Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Hikmetinden Sual Olunamayan Cenah: Cumhuriyet Halk Partisi
    Yazılar

    Hikmetinden Sual Olunamayan Cenah: Cumhuriyet Halk Partisi

    Murat Aydın2 Ekim 20236 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Siyasetin ve toplumsal ilişkilerin, her türden toplumsal yargının tüm yönlerinin belirli derecelerde değiştiği ve aynı derece korunduğu muhafazakâr bir mecra olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu husus, “normallik ya da olması gereken” adı altında üretilen rıza nedeniyle pek fark edilmez. Daha ziyade, siyasal kültür ve bellek aracılığıyla öğrenilen zımnî bir kabul içerir.

    Bu kabul ve rıza durumu, özellikle sosyolojik açıdan, siyasal ve toplumsal sorunlarla bu sorunların kaynağına, ele alınışına ve çözümüne ilişkin tartışmalarda belirli bir değer yargısını temel referans yapmaktadır. Bu nedenle de sadece olanın değil, olacak olan her bir siyasal ve toplumsal gelişmenin siyasal varlığının tahayyül edilme boyutunu da etkilemektedir.

    Bütünleştirici ve ayrıştırıcı yönleriyle çeşitli amaçlarla örgütlenmiş olan yapılar, özellikle siyasi partiler, sadece alternatif bir tercih merkezi değildir. Aynı zamanda siyasal kimlikleri ve değer yargılarıyla psikolojik bir körlüğü besleyebilecek ve hatta yeniden üretebilecek kadar muhafazakâr mecralardır. Ancak ideolojik ve politik tutumlarıyla benimsedikleri reçetenin bilinçli veya bilinçsizce kişisel ve/veya toplumsal belleğe ket vurarak “öğrenilmiş çaresizlikle” sonuçlanmasında bir dizi etmenin etkisi de bulunmaktadır.

    Siyasal kültürü yeniden yaratan ve rızanın psikolojik kaynağını da oluşturan ilk etmen; siyasi yapıların siyaseti “kamu menfaati”, “kamu yararı”, “kamu güvenliği” veya “halk ya da ulus adına” gibi içeriği ve kapsamı belli olmayan ancak ideolojik birer aygıt olan soyut kavramlara başvurarak ve daha önemlisi her ülkenin kendi dinamikleri ekseninde siyasal, iktisadî ve ideolojik olandan birine indirgemesidir. Bu indirgeme, kendi otonomisine sahip olmakla birlikte birbirinden bağımsız olmayan her bir etmenin siyasal ve toplumsal sorunlardaki bütüncül etkisini görünmez kılmaktadır. Dahası, siyasi partilerin toplumu homojen, yekpare ve/veya belirli bir değer yargısına indirgeyerek (Müslüman, muhafazakâr, Kürt, ulusalcı vb) tahayyül etmesi, siyasal açıdan psikolojik eşikleri derinleştirmektedir.

    İkinci etmen, ilkiyle ilişkili olarak siyaset okumalarının genel anlamda siyasi partiler, liderler ya da dini veya etnik kimlikler gibi egemen yargılar üzerinden tartışılmasıdır. Bu durum, siyaset üretiminin iktidarı veya iktidar bloğunu besleyen ideolojik değerlerin kıskacında bir hareket alanına hapsolmak anlamına gelmektir. Üçüncüsü ise belirli bir egemen değer yargısının yerleşik hâl aldığı, bunun da topluma enjekte edildiği ya da edilmeye çalışıldığı ideolojik yapılar olan siyasi partiler veya bu doğrultudaki oluşumların genel mahiyetinin muhafazakârlığıdır. Özellikle toplumdaki değişimi idrak etmeye direnilerek belirli dönemlere ve tarihsel kültlere göndermelerle yetinilmesi, genel olarak siyasal düşünüşü muhafazakârlaştırarak kısırlaştırırken zamana yayılmış bir yozlaşmayı da beslemektedir.

    CHP’nin Durumu

    Türk siyaseti açısından söz konusu duruma birçok örnek sunmak mümkün olmakla birlikte devleti kuran, azımsanmayacak toplumsal dönüşümleri gerçekleştiren CHP’nin konumu çarpıcı bir örnektir. Çünkü CHP, ülkenin geleceğinde “sözde” teminat sigortası olarak lanse edilen ancak geçmişten gelen ve kavramsal kullanımın ötesine geçmeyen ve geçmişe takılıp kalan tutum ve tercihleriyle tarihsel yargıların ölmeye yüz tuttuğu bir eşikte yenisinin doğamamasına neden olan zihni bir körlüğün zamanla saflaştığı muhafazakâr bir mecradır. Yapısal kronik etmenlerin etkili olduğu bu durumun temel nedenlerinden birisi, hiç kuşkusuz partinin yukarıdan aşağıya kadar tüm örgütsel yapısının kemikleşmiş aktörleri ve bu aktörlerin varlıklarını temin eden üye, delege ve kadrolarıdır.

    Özellikle delege yapısının, geleneksel toplumsal dokunun ağır basan düşünselliğinden pek sıyrılamamış olması ve eleştirel, düşünsel gelişime yeterince açık olmayan doğası nedeniyle toplumsal sorunların doğmasında ve gelişmesinde partiler kendi varlığını sorgulamaktan uzaktır. Ayrıca, geleneksel aidiyet ilişkilerine dayanan delege yapısı, politika üretiminde fikri gelişimi, liyakati, toplumsal sorunları ele alma ve değerlendirme gibi hususları köreltirken toplumsal değişimin gerisinde kalmaya mecbur bir siyasal döngüyü beslemektedir.

