Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kürt Meselesinin Yeni Çözüm Adresi: TBMM
    Yazılar

    Kürt Meselesinin Yeni Çözüm Adresi: TBMM

    Doğukan Yıldız28 Nisan 20238 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Seçimlere çok az bir süre kaldı. Siyasetin ana gündem maddelerinden bir tanesini de Kürt meselesi oluşturuyor. İktidar, muhalefeti PKK ile ilişkilendirerek kriminalleştiriyor, muhalefet ise Kürt meselesinin çözüm adresi olarak TBMM’yi işaret ediyor. Ortada, bir tarafta siyasetin alanını güvenlikçi söylemlerle daraltan iktidar, diğer tarafta ise demokratik siyasetin önünü açmak isteyen muhalefet var. Her iki yaklaşım da, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biri olarak kabul edilen Kürt meselesine tarihsel bakışın iki temel sütununu oluşturuyor.

    İkinci yüzyılına hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti, Kürt meselesinde yaşanılan tüm travmatik acılara rağmen hala bu meselesinin demokratik bir süreçle yönetimi noktasında bir ortak akla sahip. Bu ortak aklın gelişimi Kürt meselesinde yeni aktörlerin ve yeni söylemlerin ortaya çıkışıyla olgunlaştı. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü ilkesinde, demokratikleşme ile Kürt meselesinin çözüme kavuşması, yeni aktörlerin üzerinde uzlaştığı bir çerçeve kazandı. Türkiye Kürtlerinin kendi kimliğiyle siyasal katılımının önünün açılması, Kürt kimliğine yönelik asimilasyonun sona ermesi ve eşit yurttaşlık gibi alanlarda reform yapılması, yeni dönemde öne çıkan başlıklar olarak ortaya çıkıyor.

    Türkiye, günümüzde Ortadoğu’nun en büyük dördüncü halkı olan Kürtlerin en fazla yaşadığı ülke konumunda ve sadece bu olgunun kendisi dahi Türkiye’de rasyonel bir ortak aklın çeşitli dönemlerde oluşmasına neden oluyor. Bu ortak aklın kaynağını oluşturan rasyonel çabanın hedeflerini; toplumsal faydalarla, pragmatizmle veya bir tür siyasi çıkar ilişkisiyle açıklayabiliriz. Bu çaba veya arayış; kendisini, güvenlik ve terörle mücadele dışında bir argüman üretemeyen iktidarın karşısında, yani muhalefette konumlandırıyor. Muhalefet, uzun yıllar Türkiye’de  inkar edilen ve güvenlik merkezine alınan Kürt meselenin yönetimini rasyonel bir zemine taşıma iradesi geliştiriyor. Bu irade, en büyük iki muhalefet partisi olan CHP ve HDP arasında gelişiyor.

    Hafıza: Yakın Tarihte Kürt Meselesinde Neler Yaşandı?

    Kürt meselesinde yeni söylemleri ve aktörleri değerlendirmeden önce yakın tarihimizde yaşanılan gelişmeleri ve yöntemleri hatırlamakta fayda var. Uzun yıllar bir milli güvenlik sorunu olarak görülen Kürt meselesi, bir dönem yalnızca terörle mücadele kapsamında ordunun kontrolüne bırakıldı. Böylelikle Kürt meselesi, ordunun siyasete etkisinde belirleyici faktörlerden biri oldu. 1990’lı yıllarda siyaset kurumları, PKK’ya karşı sadece askeri yöntemlerle mücadele ederek Kürt meselesinde bir başarı kazanılmayacağını gördü ve bu meseleye esaslı bir çözüm ihtiyacı ortaya çıktı. Ancak tüm siyasi çabalar ordu veya derin devlet uzantıları tarafından engellendi. 1999 yılında ABD’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etmesi, buna karşılık Türkiye’nin AB sürecini başlatması, Türkiye’de Kürt meselesinde yeni bir dönemin kapısını araladı.

    Türkiye’de büyük bir değişim umuduyla iktidara gelen AKP, 2009 yılı sonrası Tayyip Erdoğan liderliğinde Barış Sürecini başlattı. İmralı’da Abdullah Öcalan ile başlayan müzakere süreci, uzun yıllar kapalı kapılar ardında yürütüldü. 2013 yılında resmen başlatılan süreç, 2015 yılında Dolmabahçe Mutabakatı ile sonuçlandı. Ancak 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonraki dönemde bu süreç sona erdi ve PKK ile çatışmalar yeniden başladı.

    7 Haziran 2015 Genel Seçimleri sonucunda HDP’nin barajı aşmasıyla AKP’nin tek başına iktidarının sona ermesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık hedefini sekteye uğratmıştı. 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası ortaya çıkan ulusalcı, milliyetçi ve siyasal İslamcı rejimin ana hedeflerinden biri, Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmak oldu. HDP’ye yönelik siyasi tutuklamalar başlatıldı ve HDP’li belediyelere kayyum atamaları gerçekleştirildi. Bunu HDP’yi kapatma davası takip etti. Kürt Siyasal Hareketi kriminalleştirildi ve iktidar medyası bunda oldukça etkili oldu. Tüm bu gelişmelere ek olarak Suriye ve Irak’ta yaşanılan gelişmeler, Kürt meselesinin Türkiye açısından uluslararasılaşmasını beraberinde getirdi ve meseleyi daha da karmaşık bir açmazın içine soktu. 

