Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kendine Giden Yolu Bulmak: Gülben Başaran
    Yazılar

    Kendine Giden Yolu Bulmak: Gülben Başaran

    We Act Projesi29 Mart 20245 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Yazar: Gülben Başaran

    Herman Hesse’nin bir sözü var: “Her insanın bir tek gerçek işi vardır: kendine giden yolu bulmak.”

    Ben de hayatı bir yolculuk olarak görenlerdenim. Çocukluğumdan beri öğrenme tutkusu bu yolculuğumda benim dostum oldu. Eğitim ise beni besleyen, büyüten ve geliştiren bir yuva. Hikayem, fikirlerim ve tutkum hep başarmak üzerine kurulu.

    Başardım demenin sırrını  kendimi bir hakim gibi yargılamakta ve kendime güvenmekte buldum. Herkes şanslı doğmuyor ama bence en şanslı çocuklar ihtiyaç dışı maddi imkanlara kolay erişemeyen çocuklar. Küçük yaşta sorumluluk almak, her istediğini doğrudan elde edememek, sizi mücadeleden vazgeçmeyen bir kişi yapıyor. Umut etmek, hayal kurmak, tecrübe kazanmak, sabretmek, ısrar etmek daha anlamlı hale geliyor. Bir şeyi çok iyi yapmak istiyorsanız önce onu kötü yapmaya razı olmanız gerekiyor. Yapa yapa öğreniyoruz.

    1994 yılında Balıkesir Manyas’ta çok güzel bir anne babanın ikiz kız çocuklarından biri olarak dünyaya geldim. Büyüdüm… Yaşamında beni misafir edip bu güne getiren büyük gönüllü ailemle, onların üzerimde tılsım gibi kuşattığı iyi niyetler ve desteklerle, sevdiklerimin her zaman yanımda ve kalpten hissettiğim varlıklarıyla, öğrendiklerim ve tecrübelerimle bugün olduğu gibi her yeni gün yol alıyorum.

    Kendi kararlarımı istediğim gibi verebileceğim bir hayatım var. Fakat artık iyi niyet ve temenniler hayatımızı güzelleştirmeye yetmiyor. Sorumsuz ve ihmalkar politikaların yükünü taşımak ağır geliyor. Ülkenin üzerinde toplanan siyasetten kaynaklı kara bulutlar her geçen gün daha fazla yayılıyor memleketin üstüne.

    Üniversiteden mezun olduktan sonra birçok arkadaşım bir bir ülkeden ayrılırken “Niçin bu evreye geldik?” sorusunu kendime çok sordum. 

    Türkiye Cumhuriyetini gelişmiş demokrasiler standardında, çoğulcu, katılımcı, hukukun üstünlüğüne inanan, kuvvetler ayrılığı ilkesini oturtmuş, bağımsız bir yargısı ve özgür bireyleri olan bir rejim haline getirmemiz mümkün değil miydi?

    Evet, Cumhuriyet 100 yaşını devirdi. Ama demokratik bir Cumhuriyet olarak değil, laik bir Cumhuriyet de değil. Hukukun darmadağın olduğu, tüm kurumların ele geçirildiği, toplumun yorgun düştüğü bir Cumhuriyet!

    Tabii ki demokrasi mücadelesi tek başına bir anlam ifade etmiyor. Demokrasinin olmazsa olmazı olan hukuk devleti, özgür medya, temel insan hakları ve özgürlüklerin de talep edilmesi gerekiyor. Bu çok zor, çünkü kendinize bunları talep etmek kolay olsa da öteki olarak gördükleriniz için bu hakları istemek ulaşılması güç olan bir bilinç aşaması.

    Yaşam biçimine veya ideolojisine sıcak bakmadığınız insanlar için kendinize istediğiniz özgürlükleri talep etmeden, kendinizin de o özgürlüklere kavuşması mümkün olmayacak. Ortak iyiye ancak ortaklaşa yolla ulaşılabilir. Bunun için önce herkesin birey olduğunun kabul edilmesi, farklılıkların doğal ve iyi bir şey olarak genel kabul görmesi lazım.

    Yani sistemlerin değişmesi… Bu da ancak insanın değişimiyle mümkün olabilir.

    Yıllarca siyasetin hep kenarında dolaştım, siyasete soğuk ve mesafeli biriydim. Yaklaşık üç yıldır ise tam göbeğindeyim. 

