Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » 2022’ye Hukuki Bir Veda
    Yazılar

    2022’ye Hukuki Bir Veda

    Afra Teren Gürlüler30 Aralık 20227 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Yılın son yazısını yazmak için bilgisayar başına oturduğumda herkes gibi benim de hatırladığım ilk şey 2023’ün ne denli önemli bir yıl olacağı oldu. Evet, malum 2023 yılında Lozan sona ereceğinden Türkiye için önemli bir yıl olacak. Neyse bunu ciddiye alanlar olabileceğini hatırlayarak Lozan’ın bir süresi olmadığını ve 2023 yılında sona ermeyeceğini söyleyerek başlıyorum yazıya. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca zor dönemlerden geçmiş bir devlettir. 2022 yılı da bunlardan biriydi demek yanlış olmaz. 2022 yılını siyasi, sosyal, sanat da dahil olmak üzere pek çok konu açısından ele alıp inceleyebilirsiniz ve sayfalarca da konu çıkar. Ancak ben yılın son yazısında 2022 yılındaki hukuki olayların bir kısmına bakmak istiyorum. Özellikle de seçim yılına girerken hatırlanması gereken pek çok hukuki olay yaşadık. Seçim takvimi açıklanmadan önce bunları hatırlamakta fayda var.

    Olaylara hızlıca değinmeden önce benim en dikkatimi çeken hukuki konunun altını çizmek istiyorum: tutuklama konusu. Farklı görüşlerden farklı gerekçelerle çok sayıda kişi için tutukluluk kararı alındı. 2023’e girerken bir hukukçu olarak en büyük dileklerimden biri, ülkemizde masumiyet karinesi ve tutuksuz yargılanmanın esas olduğuna ilişkin hukuki normların hatırlandığı bir düzene sahip olmak.

    2022 yılının daha henüz ilk ayındayken çok acı bir haber ile karşılaştık. Gencecik bir tıp öğrencisi olan Enes Kara intihar etti. Cemaat yurdunda kaldığı ve baskı gördüğü iddia edilen Enes Kara, Türkiye’nin uzun yıllarının konusu olan tarikatlar ve cemaatler meselesini yeniden gündeme getirdi. Daha önce pek çok yurdun kanunlara, yönetmeliklere uymadığı belgelenmiş ve gündem olmuştu. Fiziksel uygunsuzluklar dışında da gençlerin bu yurtlara mecbur bırakıldığı bir sistemin ne kadar sosyal devlete yakıştığı konusunda soru işaretlerim var. Yılın ilerleyen aylarında Enes Kara için eylem yapan gençler ise cumhurbaşkanına hakaretten göz altına alındı. Yılın en büyük özeti de cumhurbaşkanına hakaret suçu ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu oldu denebilir aslında.

    Şubat ayına geldiğimizde de değişik bir dava daha sonuçlanarak karşımıza çıktı. Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel’e MİT mensubunun cenazesini haberleştirdikleri gerekçesiyle hapis cezası verildi. İnfaz hesaplamaları gereği hapiste kalmadılar, ancak gazetecilik yaptıkları için mi hapse giriyorlar sorusunun da çokça tartışıldığı bir dönem yaşandı. Özellikle Türkiye’nin bağımsız gazetecilik indekslerindeki konumu da göz önüne alınınca bu tartışmaların olması çok doğaldı.

    Mart ayının başlangıcı kadın hakları mücadelesi için her yıl önemlidir. 8 Mart 2022 günü uzun zamandır pek çok eylemde olduğu gibi Taksim’in kapatılması ile gündem oldu. Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla geleneksel yürüyüşlerini yapmak isteyen kadınlar, polisin haksız ve orantısız müdahalesi ile karşılaştı. Son yıllarda Türkiye’de en zor kullanılan haklardan biri barışçıl gösteri ve toplantı hakkı oldu. Bu yıl da bu durum değişmedi. Korunması gereken kadınlar yerine sokakları kadınlardan korumaya çalışan bir kamu gücü gördük. Burada tekrar etmekte fayda var, herkes önceden izin almaksızın barışçıl gösteri yapma hakkına sahiptir.

