Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İlkeli Siyaset Arayışı
    Yazılar

    İlkeli Siyaset Arayışı

    Kadir Serkan Selçuk13 Mart 20245 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Türkiye siyasetinin doğasında olan ve her seçim öncesi yaşanan gelişmeler bu seçim sürecinde de tekrarlandı. Aday belirleme döneminde medyaya yansıyanlar siyasetteki yozlaşmayı ve ilkesizliği bir kez daha gözler önüne serdi.

    Ne pahasına olursa olsun seçimlerden iyi bir sonuç almak, çıkar ve güç odaklı anlayışı bozmamak veya parti içi konumu korumak adına, kronikleşen sorunların göz ardı edildiği yine net bir şekilde belgelenmiş oldu.

    Aday gösterilmediği için uzun yıllardır içinde bulunduğu partisinden kopanlar, beklentisi boşa çıkınca adaylık biletini başka bir partiye yönelerek alanlar veya arzu ettiği partiden aday olabilse nezaket ziyareti için bile kapısını açmayacak siyasetçileri anında aday gösteren partiler bu seçimde de azımsanmayacak kadar fazla.

    Halkın tepkisine rağmen adaylıkta ısrar edenler veya başarılı olmasına rağmen yönetimle arası kötü olduğu için tekrar aday yapılmayanlar yaşanan trajikomik durumun farklı birer unsuru oldular.

    Böylelikle bu tarz siyasetçiler ve partiler için fikirlerin, ilkelerin ve siyasi duruşun pek bir önem arz etmediği bir defa daha kanıtlanmış oldu. Tekrar tekrar kanıtlanan bir başka gerçek ise Türkiye’de siyaset mekanizmasının birçok sorunun temelinde yer aldığı ve sorun çözmenin aksine sorun üreten bir yapı olmaktan bir türlü kurtulamadığıydı.

    En kötüsü de siyaset alanında böyle bir kurtuluş isteğinin zaten görünmüyor olması. Örneğin, özellikle güçlü partilerde adaylar genellikle belli bir sosyal statü ve maddi güce sahip olanlar arasından belirleniyor ve bu sınırlar içerisindeki isimlerin çürümüş olan bu yapıya yönelik tavır almaları mümkün olamıyor.

    Bu süreçte merkez sol veya sağ partiler arasında geçişler yoğun olmakla beraber fikren birbirleriyle taban tabana zıt olan partiler arasında gerçekleşen transferler de yaşandı. Ancak siyasi duruşları birbirine yakın partiler arasında olsa bile bu geçişler doğru kabul edilemezdi. Çünkü ayrılık sebebi yalnızca aday gösterilmemeye indirgendiğinde siyasetin asıl yapılış amacı göz ardı edilmiş ve bu kişilerin sadece ve sadece güçlerini korumak veya arttırmak için bu yola girdiği ortaya çıkmış oluyordu.

    Üzücü olan politika tarzında doğal olarak ideolojisini ön planda tutan ve buna göre hareket eden sosyalist bir partinin de bu furyaya katılmasıydı. Henüz üzerinden bir yıl bile geçmeyen genel seçimlerde sağ bir partiden milletvekili adayı olan bir ismin, ne kadar haklı çıkışlar yaparsa yapsın belediye başkanlığına aday gösterilmesi doğru değildi.

    Bu tercihte elbette diğerleri gibi bir rant veya güç sevdasının rol oynadığı iddia edilemez. Ancak yine de bu yapılanı en azından ilkeler bağlamında haklı görmek mümkün değildir. Mevcut adayın seçildiği takdirde aday gösterildiği partisinin ideolojisi doğrultusunda hareket edip etmeyeceği, hatta başka bir partiye geçiş yapıp yapmayacağı bile meçhuldür. Bu tür popülist girişimlerin en yakışmadığı siyasal hareketler ise sosyalist partilerdir.

    Bunun dışında, hedefledikleri koltuklar küçük veya büyük olsun ülke yönetiminde yer almak için uğraşanların belli bir kesiminin bu durumda olmaları şaşırtıcı sayılamaz. Yaşanan absürtlükler ve koltuk kavgaları, Özal’ın seksenli yılarda belediyelerin yetkilerini arttırmasının bir sonucudur. Verilen imar yetkisiyle belediyeler hizmet değil rant merkezleri haline getirilmiş, adaylık yarışına daha çok ortaya çıkan bu yeni özelliğe öncelik verenler katılır olmuşlardır. Dürüst bir şekilde hizmet edip kendisini ve çevresini yolsuzluktan uzak tutan başkanların topluma birer kahraman gibi sunulması bile bugün gelinen durumun bir fotoğrafı niteliğindedir. Yerel seçimlerde ve göreve gelen belediye yönetimlerinde özellikle son kırk yılın özeti ne yazık ki budur.

