Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Sosyal Bilimlerde Yöntemin Önemi: Medya Kuruluşlarının Haber Dili Nasıl İncelenir?
    Yazılar

    Sosyal Bilimlerde Yöntemin Önemi: Medya Kuruluşlarının Haber Dili Nasıl İncelenir?

    Büşra Kılıç9 Temmuz 20196 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Yöntem Eğitiminin Yetersizliği

    Sosyal bilimlerde yöntem dersinin, Türkiye üniversite sisteminde eksik kaldığını ve yöntem öğrenmemenin – öğretmemenin eksikliği hakkında yeteri kadar tartışılmadığını düşünmekteyim. Bunun en büyük nedeni bilimin felsefi boyutunu idrak etmeden formüllere dalma eğilimi. Doktora öğrenimim sırasında aldığım “Doktora Yapma ve Yazma Felsefesi” dersi bu konuda ufkumu genişletti ve öğrencisi olmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyduğum tez danışmanım ile yollarımızın kesişmesini sağladı. Tez araştırmam sırasında, “yazmak” eyleminin felsefi boyutunu idrak ettikten sonra iş, yöntem öğrenmeye geldi. Bu konuda ne yazık ki şanssızım çünkü sistemdeki gedikten dolayı lisans ve yüksek lisans yıllarımı yöntem öğrenmeden geçirdim. 

    Kaybolan yıllarımı kimse geri vermediği için iş başa düştü ve el yordamıyla yöntem – teori bir yazıya nasıl uygulanır öğrenmeye giriştim. Bir çok kitap, makale, ders notu, slayt gibi materyalden yararlandım ve bunların sonucunda çok az şey öğrendim ya da hiçbir şey öğrenmedim. Aslında olay çok basit gibi görünüyor. Nicel yöntem ya da nitel yöntem kullanmaya karar vereceksin sonra bu ana başlıklar altındaki onlarca yöntemden birini seçeceksin. Benim gibi disiplinler arası çalışmaya alıştırılmış biri için ilk başta korkutucu gelmedi bu durum. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler gibi iki ayrı bilim dalının “birleştirilmiş” lisans eğitimini İktisat Fakültesi’nde aldım. Siyaset Biliminden ziyade Siyasi Tarih, Uluslararası İlişkilerden ziyade Diplomasi Tarihi ve hepsinden çok İktisat öğrenmiştim. Eh, yüksek lisans ve doktora deseniz Uluslararası Politik Ekonomi. İktisat ağırlıklı bir bilim dalı olması gerekir ama Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı altında. Yine başladık İktisat ve Uluslararası İlişkiler arasında mekik dokumaya.

     Eğitimini aldığım disiplinler bana yöntem seçmek konusunda pek yardımcı olamadı. Her zaman düşündüğüm, belki biraz da hissederek ifade ettiğim, kendime ait olduklarını sandığım tezlerimi kanıtlayabilmek için kullanacağım en doğru yöntemin Eleştirel Söylem Analizi olduğuna karar veriverdim. Belki de benim geçtiğim tüm yollar beni bir şekilde denize çıkardı. Bir şekilde karakterimle uyuşan bir yöntem seçtiğimi ve aslında hiçbir şey bilmeden korkutucu bir dünyaya adım attığımı geç fark ettim. Az çok duyup bildiğim “İktidar”, “Hegemonya”, “Organik Aydın”, “Alt Yapı”, “Üst Yapı”, “Kimlik”, “Post- Yapısalcılık”, “Post-Modernite”, “Yapı Söküm”, “Söylem”, “Eleştirel Teori”, “Diyaloji”,  gibi kelime ve kelime gruplarının beyin yakan ve insanı paranoyaklaştıran yönleri olduğunu okudukça öğrendim. Algım değiştikçe maruz kaldığım bilgi kirliliği beni daha çok irrite etmeye başladı. 20 yaşıma dönmüş gibiyim, öğrendiğim şeyler ve kendimi konumlandırma biçimim beni oldukça zorluyor. 

