Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Ekonominin Üstündeki Perde: Asgari Ücret
    Yazılar

    Ekonominin Üstündeki Perde: Asgari Ücret

    Cem Özen25 Aralık 20244 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Asgari ücret eskiden Asgari Ücret Belirleme Komisyonu çalışmalarına başladığında gündem olurdu. Çok sayıda insanın doğrudan maaşını belirleyen bir kriter olduğu için kamuoyunun dikkatle takip etmesi normal karşılanabilir. Ekonominin içinde bulunduğu durum ve enflasyon da düşünüldüğünde gündemde bu kadar yer etmesi elbette sürpriz değil.

    2025 için ise herkesin haberini beklediği asgari ücret %30 artışla 22.104 TL olarak belirlendi.

    Türkiye’de asgari ücret artık sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda siyasi bir şovun temel unsuru. Ancak şu soruyu sormanın zamanı gelmedi mi: Biz neden ülkenin “en düşük” ücretini konuşmaktan başka bir şey yapamıyoruz? Türkiye’nin ekonomik vizyonu bu kadar mı sığ?

    Türkiye’nin Ücreti: Asgari Ücret

    Türkiye’de çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret alıyor. Bunda vergi ve sosyal güvenlik primlerini azaltmak için çalışanların maaşlarının reel ödemeden düşük gösterilmesinin de payı var. Bu payın tam ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Bu durum gelişmiş ülkelerde görebileceğiniz bir durum değil. O ülkelerde asgari ücret, yalnızca en alt gelir grubunu kapsarken Türkiye’de neredeyse “norm ücret” haline geldi. Bu tablo bir başarı değil, aksine devletin ekonomik beceriksizliğinin bir göstergesi. Ama kimse bu gerçeği kabul etmek istemiyor!

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra asgari ücret artışları hep “göz boyama” düzeyinde tutuldu. Hükümet özel sektörün sırtına yüklenerek, kendi eliyle popülist bir gösteri yaptı. Bunun en acı tarafı mı? İnsanlar bu oyunlara hâlâ inanıyor. Oysa bu sahte zamların sonucunda ne oluyor? İşçilerin refahı birkaç ay süren yapay bir artış gösteriyor, ardından her şey eskiye dönüyor. Ancak bu döngüyü kırmak yerine herkes sıradaki “zam” masalını bekliyor.

    Asgari Ücret: Bir Popülizm Şöleni

    Türkiye’nin siyaseti artık “at pazarlığı” yapar gibi yürüyor. Seçim yaklaştıkça emekli olmak isteyenler, işçiler, zam bekleyenler, af bekleyenler organize olup devlete şantaj yapıyor. Hükümet ise onları susturmak için her seferinde daha fazla taviz veriyor. Asgari ücret zammı da bu pazarlığın bir parçası. Ancak asıl soru şu: Bu zamlar işçilerin gerçek refahını ne kadar artırıyor? Cevap: Hiç!

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden bu yana asgari ücret her zaman enflasyonun üzerinde artırıldı. Bu maaş artışları yalnızca enflasyonu tetikliyor ve bir sonraki zam döneminde işçilerin cebinden daha fazlasını çalıyor. Ama kimse bunu konuşmak istemiyor. Çünkü bu acı gerçek hem siyasetçilerin hem de “vicdan popülizmi” yapanların işine gelmiyor. “Bu maaşla nasıl geçinilir?” gibi ağlak sloganların arkasına saklanıp ekonomik sistemin asıl çöküşüne gözlerini kapatıyorlar.

    Devlet 5 milyondan fazla memuru istihdam ediyor. Bunun yanına EYT’nin de eklenmesiyle 15 milyon emeklimiz oldu. Çalışanların yarısına yakınının maaşını da devlet asgari ücret ile belirliyor. Dolayısıyla devlet, vatandaşların ezici çoğunluğunun maaşını ya doğrudan belirliyor ya da etkiliyor. Serbest piyasa ekonomisi olarak tanımlanabilecek bir ekonomide bu durum ekonominin ana belirleyici gücünün devlet olduğunu bize kanıtlıyor. Böyle bir ekonomide aktörler çalışmak ve üretmek yerine lobi yaparak devlet üzerinden rant sağlamaya teşvik ediliyor.

    Bunun yanında yaratılan bir vicdancılık da var. “Bu maaşla nasıl geçinilir?” kisvesi altında dayatılan popülizm, milyonlarca çalışanın devletin ağzına bakmasına neden olan köleliği açıklamıyor. Devletin maaşları belirlemesi hakim siyasi atmosfer için gayet doğal karşılanıyor. Ekonominin verimliliği ağlak siyasetçilerin içi boş popülist söylemlerine kurban ediliyor.

    Asgari Ücret Yol Haritası

    Gerçekçi olalım: İdeal bir ekonomide asgari ücret diye bir şey olmamalı. Evet, bu fikir bazı ekonomistlerin uykularını kaçırabilir ama gerçekler ortada. Danimarka, Finlandiya, İtalya gibi ülkelerde standart bir asgari ücret yok. Ve bu ülkeler çalışanın hakkını daha mı az koruyor? Elbette hayır!

    Türkiye’nin de artık bu gerçeği anlaması gerekiyor. Eğer asgari ücret olacaksa, bu ücret piyasa şartlarını zorlamayacak kadar düşük olmalı. Ama bugünkü ekonomik tabloda yapılması gereken en cesur adım, asgari ücrete zam yapmayı tamamen bırakmaktır. Evet, bu kulağa radikal gelebilir ama bu döngüden çıkışın başka bir yolu yok.

    Türkiye’nin gelir dağılımındaki uçurum düşünüldüğünde, ülke genelinde sabit bir asgari ücret uygulaması zaten mantıksız. Bingöl’deki bir işçinin ihtiyaçları ile İstanbul’daki bir işçinin ihtiyaçları aynı mı? Peki neden maaşlar aynı? Çünkü bu sistem verimliliği değil, tembelliği ödüllendiriyor.


    Türkiye’nin asgari ücret seviyesini konuşmayı bırakıp neden bu kadar asgari ücret odaklı bir maaş sistemi olduğunu tartışması gerekiyor. Ekonomik gerçekler popülist söylemlerin yerini almadığı sürece, bu ülke verimsizlikten, yüksek enflasyondan ve düşük ücret sarmalından kurtulamaz. Ama belki de gerçek soru şu: Bu popülizmden beslenen siyasi ve ekonomik düzen değişmeyi gerçekten istiyor mu? Yoksa bu döngü, herkesin işine mi geliyor?

    Ekonomi L2
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAlmanya’da Hükümet Neden Çöktü? | Çerçeve S3 #57
    Sonraki İçerik Bir Yeni Yıl Yazısı: Zaman Geçiyor, Bizi Neler Bekliyor?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}