    Bu kırk yıl demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını gösteren bir başka olgudur. Adaylar halkın verdiği oylarla seçilmiştir ancak denetimde önemli eksiklikler vardır. Yolsuzluğun, talanın ve doğanın katledilmesinin önü alınamamakta, yapılan hizmetler büyük pazarlama şenlikleriyle adeta halkın gözüne sokularak gerçekleştirilen vurgunların arka planda kalmasına çalışılmaktadır. Toplum nezdinde meşrulaştırılan “çalıyor ama çalışıyor” anlayışı ise sürdürülen bu aksaklığın farklı bir unsuru olarak belirginleşmiştir.

    Geçtiğimiz yıl yaşanan 6 Şubat depremi yukarıda bahsedilen ve uzun yıllardır ülkenin adeta canına okuyan rant sisteminin, halkın gerçek çıkarlarından ne kadar uzakta olduğunun göstergelerinden biriydi. Kaybedilen 50 binden fazla can, işte bu sistemin kurbanlarıydılar.

    Söz konusu insan canı olunca ne kadar pervasız olduğumuz defalarca yüzümüze vurulmasına rağmen ders almak kimsenin işine gelmiyordu. Keza aynı durum daha önce 17 Ağustos 1999 depreminde ve diğer felaketlerde de yaşanmıştı. Bu da çıkar siyaseti söz konusu olduğunda hangi belediyede hangi partinin iş başında olduğunun önemsizliğinin kanıtı niteliğindeydi.

    Tabii ki bütün belediye yönetimlerinin bu şekilde hareket ettiği savunulamaz. İşini hakkıyla yapan, halkın çıkarlarını gözeten, dürüst ve adil bir yöneticilik sergileyen belediyeler de azımsanmayacak sayıdadır. Ancak bunlar yeterli değildir. Zaten asıl sorun, kamu yararına yönelik politik duruş gösterme cesaretinin koltuk sahiplerin vicdanlarına terk edilmiş olmasındadır.

    Bir başka deyişle, görevini adil bir biçimde yerine getirmenin temeli, vicdan değil hukuk olmalıdır. Sahip olduğu yetkileri kötüye kullanıp bunu meşrulaştırmak adına yasalara sığınan uyanık siyasetçi tipinin önüne geçmek ancak bu şekilde mümkün olabilir. Bu ihtiyaç, özellikle yerel yönetimlerde köklü yapısal değişikliklerin şart olduğunun bir başka göstergesidir.

    Önümüzdeki yerel seçimlerden kimin galip çıkacağı, her ne kadar aksak ve yara almış olsa da, ülkenin demokratik işleyişinin korunması ve baskıcı iktidar yapısının geriletilmesi adına büyük önem taşımaktadır. Ancak bununla birlikte, rant ve talan amacıyla belediyelerde kümelenen çıkar çevrelerinin önüne geçmek, halkı ve doğayı ön plana alan bir yönetim anlayışı oluşturmak da en az ilki kadar yaşamsal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Seçimlerde muhalefetin elde edeceği olası bir başarı, ancak bu bilinçle hareket edildiği takdirde anlam kazanabilir.

    Fotoğraf: Constantin Wenning

    R2 Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSema Tanin’in Hikayesi: Siyasete Nasıl Yanlışlıkla Dahil Oldum?
    Sonraki İçerik Özlem Bozkaya’nın Hikayesi

    Diğer İçerikler

    Videolar

    CHP’nin Kurultay Davası | Çavuşesku’nun Termometresi #257

    4 Haziran 2025 İlkan Dalkuç, Burak Bilgehan Özpek ve Melis Konakçı
    Yazılar

    İran-ABD İlişkilerinde 2025 Yılı Gelişmeleri

    4 Haziran 2025 Erdal Kesin
    Yazılar

    Türkiye’de İşgücü Piyasası: Perşembe’nin Gelişi Çarşamba’dan Belli midir?

    2 Haziran 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    İran-ABD İlişkilerinde 2025 Yılı Gelişmeleri

    4 Haziran 2025 Yazılar Erdal Kesin

    Dünya Gündemi: Ukrayna’nın Örümcek Ağı Operasyonu ya da Rusya’nın Pearl Harbor’u

    3 Haziran 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de İşgücü Piyasası: Perşembe’nin Gelişi Çarşamba’dan Belli midir?

    2 Haziran 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}