    Söylem, Eleştirel Söylem ve Metin

    Söylem çalışmaları esas olarak 1970’lerin sonunda Dil Bilim alanında gelişmiş bir yöntem biçimidir. Söylemin temel mantığı, maruz kaldığımız bütün iletişim biçimlerinin yeniden ve yeniden üretilen iktidarın bir yansıması olduğu ve dilin asla tarafsız olmadığıdır. Bu bağlamda, ele aldığımız metinler yazılı olmak zorunda değildir. Yazılı veya sözlü olarak etkilendiğimiz her iletişim biçimi; açık veya örtülü olarak, günlük hayatlarımızı etkiler veya Mikhail Bakhtin’in “diyaloji” kavramı ile açıkladığı şekilde günlük hayatın bir deneyimine cevap niteliğindedir. Bireysel olarak kullandığımız sözlerimizde, toplumsal olarak maruz kaldığımız söylemlerde, tarihsel bir bilgiden, toplumsal olaylardan, yetişme biçimimizden izler vardır. Bu bağlamda söylemleri tarafsız olarak ele almanın bir imkanı yoktur. 

    Söylemi yalnızca dil için incelemek yerine altında yatan politik, kültürel ve ideolojik anlamları anlayabilmek için doksanlı yıllarda Eleştirel Söylem Analizi doğmuştur. Disiplinler arası bir yaklaşım olarak eleştirel söylem analizine gönül vermiş kişinin bir duruşu olması gerekir ve duruşu doğrultusunda gücün kötüye kullanılıp kullanılmadığını ifşa etme görevi üstlenmelidir. Bu yönüyle toplum içerisinde bir nevi “Organik Aydın” rolü üstlenen eleştirel söylem analizcisi; yöntemin adım adım nasıl yapılması gerektiğini kavramsallaştıran Teun van Dijk’e göre toplumdaki rollerinin farkında olmalıdır. Değerden arındırılmış bir bilim yerine, toplum ile akademi arasında bir etkileşim olduğunun ve bilimin bu etkileşim aracılığıyla geliştiğini kabul eden Eleştirel Söylem Analizi geleneği bu doğrultuda tespit ettiği iktidar ilişkilerini topluma sunmayı hedefler. Bu yöntemle alınan yazılı ya da sözlü metinler belirli şemalar ve kodlamalar ile incelenir / sınıflandırılır. Metinlerin içeriğindeki makro ve mikro düzlemler ince elenip sık dokunur. Bu çalışmalar; elitlerin söylemleri, haberler, resmi tarih ve resmi eğitim dilleri, hasta – doktor ilişkileri, edebi metinler gibi birçok alanda yapılabilir. Haber metinlerini ele alan ve günümüzde iletişim biliminde en sık yararlanılan yöntem van Dijk’in modelidir. Bu modelde, metinlerin sentaksı, cümlelerin gramatik yapıları (etken edilgen çatıları), kullanılan kelimelerin sıklığı ve tüm bunların sonucunda metnin alımlanma süreci tek tek analiz edilir. 

    Söylem Analizi ve Eleştirel Söylem Analizi dünyasına adım attıktan sonra, okuduğum metinleri bu dünyanın gözlükleri ile incelemeye başladım. Pembe gözlükler olduğunu söyleyemeyeceğim. Daha çok huzursuzluk yaratan, sarsan ve kendini ilk kez görmeyi öğreniyormuşsun gibi hissettiren bir sanal gerçeklik gözlüğüne benziyor. Gözümde böylesine nefes kesici bir gözlük varken, oldukça sığ hazırlanmış ve yöntemden bihaber sunulmuş olan “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adlı rapor bende büyük bir hayal kırıklığı yarattı. “Ben olsam böyle bir raporu nasıl hazırlardım?” diye sordum kendime. Harikulade bir biçimde hazırlayacağımı iddia etmiyorum ama en azından nasıl hazırlamamam gerektiğini biliyorum.

