Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Siyasi Partilerin Suriyeli Sığınmacıları Geri Gönderme Planları
    Yazılar

    Siyasi Partilerin Suriyeli Sığınmacıları Geri Gönderme Planları

    Osman Can Akdeniz2 Ocak 20248 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Önceki yazılarımda sırasıyla ülkemizdeki sığınmacıların statüsünü, AB ve Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nı ve sığınmacıların geri dönüşünün mümkün olup olmadığını ele almıştım. Bu yazımda ise ülkemizde sığınmacı statüsü ile bulunan Suriyelilerin ve diğer göçmenlerin geri dönüşü ile ilgili siyasi partilerin planları ve programları üzerinde duracağım.

    Özellikle geçtiğimiz seçimlerde kamusal tartışmada önemli bir yer tutan sığınmacılar sorunu, farklı partiler tarafından farklı şekillerde ele alındı. Muhalefet kanadında sığınmacıların ülkelerine dönmesi gerektiğine dair bir çok ses ön plana çıktı. İktidar tarafı ise bu meseleyi daha çok “ensar-muhacir, mazluma yardım ve din kardeşliği” retoriği ile ele aldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konu hakkında yapmış olduğu çelişkili açıklamalar, Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’ın yükselişi, Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk turun ardından Sinan Oğan’a yönelen oyları almak için sığınmacı meselesi üzerinden yürüttüğü 10 günlük kampanya, sığınmacılar konusunun bu seçim döneminde aslında oldukça merkezi bir rol oynadığının göstergesi oldu.

    Türkiye kamuoyunun büyük bir bölümü sığınmacıların geri dönüşünün gerekli olduğuna dair bir fikir birliğine varmış olsa da, bu dönüşün nasıl olacağı ya da sürecin yönteminin ne olacağı konusunda bir fikir birliği mevcut değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bazı AKP’li yetkililer tarafından Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin kontrolünde olan bölgede inşa edilen konutlara 1 milyon sığınmacının geri gönderileceği ifade edilse de iktidar kanadında geri dönüşe dair kapsamlı bir plan henüz açıklanmış değil.

    Muhalefet kanadında ise Emek ve Özgürlük İttifakı’nın iki büyük bileşeni olan HDP (yeni ismiyle DEM) ve TİP, sığınmacı sorununun problem olduğunu kabul etmekle birlikte, Geri Kabul Anlaşması’nın iptal edilmesini, AB ve Körfez ülkelerinin Türkiye’nin yükünü paylaşması gerektiğini, ancak geri dönüşlerin yalnızca Suriye’de şartların iyileşmesi durumunda ve sığınmacıların isteği doğrultusunda tamamen gönüllü bir şekilde olması gerektiğini belirttiler.

    Millet İttifakı’nın en büyük partisi olan CHP ise sığınmacılar konusunda söylemsel olarak kamuoyunda yankı bulan bir çok vaade sahip olsa da, 2016 yılında yayınlanmış olan bir komisyon raporu dışında kapsamlı bir yol haritasını kamuoyu ile paylaşmadı.

    Sığınmacıların geri dönüşü konusunda detaylı olarak politika önerisi ortaya koyan yalnızca 3 parti bulunuyor. Zafer Partisi bu partiler içerisinde en bilineni. Zafer Partisi’nin sığınmacılar hakkında ne söylediğini zaten neredeyse hepimiz biliyoruz. Ümit Özdağ’ın herhangi bir yayınını izleyen birisi, bu konu hakkında yeterince bilgi sahibi olabilir. Burada ele almak istediğim diğer 2 partinin politikaları ise kamuoyu tarafından yeterince bilinmiyor. Bu nedenle bu yazıda, DEVA Partisi ve İYİ Parti’nin geri dönüş yol haritalarını incelemek istiyorum.

