Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Türkiye NATO’yu Karadeniz’de İstemiyor mu?
    Yazılar

    Türkiye NATO’yu Karadeniz’de İstemiyor mu?

    Barçın Yinanç11 Aralık 20236 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    NATO, Türkiye’nin Batı’ya, Batı derken de demokratik ülkeler grubuna bağlı kalmasını sağlayan en önemli çıpalardan biri hâline geldi. 

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin karaları uygulanmadığı için Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliği risk altında. 

    Avrupa Birliği ile ilişkiler o kadar geriledi ki, vizelerin kalkmasını konuşurken, iktidar şimdilerde vize kolaylığına razı oldu.

    Demokratik geriye gidiş nedeniyle Türkiye’nin NATO üyeliği, geçmişe oranla daha da önem kazandı.

    Siyasilerin, özellikle yükselen Batı karşıtlığı nedeniyle NATO’yu sanki Türkiye’nin içinde olmadığı bir kuruluşmuş gibi göstermesine alışkınız. “NATO’nun Libya’da ne işi var” söylemi dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Aynı Erdoğan, 2015’te Rus uçağı düşürüldükten sonra NATO’nun Karadeniz’de daha fazla varlık göstermesi gerektiğini de söylemişti. Ama şimdilerde kimse o demeci hatırlamak istemez.

    Türk kamuoyunda NATO deyince akla Amerika geliyor. Ancak NATO, Türkiye’nin tam anlamıyla söz sahibi olduğu, razı gelmeyeceği hiçbir şeyin NATO bazında gerçekleşmeyeceği bir siyasi-askeri örgüt. Bir anlamda NATO’nun Türkiye demek olduğu unutuluyor.

    NATO ile Türkiye sanki karşı karşıya geliyormuş gibi bir söylem üst düzey askeri bir yetkiliden gelince de insan şaşırmadan edemiyor.

    Türkiye’nin Karadeniz Hassasiyeti

    Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu geçen ay genç subaylara seslenirken, “NATO’yu veya Amerika’yı Karadeniz’de istemiyoruz,” dedi. 

    Bu açıklamayı mercek altına almakta fayda var. Ama öncesinde, Türkiye’nin Karadeniz’deki hassasiyetlerini hatırlatmak gerek.

    Öncelikle, ABD gibi bir süper güç dünyanın dört bir köşesine ulaşabiliyor olmayı ister. O nedenle kara, hava, deniz sınırlarını elinden geldiğince zorlamaya çalışabilir. Süper güç olduğu için her istediğini -özellikle de mevcut anlaşma ve uygulamaların sınırlarını zorluyorsa- yapmasına izin vermek zorunda değilsinizdir; eğer farklı fayda-kar hesabınız sizi farklı düşünmeye sevk etmiyorsa.

    Ankara uzun yıllardır ABD’nin Karadeniz’de askeri varlığını artırmak istemesinden kuşku duyuyor. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin getirdiği kısıtlamaları zorlar mı diye kaygılı. Kimilerine göre bu kaygıları haklı çıkartacak somut veri yok. Kimilerine göre ise ABD’nin bazı adımları, Türkiye’nin aşırı kuşkuculuğu nedeniyle endişeyle karşılanıyor.

    Ankara, ABD’nin kendi manevra alanını arttırmak için Karadeniz’e kıyıdaş NATO ülkeleri Bulgaristan ve Romanya’yı kullandığını düşünüyor. 

    Karadeniz, kıyıdaş olmayan ülkelerin savaş gemilerine kapandı. İşte böyle bir ortamda Rusya, Ukrayna’ya saldırınca, Montrö Sözleşmesi’nin uygulanması daha da kritik bir önem aldı. 

    Türkiye çok kısa sürede bu gelişmenin Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş olduğunu söyleyerek 19. maddeyi yürürlüğe soktu. Buna göre, Rusya ve Ukrayna’nın savaş gemilerine Boğaz geçişi kapatıldı. 19. madde, savaş patladığında Karadeniz dışında bulunan ve fakat Karadeniz filosuna bağlı gemilerin geri dönmesine imkan tanıyordu. Buna rağmen Türkiye Moskova’ya, “Karadeniz filosuna bağlı gemilerini de Boğazlardan geçirme” dedi ve Rusya’nın herhangi bir itirazı ile karşılaşmadı. 

    19. madde kapsamında kıyıdaş olmayan ülkelerin savaş gemilerinin Boğazlardan geçip Karadeniz’e girme hakları olmasına rağmen Ankara, NATO müttefiklerinden savaş gemilerini Karadeniz’e göndermemesini istedi. NATO ülkeleri de şimdiye kadar bu talebe uydu.

    Ankara 19. maddenin kapsamını gayri resmi olarak genişleterek, Karadeniz’i hem Rus hem de kıyıdaş olmayan ülkelerin savaş gemilerine kapattı ve Karadeniz’de askeri bir tırmanma olasılığını önlemiş oldu. 

    Bu tabii aynı zamanda seyrüsefer serbestisinin kısıtlanması anlamına geliyor. Bu durumu NATO müttefikleri ne zaman değiştirmeye çalışacak diye Ankara’nın tedirgin bir beklenti içinde olduğunu varsayabiliriz.

