliyetlerinin belirlenmesinde kullanılan bir referans fiyatıdır. Bu yıl PTF ortalama 2000 TL/MW civarında. Oysa hane halkı fatura bedelleri (kademeli olarak değişmekle birlikte) 500-550 TL/MW’a denk geliyor. Yani PTF fiyatının 4 kat altında bir son fiyatlandırma görüyoruz. Bu sübvansiyonun birbiriyle bağlantılı iki temel sebebi var.

    İlk sebep enflasyonist baskı. Elektrik üretim/servis maliyetleri en temel girdilerin başında geliyor. Kamu, zaten halihazırdaki yüksek enflasyonu baskılamak için hem sübvansiyonları hem de tavan fiyat mekanizmalarını kullandı, kullanıyor. Bunları gelecekte de kullanabilir. Bu zaman kipleri yatırımların öngörülebilirliği açısından gözleri “miyoplaştırıyor.” Yani, uzun vade yatırımları ne kadar azsa, gelecek elektrik fiyatı o kadar pahalı. Kısa vadeli ilaçlar uzun vade hasarları büyütebiliyor. Kısa vade ucuz elektriğin fırsat maliyeti…

    İkinci sebep, kanunun açıkça belirttiği yürütme gücünün tüketiciye uygun maliyetli elektriği sağlama taahhüdü. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli ve düşük maliyetli sunulmasını hedefliyor. Burada tüketiciyi (bir yönüyle de seçmeni) koruma refleksi, kamuyu olanaklarını kullanmaya itiyor. Görünmesin istediğimiz el büyüyor. Ancak aşağıdaki grafik bizi, tam aksini iddia etmeye itebilir. Çünkü kamunun elektrik üretimindeki payı 15 yılda %60’dan %20’ye geriledi.

    Fakat burada piyasanın başka dinamikleri devreye giriyor. Piyasanın %80’ini temsil eden özel sektör, kamunun üretici değil düzenleyici gücüne yenik düşüyor. Kamu-özel sektör ilişkisinin bu denli yoğun olmasındaki sebep; genel anlamda özel sektörün kamu politikasına sıkı sıkıya bağlılığı ve desteğine değil, piyasa içindeki yerini korumak/ileriye taşımak arzusuna dayanıyor. Özel sektör paydaşları her ne kadar şeffaflığı, liberalleşmeyi destekleseler ve kamu müdahalesine karşı dursalar da piyasada son söz “yapacak bir şey yok”tan öteye geçemiyor.

    Yine de gelecek için karamsar bir tablo yok. Sektör güçlü, piyasa kurumları iyi bir zemine oturmuş durumda. Mayıs sonu itibariyle Türkiye’de toplam kurulu güç 110.000 MW’ı aştı. Güneş kurulu gücü hızlı artışını devam ettirerek 14.8 GW’a ulaştı. Toplam kurulu güç içinde güneş enerjisinin payı yaklaşık %13.5. Güneş kurulu gücü bu oranla ilk defa rüzgar kurulu gücünü aştı. Mayıs 2024 itibariyle toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payı %62 oldu. Hidroelektrik santrallerini hariç tuttuğumuzda modern yenilenebilir kaynakların payı %30.7’ye ulaşıyor. Bu açıdan yenilenebilir enerjide üretim maliyetlerinin hızlı düşüşü devam ettikçe bu alanlara olan ilgi de artıyor. Bir de nükleer enerji var tabii. Ekim 2024 itibariyle 4800 MW kurulu güce sahip ilk reaktörün devreye girmesiyle Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin de Türkiye’deki enerji sepetine dahil olması planlanıyor.

    2023’te yapılan düzenlemeler ışığında hibrit ve depolamalı santrallerin de yavaş yavaş enerji sepetine dahil olma süreci, emeklemeden adımlamaya geçmeye başlıyor. Bingöl’de devreye alınan Türkiye’nin ilk ve Avrupa’nın da en büyük hibrit elektrik santrali, Aşağı Kaleköy Hibrit Güneş Enerji Santrali 2021’de devreye alınmıştı. Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerji santrali ise Keban Barajı üzerine Nisan 2024’te kuruldu. Buna benzer yenilikçi birçok çözümü görmeye devam edeceğiz. Depolomalı santrallerin maliyetleri ise hâlâ yüksek görülse de giderek düşüyor. Yeni kapasite ilanlarında depolamalı santrallerin sıklıkla öne çıktığını görüyoruz. 2023-2028 dönemi için EPDK tarafından 25 GW’tan fazla kurulu elektrik gücüne lisans verildi. Bu santrallerin inşaatına 2025’te başlanması öngörülüyor. Bu kapasite Türkiye’de Mayıs 2024 itibariyle mevcut olan kurulu gücün neredeyse dörtte birine denk geliyor. Ek olarak bu yıl itibariyle off-shore olarak bilinen deniz üstü rüzgar santralleri için teknik çalışmalar da başlıyor.

    Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte elektrik üretiminde hammadde olarak kullanılan kömür ve doğalgazda görülen yüksek fiyat dalgalanmaları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de elektrik üretim maliyetlerini ciddi oranda etkilemişti. Fakat Türkiye, bu üretim maliyetlerinin tüketiciye belki de en az yansıdığı ülkelerden biriydi. Tüketici açısından olumlu gözüken bu tutum, aslında Türkiye’de yeni yatırımların piyasa öngörülerini önemli ölçüde zedeledi. Buna ek olarak Türkiye’nin makro ekonomik göstergelerindeki olumsuzluklar, finansman maliyetlerini arttırdı ve finansmana erişimi zorlaştırdı.

    Kamunun kısa vade çözümlerindeki iletişimi daha güçlü olsa uzun vade sonuçları da elimine etme potansiyeli olabilirdi. Burada yaşanan ani dalgalanamlara devletin kısa vade çözümleri adeta bir “tahterevalli” hamlesine dönüştü. Sektörün bir kesiminin yaşadığı sıkıntıları çözmek için diğer kesimin karlılıkları kısıtlandı. EPDK, Azami Uzlaştırma Fiyatı uygulamasıyla elektrik fiyatlarını dengelemeye çalıştı. Bu mekanizma ile bir “destekleme bedeli” tanımlandı ve düşük maliyetli santrallerden yüksek maliyetli santrallere kaynak aktarımı sağlandı. Diğer bir deyişle, yenilenebilir elektrik üreticileri, fosil yakıt kullanan elektrik üreticilerini bu fiyat dalgalanmalarından (karlılıklarından devrederek) “korumuş” oldu.

    Özetleyecek olursak, Türkiye’de yatırımcının “aç” olduğu ve sürekli ve yenilikçi yatırımların hakim olduğu bir elektrik piyasası mevcut. Yanı sıra, piyasanın öngörülebilirliğine zeval getirecek küresel etmenler ve bu küresel etmenlere devletin bulduğu kısa vade çözümlerin yarattığı sorunlar var. Tüketiciyi koruma refleksi, devletin piyasa işleyişine müdahalesini son yıllarda sıklaştıyor. Kamu otoritesinin bu zorluklarla başa çıkmada işinin kolay olmadığı aşikar olsa da sektör daha güçlü bir iletişim ve şeffaflık talep ediyor. Bu anlamda sektör temsilcileri, devletin piyasa müdahelelerini ehlileştirecek ve üreticinin de zararını azaltacak çözüm yolları sunmaya çabalıyor. Temsilcilerin çoğu, elektrik fiyatlarının sübvanse edilmesinin gelir adaleti hususunda dengelenmesini öneriyor. Somutlaştırırsak, bir emeklinin büyük karlılığa sahip bir işletmenin farklı elektrik fiyatlandırmasına tabi olabilmesi öneriliyor.

    Zamma dönecek olursak, tüm paydaşların uzun süredir tüketiciyi korumaya yönelik yeni model önerileri dikkate alınmadı. Elektrik fiyatlarının baskılanmaya devam etmesi, sektörün sürdürülebilirliği ve gelecekteki yatırımlar açısından büyük bir engel oluşturdu. Yıllardır düşük maliyetli elektrik sağlama politikasının bir sonucu olarak, piyasada beklenen ve gerekli olan fiyat ayarlamaları sürekli ertelendi. Bu durum, hem yatırımcılar hem de üreticiler için belirsizlik yarattı ve uzun vadeli planlamaları zorlaştırdı.

    Elektrik zammı için ilk beklenen iki seçimin de sona ermesiydi. 2024 yerel seçimlerinin peşi sıra baz etkisi kırılımı, maaş zamları, kredi görünümü gibi makro ekonomik beklentilerle yeni bir enflasyonist baskı yaratmamya dikkat edilecek bir dönem beklendi. Sektör temsilcileri de tüm bu koşulları göz önünde bulundurarak Temmuz 2024’ü işaret ediyordu. Sonuçta herkesin yüksek oranda zam beklentisi, tam da beklenen zamanda, yani Temmuz 2024’te gerçekleşti.

    Çevre Ekonomi R1
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikGündem Gölgesinde Olimpiyat Ateşi | Çavuşesku’nun Termometresi #210
    Sonraki İçerik Teknoloji Gündemi: CrowdStrike Kesintisi, Llama 3.1, SearchGPT, SpaceX Teksas’a Taşınıyor

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu Başbakan Formülüne Dönüş mü?

    2 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}