[voiserPlayer]
Asya’daki birçok devlet gibi Güney Kore de Orta Doğu bölgesindeki varlığını tahkim etme arayışında ve bu amaçla bölge ülkeleri ile münasebetlerini geliştirmeye çabalıyor. Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’ün Ocak ayında Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yaptığı dört günlük resmi ziyaret, bu çabanın son örneğini teşkil etti. Bu ziyaret, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin tesis edildiği 1980 yılından bu yana, görevdeki bir Güney Kore devlet başkanının BAE’ye gerçekleştirdiği ilk ziyaret olması açısından oldukça önemli. Ziyaret, Güney Koreli yetkililer tarafından, iki ülke arasındaki “stratejik ortaklığın” geliştirilmesine yönelik kararlılığın ifadesi olarak nitelendirildi. 14-17 Ocak tarihlerinde gerçekleşen ziyaretin gündemini, iki ülkenin “dört kilit alan” olarak nitelendirdiği enerji, nükleer enerji, yatırım ve savunma konuları oluşturdu.
İki ülke devlet başkanlarının 15 Ocak Pazar günü gerçekleştirdiği görüşme, geniş bir alanda çok sayıda ikili anlaşmanın imzalanmasına şahit oldu. Bu alanlar arasında, temiz enerji çerçevesinde hidrojen kullanımı, su kaynakları, uzay alanında iş birliği, ulaşım, mali konularda iş birliği, stratejik enerji ortaklığı, ham petrol depolama ile savunma ve havacılık alanları bulunuyor. İki ülkenin ilgili devlet kurumları arasında imzalanan anlaşmaların geniş kapsamı, tarafların münasebetlerini çeşitlendirerek geliştirme niyetlerinin bir göstergesi. BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid el-Nehyan ile görüşmesinin ardından Yoon Suk Yeol, 2011 yılından bu yana BAE’de görev yapan Güney Kore özel kuvvetler komutanlığına bağlı birliği ziyaret etti. 150 civarında askeri personelden oluşan birliğe bağlı askerlere hitaben bir konuşma da yapan Güney Kore devlet başkanı, “kardeş ülke” BAE’nin güvenliğinin Güney Kore’nin güvenliği olduğunu ifade etti. 2011’den bu yana 3000’e yakın Güney Koreli askeri personelin bu birlik dahilinde BAE’de görev yapmış olduğunu da ifade edelim.
Pazartesi günü ise Yoon Suk Yeol, Güney Kore’nin Körfez bölgesindeki en ciddi yatırımı olan Barakah nükleer enerji santralini ziyaret etti. Bir kamu şirketi olan Kore Elektrik Enerjisi Kurumu (Kepco) liderliğinde bir konsorsiyum tarafından inşa edilmekte olan Barakah nükleer enerji santrali, Güney Kore’nin ülke dışındaki ilk nükleer santral projesi olarak ülke yönetiminin özel önem verdiği bir yatırım. Aynı gün tertip edilen iş zirvesinde yaptığı konuşmada da misafir devlet başkanı, enerji konusuna kapsamlı bir yer ayırdı. Yoon Suk Yeol’e göre temiz enerji alanındaki iş birliği, iki ülkenin enerji güvenliğini artırmanın yanında küresel enerji piyasasının istikrarına da katkı sağlayacak. Aynı gün iki ülke yönetimi bu ziyarete dair ortak bir bildiri yayımladılar. İki ülke arasındaki münasebetleri, “özel stratejik ortaklık” şeklinde vasıflandıran bildiri, 14 ana başlık altında ikili ilişkilerin mevcut durumuna ve geleceğine dair iki ülkenin ortak tavır, anlayış ve beklentilerini ortaya koydu.
Güney Kore yönetiminin BAE ile ilişkilerini stratejik ortaklık seviyesine çıkarma iradesinin altında çok sayıda sebep yatıyor. Siyasi olarak, BAE yönetimi son dönemde Orta Doğu jeopolitiğinde oldukça dinamik bir dış politika icra ediyor. Körfez bölgesinin bu önemli bölgesel aktörü ile arasındaki münasebetler, Seul yönetimi açısından Orta Doğu’daki stratejik ağırlığını artırmanın ve bir anlamda dış politikasında bir Orta Doğu derinliği yaratmanın başlıca aracı olarak değerlendiriliyor. İkili ilişkilerin gelişim seyrini ise ekonomik beklentiler ve bu beklentiler temelinde geliştirilen ortaklıklar tayin ediyor. Ziyareti esnasında Yoon Suk Yeol’e yüzden fazla Güney Koreli iş insanının eşlik etmesi, Seul hükümetinin ekonomik iş birliklerine atfettiğini önemin bir emaresi. Güney Kore’nin Orta Doğu bölgesine ihracatında BAE, bölge ülkeleri arasında Türkiye’den sonra ikinci sırada geliyor. Bölgeden yapılan ithalatta ise BAE dördüncü sırada yer alıyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, 12 milyar dolar seviyesine yaklaşmış bulunuyor. Güney Kore ile Körfez İş Birliği Konseyi (KİK) arasında 2008 yılında başlayan serbest ticaret anlaşması (STA) müzakereleri ise halen devam ediyor.
