Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Dünden Yarına Boğaziçi Üniversitesi Buluşması
    Yazılar

    Dünden Yarına Boğaziçi Üniversitesi Buluşması

    Esra Ece Kutlu3 Ekim 20246 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Güneş; yüzünü tam göstermese de, erken saatlerde yine de İstanbul’u sarıp sarmalamış, kenti sıcak akşamlarından birine hazırlamıştı. Sıcak ve serin arası bir tatlığı vardı havanın.

    Sokakların ışıkları yeni yeni yanıyor, yarı aydınlık ve taze çöken loşluk, şehri olduğundan da güzel ve de çekici kılıyordu.

    Tıpkı dışarıdaki hava gibi, Cemal Reşit Rey Konser Salonu da tatlı bir telaş içindeydi. 25 Eylül akşamında salonu, fuayede alanını, düşen iğnenin bulunamayacağı yoğunlukta, birbirinden şık kadın ve erkekler doldurmuştu.

    53. Yaşı ve Boğaziçi Üniversitesi

    “Boğaziçi Üniversitesi de benim gibi 53 yaşında” diye başladı, kendi mezunu olduğu okulun yeni yaşını kutlarken sunucu Julide Ateş. Üniversitenin tarihçesinden, kendi öğrencilik dönemini de anlattığı kısa giriş konuşması sırasındaki siyahlar içindeki şıklığından ve zarafetinden bahsetmeye lüzum dahi görmüyorum güzel sunucunun. Ayrıca yaşını hiç göstermediğini de söylemeden geçemem sevgili Ateş’in.

    Detaylara girmeden önce kendileri de Boğaziçi mezunlarından olan, açılışta ve törenin ortalarında tekrar sahne alan, kulaklarımızı şenlendiren, ruhlarımızı okşayan flüt dinletisinin üstatlarına da teşekkür edip Boğaziçi mezunları ve akademisyenlerince düzenlenen “Dünden Yarına Boğaziçi Buluşmaları”na kaldığımız yerden devam ederek gecemize dönebiliriz.

    “Kapının Arkasında Direnmek”

    Açılışı, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı: “Boğaziçi, dünyada kabul gören başarılarıyla ülkemizi temsil ederken, mezunları da içeride dışarıda gerek yönetim gerekse de hayatın her alanında göğsümüzü de kabartmaktadır.” Boğaziçi Üniversitesi ile ortak yürüttükleri projelerden de bahsettik sonra: “Boğaziçi Direnişi, direnişe gidilme sebepleri, üniversitenin/öğrencilerin cezalandırılması, hocaların dahi içeri alınmaması, liyakat dışı kadrolaşılması… Matematik Bilimleri’nin, Mithat Alan Film Merkezi’nin kapatılışı tüm şehre de cezadır” sözleri sonrasında İmamoğlu; “Boğaziçi Direnişi benim çok iyi anladığım bir durum. Göreve geldiğim andan beri benim de yaşadığım şey. Kapının arkasında bir direnişi, siz gibi ben de yaşamaktayım. İstanbul halkı cezalandırılıyor, başarıya ulaşamayacaklar ama. Kime mi güveniyorum, vallahi kendime güveniyorum.” sözlerini sarf etti.

    “Direnişinizi takdirle takip ediyor, kararlılığınızı hayranlıkla izliyorum” diyerek, kendi direniş biçimi ve Boğaziçi Direnişi’nin benzerliklerini öne çıkardığı konuşmasını sonlandırdı İmamoğlu.

    Bir süre koltuğundan konuşmaları dinledikten sonra, sahnede de belirttiği gibi, ev sahibi olduğu başka bir etkinlik için alkışlar arasında salondan ayrıldı Ekrem Başkan. Giderken de yine salondaki bütün akademisyenlerle tek tek tokalaştı ve salona el salladı.

    “Elitist Değiliz, Elit Yetiştiriyoruz!”

    Boğaziçi hocalığının yanında, 1992-2000 yılları arasında rektörlüğünü de yapmış olan Emeritus Prof. Dr. Üstün Ergüder konuşmasında, Boğaziçi Üniversitesi’nin kuruluşundan beri üniversiteyle özdeşleşen değerleri vurguladıktan sonra iyi bir kamu üniversitesine dönüşürken gelinen zorlu süreci, akademik özerklik için verilen mücadeleyi anlatıp sözlerini, “Biz elitist değiliz, elitler yetiştiriyoruz” şeklinde noktaladı.

    Ardından farklı dönemlerden mezunların, bölüm kurucusu hocaların ve yakın dönem mezun öğrencilerin konuşmalarına geçildi. Moderatörlüğünü Dr. Canan Aratemür Çimen’in üstlendiği panelde; Mehmet Yaltır, Dr. Erkut Yücaoğlu, Tijen Mergen, Naci Başerdem, Prof. Dr. Çiğdem Kafesçioğlu ve oyuncu Selen Uçer yer aldı.

