Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kitap Yorum: Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar, Gün Zileli
    Yazılar

    Kitap Yorum: Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar, Gün Zileli

    Faik Akçay18 Ocak 20247 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    “Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar”1 adlı yapıt, Gün Zileli’nin titiz bir araştırması.

    Yapıt, SSCB’de sosyalizm adı altında yapılan uygulamaların gerçek yaşama nasıl yansıdığını, özellikle bu uygulamalara karşı çıkan yazar, çizer, düşünür ve politikacılara neler yaşatıldığını gözler önüne seriyor.

    Gulaglar2, SSCB’de “Toplama Kampları”na verilen isim. Bu kamplar, SSCB’de İşçi Sınıfı Yönetimi (İktidarı) ve Sosyalist rejim adı altında insanlara neler yaşatıldığının bir fotoğrafı.

    338 sayfadan oluşan yapıt, yoğun bir araştırma ve büyük bir emek ürünü. Ezberleri bozacak olan değerli bir çalışma. Milyonlarca insanın yerleştirilmeye çalışılan rejim uğruna yok edildiğini belgeliyor.

    Kölelik Düzeni

    SSCB’ye yönelik en küçük eleştiriye; “ilericiliğe”, “devrimciliğe”, “işçi sınıfına ihanet etmeye”, “Amerikan uşaklığı” yapmaya varan suçlamaların yapıldığı yıllardan geçtik.

    Yapıt, “Olmaz, insanlık bu denli kötü olamaz” denilecek işlerin olduğu ve uygulandığı bir dönemi, birinci el canlı tanıkların verdiği bilgilerle gözlerimizin önüne seriyor.

    ÇEKA (Gizli Polis Örgütü; Karşı-Devrim, Spekülasyon ve Sabotajlarla Mücadele Olağanüstü Komisyonu) adı verilen yapılanmanın SSCB’de yaşayan insanların yaşamlarını nasıl kararttığını ortaya koyuyor.

    Kişinin yalnız başına yapamayacağını, bir otoritenin altına girince rahatlıkla yapabildiği bilimsel olarak kanıtlanmış bir olgu. Devletler; yönetim erki ve yönetme güdüsü nedeniyle insanın aklının alamayacağı işler yapmaktan geri duramamışlar.

    Yapıtın dış kapak yazısında şu saptamalar var:

    “Bolşeviklerin özgürlüğe dair tüm vaatleri, tüm taahhütleri, daha iktidara geldikleri ilk günde buharlaşıp uçmuştu. İktidarlarının haftası dolmadan basını susturup ifade ve örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldırdılar. Fikren kendilerine en yakın gruplar başta olmak üzere tüm muhalefeti yasa dışı ilan edip polis marifetiyle yok ettiler. Polis marifetiyle sosyalizmin, devlet teröründen, Gulaglardan başka bir hayat vadetmeyeceği o gün anlaşılmıştı.

    Peki bütün bunlar ne adına yapılıyordu? Sosyalist kalkınma hedefleri, plan ve projeleri adına! Yarım asır boyunca süren zulmün bin bir türünü ‘öznel hatalar’ diye ifade etmek, ‘sosyalizm bu değil, bunlar yanlış uygulamalar’ demek, Bolşevik Parti’nin ideolojisini, siyasi hedeflerini göz ardı etmektir. Her şey parti programının dayandığı bilimsel sosyalizm hedefine uygun olarak tasarlandı ve yapıldı. Marks’ta, Lenin’de, Stalin veya ötekilerde de sosyalizmin tam da devlet tahakkümü altında zorunlu çalışma; söz, ifade ve hayat hakkının devlet tekelinde olması, bireyin topluma, toplumun programa feda edilmesidir. İki yüz yıllık sosyalist düşünce ve pratiğin gösterdiği gerçek budur”.3

    Gün Zileli bu çalışmasında, Sovyet devletinin milyonlarca insanın hayatını karartan, en alt görevlisinden en üst yetkilisine dek elbirliğiyle uyguladığı ve bir adım sonrasında kendilerinin de kurbanı haline geldiği dizginsiz bir devlet terörünün suç dosyasını gözler önüne seriyor.

    Bolşeviklerin, İşçi Sınıfı Diktatörlüğü adı verilen devletin, göreve gelmeden önce söyledikleri, savundukları görüşlerin, insanlara verilen sözlerin, göreve gelince yaptıkları uygulamalarla unutulduğu, burjuva devlet ya da kapitalist devlet yönetimlerini aratır duruma geldikleri görülüyor.

