28 Eylül günü, 2015 yılında BM tarafından ilan edilen Uluslararası Bilgiye Evrensel Erişim Günü (IDUAI) olarak biliniyor. Bilgiye erişim hakkı tüm demokratik süreçlerin ve toplumların temelinde yer almaktadır. Bu alandaki her türlü engel, gazetecilerin çalışmalarını ve toplumun bilgi ve habere erişim hakkını doğrudan etkilemektedir. Bu hakka yönelik ihlallerin medya özgürlüğü açısından belgelenmesi, bu kavrama dikkat çekerek şeffaflığa ve medya özgürlüğüne katkıda bulunur.
UNESCO’ya göre bilgi edinme özgürlüğü dünya çapında 140’tan fazla ülke ve bölgede resmi koruma altındadır. Buna ek olarak Avrupa’da, kıta genelinde mevcut düzinelerce ulusal mevzuat ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ve Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın 15. maddesi de dahil olmak üzere türlü anlaşmalar yoluyla bilgiye erişimi koruyan ek sözleşmeler bulunmaktadır.
Bu hak ayrıca 2015 yılından bu yana her yıl 28 Eylül tarihinde Uluslararası Bilgiye Evrensel Erişim Günü (IDUAI) olarak kutlanmaktadır. Yurttaşların doğru, güvenilir ve ilgili bilgilere zamanında erişmesi ve bu bilgileri alması korunan bir hak olmakla birlikte, hükümetler ve kamu yetkilileri çeşitli koşullar altında bu süreçleri engellemiştir.
Bilgiye erişim, nitelikli ve araştırmacı gazeteciliğin temelinde yer alır. Gazetecilik alanında bilgiye erişim çeşitli şekillerde engellenmekte, gazetecilik faaliyeti zorlaştırılmaktadır. Bu yöntemlerden bir tanesi, hükümet ya da kamu yetkililerinin yasalarla koruma altında bulunan “Bilgi Edinme Özgürlüğü” (Freedom of Information) taleplerine yanıt vermeyi geciktirmesi ya da yanıt vermemesi veya bu taleplere ilgisiz bilgilerle yanıt vermesidir. Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) izleme veritabanı Mapping Media Freedom (MapMF), Ocak 2023’ten bu yana bu alanda 13 ihlal kaydetti. Ayrıca az sayıda raporlanan vakaya ek olarak önemli sayıda bildirilmemiş ihlal olduğundan da şüphelenmekteyiz.
Bilgiye Erişimin Önündeki Engeller
Ancak, bilgiye erişimin engellenmesi yalnızca Bilgi Edinme Hakkı davaları ile sınırlı kalmıyor. MapMF, Ocak 2023’ten bu yana bilgiye erişimin engellendiği ve gazetecilerin basın toplantıları sırasında bilgi taleplerinin veya sorularının reddedildiği ya da yanıtsız kaldığı 76 vaka kaydetti. Gazetecilerin bilgiye erişimi, medya çalışanlarının keyfi olarak akreditasyonlarının reddedilmesi, haber mahaline erişimlerinin engellenmesi veya haber yapmalarının önlenmesi durumlarında da kısıtlanmaktadır.
MapMF Ocak 2023’ten bu yana bu türden 190 vaka kaydetmiştir. Kamunun bilgiye erişimi, engellenen haber siteleri veya sosyal medya hesapları da dahil olmak üzere gazetecilik içeriğinin dağıtımı engellendiğinde de kısıtlanmaktadır. MapMF Ocak 2023’ten bu yana benzeri 50 vaka kaydetmiştir.
Şubat 2023’te Türkiye’de meydana gelen yıkıcı depremler kentleri enkaza çevirdiğinde ve dünyanın dört bir yanından acil yardım ekipleri yerel arama-kurtarma ve yardım çalışmalarına destek vermek üzere bölgeye sevk edildiğinde, gazeteciler de son gelişmeleri aktarmak üzere bu ekiplere katıldı. Ancak MapMF’ye bildirilen en az dokuz vakada, gazetecilerin haber alanlarına erişimleri çeşitli nedenlerle engellenmiş, medyanın haberleri aktarması ve toplumun haber ve bilgilere sıfır noktasından erişim hakkı kısıtlanmıştır.
Benzer şekilde Arnavutluk’ta sekiz vakada, gazetecilerin kamu yararını ilgilendiren seçimler, meclis oturumları, belediye meclisi toplantıları ile ilgili haber yapmaları keyfi olarak engellenmiştir. Bir diğer örnek olarak Sırbistan’da da, en az beş farklı olayda, gazetecilerin kamu katılımına açık olması gereken belediye süreçleri gibi resmi etkinlikleri takip etmeleri engellenmiştir. Bulgaristan Maliye Bakanlığı Haziran 2023’te öncelikle bir basın toplantısı öncesinde bir gazetecinin girişine izin vermemiş, daha sonra da basın toplantıları için yeni akreditasyon kuralları getirerek yine bilgiye erişimi engellemiştir.
