[voiserPlayer]
23 Haziran İBB seçimlerinde sonucu öngörmek için 2007-2019 arasında aylık anket ortalamaları, ekonomik göstergeler ve siyasal kırılmaları kapsayan oy verme modeline başvuracağız. Partilerin Haziran 2019’daki seçmen sayılarına göre iki senaryo hazırlayacağız. İlk senaryoda Cumhur İttifakı’nın minimum oy sayısını, ikinci senaryoda maksimum oy sayısını baz alacağız. Modeldeki ekonomik ve siyasal değişkenlerin seçmen davranışını tamamen açıkladığını varsayan senaryo Cumhur İttifakı minimum oy sayısını, kısmen açıkladığını kabul eden senaryo maksimum Cumhur İttifakı oy sayısını yansıtacak.
Fakat oy verme modeli partilerin olası bir genel seçimdeki oy oranını tahmin ettiği için, rakip adaylara gidebilecek oyları hesaba katmak gerekiyor. Örneğin MHP’den İmamoğlu’na gelebilecek oylar iki aday arasındaki farkı belirleyebilir. Bu nedenle 24 Haziran 2018’de oy kullanan partililerin 2017 referandum, 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Mart 2019 yerel seçimlerindeki tercihlerini dikkate alacağız. Böylece mevcut partililerin ne kadarının hangi adayı destekleyeceğine dair varsayımlarımızı oluşturacağız. Bunun için YSK verisiyle hazırlanan mahalle bazlı oy geçişi analizinden yararlanacağız. Bu değerlendirmeler ile birlikte adım adım nasıl Binali Yıldırım’ın %46-48, Ekrem İmamoğlu’nun %51-53 aralığında oy oranına ulaştığını açıklamış olacağız.
Mart – Haziran Arası Oy Sayılarını Etkileyen Faktörler
31 Mart’tan bu yana oy sayılarını değiştiren siyasal ve ekonomik faktörler Erdoğan/AK Parti’nin hükümette bulunduğu ay sayısı (yıpranma payı), tüketici güven endeksi, işsizlik ve tüketici fiyat endeksi (TÜFE) oldu.
AK Parti’nin iktidarda bulunduğu her ay yıpranma payı olarak İstanbul’daki oy sayısını 14 bin azaltıyor (24 Haziran’da oy kullananların %0.16’sı). Buna karşılık İYİ Parti’nin oyu 18 bin artıyor (%0.2). Buna göre AK Parti 3 ayda 42 bin oy kaybederken, İYİ Parti 54 bin oy kazanmış.
Tüketici güven endeksindeki 1 puanlık artış AK Parti için 45 bin yeni seçmen demek (%0.5). Aynı zamanda bu artış MHP’de 22 bin (%0.24), HDP’de 8 bin (%0.09) azalma anlamına geliyor. Endeks Haziran-Mart arasında 59,4 seviyesinden 57,6’ya geriledi. 1,8 puanlık düşüşle birlikte AK Parti oyunda 81 bin düşüş, MHP oyunda 39 bin ve HDP oyunda 15 bin artış söz konusu.
İşsizlik CHP oyunu artıran tek ekonomik değişken. Mevsimsel etkiden arındırılmış işsizliğin 1 puan artması CHP oyunda 64 bin artış getiriyor (%0.7). Son 3 ayda açıklanan sayılara göre işsizlik 0.9 puan artmış. Buna göre CHP oyunun 58 bin artması muhtemel.
Yıllık TÜFE’nin 1 puan artması AK Parti oyunda 35 bin düşüşü tetikliyor. Mart’ta %19.6 olarak ölçülen enflasyonun beklenti anketleri ortalamasına göre Haziran’da %16.9 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Enflasyonun 2.7 puan azalması AK Parti’ye 94 bin seçmeni geri kazandırıyor. Bununla birlikte enflasyondaki gerilemenin sadece döviz kurundaki düşüş ve ekonomide kötüleşme ivmesinin azalması ile ilişkili olmadığı, azalan tüketici talebinin de bu hususta etkili olduğu unutulmamalı.
Siyasal ve ekonomik değişkenlere bağlı olarak AK Parti ve MHP toplamda sadece 7 bin oy artıya geçerken, muhalefet oyundaki artış 127 bine ulaşıyor. Bu nedenle Mart ayına kıyasla şartların Haziran’da muhalefetin daha çok lehine olduğunu söylemek mümkün.
Bu çerçevede olası bir genel seçimde parti oylarını hesaplayıp, geçmiş seçimlere yönelik mahalle bazlı oy geçişi analizleri üzerinden partililerin ne kadarının hangi adayı destekleyeceğine yönelik varsayımlarda bulunmak mümkün.