    Tanıklıklar

    Gün Zileli’nin gündeme taşıdığı tanıklıklara bazı örnekler verelim:

    Elena Glinka (Tutuklu bir mühendis)

    “Tramvay çetesindekiler ‘kondüktör Sonra konçai bazar’ör’ün emrine göre tecavüz ediyorlardı. Sonra ‘konçai bazar’ (eğlenceyi kes) emriyle isteksizce geri çekilerek… hazır bekleyen sıradaki adamlara yerlerini bırakıyorlardı… Ölü kadınlar bacaklarından çekilerek kapıya götürülüyor ve eşikte istifleniyordu. Kalanlar kendine getiriliyordu (üstlerine su dökülüyordu) ve sıra tekrar oluşturuluyordu. Mayıs 1951’de Minsk Gemisi’nde (Kolima’da ‘büyük tramvayı’ ile meşhurdu) kadın cesetleri denize atılıyordu. Gardiyanlar ölülerin adlarını bile kaydetmiyorlardı.”

    1942 yılında Kolima’ya mahkum sevk eden bir gemide bulunan erkek mahkumlardan Polanyalı Janusz Bardach, bir grup adi suçlunun, kadınlarla erkekleri ayıran demir ızgaralarda balta darbeleriyle bir gedik açtıktan sonra olanları şöyle anlatıyor:

    “Gedikten içeri giren erkekler kadınların giysilerini yırtmaya başladı. Bir kadına aynı anda bir sürü erkek saldırıyordu. Kadınların tekme attığını, adamların suratlarını tırmaladıklarını görüyordum. Kadınlar ısrarla direniyor, ağlıyor ve bağırıyorlardı. Saldıranlar ise onları dövüyordu… Sonunda tecavüz edecek kadın kalmayınca iyice azıtmış olanları kendi bölmelerine dönüp genç erkeklere yöneldiler.”4

    Bu olayların olağan görülmesi, olabilirliği olan eylemler olarak karşılanması olanaksız.

    Kamplardaki “Muhbirler Halkı”

    Gün Zileli yapıtında bu başlık altında şu tanıklıkları bilgimize sunuyor:

    “Kamplardaki ihbarcılık totoliter ülke yönetiminin kendi çıkarları için bilinçli ve kasıtlı olarak körüklediği, teşvik ettiği, hatta örgütlediği toplumdaki yaygın ihbarcılığın en son noktasıdır aslında. İhbarcılık aile içinden başlar, küçük çocuklar ebeveynlerini devlete ihbar etmeye teşvik edilir ve özendirilir, karı-koca bile birbirine güvenmez hale gelir ya da en fazla yorganın altında fısıltıyla konuşabilir; akrabalar, arkadaşlar, sevgililer, meslektaşlar NKVD tarafından birbirlerini ihbar etmeye zorlanır. Zaten ihbar etmemek bir suç haline getirilmiştir. Birçok kimse, bir arkadaş topluluğunda birinin ettiği bir lafı, kollektif çiftliklerle ilgili bir fıkrayı NKVD’ye ihbar etmezse bir başkasının ihbar edeceği, o zaman da ‘ihbar etmeme suçu işlemiş olacağı’ kaygısıyla ihbarda bulunur. Sovyet yurttaşları komşularını, meslektaşlarını, arkadaşlarını ve hatta akrabalarını ihbar etmeye özendirilir… Sergey Guzev, ‘Lenin bize her parti üyesinin bir Çeka görevlisi olması, yani etrafı izleyip raporlar yazması gerektiğini’ öğretti diye ileri sürmüştü. Parti üyelerine, şahsi düşünceleriyle ya da davranışlarıyla partinin birliğini tehdit ettiğine inandıkları yoldaşlarını ihbar etmeleri talimatı verilirdi. Bizler Sovyet vatandaşlarıyız, nasıl sır saklayabilirim? Doğrusu bizlerden seri üretimle bir ‘muhabirler halkı’ yarattılar.

    Çocuklara devlete bağlılığın aile sevgisinden ve diğer kişisel bağlardan daha yüksek olduğu öğretiliyor, anne ve babasını ihbar eden Pavliek Morozov adlı çocuk bir kahraman olarak yüceltiliyor, gerçek piyonerin akrabalarını ihbar etmekten çekinmeyeceği vurgulanıyordu. Kocalarını ihbar etmeyi ya da tutuklandıktan sonra suçlamayı reddeden kadınlar Gulakların derinliklerinde yok oluyorlardı.

    NKVD 1930’ların ortalarına doğru devasa bir gizli muhbir şebekesi kurmuştu. Artık her fabrikada, devlet dairesinde ve okulda polise muhbirlik yapan insanlar vardı. Bir üst düzey polis yetkilisine göre her beş Sovyet büro elemanından biri NKVD için muhbirlik yapmaktaydı. Büyük kentsel alanlarda düzenli muhbirler yetişkin nüfusun %5’ini bulmaktaydı. (Halk arasındaki kanaat ise sayının çok daha yüksek olduğu yönündeydi). Moskova’da eski bir NKVD yetkilisine göre, her altı ya da yedi aile başına en az bir muhbir vardı. ‘Yeterince uyanık olmama’ gerekçesiyle ceza görme korkusu birçok insanı işbirliğine zorlamaktaydı. Büyük Terör sırasında, dikkatsizce sarfedilen bir söz bir insanın ortadan kaybolması için yeterliydi. Bu genel korku ortamında insanlar ihbar edilmeden önce birbirlerini ihbar etme telaşına kapıldılar. Yine de bu ihbar yarışı Büyük Terör sırasında tutuklanmaların olağanüstü bir sayıya ulaşmasını tek başına izah edemezdi. Alt kesimlerin Bolşevik elit tabakaya yönelik kızgınlıkları Büyük Teröre yakıt sağladı. Çok katı taleplerle karşılaşan işçiler fabrika müdürlerini, köylüler kolhoz başkanlarını ihbar ettiler. NKVD ev sahipleri hakkında bilgi edinmek için sıklıkla hizmetçileri kullandı. NKVD 1935’de Kirov suikastının ardından önlemleri artırma kampanyası çerçevesinde birçok parti görevlisinin evine yeni hizmetçiler yerleştirdi.

