Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Toplumsal Destek ile Devlet Baskısı Arasında Türkiye’de İfade Özgürlüğü
    Yazılar

    Toplumsal Destek ile Devlet Baskısı Arasında Türkiye’de İfade Özgürlüğü

    Gürkan Özturan23 Haziran 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Future of Free Speech projesinin yayınladığı son rapor, Türkiye’ye dair çarpıcı bir tablo sunuyor. Görünüşe göre Türkiye’de toplum, ifade özgürlüğüne ilkesel düzeyde güçlü bir destek veriyor. Ancak ülkedeki günlük deneyimler bu desteğin pratikte karşılık bulamadığını, ifade özgürlüğünün son derece kırılgan ve çoğu zaman erişilemez olduğunu ortaya koyuyor.

    “Türkiye: Kimler İfade Özgürlüğünü Destekliyor?” başlıklı raporda, siyasi yelpazenin farklı noktalarındaki bireylerin ifade özgürlüğü değerlerine geniş ölçüde destek verdiği görülüyor. Öte yandan rapor, giderek otoriterleşen bir siyasi atmosferde, hükümetin eleştirel sesleri, bağımsız medyayı ve sivil toplumu susturmaya yönelik girişimlerini de gözler önüne seriyor. Bu nedenle rapordaki grafikler daha umut verici bir tablo çizse de; gazeteciler, medya çalışanları ve aktivist çevreler için sahadaki gerçeklik çok daha endişe verici bir duruma işaret ediyor.

    Öte yandan Media Freedom Rapid Response (MFRR) ağının hazırladığı Yıllık Medya Özgürlüğü İzleme Raporu ile Türkiye Misyon Raporu, ülkenin Avrupa’da medya özgürlüğü bakımından en baskıcı ortamlardan birine sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Mapping Media Freedom veritabanında yalnızca 2024 yılı içinde 135 ayrı ihlal kaydedildi; bu ihlaller 317 gazeteci, yayıncı veya medya kuruluşunu etkiledi. Özellikle seçim dönemlerinde gazetecilere yönelik fiziksel şiddet yaygınlaştı ve saldırı vakalarının yarısından fazlasında failin polis ya da diğer devlet güvenlik güçleri olduğu belirlendi.

    Bu araştırmalar bir arada değerlendirildiğinde, ifade özgürlüğüne dair kamuoyundaki duyarlılıkla hükümetin tutumu arasında çarpıcı bir uyumsuzluk söz konusu. Bu durum, demokrasinin dayanıklılığı ve sivil özgürlüklerin geleceği hakkında ciddi soru işaretleri doğuruyor. Toplumun büyük bir kesimi ifade özgürlüğünü bu denli önemserken, aynı anda mahkemelerin, polisin ve devlet yetkililerinin eleştirel tüm sesleri sistematik biçimde susturmaya çalışması düşündürücü bir çelişki yaratıyor.

    Ülkede gazetecilik alanının istikrarlı biçimde daraldığı açıkça görülüyor. Medya çalışanları, yaptıkları iş nedeniyle sürekli olarak sansür, polis baskısı ve hukuki tacizle karşı karşıya kalıyor. Bu tablo yalnızca geleneksel medyayla sınırlı değil. Freedom House tarafından yayımlanan Freedom on the Net raporları da Türkiye’de dijital ifade özgürlüğünün derin bir yara aldığını ortaya koyuyor. Çevrimiçi platformlar sıkı şekilde denetleniyor, hükümetle iş birliği yapmaya zorlanıyor ve eleştirel içeriklerin yayılmasının önüne geçilmeye çalışılıyor. Sosyal medya paylaşımları, videolar ya da mizah içerikli görseller nedeniyle yüzlerce kişi hakkında dava açılması, bu baskının boyutunu somut biçimde ortaya koyuyor.

    Çelişki, hükümetin ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları meşrulaştırmak için giderek daha fazla çoğunlukçu anlatılara başvurmasıyla daha da derinleşiyor. Oysa Future of Free Speech’in araştırmasının sonuçları, toplumun büyük çoğunluğunun bu tür kısıtlamalara karşı olduğunu ortaya koyuyor. Kamuoyu ifade özgürlüğünü destekliyor olmasına rağmen, hükümete yakın medya organları ve yasa yapıcılar muhalif sesleri sıklıkla “ulusal birliğe” ya da “kamusal ahlaka” yönelik bir tehdit olarak çerçeveliyor. Bu kutuplaşmanın araçsallaştırılması, hak ve özgürlüklerin aşındırılmasını meşrulaştıran güçlü bir zemin oluşturuyor; baskının kendisi, demokrasinin bir zaafı değil, adeta onun korunması gibi sunuluyor.

