Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    Armağan Öztürk16 Mayıs 20255 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    PKK kongresinin sonuçlarını duyurdu. Genel beklentiye uygun bir şekilde fesih kararı çıktı. Alınan kararların nasıl uygulanacağı, hangi mekanizma ve aktörlerin silah bırakma ve fesih sürecine aracılık edeceği meselesi ise açık değil. Ancak bu saatten sonra terör veya politik şiddet yoluyla silahlı mücadeleye geri dönmek imkansız. Zor olan kongre yapmak ve yapılan kongreden fesih kararı çıkarmaktı. Bundan sonra her şey kaçınılmaz bir sona doğru ilerleyecektir. PKK’nın fesih kararını herhangi bir koşul, takvim ve aşamaya işaret etmeksizin açıklaması şaşırtıcı görülebilir. Ancak Suriye’deki mevcut durum dikkate alındığında pek çok şey yerine oturuyor gibi. Bu nedenle PKK’nın fesih kararı ne anlama geliyor hususunu konuşmaya SDG-YPG’den başlamakta yarar var.  

    Fesih metninde de açıkça kayıt altına alındığı üzere PKK terör örgütü “PKK adıyla silahlı mücadeleyi” sona erdirdiğini ilan etti. Demek ki PKK’yla ilişkili olsa da başka isimle varlığını sürdüren diğer yapılar için bağlayıcı bir şey yok. Bu kararı Suriye jeopolitiği bakımından irdelediğimizde ise karşımıza inişli çıkışlı bir tablo çıkıyor.

    Bilindiği üzere SDG ile HTŞ arasında 10 Mart’ta yapılan Şam mutabakatı ikinci çözüm sürecinin Suriye PKK’sını da kapsayabileceğini göstermişti. Bahsi geçen ilke metniyle SDG-YPG, ulusal orduya katılmayı, silah bırakmayı ve merkezi bir ulus devlet düzenine katkı sunmayı kabul etmişti. YPG-PYD güçlerinin Şam ordusuyla birleşerek zamanla tasfiye olma ihtimali Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrının Suriye’de karşılık bulduğunu gösteriyordu.

    Ancak bu iyimser hava 26 Nisan Kamışlı kongresiyle dağıldı. DEM’in de bir temsilciyle katıldığı Kamışlı kongresi, Barzani yanlısı Suriye Kürtleri ile PYD’nin çıkar ve beklentilerini ortaklaştırdı. Adem-i merkeziyetçi bir yapı ve kimlik/dil hakları talep eden Suriye Kürtleri, Irak’takine benzer bir siyasal düzeni kendi politik gündemleri içinde ön plana çıkardı. ABD, İsrail ve Fransa dahil olmak üzere hiçbir Batılı aktörün itiraz etmediği bu yeni bildiri yeni bir siyasal iklim yaratmış durumda. Bu yeni koşullar altında PYD-YPG’nin tasfiyesi çok zor.

    Muhalefetin PKK’nın fesih kararını bir hile olarak görmesi biraz da bu olumsuz Suriye tablosu yüzünden. PKK’nın ağırlık merkezinin Suriye olduğu bir terör zemininde Suriye PKK’sının silah bırakmaması, Kandil’in açıkladığı kararı işlevsiz hale getirecektir. Milliyetçi kesimler şimdiden siyasi iktidarı suçlamaya başladı. Suriye’nin Kuzeyinde özerk bir Kürdistan kuruluyor. Bu yapıda liderlik rolü Suriye’nin PKK’lı kadrolarına ait. Türkiye’nin yapabileceği şeyler ise sınırlı. Tabii haklı bir şekilde şu olasılık hatırlatılıyor: Zamanında Barzani ve Talabani nasıl terörist ve Türkiye için tehdit olmaktan çıktıysa Suriye’de de benzeri bir yönelim söz konusu olabilir. Bu ihtimalin Türk kamuoyu ve devleti tarafından kabul edilebilir olması PKK’nın gerçekten de silah bırakmasına, Kandil’in uzak bir hatıraya dönüşmesine, PKK ile PYD arasındaki bağların zayıflamasına ve tabii ki Şam’daki rejimin en azından Bağdat kadar teşkilatlanmasına bağlı. Suriye devlet ve ordu aygıtı sadece kağıt üstünde var. Şam’da güçlü merkezi bir otoritenin kurulması Türkiye’nin kaygılarını bir ölçüde hafifletecektir.

