Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » NATO 75. Yıl Zirvesi: İlerleme mi Gerileme mi?
    Yazılar

    NATO 75. Yıl Zirvesi: İlerleme mi Gerileme mi?

    Cem Özen22 Temmuz 20245 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    NATO’nun kuruluşunun 75. yıldönümü ABD’nin başkenti Washington’da 9-11 Temmuz 2024 tarihleri arasında yapılan zirvede kutlandı. Yılın önemine binaen başta ABD yönetimi olmak üzere NATO üyesi ülkeler bu zirveyi bir gövde gösterisine çevirmek istedi.

    Bunun için bir önceki yıl Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya kabulünü bu zirveye yetiştirmek amacıyla çaba sarf ettiler. Yine yıl içinde Steadfast 2024 adlı NATO’nun yakın dönemde hiç yapmadığı kadar büyük bir askeri tatbikatı yaparak bunu pekiştirdiler.

    NATO’nun varlığı Soğuk Savaş sonrasında çokça tartışılsa da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında yeni bir anlam bütünlüğü kazandığı söylenebilir. Bunun yanında bu zirve, NATO ülkelerinin ve genel olarak Batı’nın içerisinden geçtiği kurumsal zorlukların gölgesinde gerçekleşti. NATO zirvesinde geleceğe yönelik hangi kararlar alınabildi ya da alınamadı, incelemekte fayda var.

    Güçlü Metinler Hayata Geçer mi?

    Zirvenin sonuç bildirgesinde Rusya tehlikesi en yüksek tondan dile getiriliyor. Bildirinin genelinde Rusya’nın NATO için açık ve net bir tehlike olduğu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirtiliyor. Ukrayna işgalinin Batı kamuoyunda yarattığı en büyük odak kayması zaten Rusya’nın artık kırmızı kitaptaki bir numaralı düşman olmasının önünü açmasıydı. Resmi belge bazında Rusya’nın NATO’nun bir numaralı hedefi olduğuna şüphe bırakılmak istenmiyor.

    Bunun yanında Çin, önceki metinlere ve söylemlere nazaran daha sert bir şekilde eleştiriliyor. Özellikle Rusya’ya sağladığı kaynaklar bakımından Çin için “enabler” tanımı kullanılıyor, yani “savaşın devamını mümkün kılan.” Çin, Avrupa’nın istikrarına yönelik saldırılar ve aynı zamanda siber saldırılardan da sorumlu tutuluyor. Bu bakımdan Rusya-Çin ortaklığına bilinçli olarak işaret edildiğini görüyoruz.

    Özellikle nükleer tehditlere ve siber saldırılara geniş yer verilmesi aslında NATO’nun karşısındaki tehlikelere karşı bilinçli olduğu izlenimini pekiştiriyor. Dolayısıyla NATO’nun sonraki on yıllarda (eğer başına bir şey gelirse) buna karşı fikirsel hazırlığı olmadığı söylenemez. ABD’nin Almanya’ya Soğuk Savaş’tan beri ilk defa uzun menzilli füze yerleştireceğini açıklaması da Rusya tehdidinin ne seviyede ciddiye alındığını kanıtlıyor. Dolayısıyla NATO’nun tehdit tanımlaması oldukça açık ve kendisi açısından bu noktada bir sorun yok.

    Ukrayna Cephesi

    Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi NATO için sadece bir savunma ve cephe stratejisini değil, aynı zamanda bir kimlik inşa etme şansını da doğurdu. Soğuk Savaş’tan bu yana varlığını sorgulayan NATO, Rusya’nın ve sonrasında Çin’in yayılmacılığını engelleme üzerine yeni bir genetik kod inşa ediyor. Washington Zirvesi’ni, 2022 Madrid Zirvesi’nde Stratejik Konsept’in değiştirilerek Rusya’nın ana rakip olarak net şekilde belirlenmesinin bir devam adımı olarak okumak yerinde olur.

    Zirve kapsamında NATO-Ukrayna Konseyi toplantısı da yapıldı. Ukrayna’nın NATO üyelik yolu netleştirilirken bir tarih belirlenmemesi yine soru işaretlerine neden oldu. Ayrıca 40 milyar euroluk yardım yapılmasına yönelik taahhüt bir yandan önemli iken öte yandan bu rakamın Rusya’nın net mağlubiyetine yetmeyeceği de açık. Bu bakımdan NATO içindeki flu alanların varlığını devam ettirdiğini söyleyebiliriz.

    Özellikle ABD’de Donald Trump’ın yıl sonundaki seçimleri kazanmasının Ukrayna savaşına doğrudan etki edeceği açık. Trump’ın Ukrayna karşıtı açıklamaları pek çok kişinin uykularını kaçırıyor. Bu yüzden Ukrayna’ya desteği Trump’ın vicdanına bırakmaktansa “Trump proof” denilen yani Trump’tan bağımsız kurumsal bir çerçeveye oturtma çabası zirve öncesinde çok konuşuldu. Ancak ABD’nin ittifak içindeki ağırlığı gerçeği yüzünden bu konuda net ve keskin adımlar atılamadı.

