Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İklim Değişikliği, Artan Sıcaklıklar, İş Hayatı ve Turizm
    Yazılar

    İklim Değişikliği, Artan Sıcaklıklar, İş Hayatı ve Turizm

    Afra Teren Gürlüler24 Temmuz 20246 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    İklim değişikliği, X kuşağı için distopya filmlerinde gördüğümüz bir olguydu. Y kuşağının daha gençleri için ise okullarda öğretilen ve plastik çöplerini ayırmalarını gerektiren uzak bir bilimsel gerçekti. Son yıllarda krizin etkisi artık gerçeğe dönerken 2024 yazında herkes için tek ve en büyük gündem maddesi “havanın ne kadar sıcak olduğu” konusu oldu. Ancak insanların oldukça muzdarip olduğu bu konu, medyada doğru düzgün gündem bile olamıyor.

    Akdeniz ülkeleri olarak daha ılıman, bahar mevsimlerinin olduğu ve ani sıcaklık geçişlerine fazlaca maruz kalmayan bizim gibi ülkeler için sürecin daha da zor geçtiğini söylemek yanlış olmaz. Geçtiğimiz yıllarda Avrupa ülkelerinde sıcaktan hayatını kaybedenlere ilişkin haberleri gördüğümüzde belki şaşırıyorduk. Ancak bu gidişle Türkiye’de de yakında bu haberlerin olağanlaşacağını hepimiz görebiliriz.

    Şehirleşme Sorunu

    Bu beklenmedik sıcaklık artışlarında pek çok etken var. Ancak uzmanlara göre şehirleşmenin özellikle de hissedilen sıcaklık üstündeki etkisi çok fazla. Asfaltlar ve binaların sıcaklıkta etkisi farklı yönlerde oluyor. Öncelikle hava akım alanlarını etkilemeleri sebebiyle rüzgarların akışı engelleniyor. Diğer bir önemli faktör ise toprak ya da ağaçlar gibi ısıyı emmek yerine daha yüksek şekilde biriktirerek ve yansıtarak sıcaklığın günün geç saatlerinde dahi yüksek olmasına sebep olmaları. Bu nedenle şehirlerde, sadece park gibi şehir merkezinden ayrı yeşil alanların bulunması yeterli değil. Aksine binaların ve yolların olduğu yerlere de ağaçlandırma ve yeşillendirme yapılması gerekiyor.

    Şehirlerimizin zaten bugüne kadar doğadan ve yeşilden bu kadar uzak kalmaması ve mevcut doğal zenginliklerimizin yok edilmemesi gerekiyordu. Bunları yapamadığımız için şimdi daha da büyük bir ihtiyaç ile karşı karşıyayız. Şahsen iklim değişikliğinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kapsamına alınmasını da bu nedenle doğru bulmuyorum. Şehircilikteki çıkarlar ile çevrenin ve iklim değişikliğinin riskleri birbiri ile çatıştığı için bu dengeyi ayrı bir uzman kadrosu ve ayrı bir bürokratik yapılaşma ile sağlamak gerekiyordu. Ancak ülkemizde ne yazık ki bu tercih edilmedi ve doğa inşaata yenildi. Paris Sözleşmesi ve uluslararası diğer yükümlülüklere uyum sağlamak adına iklim işleri hızlıca bir bakanlığa entegre edildi ve bakanlığın adı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı oldu ki bu isim bile ne yazık ki çevre ve iklim konusuna gereken önemin verilmediğinin bir göstergesi.

    İnsan Sağlığı ve Yüksek Sıcaklıklar

    Şehirlerde bu denli yüksek sıcaklıkların olması elbette ki iş hayatını da etkiliyor. Yunanistan’da Temmuz ayında iş hayatını düzenleyen önlemler alınmaya başlandı. Yunanistan’ın tebrik edilmesi gereken bir husus var: İklim Krizi ve Sivil Koruma Bakanlığı var. Böyle bir bakanlığın bulunması elbette tek başına yeterli değil. Ancak böyle bir bakanlığın en önemli rolü diğer bakanlıklarla koordineli biçimde iklim krizi ve özellikle sıcaklıklarla mücadele konusunda plan yapabilmesidir. Örneğin, İklim Krizi Bakanlığının verdiği uyarılar doğrultusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kamu sektörü ve özel sektördeki tüm çalışanlar için özel tedbirlere ilişkin düzenleme hazırladı. Özellikle de uyarı verilen üç gün için iş saati 12.00 ile 17.00 arasına alındı. Sıcaklığın 40 derecenin üzerine çıkması halinde, açık havada yapılan inşaat, kurye hizmetleri ve ürün nakliyatı gibi işlerin durdurulmasına karar verildi. Tersanelerdeki çalışmaların da uyarı verilen günlerde ve sıcaklık 38 derece üzerine çıktığında durdurulmasına karar verildi.

    Diğer bir ilgi çekici yan ise sıcaklıklara ilişkin önlemlerin açık hava ve beden işleri ile sınırlı olmaması. Beyaz yaka çalışanlar ve memurlar için de uyarı verilen günlerde, sıcaklık 40 derece üstüne çıktığında, uzaktan çalışma hakları düzenlendi. Kurallara ilişkin yaptırımı da bu düzenlemelerde görüyoruz. Kurallara uymayan işverenlere her bir çalışan için 2.000 avro para cezası kesileceğini de belirttiler. Kırılgan gruplar olan hamileler ve hasta kişiler için de özel izinler öngörülüyor.

