Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Judy
    Yazılar

    Judy

    İlhan Archy27 Şubat 20205 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Sinema izleyicilerinin, yazarlarının çoğunlukla “Golden Age” diye tanımladığı (1910’lardaki sessiz sinema patlamasından 1950’lerin sonuna kadar olan dönem) zaman aralığı bugün bile tekrar tekrar izlenebilen, zamana karşı iyi dayanabilen filmlerin çıkartıldığı, orijinal fikirlerin henüz klişeleşip inandırıcılığını kaybetmediği bir dönemi anlatır. Teknik imkanların henüz zayıf olduğu, oyunculuğun (en azından sinema için) bir meslek olarak henüz kabul edilmediği yapım ve dağıtımı bünyesinde birleştiren firmaların tarihin gördüğü en azılı tekellerini oluşturduğu bu dönem aynı zamanda üzeri örtülmüş çokça trajediyi de gizlemektedir. Sanatsal heyecan ve arayışlar ile girişimcilerin iştahının ilk kez buluştuğu bu dönemdeki eserlerin güzelliğini inkâr edecek değiliz elbette ama çokça acılar da yaşanmış hâlâ anlatılmayı bekleyen.

    Aslında geçen sene Stan & Ollie filmi ile buna dair çok güzel bir girişim yapılmıştı. İki yakın arkadaşın stüdyo politikaları gereği ayrılmaları ve uzun yıllar sonra sanatsal mirasları tükenmiş bir şekilde tekrar yollarının İngiltere’de kesişmesini anlatan çok güzel bir film vardı. Bir dk. ya… Bu film de yıldızı sönmüş eski bir oyuncunun İngiltere turnesini anlatıyor?? Hmmm… Ortak yanları ne olabilir ki acaba?

    Elbette ki iki filmin en dikkat çeken yanı BBC Films tarafından çekilmiş olması (Bu bir sır değil tabi ama IMDB’de bu bilgiyi bulamadım, gitgide imkânsız bir site halini alıyor orası nedense). Tabii ki aynı kaynaktan iki nehir çıkamaz diye bir kaide yok. Fakat BBC Films bitik Golden Age oyuncularının İngiltere turneleri konusuna özellikle mesai harcıyormuş gibi geliyor. Filmler bu kalitede olmaya devam ettiği ve exploitation [suistimal, e.n.] sınırını geçmedikleri sürece zevkle izlemeye devam edeceğiz o başka. Bu filmden sonra özellikle merak ettim ve kısaca araştırdım (sözünü etmeye değmez birkaç saatçik sürdü), o dönemin unutulmuş Hollywood yıldızlarının dünya (çoğunlukla Amerika, Avrupa ve Avustralya) turnesine çıkması bir gelenek halini almış adeta. Listede kimler yok ki: Marlene Dietrich (Shanghai Express-1932, Desire-1936), Bette Davis (iki Oscar ödüllü kariyerini geçtim sadece Whatever Happened to Baby Jane bile yeter), Olivia DeHavilland (Gone with the Wind-1939, Adventures of Robin Hood-1938. Üstelik şu an 103 yaşında ve hala hayatta. Kirk Douglas’ı geçti bile. Way to go girl!) ve bulabildiğim kadarıyla en az yarım düzine daha büyük yıldızın yolu bir şekilde konserlere, müzikallere ve uzak diyarlara düşmüş. Tabii bu oyuncuların şöhretten önce yaşadıkları bir dönem var ki Golden Age’in bitişine denk gelen meşhur komünist avlanılan yıllara dek yoğunluğu artarak süregelmiş. Çocuk, kadın, yetişkin fark etmeksizin eğer piramidin en üstünde bir yerlerde değillerse şöhretin bedeli çoğunlukla acı olmuş.