    Nisan ayına geldiğimizde bir seçim yasası değişikliği ile karşılaştık. 2023’ün seçim yılı olması sebebiyle şaşırtıcı bir gelişme olarak algılandı. Seçim hukukuna ilişkin değişiklikler 1 yıldan önce gerçekleşen herhangi bir seçimde kullanılamayacağı için seçimin Nisan 2023’ten önce yapılmayacağı fikirleri de tartışılmaya başlandı. Seçim barajı da bu teklif ile değiştirildi tabii. Bu yazıyı yazdığım sırada Meclis Başkanı da 7 Nisan’dan önce seçim beklemediğini açıkladı. Ne tesadüftür değil mi? Özellikle yeni kurulan partilerin ittifak içindeki rolleri ile ilgili de pek çok farklı tartışma gündem oldu. Yakın zamanda seçim kanunundaki değişikliklere göre seçim kurullarındaki hakimler ile ilgili değişiklik Anayasa Mahkemesi önüne iptal talebi ile geldi, ancak oy çokluğu ile iptal edilmedi.

    Nisan ayı tam biterken yıllardır süren Gezi davalarında kararlar çıktı. Osman Kavala müebbet hapis cezası alırken, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi ise 18’er yıl hapis cezası aldılar. Bu cezaların üst mahkeme süreçleri devam ediyor olsa da AİHM kararında defaatle belirtildiği gibi masumiyet karinesi hiçe sayılır şekilde tutukluluk için bile yeterli olmayan deliller ile kişilerin mahkumiyetine karar verildi. Yüksek yargı süreçlerinin nasıl işleyeceğini hep birlikte göreceğiz.

    Mayıs ayında ise Kaftancıoğlu davası sonuçlandı. Yargıtay Kaftancıoğlu’nun cezasının dört yıl 11 ay 20 günlük bölümünü onadı ve böylece karar kesinleşmiş oldu. Siyasi yasak tartışmaları devam ederken üyeliği düşürülse de açık bir hukuki engel olmadığı için il başkanlığına devam etti.

    Haziran ayında dezenformasyon yasası tartışmaları başladı. Zaten uzun süredir gelmesi beklenen yasa için somut çalışmaların başladığını gördük. Bu yasa Ekim ayı itibarıyla da hukuk düzenimize girdi. Henüz çok fazla uygulamasını göremedik ama seçim sürecinde veya iç karışıklık hallerinde özgürlükler aleyhine kullanılması çok mümkün bir yasa olarak karşımızda duruyor.

    Temmuz ayında Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilinmesine ilişkin itiraz davasında karar açıklandı. Danıştay, pek çok hukuk akademisyeninin idari işlemin unsurlarına ilişkin sakatlık beyanlarına rağmen işlemi hukuka uygun bularak Sözleşme’den çekilme kararını hukuka uygun buldu. İstanbul Sözleşmesi’nin özellikle kadın ve çocuklara karşı şiddet korumasından yararlanma imkânı da bu doğrultuda ortadan kalksa da hala 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yürürlükte olması içimizi biraz rahatlatıyor. Ancak siyasal iktidarın ve yargının bu konudaki duruşu, vatandaşların kafasında haklı olarak soru işaretleri yarattı.

    Ağustos ayına geldiğimizde ise yine kamuoyunda ses getiren bir tutuklama ile karşılaştık. Uzun süredir farklı odakların hedefi olan Gülşen’in aylar önce gerçekleşen konserindeki bir sözünden dolayı halkı kin ve düşmanlığa tahrik iddiası ile Gülşen tutuklandı. Davası halen sürüyor. Tutukluluk hali kaldırılsa da 2022 yılındaki hukuksuz tutuklamalar silsilesinde yerini aldı.

    Eylül ayından, Türkiye’den değil ama yakın coğrafyada dini bir rejim tarafından eziyete mahkum edilen kadınları anarak söz etmek istiyorum. Mahsa Amini’nin katledilmesi ile başlayan İran protestoları tüm dünyada 2022’ye damgasını vurdu. Protestolar halen devam ediyor, fiilen kadınlar başörtüsü zorunluluğunu aşmış görünse de İran rejiminin nasıl ve ne tür kararlar alacağını ve sokaktaki tepkisinin ne zaman sert ve duyarsız olacağını kestirmek mümkün değil. Başörtüsü takma özgürlüğü kadar takmama özgürlüğünün de bir kadın hakkı olduğunu unutmayarak, kadınlar üzerinden siyaset yapılmasının sona ereceği günlere bir gün hep beraber erişmek dileğiyle… Bu yazının yazıldığı gün protestocuların idam kararları alınmaya ve bu kararlar infaz edilmeye devam etmekteydi. Umarım 2023’te bu insanlık dışı cezalandırma yönteminden vazgeçilir.