Güney Kore, enerjide dışa bağımlı bir ülke ve petrolünün % 60’ını Orta Doğu bölgesinden ithal ediyor. Orta Doğu’dan ithal edilen petrolün ise yaklaşık % 17’sini BAE’den ithal ediyor. Güney Kore’nin artan enerji ihtiyacının kesintisiz ve sürdürülebilir şekilde devam etmesi noktasında da Abu Dabi yönetimi ile münasebetlerin geliştirilmesi önem arz ediyor. Yatırım ilişkileri de üzerinde hassasiyetle durulan bir alan. Örneğin, 2020 yılında Güney Koreli inşaat şirketlerinin dünyada aldığı ihalelerin yaklaşık % 30’u Orta Doğu pazarından gelmiş bulunuyor. Bu minvalde, Dubai’de bulunan ünlü Burç Halife binasını, Samsung’a bağlı bir yan şirketin ana yüklenici olduğu bir konsorsiyum inşa etmişti. Diğer taraftan, Güney Kore ekonomisine BAE merkezli finansal yatırım çekmek de oldukça önemli bir ekonomik hedef. Bu doğrultuda, Yoon Suk Yeol’ün ziyareti esnasında Abu Dabi yönetimi, Güney Kore ekonomisine 30 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı da taahhüt etti.
Güney Kore açısından BAE ile hızlı bir şekilde tesis edilen askeri ve güvenlik ilişkilerindeki ivmenin sürdürülmesi, diğer bir stratejik hedef. Ülkeden BAE’ye yönelik iki önemli sanayi ihracatı 2021 yılında gerçekleşti. Güney Kore savunma sanayi, Abu Dabi silahlı kuvvetlerine 3.5 milyar dolar değerindeki bir anlaşma çerçevesinde Cheongung-2 karadan havaya füze sistemleri ihraç etti. Yine aynı yıl, K-239 Chunmoo çok namlulu roketatar sistemlerinden 8 batarya da BAE silahlı kuvvetlerine teslim edildi. Güney Kore yönetimi, BAE’deki ve elbette tüm Orta Doğu savunma sanayi pazarındaki payını artırmak istiyor. BAE ile geliştirilen yakın güvenlik iş birliğinin Güney Kore’nin enerji güvenliğine katkı sağlayacağı düşüncesi, Seul hükümetinin bölgeye yaklaşımını tayin eden etkenlerden bir diğeri. 2021 yılında İran donanmasına bağlı birlikler, bir Güney Kore petrol tankerini zapt etmiş ve ancak dört ay sonra serbest bırakmıştı. Yoon Suk Yeol, ziyareti esnasında BAE’de konuşlu Güney Koreli askeri personele yaptığı konuşmada İran’ın bölgedeki faaliyetlerinden duyulan rahatsızlığı da dile getirdi.
Güney Kore’nin icra ettiği diplomatik açılımdan elbette BAE yönetiminin de kendi adına beklentileri bulunuyor. Siyasi olarak Abu Dabi yönetimi, kendi dış politikasında bir Asya derinliği teşkil etme çabasında. Örneğin BAE, Ekim 2021 tarihinde ABD, Hindistan ve İsrail ile birlikte I2U2 adı verilen gayri resmi bir çok taraflı oluşumun kurucu üyelerinden birisi oldu. BAE hükümeti, Asya jeopolitiğinde ortaklıklarını çeşitlendirme ve geliştirme perspektifi çerçevesinde Güney Kore ile münasebetlerini de ileriye taşıma arzusunda.
BAE ile Güney Kore arasındaki ticari ilişkiler, Abu Dabi yönetiminin beklentilerinden uzak durumda. 2021 yılı verilerine göre BAE’den Güney Kore’ye yönelik ihracat hacmi, Vietnam, Tayland, Bangladeş gibi çok sayıda diğer Asya ülkelerine yapılan ihracatın gerisinde. BAE’nin Asya’daki ithalat ortakları arasında ise Güney Kore ancak altıncı sırada yer alıyor. Ticari ilişkilerdeki bu görece zayıflığa rağmen BAE yönetimi, Seul ile arasındaki enerji ilişkilerinin gelişmesinden oldukça memnun. Güney Kore, BAE’nin petrol ihracatında kayda değer bir Asya pazarı. Enerji ilişkilerinin dayanak noktasını ise Güney Kore’nin BAE’de inşa etmekte olduğu 20 milyar dolarlık Barakah nükleer enerji santrali projesi teşkil ediyor. Bu projenin, tamamlandığında BAE’nin enerji ihtiyacının dörtte birini tek başına karşılayacağı öngörülüyor. Son olarak, Abu Dabi yönetimi tarafından Güney Kore savunma sanayinin, özellikle hava savunma sistemleri noktasında, oldukça önemli bir alternatif tedarik pazarı olarak değerlendirildiğini de belirtelim.
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’ün son BAE ziyareti, Seul yönetiminin Orta Doğu’da mevcut ilişkilerini ve ortaklıklarını geliştirmeye yönelik daha aktif bir diplomasi izleyeceğinin işareti. Asya’daki diğer birçok devlet gibi, Güney Kore de Orta Doğu’ya yönelik bir diplomatik açılım stratejisi takip ediyor ve bu açılım BAE örneğinde görüldüğü gibi bölge ülkelerinde hevesli bir karşılık buluyor.
Fotoğraf: Louie Nicolo Nimor