Bu amaçla ekonomik oy modelinin belirlediği maksimum ve minimum Cumhur İttifakı oy sayısına göre iki senaryo oluşturacağız. Maksimum değer Cumhur İttifakı’nın en az oy kaybettiği senaryo anlamına geliyor. Minimum değer Cumhur İttifakı’nın ekonomi ve siyasi nedenlerden ötürü en çok oy kaybettiği senaryoya işaret ediyor. İlk senaryoda ekonomik sorunlar partizan/ideolojik kimliğin daha önündeyken, ikinci senaryoda bu kimlikler ekonomik sorunların etkisini düşürüyor.
Ekonominin Tam ve Kısmi Etkilediği Senaryolar
Ekonomik model genel seçim oy oranlarını hesapladığı için Haziran 2018 ve 2019 arasındaki oy değişimlerini hesaplayıp, sonrasında partililerin Yıldırım ve İmamoğlu tercihleri üzerinde fikir yürüteceğiz. Bu adımdan önce 2018-2019 arasında yaşanan sert ekonomik değişimleri hatırlamakta fayda var.
Deutsche Welle’nin derlediği grafiğe göre ekonomik göstergelerde Haziran 2018-2019 arasında göre cari açık haricinde negatif bir görüntü var. Cari açığın azalması da yükselen döviz kuru etkisiyle ithalat maliyetlerinin artması ve ihracat maliyetlerinin azalmasından kaynaklanıyor.
Buna bağlı olarak tüketici güven endeksi son bir yılda 70,1 seviyesinden 57,6’ya gerilemiş. Bu sayı 2009 krizi seviyesinde.
Ekonominin seçmen tercihlerini en çok etkilediği senaryoda, modeldeki siyasal ve ekonomik faktörlerin Mart-Haziran arasında oy verme davranışındaki tüm değişimleri açıkladığı kabul ediliyor. Buna göre olası bir genel seçimde AK Parti İstanbul’da%42’den %36’ya geriliyor. İşsizlik CHP oyunu %30 seviyesine taşıyor. Cumhur İttifakı toplamda 2.9 puan gerilerken, muhalefet partileri 3.1 puan artıyor. Gelinen noktada artık muhalefet avantajlı.
Modele göre son 1 yılda AK Parti 500 bine yakın oy kaybetse de, AK Parti’den uzaklaşan seçmenlerin yaklaşık 150 bini MHP’ye yönelirken, 65 bini kararsız veya sandığa gitmiyor. 285 bin seçmenin muhalefet partilerini tercih ettiği anlaşılıyor. %10,9 seviyesinden %13,7’ye ulaşan işsizlikle beraber CHP 2 milyon 750 bini aşıyor. Modele göre İYİ Parti’ye emanet oy veren CHP’liler de partilerine geri dönmüş gözüküyor.
Ekonominin seçmen davranışını en az etkilediği senaryoda, modelin partilerin oy değişimlerinin tamamını açıklamadığını kabul ettik. Bu nedenle her bir partinin yüzdelik oy oranı değişimi 0-1 aralığındaki R² değeri ile çarpılarak parti oyları yeniden hesaplandı ve kısmi değişimlere göre 2019 Haziran parti oyları yazıldı. Örneğin AK Parti için hazırlanan oy modelinde (regresyon) bu değer 0.53 olarak saptandığı için, ilk grafikte görülen 5.5 puanlık düşüş 0.53 değeriyle çarpıldı ve AK Parti oyundaki düşüş 5.5 yerine 2.9 olarak yansıtıldı. Bu senaryoda Cumhur İttifakı’nın oy kaybı 2 puana gerilerken, muhalefet partilerindeki artış 2.1 puana düşüyor.
Ekonomik faktörlerin kısmi olarak etkilediği senaryoda AK Parti’nin oy kaybı 260 bin seviyesinde. Bu kaybın 85 bini MHP’ye gitse de, 175 bin seçmenin muhalif partilere yöneldiği anlaşılıyor. İYİ Parti ve HDP oylarında küçük dalgalanmalar yaşanırken, işsizliğin etkisiyle iktidarı cezalandırmak isteyen seçmenlerin CHP’ye yaklaşık 180 binlik bir artış getirdiği görülüyor.
Seçmen Gruplarının 23 Haziran Tercihleri
Cumhur Seçmenleri
Referanduma dönüşen 23 Haziran’da partililerin referanduma benzer tercihlerde bulunacağı kabulüyle hareket ediyoruz. Bununla birlikte, mevcut şartlarda referandumda Evet oyu kullanmayan Cumhur seçmeninin önemli bir kısmının ekonominin etkisiyle partilerinden uzaklaştığını söylemek mümkün. Özellikle referandumda Evet oyu kullanmayan fakat 24 Haziran’da MHP’ye oy veren seçmenlerin İYİ Parti ve CHP’ye kaydığı anlaşılıyor. Bu nedenle geriye kalan AK Parti ve MHP seçmenlerinde Evetçilerin oranı daha yüksek.
