Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Hegemonyanın Kayganlığı Bağlamında Oppenheimer Filmi
    Yazılar

    Hegemonyanın Kayganlığı Bağlamında Oppenheimer Filmi

    Anıl Kaan Uçar12 Ağustos 20234 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Nolan’ın Oppenheimer filmi, Robert Oppenheimer’ın yaşam hikayesi üzerinden bir akış oluştururken odağına atom bombasının icadını yerleştiriyor. Robert Oppenheimer’ın “Küçükken ya şair ya mimar ya da bilim insanı olmayı istiyordum.” ifadesi yaşamındaki duruşu itibarıyla içine düştüğü belirsizlik halinin adeta erken bir tezahürü niteliğinde. Çünkü Oppenheimer, gerçekleştirdiği çok sayıda önemli bilimsel çalışmanın nihayetinde, “atom bombasının babası” olarak anılmayı göze alırken zaman içinde kendisine yöneltilen suçlamalar ışığında tarihe yüzlerce insanın ölümünün sorumlusu olarak yazılmaktan da hoşnut kalmamış ve ABD yönetimine “ellerimde kan var” gibi bir serzenişte bulunmuş. Ama aynı zamanda da atom bombasının savaşı bitirdiğini, ABD hükümetinin bu görevi kendisine verdiğini ve bu görevi bir ABD vatandaşı olarak yerine getirdiğini belirten ifadelerle de içten içe “vatana ve barışa hizmet” etme minvalinde açıklamalarda bulunmuştur.

    Dolayısıyla üzerine çalıştığı Kuantum Teorisi gibi kendisi de çok net ve kolay anlaşılabilecek biri değil. Yaşamındaki duruşu fizikteki belirsizlik ilkesi gibi. Neyse ki bu yazıda Robert Oppenheimer üzerine odaklanmak niyetinde değilim. Ben daha çok Nolan’ın tarihsel süreç ışığında bir bilim insanı olarak Oppenheimer üzerinden kurguladığı anlatısının, hegemonyanın kayganlığına tuttuğu ışık üzerinden ilerleyeceğim.

    Hegemonya; otoritenin toplum üzerinde çeşitli aygıtlar aracılığıyla oluşturduğu, gücünün sarsılmamasına hizmet eden, olumsuzlukları olumluluğa çeviren ve bununla da kendisine bağlılık yaratan imajlar, algılar ve yönlendirmeler bütünü sonucunda oluşan bir kuvvet halesi biçiminde açıklanabilir. Dolayısıyla politik çerçevede hegemonya, zora değil rızaya ve iknaya dayalı bir sürece işaret etmektedir. Bu bağlamda Gramsci, hegemonyayı genel olarak yönetici gücün hükmetme pratiğini gerçekleştirirken insanların rızasını alma süreciyle bağdaştırmıştır

    Oppenheimer filminin anlatısını hegemonyanın oluşturulması ve dönüşümü çerçevesinde ikiye ayırabiliriz. Oppenheimer’ın atom bombasını icat edebilmesi için toplumsal rızanın oluşturulması ilk hegemonya oluşum sürecini imlemektedir. Filmin anlatısında ikinci hegemonya oluşum süreci ise ABD’nin hegemonyası karşısında tehdit oluşturan Sovyetlere karşı kurulu düzenin idamesi amacıyla bizâtihi atom bombasını ABD’ye armağan eden Oppenheimer üzerinden baskı yaratılmasıyla oluşturulmaktadır.

    Bu da bize hegemonyanın; ilk etapta dünyanın en güçlü ve en yok edici silahının rızaya dayalı üretiminin sağlanmasına yönelik çalıştığını akabindeyse değişen konjonktürle birlikte Robert Oppenheimer’ın “Sovyet ajanı” olduğu iddialarına rıza gösterilmesi çerçevesinde işlediğini göstermektedir. Bu bağlamda, gücün pratik çıkarları ekseninde hegemonyanın ne denli kaygan olduğu görülmektedir. İlk süreçte hegemonyanın oluşturduğu alkış gücüyle Amerikan ideolojisinin kahraman öznesi haline getirilen Robert Oppenheimer, ikinci süreçte hegemonyanın sürdürülmesi uğruna bir suçluya dönüştürülerek nesneleştirilmeye çalışılmıştır.