    Judy (Garland) da bu çarkın en bilinen kurbanlarından. The Wizard of Oz’un, yani sinemayı bir sanat olarak var eden 100 tane film sayılsa listede ilk 20’de her zaman yeri olan bir filmin, meşhur Dorothy’si çocukluğunda her türlü istismara maruz kalmış. Sürekli enerjik olup çalışabilmesi için amfetamin bağımlısı yapılan, kimi günler 20 saat çalıştırılan, yediği şeylerden izin saatlerinde yapabileceği şeylere dair katı şartlarla kuşatılmış bir çocuk yıldız. Judy filmi de onun hayatının en ümitsiz, en parasız, çocuklarının velayetini alabilmek için çıktığı yolculuktan bahsediyor.

    79/100, sinema tarihinin bir karanlık sayfası daha

    Yönetmen: Rupert Goold daha çok TV için film veya mini diziler çeken bir isim. Bu projede açıkçası gayet doyurucu bir iş çıkarmış diyebilirim. Oyuncuları idaresinden tut çekimlere gösterilen özen konusuna dek gayet başarılı.

    Senaryo: Biraz duygu sömürüsü tarafı ağır bassa da bu hikâyeyi daha hafif anlatmanın mümkünâtı pek yok gibi. Her ne kadar kendi hayatında çoğunlukla kurban olsa da Judy’nin ekrana yansıyan yanlışlarında da taraf tutar gibi bir akışı benimsemiş olması biraz konu bütünlüğünü zedeliyor. Ardı ardına gelen darbeler ve araya serpiştirilmiş göz yaşı mayınları sizin sinirlerinizle baya oynuyor.

    Oyunculuk: Oscar ödül töreninde time’a düşen tweetlerin kayda değer bir kısmı Renee Zellweger’ın ödül almasını eleştiren türdendi. Açıkçası filmi (dağıtımcılarımız sağ olsun, Oscar ödülleri bittikten çok sonra) izlediğimde pek anlam veremedim. Çünkü dijital efektler kullanılmadan old school makyaj oyunlarıyla girdiği bu dönüşümden böyle bir performans çıkartmak kolay değil. Bir de şarkıları kendisinin söylediğini düşününce (bu arada Judy Garland gibi söyleyemiyor, birkaç video açıp kıyasladım kafamdan. İkisinin sesi çok farklı). Bu haliyle Oscar ödülünü o almayacak da kim alacak merak ettim. Ayrıca orkestra şefini oynayan Royce Pierreson da gayet iyi, ona keza Judy’nin gençliğini oynayan Darci Shaw da harika iş çıkarmış.

    Sinematografi/ Diğer: Bu tip güzel, aslına sadık set tasarımları ve renk seçimleri görünce otomatikman mutlu oluyorum. Hikâyeye dahil olmak kolaylaşıyor, izlediğiniz ve dinlediğiniz şeylerin bir anlamı oluyor… Judy kesinlikle teknik açıdan özensiz bir film değil. Özellikle şarkı söylenen sahnelerde gözlerimi alamadım. Parıltılı ama bir taraftan o karanlığın her an zuhur edeceğini hissettirecekmiş gibi görüntüler eşliğinde böyle bir dramı izlemek etkileyici.

    Kurgu: Açıkçası flash back- flash forward karışımı anlatımların düşmanı sayılmam. Tarantinovari bir anlatım karşısında genel olarak bunu tercih bile edebilirim. Çünkü çok fazla boğmadığı sürece aslında arka planda olanları ve yan hikayeleri açıklamak için faydalı bir yöntem olduğunu düşünürüm. Ama bu filmde biraz ipin ucunu kaçırmış gibiler. Hayır, çok sayıda flash back sahnesi yok. Ama flash back içinde geçmişe dair anlatımlar, sonra günümüze gelip flash back referanslı anlatımlara devam edilmesi gibi dağıtıcı unsurlar var.

    Son söz: Sinemanın büyüsü ok ama bir de karanlık tarafı var. Tekrar hatırlatılması isabetli olan ve hiç unutulmaması gereken bir hikâye görmek isteyenler izlesin.

    Kültür Sanat
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikİstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşümü Nasıl Hızlandırabilir?
    Sonraki İçerik Olmayan Entelektüel Kamuoyuna Dair: Kişisel Bir İtiraz

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu Başbakan Formülüne Dönüş mü?

    2 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}