    Kürt Meselesinde Yeni Söylemler ve Yeni Aktörler

    20 yıllık AKP iktidarında Kürt meselesinin çözümüne dair atılan adımların Tayyip Erdoğan’ın siyasi geleceğine endekslendiği görüldü. Bu faktör, Kürt meselesinin çözümüne yönelik şeffaf yürütülmeyen bir tür siyasi çıkar ilişkisine yol açtı. İmralı ve Kandil’in ağırlık kazandığı bu dönemde PKK’ya silah bıraktırmak ana hedef olarak belirlendi, fakat demokratik reformlar çok sınırlı kaldı. Dolayısıyla çözüm süreci çeşitli ilişkiler ağına hapsoldu ve toplumsallaşmadı. Selahattin Demirtaş’ın Türkiye siyasetinde bir lider olarak ortaya çıkmasıyla HDP’nin Türkiye’de ana akım bir siyasi partiye dönüşmesi, ortaya yepyeni parametreler çıkardı.

    15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası Türkiye’de muhalefetin iktidarın devlet gücüyle dizayn edilmesi, CHP’de dönüşümün hızlanmasını beraberinde getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde gelişen strateji, İYİP’in kurulmasında ve yeni bir muhalif güç olarak konumlanmasında etkili oldu. 2019 Yerel Seçimlerinde HDP’nin oyları, Millet İttfakı’nın büyükşehirleri kazanmasında belirleyici unsurdu. CHP’nin öncülüğünde gelişen muhalefetin genişleme stratejisi önümüzdeki seçimler öncesinde maksimum sınırlarına ulaşmış durumda. Zira, Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın muhalefeti bölmeye yönelik atılımları, iktidarın/rejimin değirmenine su taşıyan bir nitelikte.   

    Helalleşme söylemiyle muhalefeti genişleten Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP ile olumlu bir diyalog geliştirdi. CHP ve HDP arasında diyalog seviyesinde ilerleyen bu ilişki, Kürt meselesine dair ortak aklın bir tezahürü olarak ortaya çıktı. Bu diyalog ve ortak akıl, “Kürt meselesinin çözüm yeri TBMM’dir” yaklaşımıyla somutlaştı. Bu yaklaşım, geçmişte yaşanılan deneyimlerin ve mevcut iktidarın Kürt meselesi konusunda muhalefetin alanını kısıtlayan zehirli dilinin bir sonucu olarak gelişti. Ayrıca, Kürt Siyasal Hareketi’nin ve Türkiye Kürtlerinin yakın tarihte yaşanılan gelişmelere paralel seyreden dönüşümü, meşru siyaset zeminini güçlendiren diğer faktörlerden biri oldu.

    Terörü araçsallaştıran ve Türkiye Kürtlerinin demokratik taleplerini lekeleyen PKK’nın, Kürt meselesinde ana aktörlerden biri olarak önemini yitirmesi, silahlı hareketle siyasi hareketin ayrışmasını beraberinde getirdi. Nitekim, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Türkiye siyasetinde bir lider olarak ortaya çıkmasının arkasında Türkiyelileşme kavramına yönelik güçlü bir irade yer alıyordu. Bunlara ek olarak, Demirtaş’ın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımına ve Cumhurbaşkanlığı Adaylığına seçim sürecinde destek verdiğini hatırlamakta fayda var.

    Kürt Meselesinde Yeni Bir Metodoloji: Süreç Parlamentoya Taşınmak İsteniyor

    Uzun yıllar devletle PKK arasında devam eden çatışmalı süreç, ortaya çözümsüzlükten beslenen kötücül aktörler çıkardı. Giderek görünür hale gelen bu analoji, meşru demokratik siyasetin TBMM’ye taşınması ihtimaliyle varoluşsal bir riskle karşı karşıya. Başka bir deyişle, HDP’nin Türkiye’de ana akım bir siyasi parti olarak TBMM’de Kürt meselesinin demokratik çözümü için meşruluk kazanması ve birincil muhataba dönüşmesi, PKK’nın kendisine atfettiği varoluşsal gerekçeleri ortadan kaldırma potansiyeline sahip. Bu nedenle, CHP’nin bu meseledeki tarafları, yine muhalefet içinde CHP ile benzer görüşlere sahip diğer partilerin desteğiyle ayrıştırdığı ve seçimlerden önce Kürt meselesinin nasıl yönetileceğine dair yeni bir anlatı inşa ettiği görülüyor. 