    Tüm bu gelişmeler ışığında Future of Free Speech raporu çok daha anlamlı hale geliyor. Raporda, yıllardır süren baskılara, gözetim politikalarına ve medya üzerindeki tekelleşmeye rağmen Türkiye toplumunda ifade özgürlüğüne yönelik sessiz ama güçlü bir mutabakatın hâlâ varlığını sürdürdüğü ortaya konuluyor. Toplumdaki bu sessiz hoşnutsuzluk, demokrasiye olan bağlılığın hâlâ diri olduğunu gösteriyor ve eğer siyasi aktörler bu sesi duymaya istekli olurlarsa, gelecekteki reformlar için sağlam bir zemin sunabilir. Aynı zamanda bu durum bize, hakların ihlal edilse bile yok olmadığını hatırlatıyor. Haklar ve özgürlükler unutulmuş değil, yalnızca yeniden talep edilmeyi bekliyor.

    Öte yandan, riskler ne yazık ki giderek artıyor. Son aylarda, yolsuzluk iddialarını haberleştiren gazeteciler yalnızca gözaltına alınmakla kalmadı, seyahat yasaklarıyla, evlerine yapılan baskınlarla ve ailelerine yöneltilen tehditlerle de karşı karşıya kaldılar. Gerçekleri teyit etmeye yönelik girişimler ile dijital hakları savunan sivil toplum kuruluşları ise giderek daha fazla hedef alınmaya başlandı. Bu baskılar, içeriği muğlak ve keyfi biçimde uygulanan “dezenformasyon” yasalarıyla meşrulaştırılıyor.

    Türkiye’nin bu alandaki gidişatı, bölgedeki diğer ülkeler için uyarıcı bir örnek olmalı. Toplumda ifade özgürlüğüne yönelik desteğin varlığı, tek başına bu hakkın güvence altına alındığı anlamına gelmiyor. Hak ve özgürlüklerin korunması; yalnızca yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda farklı sesleri demokrasinin bir gereği olarak gören kurumsal yapılar ve toplumsal bir kültürle mümkün olabilir.

    Uluslararası gözlemciler ve kurumlar, yalnızca seçimlerin biçimsel varlığına bakarak yanılmamalı. Türkiye’de güce karşı gerçeği söylemeye cesaret eden gazetecilerin, editörlerin ve yurttaşların deneyimleri; korku, hukuki belirsizlik ve kurumsal düşmanlıkla şekilleniyor. Bu nedenle destek, yalnızca retorik kınamalarla sınırlı kalmamalı; yerel düzeyde bu baskılara direnen aktörlere yönelik sürekli görünürlük, dayanışma ve kaynak desteğini de içermeli.

    Gerçek ifade özgürlüğü, yalnızca kâğıt üzerinde var olmakla yetinemez. Bu özgürlük; mahkemelerde korunmalı, kolluk kuvvetleri tarafından saygı görmeli, parlamentolarda savunulmalı ve kamusal söylemde yüceltilmelidir. Aksi takdirde, Türkiye kamuoyunun inandığı değerlerle devletinin izin verdiği sınırlar arasındaki uçurum büyümeye devam edecek ve bu da demokrasideki erozyonu daha da derinleştirecektir.

    Fotoğraf: Markus Winkler

    Dünya Hukuk M Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTürkiye’de Liberalizmin Tarihi | Konuk: Doğan Gürpınar | Yerden Yüksek S2B03

    Diğer İçerikler

    Röportajlar

    Sivil Toplum ve Dijitalleşme | Itır Akdoğan: Dijitalleşme her zaman çoğulculuk ya da kapsayıcılık gibi hedeflere hizmet etmiyor olabilir

    22 Haziran 2025 Ersin Kopuz
    Yazılar

    Haklı Savaş ve Simülasyon

    20 Haziran 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    İran’da Rejim Düşer mi? | Dr. Reza Talebi | Özel Yayın

    19 Haziran 2025 Bahadır Çelebi ve Reza Talebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Toplumsal Destek ile Devlet Baskısı Arasında Türkiye’de İfade Özgürlüğü

    23 Haziran 2025 Yazılar Gürkan Özturan

    Sivil Toplum ve Dijitalleşme | Itır Akdoğan: Dijitalleşme her zaman çoğulculuk ya da kapsayıcılık gibi hedeflere hizmet etmiyor olabilir

    22 Haziran 2025 Röportajlar Ersin Kopuz

    Haklı Savaş ve Simülasyon

    20 Haziran 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Türk’ün İmgelemindeki “Midnight in Paris”

    18 Haziran 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}