Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Deplasmanda Oynamak: Bir Mahkûmiyet Günlüğü
    Yazılar

    Deplasmanda Oynamak: Bir Mahkûmiyet Günlüğü

    Barış Ertürk11 Haziran 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Geçtiğimiz günlerde, başta bir oyun yayıncısı olmak üzere, sosyal medyada kendi kitlesini oluşturmuş belirli hesapların siyaseten el yükseltmelerine şahit olduk. Ekrem İmamoğlu’nun Rize ziyaretiyle başlayan süreç önce Canan Kaftancıoğlu’nun mültecilerle ilgili sözlerine oradan da Aynur Doğan’ın konseriyle ilgili tartışmalara sıçradı. Bahsettiğimiz sosyal medya profilleri, herhangi bir tartışma zemini kurmaktan ziyade bilhassa ad hominem ve ağır suçlamalarla tartışmayı boğmaya çalıştı. İnsanların bir anda PKK’lı ya da yabancı devlet ajanı ilan edilebildiği, küfürlere maruz kaldığı, vatanseverlikten sınıfta bırakıldığı tartışmalar yaşandı. Çok kızgın olma, “kelle alma”, bağırma, çağırma, gerçek muhalifliğin göstergesi olarak lanse edildi. Bu arkadaşların görüş ve tespitlerine katılmamayı geçelim, eleştirilerini onların perspektifi ve tonundan yapmayan kişiler dahi hain ilan edildi. İşin ilginci, bunlara maruz kalanlar yaşadığımız sorunların müsebbibi AKP’li siyasiler ve gazeteciler değil, muhalif aktör ve partilerdi. Bu sürecin devamında açılan bir sesli sohbet odasında 30 bini aşkın kişi canlı olarak bu arkadaşları dinledi. Daha önemlisi birçok ünlü şahsiyet odaya katılım göstererek bu arkadaşların meşruluğunu pekiştirmişti.

    Peki bu ani çıkışın, ses getirebilme kabiliyetinin, birçok gazeteci ve siyasi tarafından direkt olarak muhatap kabul edilebilmelerinin sebebi neydi? Bunun sebebi, AKP’nin sistemik bir şekilde muhalefeti “kamusal” alandan (ve medya gibi türevlerinden) dışlaması, dijital araç ve mecralara sıkıştırmayı başarmasaydı. Örneğin, bu süreçte Twitter insanların sağlıklı ve güvenilir haber alabilmeyi umduğu, güvenin tamamen kaybolduğu medya ve gazetelere alternatif görüşlerin okunduğu, insanların kendini az çok dünya ile entegre hissedebildiği alternatif bir kamusal alan olarak öne çıktı. Youtube’un yaptığı yatırımlar ile yayıncılık sektörü için bir alternatif oluşturması, Youtube-Twitter hattının Türkiye için kendi gündemi ve tarzı olan alternatif bir kamusal alan olarak öne çıkmasını sağladı. Yer yer kriminalize edilerek, yer yer finansal olarak yaptırımlara maruz kalarak sıkışan muhalif siyasetçi, gazeteci ve entelektüeller bu alternatif alana yığıldı. Bir diğer ifadeyle AKP eliyle bilinçli olarak bu alana mahkûm edildi.

    Normalde siyasi olarak bir ağırlığı ve etkisi olmasını beklemeyeceğimiz bu arkadaşların bir güce ve kısmen meşruiyete kavuşması tam da bu aşamada gerçekleşti. Zira, her mecranın kendine has dinamikleri, kendi kuralları ve kendi starları vardı. Bu bağlamda, muhalefet (gazetecileriyle, ileri gelenleriyle, vekilleriyle, kurumlarıyla) artık deplasmandaydı. Başlangıçta az maliyetli ve kolay erişilebilir bir kamusal alan olarak yığıldığımız bu ortamda oyunun kurallarını öğrenmek ya da bunlarla mücadele etmek kolay değildi. Normal şartlarda bir “alternatif” olarak yükselmiş olması gereken sosyal medya ve dijital mecralar, her türlü siyasi hesaplaşmanın, fikirsel tartışmanın, etki teşebbüsünün ve çıkar çatışmalarının merkezi haline geldi. Diğer yandan, siyasi bir derinliği olsun ya da olmasın, farklı alanlarda bu alanın dinamiklerini çözmüş ve yerini sağlamlaştırmış kişiler, bu yeni kamusal alanın ev sahibi konumunda kaldı. Zemini, tribünü, atmosferi ve sahayı çok iyi bilen ev sahibi, deplasmanda kalan muhalif aktörleri afallatmayı başarmıştı. 

