Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Sahte Diplomalar ve Sahte Hayatlar
    Yazılar

    Sahte Diplomalar ve Sahte Hayatlar

    Armağan Öztürk8 Ağustos 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Kamuda sahtecilik haberleri sahte diplomalı 400 profesör ve doçent şeklinde duyuruldu önce. Kısa süre sonra bu tür haberlerin içeriğinin gerçeği yansıtmadığını anladık. E-devlet ve YÖK sistemine sahte diploma yükleyebilen bir çeteyle karşı karşıyaydık. Gerçekten de sahte diplomalar sisteme tanımlanmış, yasa dışı yollarla bazı kişiler diploma sahibi olmuştu. Ancak sahte diplomalarla yapılmış bir akademik kariyer örneği yoktu.

    Bu arada e-hizmet sağlayıcıları aracılığıyla gerçekleşen bu organize suç girişimi sadece üniversiteler ve MEB’i değil, adliye, tapu, ehliyet sınavı gibi çok sayıda başka alan ve hizmeti de hedef almıştı. Sahte diploma haberlerinin yoğunlaştığı bu süreçte bir süredir akademinin gündeminde olan başka meseleler de yeniden tartışmaya açıldı. Parayla doçentlik dosyası hazırlayan, makale bastıran, tez yazdıran şirketleri yeniden hatırladık. Akademik ahlak büyük bir yozlaşma içinde. Bu bir kör kuyu. O kuyudan çıkış yolu var mı? Açık yüreklilikle tartışmaya ihtiyacımız var.

    Devletin elektronikleşmesinin kırtasiyeciliği azalttığı ve verimliliği arttırdığı açıkça ortada. Bu bağlamda e-devlet yakın tarihin en başarılı kamu hizmeti. Ancak ortaya çıkarılan bu skandal sistemde güvenlik zafiyeti olduğunu da ortaya koyuyor. Özellikle hizmet sağlayıcılar bakımından bir sorun var. E-imza dağıtımı ve kurulumu noktasında ciddi bir güvenlik denetimi gerekiyor. Her şirket elini kolunu sallayarak e-imza işine girememeli. Üst düzey kamu görevlilerinin bu hizmetten yararlanması noktasında daha sıkı güvenlik protokollerine ihtiyaç var.

    Hızlı elektronikleşmeden kaynaklanan sorunlara çözüm bulma noktasında iyimser olabiliriz. Sistemdeki bu kriz sistem içi aktörler tarafından tespit edilip kamuya açıklandığına göre devlet aygıtı e-imzayı yeniden düzenleyen bir dizi çalışmayı gündemine alacaktır. Üniversitelerin merkezinde yer aldığı yozlaşma sorununu kontrol altına almak ise hiç de kolay değil. Çünkü karşımızda insan davranışlarını daha kötüye yönlendiren iç içe geçmiş iki faktör var: Öncelikle toplumsal yozlaşma ekonomik çöküşe paralel bir şekilde çok arttı. Pek çok alan, eylem, aktör ve norm bakımından bir anomi durumuyla karşı karşıyayız. Ayrıca yükseköğrenime şu an egemen olan bakış açısı, sahtekarlık ve yozlaşmayla sonuçlanan bozulma eğilimini güçlendiriyor.

    Önce topluma dair bir şeyler söylemek gerekli. Eski Türkiye’den Yeni Türkiye’ye geçerken pek çok kurum ve kural değişti. Yan yana söylendiğinde çelişkili gibi görünse de daha neo-liberal ve bireyci, aynı zamanda daha muhafazakar ve içe kapanmacı bir dünyada yaşıyoruz. İnsani ilişkiler zayıfladı. Akrabalık ve mahallenin hayatımızdaki belirleyici rolü de. Artık her iki evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. Evlilik yaşı yükseldi. Evlenmeyen çok sayıda orta yaşlı yalnız birey var. Çocuk sayısı da aile başına bir ortalamasına inmek üzere.