    Ancak mevcut siyasal iklimde CHP’nin HDP ile sürdürdüğü diyaloğun ve bu kapsamda Kürt meselesini Parlamento merkezli çözme vaadinin yönetim sürecinin bir hayli güç olduğunu da kabul etmek gerek. Örneğin, CHP içerisinde Kürt meselesinde aktif politikalar üreten isimlerin başında gelen ve CHP’nin Diyarbakır’da birinci sıradan aday gösterdiği İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun katıldığı bir televizyon programında, “Türkiye’nin Kürt Meselesi’ni çözeceğiz. Silah olmayacak artık Türkiye’nin gündeminde. Şiddet olmayacak, terör olmayacak. Çözeceğiz. Meclis odaklı bir yöntemle çözeceğiz. Diyalogla, müzakereyle, Meclis odaklı bir çalışmayla adım adım ilerleyeceğiz. Parlamento’daki bütün siyasi partileri bu işin paydaşı yapacağız” sözlerini iktidar medyası çarpıtarak CHP’nin PKK ile Parlamento çatısı altında müzakere yürütmeye hazırlandığını iddia etmişti.  

    İktidar medyası bir başka algı operasyonunda ise CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre’nin, “Yerel yönetimlerin özerklik konusu tamamen çarpıtılıyor. Siyasi özerklik başka bir şey, idari, mali özerklik başka bir şey. Genel başkanımız bunu açıkladı, yerel özerklik şartındaki çekinceleri kaldıracağız. Bu, emin olun Türkiye’yi bölecek bir şey değildir. Aksine Türkiye’yi daha da güçlendirecektir. Çünkü artık çağımız, yerel yönetimlerin güçlenmesi çağıdır. Avrupa Birliği’nin ve Avrupa Konseyi’nin en temel ilkelerinden birisi, yerellik şartıdır.” sözleri üzerinden gerçekleştirmişti.

    Tüm bu gelişmeler demokrasi ve otokrasi arasında sıkışan Türkiye’de yeni bir anlatı inşa eden ve giderek rejimin ördüğü duvarları aşma iradesi ortaya koyan CHP’nin iktidar hedefindeki kararlılığını gösteriyor. İktidarın güçlü propaganda makinesinin her türlü manipülasyonuna ve algı operasyonuna rağmen CHP’nin riskli kabul edilen Kürt meselesi alanında argümanlar üretmesi, bunu bir pazarlıktan öteye insan hakları meselesine indirgemesi, Türkiye’nin iç barışına ciddi katkı sunuyor. Tüm bu kutuplaşma ve gerilimden ciddi bir bıkkınlık hisseden toplumun bu kucaklayıcı siyasete ihtiyacı var. CHP’nin Kürt meselesinde inşa ettiği yeni söylemler, işte tam da bu ihtiyaca uygun ilerliyor. Ne eksik, ne de fazla…

    Yeni Dönemde HDP’nin Siyasi Tutumu Belirleyici Olacak

    HDP liderliğinde oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı, Cumhurbaşkanı Adayı çıkarmayarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldı. CHP ve HDP arasında son yerel seçimlerde gelişen dirsek teması, yerel seçimlerden sonra diyaloga dönüştü. CHP’nin Kürt meselesinin çözüm adresi olarak TBMM’yi öne çıkarması, seçimlerde belirleyici bir unsur olarak görülen Kürt seçmenin acil taleplerine cevap veren bir nitelikte. Her ne kadar HDP içinde farklı dinamiklerin yönetim süreci kolay olmasa da HDP’nin önde gelen kurmaylarının iktidarın tüm kıskacına rağmen başarılı bir performans gösterdiğini söyleyebiliriz.

    Seçimlere partinin kapatılma riski karşısında Yeşil Sol Parti amblemiyle girecek olan HDP, kamuoyunda çok tartışılan Hasan Cemal ve Cengiz Çandar gibi isimleri seçilmesi kuvvetle muhtemel yerlerden aday göstererek kendisini yeni döneme hazırladığının mesajını verdi. Nitekim, Çözüm Süreci’nin önemli aktörlerinden biri olan Sırrı Süreyya Önder de yeniden Parlamentoda olması beklenen isimlerden.

    Tüm provokasyonlara rağmen kendisini Türkiye siyasetinde önemli bir aktör olarak koruyan HDP’nin ve Kürt Siyasi Hareketi’nin yeni dönemde tüm siyasi partilerin yaşayacağı eski ve yeni arasındaki dönüşüme nasıl reaksiyon vereceği önemli olacak. Burada, tutuklu HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın siyasi geleceği çok belirleyici bir rol oynayacak. Türkiye’de Kürt meselesinin TBMM’ye taşınacağı bir dönemde Öcalan mı, Kandil mi, yoksa halkın iradesiyle seçilmişlerin mi rolü Kürt meselesinde daha belirleyici olacak, bunu seçimlerden sonra takip edeceğiz.    

    Fotoğraf: Palden Gyamtso

    R1 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKapitalizm Çevre Felaketleri ve İklim Değişikliğinden Sorumlu mudur?
    Sonraki İçerik Prodüktivizm (Üretkenlik) Üzerine Bir Sadeleştirme ve Kritik

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}