    İkinci önemli husus bu kararın Türkiye siyasetinin anayasal ve ideolojik mimarisiyle çelişme ihtimalidir. PKK kongre bildirisinde açıkça Lozan Anlaşması ve 1924 Anayasasının hedef alınması Atatürkçü-cumhuriyetçi kesim tarafından kışkırtıcı bulundu. PKK’nın Öcalan’dan farklı olarak özeleştiri vermediği, yaptığı hiçbir şeyden pişman olmadığı ve Atatürk Cumhuriyetini hedef alarak toksik dili yeniden ürettiği görülmekte. Bu dil barışın dili olamaz. Siyasi iktidarın yeni bir anayasa yapmak istediği ise sır değil. Yeni anayasanın eski anayasanın ilk dört maddesine dokunmayacağı AKP-MHP’nin kesin taahhütleri arasında. Ancak DEM aynı kanaatte değil. Onlar Kürt kimliğinin anayasada tanımlanması ve adem-i merkeziyetçi bir yapı istiyorlar.

    PKK’nin fesih metnindeki Atatürk saldırısı yeni anayasa yapmanın hiç de o kadar kolay olmayacağını bir kez daha gözler önüne koydu. Çünkü yasal ve yasa dışı Kürt hareketinin politik hafızası ilk dört maddeyi tanımama eğilimde. Bu şartlar altında ancak kısmi bir anayasa değişikliği gündeme gelebilir. Erdoğan’ın başkanlık sistemiyle ilgili taleplerini karşılayan, aynı zamanda özel olarak Kürt hareketiyle ilişkilendirilmeyecek nitelikte bazı demokratik reformları hayata geçiren bir metinle karşılaşmamız olası. Ama ne olursa olsun anayasa mutabakat demek; Türkiye Cumhuriyetini, onun kurucu lider ve değerlerini tartışmaya açan bir dille mutabakat sağlamak imkansız.    

    PKK’nın fesih kararının iç politikaya en büyük etkisi ise İmamoğlu’nu unutturacak ve CHP’yi daha edilgen bir pozisyona itecek konjonktürde kendini gösterecektir. Bu bağlamda 12 Mayıs Kongre kararı, 19 Mart İmamoğlu göz altı kararının alternatifi. CHP’nin büyük dalgası Kürt barışıyla kırıldı. Muhalefetin doğal lideri olan İmamoğlu birden gündemden düştü. AKP, MHP ve DEM, tüm hükümet yanlısı medya aygıtları, liberal sol ve Kürt aydınları aynı şeyi konuşuyor. Barış ve anayasa kavramlarının yarattığı politik büyü varken İmamoğlu’nun mahkumiyet hayatının toplumsal tartışmadaki merkez konumuna yeniden yerleşmesi neredeyse olanaksız.

    Erdoğan ve Bahçeli PKK’ya silah bıraktıran liderler olarak tarihe geçecek. Ayrıca Kürtlerin Erdoğan’a oy vermesini mümkün ve makul hale getirecek siyasal sosyolojik bir denge yavaş yavaş mayalanıyor. Gelmekte olan şey karşısında ise ana muhalefetin atacağı adımlar oldukça sınırlı. Şüphesiz ki sağ milliyetçi partilerle Halk Partisi ortak bir karşı cephe inşa edebilir. Ancak CHP üst yönetimi böyle bir politik iddiayı taşıyabilecek Kemalist motivasyondan yoksun. Dahası AKP-MHP birliğine daha yakın bir siyaseti içselleştiren Kürt siyasetini doğrudan eleştirmeden çözüm süreci karşıtı bir söylem inşa etmek de mümkün değil. Bu yola bir kez girdiğinde ise Kürtlerle arasındaki mesafe daha da artacaktır ana muhalefetin.  

    Sonuç olarak iktidar Suriye’yle ilgili yeni bir oyun planı ortaya koymak ve DEM’in anayasa konusundaki radikal taleplerini makul bir zemine çekmek koşuluyla PKK’nin fesih konjonktürünün açık kazananı konumunda.

    M Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTransformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 Deniz Nas
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}