    Gece boyu yapılan konuşmalarda iyi bir üniversite olabilmenin ön koşulunun akademik özerklik olduğu; ülkenin her köşesinden, her kökenden öğrenciyi içlerinde barındırdıkları; farklılıkların zenginlik olduğu ve “birlikte yaşama” kültürünü temel aldıkları belirtilirken, toplumsal sorunlara duyarlı oldukları konusunda ise depremden Soma felaketine, kent çalışmalarından eğitim projelerine kadar yer aldıkları geniş yelpazeden dem vuruldu.

    Ayrıca, “Boğaziçi Üniversitesi’ni ‘iyi’ bir üniversite yapan değerler son 2,5 yıldır yapılan atamalar ve uygulanan baskıların tehdidi altındadır. Ortaya çıkan kamu zararı sadece Boğaziçi Üniversitesi’ne özgü değil, Türkiye’nin tüm yüksek öğrenin kurumlarını ve gençlerin geleceğini tehdit etmektedir” denilirken de ülkenin eğitim sisteminin ve göz kamaştıran üniversitelerin nasıl içlerinin boşaltıldığı, karanlık ellerce yutulmaya çalışıldığı da resmedilmiş oldu.

    Üniversite bileşenlerinin her türlü hukuksuzluğa karşı davalarla adalet arayışına tüm gücüyle devam etmekte olduklarını vurguladılar. Mücadelelerinin en önemli motivasyonunun da iyi bir kamu üniversitesi olma hayallerinden vazgeçmemeleri olduğunu belirttiler. Yapılan konuşmaların hepsindeki ortak temalar bu şekildeydi.

    “Ülkemizin yükseköğretim sistemini evrensel değerlere taşımak için yılmadan, bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden çalışacağız. Yıllar içinde oluşmuş kültürden beslenmiş mezunlar ile evrensel düzeyde kamu yararı sağlamaya devam edeceğiz“ sözleriyle, bu buluşma gecesinden yansıyan Boğaziçililerin mücadele azmini özetlemek mümkün.

    İlkeleriyle Özdeşleşiyorlar

    Panelistlerin kendi dönemleri ve öğrencilik süreçleriyle ilgili yaptıkları konuşmalarda Boğaziçi’nin; aslında son derece tutarlılığa sahip bir kurum olduğu; üniversite olarak demokratik yapıyı, çağdaş ve aydınlanmacı eğitimi benimsedikleri; öğrencileri, öğrenci kulüpleri ve akademisyenleri ile de çeşitliği içlerinde barındırdıkları önemli değerler olarak öne çıkıyordu. Bu değerler anlatılarının içindeki minik anekdotlarla da kendini gösteriyordu.

    “Taşradan gelen bir kızdım, eğitime ve her şeye açtım; bütün öğrenci kulüplerine de üye olmuştum” sözleriyle başladı konuşmasına Tijen Mergen. O dönem, “Folklor kulübü, Maocuların yoğun olduğu durumdaydı lakin kimsenin folklor oynaması, kulübe katılması yasak değildi” dedi. Bir anısını anlattıktan sonra ise çoğulculuğun ve okuldaki demokratik yapının altını çizdi Mergen.

    Yine bir başka panelist; “Atatürk İlkelerinin, Cumhuriyet değerlerinin en iyi yaşatıldığı üniversitedir” diye tarif etti okulunu.  

    Robert Koleji’nin son öğrenci temsilcisi olan Mehmet Yaltır; kamu üniversitesine dönüşme sürecinde okullarının adının “Atatürk Üniversitesi” olmasını teklif ettiklerini söylerken (salonun arka sıralarından uğultu ve hafif gülüşmeler de olmadı değil) geçiş dönemine dair öğrenciliğini de kapsayan süreci anlattı.

    “Fizikle alakam olmamasına rağmen Fizik Bölümü’nün öğrencisiydim, vaktimin çoğunluğu ise Boğaziçi Oyuncuları’nda geçerdi. O dönemdeki atölye arkadaşım, Fen Lisesi’nden gelme, yönetmen Emin Alper’di. Boğaziçi Oyuncuları’ndan; Haldun Dormenler, Nevra Serezliler kimler çıkmadı ki” derken ön sıralardan bir ses, “Oya Başak da vardı. Ben de oradan yetiştim” diye hoş bir anımsatma yaptı Oya Başak ve sahnede konuşan oyuncu Selen Uçer’in konuşmasına sıcaklık kattı.