    Filmin ilk yarısında vatansever bir bilim insanı olarak ülkesinin çıkarları için tereddüt göstermeden insanlığın korkulu rüyası atom bombasının geliştirilmesi sürecinde liderlik üstlenen ve üstlendiği bu misyonla ülkesinin takdirini kazanan Robert Oppenheimer, atom bombasının insanlar üzerindeki etkisini görünce ve ileride yaratabileceği tehlikeleri düşününce atom bombalarının gelişi güzel üretilmemesi ve kullanılmaması, ayrıca atom bombasının daha ileri versiyonu olan hidrojen bombasının da geliştirilmemesine yönelik muhalif söylemlerde bulunarak resmi ideolojinin karşısında konumlanınca ona destek veren ve bir nevi kutsayan hegemonya aygıtı bu kez tüm gücüyle onun karşısında konumlanmıştır. 

    O dönem ABD’nin en önemli rakibi ve düşmanı olan Sovyetlerin de atom bombası geliştirdiği ya da geliştirmekte olduğu yönünde duyumlar alınınca Oppenheimer’ın Rus ajanı olduğu ve atom bombasıyla ilgili bilgileri Sovyetlere sattığı gibi dedikodularla imajı zedelenmeye başlanmıştır. Bu süreçte Oppenheimer gayri resmi bir mahkeme aracılığıyla da yargılanmıştır. Bu yargılama esnasında hem bilim camiasına yayılan söylemlerle hem de kamuoyuna yansıtılan haberlerle Oppenheimer’ın “hain” olduğuna dair kanaat oluşması ve bu kanaat aracılığıyla da hem ABD’nin hegemonyasının sağlamlaştırılması hem de Sovyet karşıtlığına yönelik tutumun pekişmesine yönelik rıza üretilmeye çalışılmıştır.

    Böylece ilk etapta atom bombasının kahredici gücüne yönelik toplumun başat ideoloji bağlamında susması ve rıza göstermesi sağlanırken ikinci süreçte de Sovyetlere karşı yine Amerikan hegemonyasının korunmasına ve olası siyasi hareketlerin engellenmesine yönelik bir kabul oluşturulmuştur. Bu noktada resmî ideolojinin toplumsal kabulünü sağlayan medya ve kamusal kurumların bir ideolojik aygıt olarak çalıştıklarını görmekteyiz. Althusser’in ideolojik bir aygıt olarak ele aldığı medya ve resmî kurumlar, baskı aygıtlarının (ceza veren ve cezayı uygulayan kurumsal aygıtlar) devreye girmesine gerek kalmadan toplumsalın resmî ideolojiyi benimsemesine yönelik çalışmaktadır. Böylece filmin anlatısında hegemonyanın yüzergezerliğinin konjonktüre göre değişebildiğini, resmî ideolojinin devamlılığı için tam tersi yönde hareket ettirilebildiğini görüyoruz. 

    Stuart Hall (1994: 99), “güçlünün rıza ve meşruluğa dayanarak yönetmeye devam edebilmesinin araçlarından biri, tekil bir sınıfın ya da iktidar bloğunun çıkarlarının, çoğunluğun genel çıkarlarıyla aynı hizaya getirilebilmesi ya da eş değer kılınabilmesidir” der. Tarihsel süreç içinde ve hegemonya bağlamında Robert Oppenheimer bir biliminsanı olarak atom bombasının icadını gerçekleştirerek bu meşruluğun idamesini sağlamıştır. Ne zaman ki bu icat lanetlenmeye başlanmış ve resmî ideolojinin karşısında başka politik görüşler belirmiş o zaman da bu kez Oppenheimer’ın “ajan” ve “hain” olduğu söylemi üzerinden egemen gücün çıkarları çoğunluğun çıkarlarıyla aynı hizaya getirilmiştir.

    Bu bağlamda Oppenheimer filmi, anlatısıyla hegemonyanın toplumsal alanda nasıl işlediğine, değişen güç odaklarına ve ideolojik tutumlara yönelik rızanın üretilmesi çerçevesinde resmî ideolojinin nasıl çalıştığına dair bir nüve sunuyor. Toplumların kendi öykülerinin nasıl biçimleneceğini de aslında bu nüve belirliyor.

    Kaynakça

    Hall, S. (1994). “İdeolojinin Yeniden Keşfi: Medya Çalışmalarında Baskı Altında Tutulanın Geri Dönüşü” Mehmet Küçük (Der.) Medya İktidar İdeoloji. Ankara: Ark Yayınevi.

    Dünya R2 Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTürkiye Siyasetinin Cazibe Alanı: Geçmişten Bugüne Merkez Sağ
    Sonraki İçerik Amerikan Sivil Dininde Tanrı Egemenliği

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Bültenler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}