    Bu noktada Oramiral Tatlıoğlu’nun açıklamalarına dönelim:

    “Bildiğiniz gibi NATO Karadeniz’de bazı tedbirler almaya çalışıyor. Ancak Karadeniz’de bu tedbirleri biz kendimiz alacağımızı ifade edip NATO’yu veya Amerika’yı Karadeniz’de istemediğimizi beyan ediyoruz. Ukrayna-Rusya savaşından dolayı 400’ün üzerinde Karadeniz’e dökülen mayın var. Bu mayınlardan 17 tanesi sahillerimize geldi. 2 tanesini tespit edemedik. Bir tanesi Kastamonu Cide’de, diğeri de Karadeniz Ereğli Liman girişinde patladı. Karadeniz’de bu mayınlarla mücadele ediyoruz. İki anlamda çok tehlikeli, birincisi az önce ifade ettiğim gibi o bölgede TPAO’nun çalışan gemileri var. Onlara çarpması durumunda o sondaj gemilerinde çalışan arkadaşlarımız ve aşağıda açık durumda bulunan doğal gazı kaybetmiş oluruz. Dolayısıyla, Karadeniz’de çok ciddi bir mücadele içerisindeyiz. Aynı zamanda biliyorsunuz Karadeniz’de Tahıl Koridorunun güvenliğini biz sağlıyoruz. Her ne kadar tahıl koridoru 2023’te kapanmış olsa da tekrar açılması için girişimler devam ediyor ve bu tahıl koridorundaki bütün gemi geçişlerini ve Karadeniz’deki bütün bu mayın gibi tehlikeleri Deniz Kuvvetlerimiz olarak bertaraf ediyoruz. Amacımız şu: Montrö’ye uyulsun. Karadeniz’de biz bütün güvenliği sağladık. Biz Türkiye olarak Karadeniz’de bütün güvenliği sağlarız. Karadeniz’i Ortadoğu’ya çevirmesinler. Dolayısıyla, Karadeniz’e herhangi bir ülkenin veya NATO’nun girmesini istemiyoruz.”

    Karadeniz Mayın Tarlası Oldu

    Bu ayrıntılı açıklamadan anlaşılacağı üzere Karadeniz’de başıboş gezen mayınların bulunup imha edilmesi gibi bir sorun var. Bu sorun elbette sadece Türkiye için değil, diğer kıyıdaş ülkeler için de tehlike oluşturuyor.

    İşte bu tehlikeyi bertaraf etmek adına Türkiye, Bulgaristan ve Romanya’ya ortak çalışmayı önerdi. “Bu sorun bizim sorunumuz, bunu biz çözelim” dedi. Bulgaristan ve Romanya bu öneriye sıcak baktılar ve çalışmalar da başladı. Hatta neredeyse bugün yarın ortak operasyonun başlaması bekleniyor. Adının da İngilizce kısaltması MCBS, Mine Cleaning Black Sea (Karadeniz Mayın Temizleme) olması olası.

    Ancak ihtimal ki Bulgaristan ve Romanya hem imkanları daha sınırlı olduğu hem de Türkiye’nin tersine NATO’yu Karadeniz’de daha az değil daha çok görmek için İttifakı kıyısından köşesinden bu operasyona dahil etmek istiyor. Ankara’nın çok arzu etmediği bir durum bu. Oramiralin açıklamalarını, kıyıdaş olmayan NATO ülkelerinin Karadeniz’de mayın temizleme operasyonuna katkı sağlamasına dönük girişimlerin tetiklediğini tahmin ediyorum.

    Karadeniz Güvenliği: O İş Bende

    Ankara NATO’nun Karadeniz’de artacak olası varlığının hem Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında askeri kriz riski taşıdığını düşünüyor, hem de kıyıdaş olmayan NATO ülkelerinin, mayından temizleme operasyonu çerçevesinde de olsa, Karadeniz’e giriş yapmasının önünü açmak istemiyor.

    NATO aslen, Türkiye’nin Karadeniz’de oynadığı başat rolü takdir ediyor. Türkiye’nin Karadeniz’deki deniz üstü ve altındaki istihbarat bilgilerini Ukrayna’yla paylaşıyor olmasından da memnun.

    Türkiye şimdilerde sıkça kullanılan tabirle Karadeniz güvenliği için “o iş bende” diyor. “NATO’nun fazladan desteğine ihtiyaç yok” diyor.

    Ve fakat aynı yaklaşım Bulgaristan ve Romanya için geçerli olmayabilir. “Rusya’yla sen başa çıkabilirsin de Karadeniz’de sırtımızı sadece sana dayamasak. NATO’ya üye olduysak Rus tehdidinden korunmak için olduk. Şimdi NATO’nun imkanlarından niye yararlanmayalım ki” diyor olmaları muhtemeldir.

    Bu konu bir şekilde tatlıya bağlanır. Burada düşündürücü olan üst düzey bir komutanın gerek genç subaylara gerekse kamuoyuna seslenirken NATO’yu sanki Türkiye’nin hasmıymış gibi bir ifadeyle anıyor olması. “Karadeniz’i Ortadoğu’ya çevirmeyin” deyip NATO’yu ABD ile aynı cümlede kullanırsanız, hem genç subaylar hem de kamuoyu açısından NATO’yu ötekileştirmiş, “NATO, ABD’nin Avrupa’daki askeri koludur” algısını güçlendirmiş olursunuz.

    Böyle bir algı yarın bir gün kamuoyunun, Türkiye’nin “ABD’nin askeri kolu olan bir örgütte ne işi var” sorusunu daha sık sormasına yol açar ki Türkiye’nin NATO üyeliğinin ülkenin güvenlik mimarisine katkısını en iyi bilecek olanların üst düzey askeri yetkililer olması beklenir.

    Dünya NATO R1
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAvrupa’ya Kaçış | Zedcast #3
    Sonraki İçerik Soğuk Savaş Sonrası Yeni Dünya Düzeni

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Bültenler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}