    Ekim ayında 56 bin 944 üyesi olan ve dünyanın en kalabalık barosu olan İstanbul Barosu’nda başkan seçimi yapıldı. Seçimi kazanan Avukat Filiz Saraç, İstanbul Barosu’nun ilk kadın başkanı oldu. Baro genel kurulu tartışmalı geçti. Seçime özellikle de genç avukatların katılmaması sosyal medyada çokça tartışıldı.

    Altılı Masa Anayasa Taslağı ile Kasım ayında karşımıza çıktı. Fazlasıyla detaylı bir çalışma hazırlandığını hep birlikte gördük. Burada da bahsi geçen pek çok hukuki konu ele alınıp aslında güncel konular da göz önünde bulundurularak anayasa seviyesinde çözülmek istenmiş. Şahsen ben düzenleyici anayasa taraftarı olmadığım için bu kadar detaylı düzenlemeleri yerinde ve gerekli bulmuyorum. Çözülmesi gereken sorunların uygulamaya yönelik olduğu fikrindeyim.

    Aralık ayına İmamoğlu’nun bir süredir devam eden “Ahmak” Davası damga vurdu. Bu dava Aralık ayında ilk derece mahkemesinde sonuçlandı. Buna göre İmamoğlu 2 yıldan fazla hapis cezası aldı ve bu kararın kesinleşmesi halinde (İstinaf ve Yargıtay sonrası) hem belediye başkanlığı görevini kaybetme hem de cumhurbaşkanı adayı olamama sorunu ortaya çıktı. Bu nedenle Ahmak Davası, siyasi hayatı derinden etkileyen bir hukuki gelişme oldu.

    Aralık ayında ise kadın hakları bakımından artık sorun olmaktan çıkmış bir konu olan başörtüsü konusu, anayasa değişikliği seviyesinde bir hukuki teklif ile karşımıza çıktı. CHP’nin kanun teklifi ile başlayan başörtüsü tartışmaları, AKP-MHP vekillerinin anayasa değişikliği teklifi ile gündeme geldi. Yıl biterken henüz bu değişiklik ile ilgili bir ilerleme olmadı. Ancak yeni yılın ilk günlerinde mecliste bu konunun da öncelikli gündem olacağını hatırlamakta fayda var. Yalnız unutulmaması gereken, ikinci maddede yer alan aile hükmü ve bu hükmün açıklamasında yer alan LGBTQ’yu dışlayıcı ifadelerin hukuk devletinde insan haklarına saygılı bir ifade olamayacağıdır.

    Bu arada gazeteci İbrahim Haskoloğlu kişisel veri hukukuna aykırılıktan tutuklandı, yönetmen/yapımcı Hande Karacasu yapımcısı olduğu Sessiz İstila filmi sebebiyle göz altına alındı, 20 yaşında Üniversite öğrencisi Alp Emeç cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla tutuklandı, Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar halkı aşağılamak iddiasıyla tutuklandı ve daha nice kişiler daha bu tip tutuklamalarla özgürlüklerinden mahrum bırakıldı. Yani 2022 yılında bambaşka görüşlerden farklı farklı insanlar tutuklandı ya da gözaltına alındı. Siyasi kaygılar ile hukuk meşgul edilmeye devam edildi. Bu sırada sadece Kasım başına kadar resmi verilere göre 327 kadın cinayeti işlendi. Binlerce kadın, çocuk, LGBTQ, azınlık mensupları ve yabancılar şiddetin farklı formlarıyla karşılaştı. Etkin soruşturma ve kovuşturma olmayan birçok dosyada vatandaşlar haklarını korumaktan aciz kaldı.

    2022 yılı siyasi ve sosyal gelişmelerin de etkisiyle hukuki konularla dolu bir yıl olarak geçti. 2023 yılının herkes için daha adil, daha güzel, daha huzurlu olmasını umuyorum. Herkese şimdiden iyi seneler diliyorum. Daha güzel konuları yazabildiğimiz bir sene olması dileğiyle…

    Fotoğraf: Pavel Danilyuk

    Hukuk L2 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAltılı Masaya Samimi Eleştiriler
    Sonraki İçerik Turkey and Saudi Arabia

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}