    Amerika Birleşik Devletleri’nde de durum farklı değil. İşyeri güvenliği ve sağlığına ilişkin hukuki düzenlemelerde işverenlerin yükümlülükleri arasında çalışanların aşırı sıcağa karşı korunması da yer alıyor. Buna ilişkin yöntemlerin neler olacağı konusunda eyaletlerde farlı düzenlemeler yer alıyor. Yani gerek Avrupa gerekse de Amerika’da aşırı sıcakların insan hayatına olan etkileri düşünülüyor, insanların en çok vakit geçirdikleri iş düzenleri konusunda düzenlemeler yapılıyor. Çünkü artık iklim krizi bir film hikayesi değil, hayatımızın yakıcı bir gerçeği.

    Türkiye, özellikle de Afrika’dan gelen hava dalgaları sebebiyle geçtiğimiz hafta (19-23 Temmuz 2024) ciddi yüksek sıcaklıklar yaşadı ve aslında bu sıcaklıklar hayati tehlikeye yol açacak boyuta ulaştı. (Nitekim 21 Temmuz tarihinde dünyanın ortalama sıcaklığında yeni bir rekor seviyeye ulaşıldı.) Ancak ne yazık ki ülkemizde merkezi bir iklim değişikliği bakanlığının bulunmamasının da etkisiyle kapsamlı önlem paketleri göremiyoruz.

    Uzaktan çalışmaların pek tabii mümkün olduğu işlerde, çalışanların zorunlu olmadığı halde işe getirilmesi pek çok farklı açıdan sorunlu bir konu. En basitinden pek çok kişinin araçlarla yola çıkması ve klima sistemlerinin daha fazla kullanılması, doğrudan doğruya hava kirliliğini, karbon salımını ve dolayısıyla iklim krizini etkiliyor. Buna çalışanların sağlığı ve kamusal sağlık konuları da eklendiğinde tıpkı pandemide olduğu gibi yeni bir çalışma hayatı düzeninin iklim krizi afeti için de gerekli olduğu çok açık. Ülkemizde de kısa vadede iklim krizini önleyici ve geldiğimiz noktada insan sağlığını koruyucu gerçek tedbirlerin alınmasını umuyorum.

    Turizm ve Yüksek Sıcaklıklar

    Sıcaklıkların artması hayatın her alanında etkili olduğu gibi elbette ki turizm üzerinde de büyük etkilere yol açmaya başladı ve gelecekte çok daha kapsamlı etkileri olacağı kesin. Çalışma saatlerine ilişkin düzenleme örneğinde kullandığımız ülke Yunanistan, benzer iklim ve turizm koşulları ile yine Türkiye için paralel bir örnek olarak ele alınabilir. Atina’da bulunan ve bölgenin en önemli turistik cazibe merkezlerinden olan Akropolis günün büyük bir bölümünde ziyarete kapatıldı. Ülkemizdeki antik kentler de özellikle yazın artan turist sayısı ile büyük ziyaretlerini yaz döneminde alıyor. Fakat bu sıcaklık artışları ile birlikte turistlerin bu alanları gezmesi imkânsız hale geliyor. Buna ilişkin önlemlerin alınması için kapsamlı bir turizm ve iklim planının yapılması gerekiyor.

    Yalnızca kültür turizmi değil deniz turizmi için de büyük sorunlar yaşanacağı kesin. Türkiye’de deniz tatilinin, gerek yerli gerek yabancı turist sayısının ekonomik şartlar gereğince azalmasına ek olarak iklim değişikliği ve aşırı sıcaklar sebebiyle de darbe alırsa ekonomi açısından büyük zararlara yol açacaktır. Özellikle Türkiye’de satılan “her şey dâhil” paketlerinin ciddi bir ileri yaş ve çocuklu aile turist potansiyeli bulunuyor. Ancak sıcaklıkların artması bu grupları kırılgan hale getirdiği için halihazırdaki sistemin yürütülmesi mümkün değil.

    Turizm hem karbon emisyonunu artıran hem de yaşanan iklim değişikliklerinden çok fazla etkilenen bir sektör. Bu nedenle Birleşmiş Milletlerin turizm üzerinde uzmanlaşmış yapısının raporlarında belirttiği gibi turizm sektörünün geleceği tam olarak iklim değişikliğine ne kadar uyum sağlayabildiklerine bağlı. Türkiye ekonomisinde büyük payı olan turizmin geleceği açısından kamu ve özel sektörün hiç gecikmeksizin iklim değişikliği ile uyum içinde politikalar geliştirmeye başlaması gerekiyor.

    İklim krizi artık hayatımızın büyük ve acı bir gerçeği. Artık hem etkisini yavaşlatmak hem de halihazırda görülen sonuçlarından doğayı, hayvanları, insanları korumakla mükellefiz. Bu da başlı başına bir politika oluşturma sorunu olarak karşımıza çıkıyor. İklim değişikliği en az deprem ve sel gibi afetler kadar hazırlıklı olma sorumluluğumuz olan bir alan, ancak henüz böyle bir inisiyatif ülkemizde alınmadı.

    Çevre Ekonomi R1 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTrump’a atılan kurşun Biden’ı vurdu | Çavuşesku’nun Termometresi #209
    Sonraki İçerik Avrupa için Vatanseverler: Viktor Orban’ın Yeni AB Grubu, Aşırı Sağın Başka Bir İçi Boş Zaferi

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}