    NATO’nun Geleceği

    Batı dünyası pek çok meydan okuma ile karşı karşıya. İçeride göçmenlerin yarattığı sorunlar, ekonomik durgunluk, yükselen popülizm ve yavaş yavaş iktidara ilerleyen aşırı sağ akımlar Batı dünyasını zaten yeterince zorluyor. Buna ek olarak dışarıda da Rusya’nın açtığı savaş, Çin’in hem ekonomik pastadan payını artırması hem de stratejik olarak Batı’nın çıkarlarını tehdit etmesi, Batı’nın önündeki engeller olarak önümüze çıkıyor.

    NATO’nun konumu bu bakımdan savunma ile sınırlı olduğu için aslında daha makro konular arasında işi biraz daha kolay. Çünkü askeri olarak Rusya’yı ve Çin’i engellemek tüm bu sorunların bir sonucu. Batı’nın kendi sorunları ile baş etme ve çözüm üretme kapasitesi giderek gerilerken askeri konuların öne çıkması normal. Eğer Batı dünyasının ekonomik ve teknoloji üretim kapasitesi yüksek olsaydı daha az askeri konu konuşuyor olacaktık.

    Çin’in ve yanında Rusya’nın otoriter rejimleri ve Batı’daki aşırı sağı destekleme kapasiteleri arttıkça Batı’nın kendi içindeki sorunlar büyümeye devam eder. Böyle olunca NATO’nun askeri kapasitesi de gündemin üst sıralarına çıkmayı sürdürür. NATO’nun GSYİH’nin %2’sini savunma bütçesine harcama hedefine bu yıl 32 üyenin 21’i uyuyor. Bu rakam 2014’te sadece 3 idi. Askeri harcamaların artması ve buraya aktarılan bütçe yukarıda bahsettiğim sorunların çözümünü de zorlaştırıyor. Bu da NATO ülkeleri için ters bir döngü yaratıyor.

    NATO ordusu güçlü ve Rusya ile Çin’in NATO ile çatışmayı göze alması zor görünüyor. Buna karşın Batı’nın içinde bulunduğu sorunlar o kadar çok ki Batı’yı istikrarsızlaştırmak isteyen aktörler bunun için büyük kaynak ayırmakta beis görmüyorlar. Rusya ve Çin (İran ve Kuzey Kore gibi sistem karşıtları ile birlikte) Batı demokrasilerini tehdit etmenin yollarını aramaya hiç şüphesiz devam edecek.

    Türkiye NATO Üyesi mi?

    Erdoğan’ın izlediği izolasyoncu politikalar kendi iktidarını ayakta tutmayı başarıyor. Örneğin, tamamen Rusya karşıtı bir zirvenin dönüşünde uçakta yaptığı açıklamada Erdoğan, “Ukrayna gibi Rusya Federasyonu da bizim komşumuzdur. Güçlü bağlarımızın olduğu bir ülkedir. Her iki ülkeyle de çok boyutlu ilişkilerimiz mevcuttur. Savaşa rağmen bunların korunmasına da önem veriyoruz.” diyebiliyor. Erdoğan kurduğu denge politikası ile bir nevi korunma zırhı kazanmış durumda.

    Bunun yanında zirveden Türkiye’nin kendi lehine yazabilecek bir skoru da bulunmuyor. Sıkı para politikasına dayalı bir ekonomi programı yürütülürken Erdoğan’ın eli kolu bağlı. Dış politikada son derece uyumlu ve sorun çıkarmayan bir role bürünmek zorunda hissediyor. Bundan dolayı NATO ülkeleri ile çatışmıyor. Ama mesela Türkiye’ye yönelik silah satış engellerinin tamamen kaldırılmasını da sağlayamıyor. Sonuç bildirgesinin 11. maddesinde geçen “We will continue to reduce and eliminate, as appropriate, obstacles to defence trade and investment among Allies” (Müttefikler arasında savunma ticareti ve yatırımı önündeki engelleri azaltmaya ve uygun şekilde ortadan kaldırmaya devam edeceğiz.) ifadesi Türkiye’nin istediği kesin sonuç değil.

    Türkiye’nin kendisini NATO’dan ayrıştırması belki mikro ölçekte Erdoğan’a oyun alanı açıyor ama uzun vadede Türkiye’nin güvenliğinin de altını oyuyor. Türkiye küçük ilerlemelerle istediğini aldığını sanırken uzun vadede müttefiklik ilişkilerini zedeliyor ve bir kriz anında da NATO ülkelerini yeterince yanında bulamıyor. F-35 ve F-16 krizinde bunu çok net bir şekilde gördük. Böyle olunca da 2026 zirvesinin Türkiye’de yapılması kararı alınması dışında Türkiye lehine bir ilerleme kaydedilemiyor.

    Dünya L2 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikMeselelerini Mesele Etmeyen Ülke
    Sonraki İçerik Dünya Gündemi: Beş Soruda Biden’ın Adaylıktan Çekilmesi ve Kamala Harris’in Adaylığı

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}