    Üretildiği sanılan siyaset ise mevcut sorunların kaynaklarının sosyolojik açıdan nasıl bir gerçeklik içerdiğine yönelik analizden ziyade ikircikliğe dayalıdır. Bir yanda tarihsel argümanlara, söylemlere, değer yargılarına dayalı siyaset ve toplum anlayışıyla mevcut düşünsel reflekslerin muhafaza edilmesi (Kürt sorunu, muhafazakârlık vb.), diğer yanda muhafazakâr kesim nazarında kendini kabul gördürmek adına söylemin, vurguların ve kavramsal tercihlerin revizyonu yer alır.

    Oysaki, toplumda ve siyasette yeni bir alan açmak adına yapılan bu siyaset ve toplum okuması, CHP’yi siyasal iktidar ve egemen siyasal kültürün sınırlarına daha fazla bağımlı kılmıştır. Aşılamayan psikolojik eşikler, siyasetin verili teamüllerine ve değer yargılarına bağlı politik okumalar, CHP’yi döneminin gerisinde söylem, tavır ve hareket alanıyla geçmişi geleceğe tercih eder aşamaya götürmüştür. Düşünsel körlüğü de derinleştiren bu yönelim, “adalet yürüyüşü” gibi toplumsal yönü güçlü adımları hiçleştirirken siyasal ve ideolojik daralmaya neden olarak meşruiyet krizini tetiklemektedir.

    Siyasetin “patikaya bağımlılığın” mevzubahis olduğu zorlu ilişkileri barındırdığını unutmadan şunu söylemek mümkündür: Siyasal, İktisadi, ideolojik ve toplumsal koşulların bu denli uygun olduğu bir dönemde yeterli başarı ve heyecan duygusu aşılanamıyorsa; hukuksuzluklar bu denli yaygınken, taciz ve tecavüzler böylesi bir aymazlıkla “normallik” kazanıyorsa; eğitimden sanata, siyasetten iktisada, hukuktan özgürlüğe uzanan onca alanda böylesi bir yozluk mevzubahisse; geçmişin ağır bedelleriyle yüzleşmek elbette önemlidir. Bunların bir daha yaşanmaması adına gerekli hassasiyeti taşımanın kıymeti harbiyesini unutulmadan söylenecek şey, bugün görmezden gelinip yarınlar heba edilirken dönüp arkaya bakmanın bir açıklaması olamayacağıdır.

    Bu açıdan Cumhuriyet Halk Partisi, bugün iki kelimeyi bir araya getiremeyen kurmaylarını medyanın ve toplumun karşısına çıkarmak ve 7/24 aynı kelimelerin yerini değiştirerek yeni bir şeyler söylediğini düşünenlerle geleceği kuracağını beyan etmek yerine;

    • Çocuğunun bedenini çuvalda taşıyan babanın yanına ya da bir gencin boynunun kesildiği cemaat yurduna gidebilseydi;
    • Yakılan, katledilen, tecavüze uğrayan onca kadının sesi olmayı başarabilseydi;
    • Toplumsal yozlaşmayı besleyen Ensar ve ensarvari yapılara karşı çıkabilseydi;
    • Milli Eğitimin cemaatlerle aleni ilişkisine onca gencin geleceği için ses olabilseydi;
    • Onca gün karakışın ortasında öylece kalakalan bir kentin yollarını aşındırabilseydi;
    • Yolsuzluklar karşısında daha nitelikli politik tavırlar alabilseydi;
    • Bir kereden bir şey olmazları, makara bakara beyanlarını, pudra şekerlerini siyasal manevraya entegre edebilseydi;
    • Soma, Ermenek gibi onca maden ocaklarının yolunu aşındırabilseydi;
    • Selahattin Demirtaş’ın dokunulmazlığının kaldırılmasına müsamaha göstermeseydi;
    • Hasankeyf ve benzeri onca tarihsel dokunun katli görmezden gelinmeseydi;
    • 7 Haziran seçim sonuçlarına sessiz kalınmasaydı ya da yeterli sesi çıkarabilseydi;
    • Hükümet sisteminin yüksek seçim kurulu eliyle hukuksuzca hiç edilmesini sineye çekmeseydi;
    • Suruç, Ankara, İstanbul ve Diyarbakır gibi yerlerdeki patlamalara yeterli tepki verilebilseydi;
    • Sosyal medya platformlarında ve daha nicelerinde iki kelam ettik vazifemizi yerine getirdik deyip vicdan muhasebesi sunmak yerine toplumsal sorunların olduğu her yerde bilgiye, birikime, liyakate kendi özelinde önem verebilse idi;
    • Yönetici kesimlerin eleştiri veya değerlendirmelerinin salt bağlı olunan oluşumu olumlama ya da “ben yapmadım” tarzı bir yaklaşımın dışına çıkıp yukarıda yer alan ve daha nicesini sayamadığımız onca toplumsal sorunda toplumsal muhalefeti örgütleyebilseydi şüphesiz bugün bambaşka bir Cumhuriyet Halk Partisi konuşuyor olurduk.

    Ancak, Nazım’ın deyimiyle: 

    “… Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak;
    Kabahat senin, demeğe de dilim varmıyor ama kabahatin çoğu senin, canım kardeşim…”

    R2 Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikErkek Şiddetini Nasıl Ölçeriz?
    Sonraki İçerik Yunanistan’da Yenilgi Sonrası Ana Muhalefet Liderindeki Değişim | Çerçeve S3 #8

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}