    SETA Raporuna Akademik Bakış

    SETA vakfının 6 Temmuz 2019 tarihinde yayımladığı “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporu kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. Sebebi ise medya haberciliğinin algı yönetiminde etkilerini incelemek isteyen ve akademik olduğunu iddia eden bir belgenin yöntemden ve derinlikten azade bir biçimde bir fişleme listesi oluşturması ve gazetecileri hedef göstermesidir. Bu yazıyı yazdığıma göre benim de geçmişimi araştırma gereği duyabilirler. Zahmet olmasın, herhangi bir medya kuruluşu ile geçmişte bir bağlantım olmadı ve şimdi de yok. Yalnızca kamuya açık bir belgenin analizini yapıyorum. Belgenin etik yönünü tartışacak bir uzmanlık alanım yok ancak bilimsel yöntemini eleştirebilecek bir perspektife sahip olduğumu düşünüyorum.

    Yaklaşık iki yüz sayfalık metni incelediğimde, giriş bölümü ve sonuç ve öneriler bölümü dahil olmak üzere, söylem analizine dair bir ibare bulamadım. Takdim ve giriş bölümlerinde bahsedilen “algıların anlaşılmasına hizmet etme amacı”nın hangi yöntemle ortaya konacağına dair bir açıklama bulunmamaktadır. Raporun genelinde bir derleme / kopyala – yapıştır durumu söz konusudur ancak çalışmanın bir literatür taraması olduğuna dair bir ibare bulunmamaktadır. Kaldı ki literatür taraması da oldukça objektif ve çok yönlü olması gereken bir yöntemdir. Raporda ise derlenen bilgiler akıcılıktan yoksun, kişisel eleştirilerle doldurulmuş şekilde sıralanmıştır. Daha da vahimi, kamuya açık olduğu var sayılan haberlerin dışında bu haberleri yapan şahısların kişisel profilleri ve özgeçmişleri  kişilerin izni olmadan kaynak gösterilmiştir. Bilimsel araştırmalarda yapılan yüz yüze mülakat tekniklerinde dahi kişilerin rızası dahilinde ses kaydı alınıp bu kişilerin izinin sürüleceği şekilde bilgi verilmeden anonim bir biçimde konuşmalar akademik metne aktarılmaktadır. 

    Metnin genelinde izlenen “genel bilgi – kritik olay – fişleme – değerlendirme” akışı dahilinde yine olayların, tarihlerin, haberlerin neye göre seçildiğine dair bilgilendirme bulunmamaktadır. Görsel analiz veya metin analizleri için bilgisayar destekli bir analiz programı kullanılmış mıdır? Seçilen metinlerde hangi kelimeler kodlanmıştır? Kelime grupları ve cümleler arasında nasıl bağlantı kurulmuştur? Kurulan bağlantılarda hangi  ima ediş / ideolojik etki saptanmıştır? 

    Böyle bir kamu diplomasisi çalışması yapmak teoride güzel bir düşünce. Ancak yöntem bilmemek çalışmayı bir kongre bildirisinden bile daha amatör bir hale getirmiş. Zira bir bildirinin özetinde bile yöntem belirtmek gerekir. Ben olsam bolluk kanunlarının geçerli olduğu böylesine kapsamlı bir araştırma için içerik analizi yapmama yardımcı olacak bir bilgisayar programı kullanıp haber metinleri ve görselleri gruplar halinde analiz ederdim. Daha sonra elde ettiğim bulguların başlangıçta kurduğum hipotezi kanıtlayıp kanıtlamadığını kontrol ederdim. İçerik analizinden sonra Söylem Analizi ya da Eleştirel Söylem Analizi yöntemlerinden birini kullanarak karma bir nitel araştırma deseni çizerdim. Bunlar benim kendi bakış açımla basit önerilerim. Daha farklı araştırma yöntemleri de izlenebilirdi tabi ki. Belki de izlenen bir yöntem, ideoloji, ima, yan anlam vardır ve eleştirel söylem çözümlemesinin yapılmasını bekliyordur.

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikStatükonun Son Akşam Yemeği
    Sonraki İçerik Spider-Man: Far From Home

    Diğer İçerikler

    Röportajlar

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}