Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Korkudan Korkmak ve Muhalefet
    Yazılar

    Korkudan Korkmak ve Muhalefet

    Onur Alp Yılmaz20 Kasım 20223 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Psikolog Dieter Duhn’un “Kapitalizmde Korku” başlıklı eserinde “korkudan korku” diye bir kavram ortaya atar ve bu kavramı rasyonel nedeni olan, yani örneğin, sonucu ölüm olabilecek kaza ve hastalık gibi korkulardan ayırır. “Korkudan korku” kişinin aslında vergisini ödeyerek tesis ettiği güçlerden korkmasıdır. Başka bir ifadeyle bu korku, kişinin sınıflı toplumlarda kendi gücüne yabancılaştırılmasından doğar. Bu yabancılaşma dolayısıyla örneğin bireyler, kendi oylarıyla iş başına gelmiş siyasetçilerden korkabilirler. Hatta bu korku, üniformalı olan herkesten korkmak şeklinde de tezahür edebilir.

    Aklıma ilk elden gelen örnek, “Hükümet Kadın” filminde Ankara’dan gelen zarfı kimsenin açmak istemeyip yoğun bir telaşla birbirine açtırmak istediği o nükteli sahne oldu bu satırları yazarken. Yani, kişinin kendisi için var olan ve kendisinin var ettiği otoritenin kurduğu hiyerarşi ve bu hiyerarşiye bağlı olarak toplumsal ve siyasal süreçlerden dışlanmışlık hâlinin yaratmış olduğu bir yabancılaşma durumundan bahsediyoruz. Bu korku hâlini besleyen ise maddi, hukuki ve sosyal yaptırımların varlığıdır. Bunun sonucunda insanlar; özgürlüklerini kaybetmeme, işlerinden olmama, maddi bedeller ödememe ve toplumun verili değer yargılarına aykırı görünmeme kaygısıyla dürtülenerek kendilerine anayasal haklarından dahi çok daha kısıtlı biçimde çizilen bir çerçeve dâhilinde eylerler.

    Son 20 yıl içinde mevcut iktidarın çizdiği sınırları ve demokraside yarattığı tahribatı kamusal olarak eleştirmekten çekinen, ancak özel alanda eleştirilerini sıralayan kişilerle hepimiz mutlaka karşılaşmışızdır. İşte tam da böyle bir hâlden bahseder Duhn’un eseri. Bugün geldiğimiz noktada ise Altılı Masa, Türkiye’ye daha fazla demokrasi vadeden “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisiyle karşımızda. Kurumsal olarak Willy Brandt’in deyimini uyarlayarak söylersek “daha fazla demokrasiye cesaret eden” bu metin, başlı başına Türkiye’yi demokratikleştirmek için yeterli değil. Çünkü Türkiye’de demokrasiyi boğan şey, başlı başına anayasa ya da kurumlar olmaktan çok, Türkiye’nin siyasi kültürü. Farklılığa tahammülü olmayan, karşıt düşünenin görüşünün de en az kendi görüşü kadar saygın olduğu gerçeğini gözden kaçırıp muhalifini adeta “münafık” gören bu anlayış değişmedikçe Türkiye demokratikleşemez. Demokrasi, yalnızca başka siyasi elitlerin korkudan korkuttukları bir kadifeden kılıf olarak kalmaya devam eder.

    Bugün vardığımız noktada, 20 yıldır bu rejimin ne havuç ne de sopa politikasına taviz vermemiş ve cepheden meydan okumuş kişilerin muhalefetin stratejisine ya da olası adaylarına itirazının da anormal karşılandığını görüyoruz. Öyle ki bu isimlere neredeyse birer “takıntılı meczup” muamelesi yapılırken, birçok kişi de bu muameleyi görerek marjinalize olmama kaygısıyla kamusal alanda sessiz kalırken özel alanda veryansın ediyor. Yani yine aynı şey oluyor: 20 yıldır muhalifliğini koruyarak rejimin bu kadar otoriterleştiği bir noktada dahi muhalefetin kazanma umudunu diri tutan ve muhalefeti var eden insanlar, var oluşunu kendisine borçlu olan siyasi elitler tarafından dolaylı olarak susturuluyor. Bu noktada demokratik tartışma zemininin olmazsa olmazı olan argüman ve karşı-argüman doğmazken, bunun yerini karşısındakini çeşitli ahlaki ya da psikopatolojik sıfatlarla marjinalize eden ad hominemler alıyor.

    Türkiye’yi demokratikleştirmek istiyorsak önce bu kültürümüzü bir kenara bırakarak başlamak zorundayız. Çünkü Türkiye’de çeşitli dönemlerde çeşitli toplum sözleşmeleri yürürlükte kalsa da bu metinlerden vardığımız yer demokrasi değil, askeri ya da sivil vesayet oldu. Bunun nedeni, bağlı olunan toplum sözleşmesi değişse de takip edilen siyasi kültürün bir türlü değişmemesiydi. Mümtaz Soysal’ın “Suçsuz Anayasa” başlıklı makalesinde ifade ettiği gibi suç, anayasada değildi:

    “Sorumsuz önderlikler ve aslında bütün millete mal edilebilecek kusurlar, Anayasadan doğmuş değildir; karanlık unsurlara yaranıp koca meydanlarda kurban kesme yarışına girişenleri, devletin en sorumlu makamlarında akla, bilgiye, çalışkanlığa yüz çevirenleri ve nihayet bütün bunlar olurken susanları, küçülenleri, 1924 Anayasası yaratmamıştır”.

    Dolayısıyla muhalefet, Türkiye’de siyasi elitler ikamesi değil de bir demokratikleşme yaratmak istiyorsa öncelikle her görüşün saygınlığını kabul edecek erdemi gösterip kamusal tartışmanın önünü açarak başlamalıdır. Aksi durum, Türkiye’nin makûs bumerangına hizmet etmeye mahkûmdur.

    Fotoğraf: I.am_nah 

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikBir Romanın Ötesi: Devlet Ana (2)
    Sonraki İçerik Türkiye Ekonomisi: Borsada Taban Hareketleri Can Yakıyor

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}