2018 genel seçimlerinde AK Parti’ye oy verenler arasında yaklaşık %96-98 aralığındaki büyük çoğunluğun referandumda Evet oyu kullandığı tahmin ediliyor. 23 Haziran’da Binali Yıldırım desteğinin %97.5 olacağını varsayıyoruz. İmamoğlu ve diğer adaylara %1’den az destek geleceğini, oy kullanmayanların %1.5 seviyesinde kalacağını tahmin ediyoruz.
24 Haziran’da MHP’yi destekleyenlerin %35-40’ı 2017’de Evet oyu kullanmamıştı. Bu seçmen grubunun önemli kısmının Haziran 2019’da muhalif partilere yöneldiğini varsayıyoruz. Ayrıca olası bir genel seçimde MHP’deki oy artışının AK Parti’den gelen seçmenden kaynaklandığını düşünüyoruz. Bu yüzden mevcut MHP’lilerin 24 Haziran’da MHP’ye oy verenlere kıyasla ortalama olarak daha hükümet yanlısı olduğunu iddia ediyoruz.
Buna göre MHP’den Ekrem İmamoğlu’na yönelecek desteği hesaplamak için Cumhurbaşkanlığı seçiminde diğer adayları tercih oranı (%11) ve 31 Mart’ta İmamoğlu destek oranının (%24) ortalamasını alıyoruz (%17.5). Yıldırım desteğini %80 ve sandığa gitmeyen oranını %2.5 olarak kabul ediyoruz.
Ayrıca ekonomik oy verme modeli yaklaşık 65 bin Cumhur seçmeninin kararsız olduğunu gösteriyor. Bu seçmen grubu içinde MHP’lilerin ağırlığının ortalama üstü olduğu kabulüyle, bu seçmen grubunun tercihlerine, 24 Haziran’da MHP’ye oy vermiş seçmenlerin 31 Mart yerel seçim aday tercih oranlarını uyguluyoruz.
CHP, İYİ Parti ve HDP Seçmenleri
Olası bir genel seçimde CHP ve HDP’ye oy verecek seçmenlerin, artan kutuplaşmayala birlikte motive olduklarını ve referanduma paralel oy tercihlerinde bulunacağını düşünüyoruz. İYİ Parti seçmeninde durum biraz daha farklı. İYİ Partililer referandumda yaklaşık %90-94 aralığında Hayır desteği vermişti. Fakat HDP’nin İmamoğlu’na destek vermesi, son bir haftada Kürt sorununun pek çok siyasi tarafından gündeme taşınması ve Öcalan’ın mektubunun soru işaretleri oluşturmasının İYİ Parti seçmeninin tam konsolidasyonunu engelleyebileceğini ve küçük kayıplar yaşanabileceğini iddia ediyoruz. Buna rağmen İmamoğlu 31 Mart’taki İYİ Parti seçmeni desteğini artırmayı başarmış. 31 Mart’ta İYİ Partililerin %86-90 aralığında İmamoğlu’nu desteklediği düşünülüyordu. Bu oran en az %89’a taşınmış durumda.
Saadet Partisi Seçmenleri ve 24 Haziran 2018’de Oy Kullanmayan Seçmenler
Saadet Partisi seçmenleri heterojen bir görüntü çiziyor. 24 Haziran’da Saadet Partisi’ne oy veren seçmenin %20-25’inin Evetçi, %55-60’ının Hayırcı olduğu düşünülüyor. 23 Haziran’da CHP karşıtlığıyla birlikte Evetçilerin tamamına yakınının Yıldırım’a oy vereceğini düşünüyoruz. İmamoğlu’na destek 31 Mart’ta %8-12 aralığındaydı. Bu sayının artış kaydedeceğini tahmin ediyoruz. Son olarak Saadet seçmeninin %55-60 aralığındaki çoğunluğu Cumhurbaşkanlığı ve 31 Mart yerel seçimlerinde kendi adaylarına oy vermiş. Bu seçmenin bir kısmı İmamoğlu’na yönelebileceği için desteğin %50’de kalacağını iddia ediyoruz.