    DEVA Partisi

    Deva Partisi “Sığınmacı Sorununun Çözümü ve Düzensiz Göçün Önlenmesi Eylem Planı” ismiyle yayınlamış olduğu eylem planı ile hem düzensiz göç ile mücadele hem de sığınmacıların geri dönüşü konusunda etkili olabilecek çözüm önerilerini kamuoyuna sundu. Deva Partisi’nin eylem planında, ilk olarak düzensiz göçün engellenmesi ve sınır güvenliğinin sağlanması gerektiği ifade ediliyor. Sığınma hakkı olmayan ve kamuoyunda genel anlamda “kaçak” olarak ifade edilen düzensiz göçmenlerin derhal kaynak ülkeye ya da giriş yaptıkları ülkeye sınır dışı edileceği, bu kişilerin tespiti için kolluk kuvvetlerinin seferber edileceği, bu kişilerin ülkeye tekrar giriş yapması ihtimaline karşılık biyometrik bilgilerinin kaydedileceği belirtiliyor.

    Buna ek olarak yasadışı yollarla giriş yapmış olan kişiler içerisinden koruma statüsüne başvuru olması durumunda, yeni kurulacağını belirttikleri “Uluslararası Koruma Statüsü Belirleme Merkezleri” tarafından bu başvuruların değerlendirileceğini, bu değerlendirme sonucunda verilen kararları hukuki olarak kesinleştirmek adına da “Göç Mahkemeleri”nin kurulacağını yayınladıkları planda ifade eden Deva Partisi’nin, sığınmacılar konusunda hem geri dönüşü savunan hem de sığınmacıların haklarını gözeten bir noktada durduklarını söyleyebiliriz.

    Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesi konusunda Deva Partisi, Türkiye’nin üstlendiği yükün diğer partiler gibi AB ve Körfez ülkeleri tarafından paylaşılması gerektiğini, Türkiye’nin bir tampon ülke olarak görülmemesi için etkin bir diplomasi yürüteceğini ve BMMYK ile işbirliğini geliştireceğini vadediyor. Geri dönüşler için “güvenli ve onurlu” ifadesinin kullanılması ile kamuoyunda oluşan “zorla” gönderme algısından kendisini ayrıştırmaya çalışan Deva Partisi, Suriye hükümeti ile iş birliğine giderek “güvenli bölgeler” oluşturulması için adımlar atacağını ifade ediyor.

    2001 yılında Türkiye ve Suriye arasında imzalanan “Yasadışı Göçmenlerin Geri Kabulüne Dair Anlaşma”nın Suriye ile anlaşılması durumunda revize edileceğinin ifade edilmesine rağmen bunun tam olarak nasıl gerçekleşeceği, Suriye hükümeti ve AB ile anlaşılamaması durumunda ise ne yapılacağına dair Deva Partisi planında bir bilgi yok. Bu noktada yalnızca Geçici Koruma Statüsü’nün kaldırılacağı ve Suriyelilerin insani yaşam koşullarına sahip olarak güvenli bir şekilde Suriye’ye dönmesi için çaba gösterileceği ifade edilmesine rağmen geri dönüşün Suriye Hükümeti ile anlaşılamaması durumunda nasıl olacağı konusu meçhul kalmış durumda. 

    Suriye’ye giriş yapmış ve yeniden Türkiye’ye dönmüş olan bir Suriyelinin koruma statüsünün iptal edileceği, hiçbir il ve bölgede sığınmacı sayısının artışına izin verilmeyeceği, kamu düzenini bozan sığınmacıların ivedi bir şekilde sınır dışı edileceği, ikametlerinin bulunduğu illerin dışında çalışmasının engelleneceği, izinsiz seyahat edilmesinin kısıtlanacağı ve iş yeri açmalarına kısıtlama getirileceği gibi önlemler de planda yer alıyor. Bu noktada kamuoyunda sığınmacı karşıtı kesimler tarafından Deva Partisi’ne yönelik oluşturulan algının aksine, planda yine başka bazı kesimler tarafından oldukça sert bulunabilecek önlemler de yer almakta.