    Ekonomik krizin tüm toplumu kasıp kavurduğu gerçeği de unutmamalı. İnsanların çalışarak refah içinde yaşama umudu azaldı. Enflasyon arttıkça ahlak geriledi. Fiyatlamada ölçülülük öncelikli bir amaç olmaktan çıktı. Kimsenin kendisini diğer insanlardan sorumlu görmediği, yanındaki kişiyle konuşmak yerine telefondan internete girmeyi tercih ettiği, verilen sözlerin tutulmadığı, yalan ve iftiranın yaygınlaştığı bir ülkede yaşıyoruz. Toplumun giderek yığına dönüştüğü bir ortamda yozlaşmadan kaçmak imkansız. Para kazanmak için bebekleri öldüren doktorlar, sahte diploma satan iş adamları şaşırtıcı değil bu nedenle. Çeteleşme normalimiz oldu.

    Üniversiteler de toplumun bir parçası. Toplumsal çöküşten onlar da nasibini alıyor. Genel bir memnuniyetsizlik var herkeste. Hoca yaptığı işten, öğrenci aldığı eğitimden hoşnut değil. Kurallar sürekli bir şekilde gevşetiliyor. Nitelik ve kalite ise nicelik artışına paralel bir şekilde düşmekte. Bugünün bir üniversite öğrencisi 20 yıl önceki lise mezunu kadar hayata hazır değil. Sadece bilgi düzeyi değil görgü de azalmakta. Tabii sürekli bir şekilde şikayet ederek bir yere varmak mümkün değil.

    Hükümet, YÖK ve üniversite rektörleri sorunun asıl nedeni konusunda daha açık fikirli olup bir an önce yeni bir bakış açısı ve tedbirlere yönelmeli. Sahte yayın, intihal ve parayla bilim yapma alışkanlıklarını azaltmak için nicelik artışı sınırlanmalı. Daha fazla üniversite daha iyi üniversite demek değil. Ayrıca öğretim üyelerinin atama koşullarını ağırlaştırdığınızda kendiliğinden bir şekilde bilimi geliştirmiş olmuyorsunuz. Hatta aksi yönde eğilimler ön plana çıkmakta. Herkes zamanla yarışıyor. Kimsenin okumadığı çok sayıda çöp makale var. Hiçbir işe yaramayan sayısız proje zamanı ve emeği tüketiyor. Bu paradigma yerine, yarışmadan kopmadan, ama bilimi de zamana yayarak bilimsel çalışma koşullarını iyileştirmek mümkün.

    YÖK’ün doçentlikte bekleme süresi, doçentlikte sözlü sınav, akademik kadro atamalarında daha fazla dil puanı ve daha nesnel yarışma koşulları için yeni mevzuatlara doğru yol alması gerek. Şu anki YÖK yönetimi ve pek çok üniversite rektöründe böyle bir vizyon ve sorunları çözme kapasitesi olduğu açık. Ancak sorunların farkına varmak, onları çözmek için yeterli olmuyor her zaman. Yozlaşma hepimizin ortak sorunu. İşbirliğine gitmeden, birbirimize yardım etmeksizin yabancılaşmadan kurtulmamız ve yenir bir akademi yaratmamız ise imkansız.     

    M Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikUkrayna Savaşı NATO’yu Nasıl Dönüştürdü?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Ukrayna Savaşı NATO’yu Nasıl Dönüştürdü?

    7 Ağustos 2025 Deniz Gün Eraslan
    Yazılar

    “Demokrasi Olmadan Barış Olur mu” Argümanı

    1 Ağustos 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Ahmet Kaya’nın da Söylediği Gibi “Bu Ne Çıldırtan Denge”: Çözüm Süreci Komisyonu Neyi Amaçlıyor?

    1 Ağustos 2025 Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Sahte Diplomalar ve Sahte Hayatlar

    8 Ağustos 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Ukrayna Savaşı NATO’yu Nasıl Dönüştürdü?

    7 Ağustos 2025 Yazılar Deniz Gün Eraslan

    Dünya Gündemi: Açlık ve Katliamın Ortasında İsrail’in Gazze’yi Topyekûn İşgal Planı

    5 Ağustos 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    ABD Gündemi: Putin Trump’ın Sabrını Taşırdı, Trump Resmen Epstein Listesinde, Trump’ın Gazze Tutumu

    4 Ağustos 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}