Cevaplanmayan bilgi taleplerine bir örnek de Macaristan’da gerçekleşti. Araştırmacı bir yayın organı olan Átlátszó, “Öğrenci Kredi Merkezi” tarafından yapılan yüksek fiyatlı sözleşmelerle ilgili bir haber üzerinde çalışmaya başladığında, bilgi taleplerine uzun süre hiçbir yanıt alamadı. Benzer pek çok örnekten farklı olarak, yayın bu sessizliğe karşı gerekli yasal adımları atmış ve kamu şirketine karşı bilgi edinme hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle dava açmıştır.
Çeşitli ülkelerde bu durum pek çok kez deneyimlenmiştir. Küresel olarak kamu kurumlarının çeşitli nedenlerle kamu yararına hizmet edecek bilgileri açıklamamaya çalıştığını görmek alışılmadık bir durum değildir.
İhlallere İlişkin Raporlama
Macaristan’daki koşullar bağımsız medya veya gazetecilerin lehine olmasa da, Átlátszó soruşturmasını yürütmüş ve kamu yararına olduğu düşünülen bilgilerin peşine düşmek için sahip oldukları yasal hakları takip etmiştir. Budapeşte Büyükşehir Mahkemesi’nde görülen bu dava, bilgi edinme hakkının uygulanması açısından takdir topladı; ancak her dava aynı cesaret verici sonuçla nihayete ermiyor.
Gazetecilerin açısından değerlendirildiğinde, dünya çapında 100’den fazla ülkede bilgi edinme hakkını tanıyan bir mevzuat bulunmasına rağmen, bilgiye erişimde yaşanan zorluklar bazen “olağan” olarak nitelendirilmekte ya da “işin bir parçası” şeklinde yanlış ifade edilmektedir. Kamuya açıklanması zorunlu olan bilgileri talep eden gazetecilere yönelik sessiz muamele ya da ilgisiz/eksik bilgilerden oluşan yanıltıcı yanıtların verilmesi, bir medya özgürlüğü ihlalidir.
Yıllar içinde, medya özgürlüğü alanında basın ve medya özgürlüğü ihlallerinin rapor edildiği ve bu raporları takiben savunuculuk çabalarına girişildiği alanlarda, gazetecileri, medya çalışanlarını, yayın organlarını ve toplumun doğru, güvenilir ve doğrulanmış bilgiye erişim hakkını korumak için sorunların üstesinden gelme ve medya özgürlüğünün kapsamını genişletme yönünde ilerleme kaydedilmiştir. Bilgi akışını engellemeye yönelik bu tür acımasız girişimlerin sona ermesi için gazetecilerin haber alma hakkı alanındaki ihlalleri dile getirmeleri ve bunları raporlamaları gerekmektedir.
Bilgi Edinme Özgürlüğü Kampanyası
Birçok gazeteci, bilgi edinme hakkı başvurusunda bulunduklarında kendilerine verilen cevapsız sorular veya ilgisiz bilgiler konusunda sessiz kaldığı için bu vakalar rapor edilmemekte ve sonuç olarak, bu tür engellerin üstesinden gelmenin temeli olan konuyla ilgili savunuculuk çabalarına yol açamamaktadır. Bilgi ve habere erişim hakkının uygulanmasını güçlendirmek amacıyla, MFRR basın ve medya ihlallerini belgelemektedir ve şu anda Bilgi Edinme Özgürlüğü konusunda bir kampanya yürütmektedir. Bu kampanyanın bir parçası olarak, MFRR 2025 yılında bu alandaki ihlalleri temel alan bir rapor da yayınlayacaktır.
MFRR bu vesileyle Uluslararası Bilgiye Evrensel Erişim Günü’nü kutlar ve Avrupa Birliği üye ve aday ülkelerindeki tüm gazetecileri, medya çalışanlarını, yayın organlarını ve yerel ortaklarını, diğer tüm basın ve medya özgürlüğü ihlallerinin yanı sıra bilgi edinme özgürlüğü alanındaki ihlal vakalarını da bildirmeye çağırır. Vakalar MFRR‘nin Medya Özgürlüğü Haritalama izleme veritabanında belgelenecek ve 2025 yılında Bilgi Edinme Özgürlüğü raporu yayınlanacaktır.