    Doğal olarak, tutuklanmalardan sonraki süreçte de ihbarcılık açıktan yalancı şahitlik şeklinde devam etti. Tutuklu sanık, sorgucunun huzurunda, kapıdan içeri giren yakın bir arkadaşının azap ve utanç içinde yüzüne karşı yalan ifade verdiğini gördüğünde şoke oluyordu.

    Gulag kamplarında ise muhbirlik bir virüs salgını halini almıştı. Mahkumlar her an yanı başlarındaki biri tarafından ihbar edilecekleri korkusu içindeydiler ve bu yüzden çenelerini tutmak zorundaydılar. Mahkumlar arasında geçerli olan mantık, her hücrede en azından bir muhbir bulunduğu şeklindeydi. Bir hücrede iki kişi bulunduğunda ikisi de bir diğerleri tarafından ortaya çıkarılır ve onlar da sakınılırdı. Birinden şüphelenirdi. Daha büyük hücrelerde muhbirlerin kimliği diğerleri tarafından ortaya çıkarılır ve onlardan sakınılırdı. Koğuşta edilecek dikkatsiz bir söz idam mangasının önüne çıkmakla sonuçlanabilirdi. Y. Ginzburg’un anlattığı bir olayda, Nazi-Sovyet antlaşmasının imzalandığı günlerde mahkumların eline Pravda’nın bir nüshası geçmiştir. Gazetede Alman Dışişleri Bakanı ile Molotov’un fotoğraflarını yan yana gören Ktya Rotmintovskaya ranzasına tırmanırken, ‘Göz yaşartıcı bir aile tablosu’ demişti. ‘Gözüpek birisiydi, Onu geceleri aramızda birilerinin ne söylediğini dinledikleri konusunda sürekli olarak uyarmıştım. Sonunda Katya basretsizliğini hayatıyla ödedi. Altı ay sonra, ‘kulübede anti-Sovyet propaganda yapmak’tan kurşuna dizildi”.5

    SSCB döneminde, tam anlamıyla bir “polis devleti” uygulandığı, insan hak ve özgürlüklerinden iz bulunmadığı uygulamalar olduğu gözden kaçmıyor.

    Tanıtmaya, değerlendirmeye çalıştığımız bu yapıt; aydınların, yazarların, siyasal rejimlerle ilgili söz söyleyenlerin ve söz söylemek isteyenlerin okumaları gereken çok önemli bir çalışma.

    Kaynaklar:

    1. Zileli, Gün, Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar, Kaos Yayınlar, 1. Baskı İstanbul, 2021.
    2. “Gulag, GULAG veya GULag (Rusça: Главное управление исправительно-трудовых лагерей и колоний/Glavnoye upravleniye ispravitel’no-trudovıh lagerey i koloniy) Türkçe: Çalışma Kampları Yönetimi Baş İdâresi), Vladimir Lenin’in emriyle kurulan ve 1930’lardan 1950’lerin başına kadar Josef Stalin‘in yönetimi sırasında zirveye ulaşan Sovyet zorunlu çalışma kampları ağından sorumlu devlet kurumuydu. Sovyet rejimi karşıtı unsurların (siyasi suçlu) hızla kovuşturulması ve toplumdan soyutlanması için 25 Nisan 1930 tarihinde kurulan bir tür yargı ve infaz sistemidir. Zaman içinde Sovyetler Birliği’nin birçok yerinde çok sayıda çalışma kampını da bünyesinde barındırır olmuştur. Bu kamplarda, 1930’dan 1953’e kadar yaklaşık 1,7 milyon mahkum öldü. Batı dünyası Gulag kavramını ilk kez Aleksandr Soljenitsin’in Gulag Takımadaları kitabıyla tanıdı”. Gulag – Vikipedi, tr.wikipedia.org›Gulag
    3.  A.g.y. s. 280
    4.  A.g.y. s. 280
    5.  A.g.y. s. 282-284

    Kitap Kitap Yorum L2 Siyaset Tarih
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikReflections on 2023
    Sonraki İçerik Avrupa Gündemi: Almanya’da Protestolar, Aşırı Sağ’ın Büyük Planı ve Polonya’da Eskiyle Mücadele

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}