    Son olarak, planda sığınmacılara yönelik nefret söylemleri ve dezenformasyonlara yönelik etkin mücadelenin olacağı ve sığınmacılara yönelik Türkçe dil kurslarının yaygınlaştırılacağı da ifade ediliyor.

    İYİ Parti

    İyi Parti düzensiz göç ile mücadele ve sığınmacı sorununun çözümü ile ilgili oldukça detaylı bir çalışma yaparak bu çalışmasını bir lansman ile duyurmuştu. “Göç Doktrini ve Stratejik Eylem Planı” olarak adlandırdıkları bu plan, geri dönüşün her türlü koşulda sağlanması temelinde ve İYİ Parti’nin savunduğu “Hudut Namustur” şiarı ile oluşturuldu. Plana göre göç meselesi, Türkiye’nin karşılaştığı en büyük bekâ problemi olarak ele alındı ve tüm sığınmacıların 3 yıl içerisinde geri gönderilmesi tasarlandı.

    Bu plan doğrultusunda ilk icraatlar olarak sınırda güvenlik önlemlerinin artırılacağı ve sınırda “geri itme” politikasının uygulanacağı, tüm düzensiz göçmenlerin istisnasız sınır dışı edileceği, il ve ilçe bazlı olarak sığınmacılar için nüfusa oranla yüzde 10 kotasının uygulanacağı, vizelerin şartlarına uymayanlar ile vize koşullarını istismar edenlerin tespit edileceği ve 10 bin kişilik 20 adet yeni Geri Gönderme Merkezi’nin kurulacağı ifade ediliyor.

    Deva Partisi’nin aksine İYİ Parti, sığınmacıların geri dönüşü için öne sürdükleri planı Suriye Hükümeti ile anlaşılması ve anlaşılamaması durumunda yapılacaklar olarak iki bölüme ayırmış bulunmakta.

    İlk olarak, Suriye Hükümeti ile anlaşılması durumunda sığınmacıların tamamının kayıtlarının yenileneceği ve Suriyeli sığınmacıların Türkiye ile olan bağlılık durumlarına göre (okula giden çocuk sayısı, çalışma durumu, eğitim seviyesi, Suriye’deki evlerinin durumu) 3 farklı kategoriye ayrılacakları belirtiliyor. Bu kategoriler içerisinden Türkiye ile bağı en az olandan en çok olana doğru sırasıyla dönüşlerin sağlanacağı ve öncelikli hedef olarak geldikleri şehirlere geri dönmelerinin hedefleneceği ifade ediliyor.

    Bu noktada, AB ile de anlaşılıp destek alınması gerektiği ve eğer anlaşılamazsa Geri Kabul Anlaşması’ndan çekilineceği söyleniyor. Deva Partisi’nin aksine Geri Kabul Anlaşması’nın devamının şarta bağlandığını ve “her halükarda iptal edilecektir” gibi bir yaklaşımın olmadığını görüyoruz.

    Geri dönüşü sağlanan Suriyeli sığınmacıların durumunu kontrol için ise Suriye, Türkiye, BM ve anlaşma sağlanırsa AB taraflarından oluşan bir komisyonun bölgede görev yapacağı, gözlem noktalarında görev yapacak komisyonların görev süresinin ise 5 yıl olacağı planda belirlenmiş durumda.

    İYİ Parti’nin planını diğer planlardan ayıran en önemli noktalardan birisi de sığınmacılar konusunda çalışan yerli-yabancı vakıf ve derneklerin ve buna ek olarak bu konuda çalışma yapması için yabancı kuruluşlar tarafından fonlanan kamu kurumlarının ve belediyelerin faaliyetlerinin denetlenmesi gerektiğinin belirtilmesidir. Bu maddenin özellikle sosyal medyada sığınmacılar hakkında çalışsan kuruluşlara yönelik “foncu” ithamının kullanılması ile bağlantılı olduğu da düşünülebiliriz.