    Kuşku götürmez ki Boğaziçi; ekonomi, siyaset, iş dünyası haricinde, sanat ve kültür dünyamıza da eşsiz katkılarıyla hayatımızın her alanına nüfuz etmiş.

    Salondan Notlar

    Boğaziçi Direnişi’ne verdikleri ödüllerle destek olan; aralarında Hrant Dink Vakfı, İnsan Hakları Derneği, Türk Tabipler Birliği, Halkevleri gibi ona yakın saygın kuruma plaketler verildi. Destekçiler adına “Tema Vakfı’nın Manisa Hatıra Ormanı”na ağaç bağışları da yapılmıştı.

    Pen Yazarlar Derneği “Duygu Asena Ödülü”nün kazanını da Boğaziçi Direnişi’ydi. Pen adına ödül konuşmasını Zeynep Oral yaptı.

    Salonun sol tarafından Boğaziçi Direnişi’yle sembolleşen “Kabul Etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” sloganları yükseldi. Hınca hınç dolu salon, kısa süreliğine de olsa mutlu oldu.

    Oradaki sloganlar bitmişti ki benim olduğum bölümde, arka sıralardan ileri yaşlarda bir beyefendi aynı sloganları attı; oldukça gür sesle ve ayakta… Lakin sesine ses katan olmadı ne yazıktır ki…

    Tüm bunlar yaşanırken panelistler içinde üniversite mezunları derneğinden (BÜMED) bir konuşmacının söylediği, “Direnişin başarıya ulaşabilmesi  için biz mezunların da daha fazla desteğini sunması lazım, bizler de yalnız bırakıyoruz” minvalindeki sitem ve temenni dolu sözleri kulaklarımda yeniden çınladı.

    Evet, kamuoyu ve ülke olarak yoğunuz, yorgunuz; her an başka bir yana dönmek, bölünmek, başkaca alanlarda da mücadele etmek zorundayız, buna da kabul.

    Lakin ben bu yazıyı noktaladığım sırada akademisyenlerin rektörlüğe sırtlarını dönmesinin 1367. gününe ulaşılmış; Melih Bulu’dan Naci İnci’ye ikinci kez hukuksuz rektör atanmasının 1130. gününe varılmış; çoğu mezunun, öğrencinin ve akademisyenin dahi okula sokulmadığı ülkenin en uzun soluklu direnişine sırt dönme, kulaklarımızı tıkama lüksümüzün olmadığı düşüncesindeyim.

    Kaldı ki bu derece hayatımızın her alanına yayılmış mezunlara, öte yandan da eğitimin kalitesini yükseltmek için direnen akademisyenlere kulak kabartmak, onların seslerini görünür kılmak ve mücadelelerini de sahiplenmek zorundayız.

    Aksi halde salonda yalnızlaşan beyefendi gibi, bir noktada sesleri tamamen duyulmaz kılınacak. Dahası, birbirimizden habersiz belki aynı amaçlar için direnirken seslerimizi duyamayacak, enerjimizi de yitirir konuma geleceğiz.

    Acaba, tam da üniversitenin/üniversitelerin aydınlığının üstüne çöreklenenler bundan güç alıp ellerini her seferinde daha da yükseltiyor olamazlar mı? Havasından suyuna, kadınından çocuğuna, sokak canlılarına, Lgbti+’lardan etnik tüm kimliklere toptan savaş açanlar; hayatın içinde derin yarıklar açarak, birbirimizi göremez, duyamaz, yorgun ve yalnız olmamızı mı umut etmekteler? Tüm bunlardan mı beslenmekteler diye düşünmeden edemiyorum.

    Yazıyı noktalarken kendisi de Boğaziçi Direnişi’nin sembol isimlerinden olan, hukuki davalarla iki kez görevine iade edilen ama üçüncü keredir görevinden uzaklaştırılan (442. gün) sevgili Can Candan hocama, foto galerisini bana açtığı için ayrıca teşekkür ederim.

    R1
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikYetenekli Bay Adams | Çavuşesku’nun Termometresi | #218
    Sonraki İçerik Avrupa Gündemi: Avusturya’da Aşırı Sağ’ın Zaferi, Gürcistan’da LGBTİ+ Karşıtı Yasa

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Gençlerin Sandıktan Uzaklaştığı Türkiye: Seçime Katılım Düşerken Umut Nerede?

    21 Mayıs 2025 Deniz Gün Eraslan
    Yazılar

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Erdal Kesin
    Röportajlar

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Gençlerin Sandıktan Uzaklaştığı Türkiye: Seçime Katılım Düşerken Umut Nerede?

    21 Mayıs 2025 Yazılar Deniz Gün Eraslan

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Röportajlar Daktilo1984

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}