24 Haziran 2018’de oy kullanmayan seçmenlerin yaklaşık %6’sının Evetçi, %13’ünün Hayırcı olduğu tahmin ediliyor. Temel iddiamız 23 Haziran’ın bir referanduma dönüşmesiydi. Buna paralel olarak iki adayın benzer oranlarda (%5 ve %12.2) destek bulacağını öngörebiliriz. Yıldırım için ekonomik sıkıntılar, İmamoğlu için de “CHP” adayı olması desteğin artmasının önüne geçiyor.
Seçim Sonucu Tahmini
Ekonominin partizan kimliğe en çok ağır bastığı senaryoda İmamoğlu yaklaşık 6.3 puanla önde gözüküyor. Ekonominin maksimum etki gösterdiği senaryoda 2017 referandumun Hayır ve Evet blokları arasında gerçekleşen 2.7 puanlık fark 3.6 puan artıyor. Ekonominin etkisi kısıtlı tutulduğunda fark 3.3 puana geriliyor.
23 Haziran’ın referandum hükmünde olduğunu ifade etmiştik. 2017 referandumu İstanbul’da iktidar ve muhalefet bloklarının oylarının 4 milyon 475 bin – 4 milyon 720 bin şeklinde oluştuğunu göstermişti. Ekonomik kriz ve YSK kararı 2019 Haziran’da iktidar blokunun oyunu azaltırken, uzaklaşan seçmenin bir kısmı muhalefete, bir kısmı da sandığa gitmemeye yöneliyor. Böylece mevcut şartlarda olası bir referandum durumunda Evet oylarının 4 milyon 200 bin seviyesine gerilediğini, Hayır oylarının 4 milyon 900 bine yaklaştığını söylemek mümkün.
Ekonomik ve siyasi değişkenlerin oy verme davranışını tam (maksimum) olarak açıkladığı senaryoda Yıldırım sadece kendi blokunun desteğini alabiliyor (4 milyon 231 bin). İmamoğlu ise muhalefetin parçalı yapısından ötürü potansiyel Hayır oylarının tamamını alamıyor (4 milyon 797 bin). HDP, İYİ Parti ve Saadet seçmeninin bir kısmı CHP’ye ideolojik olarak soğuk baktığı için tam konsolidasyon sağlayamıyor. Buna rağmen İmamoğlu 4 milyon 800 bin seviyesini zorluyor.
Ekonomik ve siyasi değişkenlerin etkisini kısmi olarak değerlendirdiğimizde ise 2017 referandumuna benzer bir sonuç ortaya çıkıyor. Yıldırım 4 milyon 475 binlik Evet, İmamoğlu da 4 milyon 720 bin Hayır oyunun çok az gersinde. 2019’un ekonomik koşullarının daha az etkili olmasıyla birlikte fark 2017 seviyesine yakın: 3.3 puan ve 302 bin.
İlçe Sonuçları
İmamoğlu’nun rekor oy oranına ulaştığı tam değişim senaryosunda referandumda Hayır oylarının birinci olduğu veya Evet-Hayır oylarının çok yakın olduğu ilçelerde muhalefet adayı birinci oluyor (Üsküdar, Eyüp, Sancaktepe, Tuzla, Zeytinburnu, Bahçelievler, Beyoğlu, ve Çekmeköy.) Millet İttifakı’nın artan motivasyonu, HDP’nin artan desteği ve Cumhur İttifakı’ndan kayan oylar İmamoğlu’na bu ilçelerde birincilik getiriyor.
İmamoğlu’nun oy oranının azaldığı ve Yıldırım’ın oy oranının yükseldiği kısmi değişim senaryosunda ise Üsküdar, Eyüp, Sancaktepe ve Tuzla haricindeki ilçelerde tekrar Cumhur İttifakı birinci oluyor. (Zeytinburnu, Bahçelievler, Beyoğlu, ve Çekmeköy)
Katılım ve Sonuç
Geçerli oyların kayıtlı seçmen sayısına oranı %86.2 olarak tahmin ediliyor. Geçersiz oylarla birlikte katılımın %87-90 aralığına yükseleceğini söylemek mümkün (referandum seviyesi). Ekonomik sıkıntılar YSK kararından duyulan memnuniyetsizlikle birleşince, 31 Mart’ta sandığa gitmeyen muhaliflerin İmamoğlu’nu yoğun bir şekilde destekleyeceği ve katılımı artıracağı öngörülüyor. Ayrıca İmamoğlu’nun genç bir alternatif aday olarak Yıldırım’ın karşısında avantajlı olması da Cumhur İttifakı’ndan gelecek oylar adına önemli bir etken. Böylece hem siyasi ve ekonomik nedenler, hem de aday performansıyla birlikte İmamoğlu yükselen bir aktör olarak kendi blokundan, karşı bloktan ve oy kullanmayanlardan daha yüksek destek alıp farkı açabilir.