    2021 yılında Gelecek Partisinde İletişim Başkanlığından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı olarak görev aldım ve ardından 2022 yılında Genel Merkez Gençlik Politikaları Komisyonunda bulundum. Parti Yönetim Kuruluna seçildiğim 2024 yılında gerçekleşen 2. Olağan Genel Kurul ile birlikte Genel Merkez Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcılığına atandım. 

    Ülkem için bir şeyler daha yapabilme fırsatı bulacağım bu mecraya kimse ile ayrışmak, kimse ile düşman olmak için girmedim. Aksine, önyargı duvarlarını yıkarak farklı fikirlere ve farklı yaşam tarzlarına sahip insanlarla sağlıklı ve verimli bir iletişim kurabilmek ve toplumun birlik ve düzenine katkı sağlayabilmek için dahil oldum. Çünkü, bu cendereden kurtulmanın tek yolu “siyasi mücadele.” 

    Karamsar olmak için sebepler var şüphesiz ama umutlu olmak için de çok neden var. 2023 Türkiye Genel Seçimlerinin ardından toplum son umutlarımı büyük oranda tüketmesine rağmen ben yine de umudun tarafındayım. Siyasete küsmek çare değil, senin belirleyemediğin siyaset gelir senin hayatını belirler. Bugün olduğu gibi…

    Bir şeyleri değiştirmek istiyorsan önce onun bir parçası olmak zorundasın. Bir gün elimin ezileceğini bildiğim halde taşın altına koydum. 

    Beraber çalıştığım kişilerin çoğunluğu erkek olmasına rağmen benim başarımın tüm kadınlara cesaret ve umut verdiğini düşünüyorum. Kadınlar inanılmaz destekleyiciler. Eğer ülkemdeki kadınların çektiği adaletsizliklere meydan okuyacaksam harekete geçmem, sesimi yükseltmem ve risk almaktan korkmamam gerekiyordu. Ben de toplumu değiştirme tutkumla harekete geçtim. Kadınların siyasi görevlerde görünür olmasını sağlamak, yeni nesillere kadınların yasama süreçlerine katılabileceği ve katılması gerektiği fikrini aşılamak için çalışıyorum.

    Toplumun bir kesimi zaten sağlıklı bir yerde değil. Haksızlığa karşı olma ve hukukun üstünlüğü gibi bir dertleri hiç yok. Bu kesimin içinden, “amasız, fakatsız” haksızlıklara itiraz eden birkaç yürekli insan çıksa da ekseriyet sadece kendi mahallesi için hukuk istiyor. Öncelikle inandıklarını söyledikleri değerler karşısında adil olmaları gerekiyor. Etik olan, o değerleri sadece kendileriyle aynı düşüncede veya ideolojide olanlara değil, kendilerinden farklı düşünen insanlara da uygulamalarıdır. 

    Diktatörler elbette demokrasi istemez. Bunda hayret edilecek bir şey yok. Esas hayret edilecek şey, yönetilen insanların neden bu sisteme razı oldukları. 

    31 Mart sonrası için iyimser ve olumlu görüş belirten bir ekonomi uzmanı ve yorumcusuna rastlamadım. Önümüzde bizleri bekleyen çok zor bir dört sene olacak. Henüz ilk safhasındayız, zira yerel seçimler yapılacağı için zam ve fiyat artışlarını insaflı yapıyorlar. Yerel seçimlerden sonra iktidarın önünde seçim korkusu kalmayacak. Çok çok uzun bir dönem geliyor. Türkiye ekonomisinin gireceği türbülans, yüksek enflasyon, işsizlik ve döviz kurlarının patlaması yerel seçimden sonra olacak. 

    Ülkemizin zor günlerden  geçtiği bu süreçte demokratik katılım ne kadar artarsa bu süreç o kadar sağlıklı işleyecektir. Mutlaka sandığa gidilmeli; seçimlerde şansı yüksek olan aday değerlendirilip belediye meclisinde ise programı beğenilen parti tercih edilebilir. 

    31 Mart bir seçimden çok öte… Sandığa küsmeyin zira elimizde sadece o kaldı.

    L1 Siyaset Sosyoloji We Act Projesi
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSon Viraj | Seçim 2024 #9
    Sonraki İçerik Korkarak Yaşıyorsan | Sen Sensizsin #10

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}