    Bu durum, bir karşılıklı bağımlılık ilişkisi başlattı. Artık bu kitlelerin siyasi görüşleri, aptal ya da zekice fikirleri, öncelikleri ya da önemsemedikleri, tercihleri ya da nefretleri muhalif siyasetin bir dinamiği haline geldi. Zira, muhalefet artık deplasmandaydı ve “ev sahibinin” çelişkileri ve kaprisleri muhalefetin sınırlayıcı bir öznesi olacaktı. Örneğin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Jahrein” mahlaslı yayıncı ile canlı yayın yapması bu mahkumiyetin bir sonucuduydu. Zira, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gençlere hızlı ve etkili şekilde ulaşmasının mümkün olduğu nadir alanlardan biri, bu mecra idi. Siyaseten sorumsuz, başarısızlık halinde kaybedeceği şeyler sınırlı kişiler ile yüzlerce dinamiği aynı anda yönetmeye çalışan (haliyle bunlar tarafından sınırlanan) bir siyasi parti liderinin “kavgasında” elbette ilkinin cüreti çok daha fazla olacaktı.

    İşin önümüzdeki yazılarda daha detaylı tartışmayı umduğum bir boyutuna da kısaca değinmek isterim. Bu olaylar yaşandığında hepimizin kafasında belirli sorular oluştu: Şu sıralar artarak devam eden muhalefeti AKP ile eşitleme, sorunların ortak sorumlusu olarak damgalama ve seçimin şu şartlarda hayatımızda bir şeyi değiştirmeyeceğini ilan etme girişimleri organize bir planın parçası mıydı? AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın adını neredeyse ağzına almadan tamamen muhalefet ile hesaplaşma girişimleri normal mi? Ortada bir operasyon mu var? “Operasyon” kavramını tanımlama şekliniz cevabınızı şekillendirebilir.

    Bir başka ifadeyle, ortada materyal bir ilişkinin ya da kişisel farkındalığın olmaması, bu arkadaşların AKP tarafından kullanılıyor olma ihtimalini boşa düşürmez. Belki de operasyonun maşası, bu arkadaşların kendi algı kapasitelerinin düşüklüğü, neden-sonuç ilişkileri kurmadaki zaafları, kırılgan egolarının ve sorumsuzca geçirdikleri öfke nöbetlerinin ta kendisidir. Belki de bu arkadaşların bu özelliklerini bilen bazı iktidar bileşenleri, bu yönlerini tetikleyerek muhalefeti olabildiğince boğacak/yoracak yemler atmaktadır. Zira, AKP (ilmek ilmek işleyerek ve türlü hukuksuzluklarla) muhalefeti bu alana mahkûm etmiştir. Bu “kamusal alanda” muhalefet, ev sahibinin bizzat muhatabı ve davranışlarının (olumlu ya da olumsuz) sonuçlarının bir bileşenidir.

    Adet olduğu üzere yazıyı bir sonuçtan çok bir soruyla bitirmek isterim. Bahsettiğim bu deplasmanda alınan darbeler ve yıpranmalar bir anlam ifade etmekte midir? Ekonominin her geçen gün kötüleştiği, tarihin en ağır krizlerinden birini yaşadığımız bu ortamda sosyal medyadaki belirli tartışmalar ya da kişilerin çıkışları halkta karşılık bulmakta mıdır? Bu kişilerin tartışmanın zeminini ve kurallarını belirli bir perspektife çekme (ve hatta zaman zaman yok etme) girişimleri dikkate almaya değer mi? Bu soruların cevabını önümüzdeki süreç bizlere gösterecek. Bildiğim tek şey, AKP’nin bizleri sıkıştırdığı bu alanda birbirimizle kavga etmek, Recep Tayyip Erdoğan’a keyifle izleyeceği bir kafes dövüşü sunmaktan başka bir işe yaramayacak.

    Fotoğraf: Thomas Serer

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTürkiye ve Dünya
    Sonraki İçerik Avrupa’da Dün ve Bugünün Büyük Takımları | Mayhoş Muhabbetler #14

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}