    Bunlara ek olarak İYİ Parti, Geçici Koruma Statüsü’nün kaldırılması ve geri dönüş işlemlerinin başlaması durumuna rağmen gönüllü geri dönüş yapmayan sığınmacıların “her halükarda” geri gönderileceğini ifade ediyor. Burada “gönüllü” olarak yapılmayan bir geri dönüşün nasıl “her halükarda” gerçekleştirileceği açıkçası bir soru işareti. Böyle bir durumda anlaşmanın tarafı olacak olan Suriye Hükümeti, BM kurumları ve AB’nin tavrının ne olabileceği de merak konusu.

    İYİ Parti’nin Suriye Hükümeti ile anlaşılamaması durumundaki yol haritası ise Suriye’nin kuzeyinde PKK kontrolündeki bölgelerin temizlenerek Türkiye açısından “güvenli bölge” olarak ilan edilmesidir. Bu kapsamda Türkiye, AB ile Geri Kabul Anlaşması’ndan çekilecek ve isteyen sığınmacıların, tıpkı 2020 yılında pandeminin başlangıç döneminde olduğu gibi, AB sınırlarına yığılmasına izin verecek. Böyle bir durumda eğer yüksek sayıda göçmen ve sığınmacı sınırlara akın ederse ve AB Sınır Güvenliği Ajansı (FRONTEX)’in daha önce yaptığı gibi geri itme politikası uygulanırsa bu bölgede bir çok insan hakları ihlalinin yaşanacağı ve nahoş görüntülerin ortaya çıkabileceği herkesin malumu.

    Plana göre Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge ilan edilen yerlere konutlar inşa edilerek sığınmacıların buraya yerleştirilmesi “teşvik edilecek.” Bütün bu süreçler sonrası bölgenin normalleşmesi takip edilecek ve göç tehlikesi sona erdikten sonra bu bölge, Suriye Hükümeti’ne iade edilecek.

    Suriye Hükümeti ile anlaşılmadan girişilecek böyle bir planın bazı negatif yanları mevcut. Öncelikle Türkiye’nin mevcut ekonomik koşullarda Suriye’nin kuzeyinde konut inşasına devam ettiğini biliyoruz. Ancak özellikle zaten Kahramanmaraş Depremi’nin ardından kendi ülkemiz içerisinde birçok şehirde acil konut ihtiyacı devam ederken Türkiye’nin tek başına kaynaklarını ve vatandaşlarının vergilerini sığınmacılar için inşa edilecek yeni şehirlere aktarması ne kadar mümkün olacak?

    Buna ek olarak, o bölgelerin herhangi bir anlaşma olmadan ve savaş sonlanmadan Türkiye’nin elinde olması ve bölgenin ekonomik olarak Türkiye’ye bağımlı olması, şu anda olduğu gibi, fiili bir işgal durumunun da devamı anlamına gelecektir. Ayrıca, savaşın sona ermediği ve Türkiye’nin tek taraflı olarak güvenli bölge ilan ettiği böyle bir durumda BM ve uluslararası kamuoyunun tepkisi sert olabilir.

    Sonuç

    Bütün bu politikalar ve üzerine yapılan incelemeler her ne kadar göç ile ilgilenen kişiler için ilgi çekici olsa da 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin kaybedilmesinin ardından bu politikaların şu an için uygulanma ihtimali kalmamıştır. Ancak, hükümetin keskin bir politika değişikliği kararı alması durumunda bu tartışmalar tekrardan gündeme gelebilir. Lakin bırakın sığınmacıların geri gönderilmesi ile ilgili bir planın uygulanmasını ve tartışılmasını, Türkiye’ye yönelik göç bilinçli olarak teşvik edilmektedir. En azından 2028 yılına kadar da bu durumun böyle devam edeceğini söyleyebiliriz.

    Göç Sorunu L2 Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikPopülizm Demokrasi İçin Bir Tehdit Değildir
    Sonraki İçerik Popülizm Nedir, Ne Değildir?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}