[voiserPlayer]
Sürücüsüz otobüsler toplu taşıma maliyetlerini düşürerek daha yaygın, erişilebilir ve çevreci bir taşımacılığı mümkün hale getirerek modern şehirlerin en büyük problemi olan trafik sorununu ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Otonom araçların hızla yayıldığı günümüzde Ali Ufuk Peker, dört ortağıyla birlikte 2019 yılında San Francisco’da ADASTEC firmasını kurdu. ADASTEC toplu taşıma otobüslerini sürücüsüz hale getirebilmek için yazılım geliştiren, mühendislerin yoğun olarak çalıştığı ve ürünleri trafiğe açık yollarda kullanılan bir teknoloji şirketi. Aynı zamanda Bilgisayar Mühendisliği bölümünde Doçent olan Ali Ufuk Peker’e otonom araçları ve bu sektörün geleceğini sorduk.
Otonom araç sektörünün geleceğinden beklentiniz nedir? Kaç yıl sonra İstanbul’da otonom araçların çoğunlukta olduğunu göreceğiz?
Bunu tahmin etmek zor. Zira teknoloji dışında birçok faktör var. Ancak yatırımın geri dönüşü otonom otobüsler için çok daha hızlı. Ekonomik olarak birçok metropol için çok doğru bir yatırım. İstanbul aslında çok verimli bir metrobüs hattı ile bu dönüşüme çok uygun. Bunun dışında Oslo gibi bazı Avrupa şehirlerinde 2030 yılına kadar tüm taşımacılığı otonom, yeşil ve paylaşımlı hale getirme planları var. Avrupa şehirleri genel trafik hızını düşürüp toplu taşımaya daha fazla insanı sevk etmeye çalışıyor. Bunun önündeki en temel engel enerji ve insan gücü. Elektrikli ve otonom otobüsler bu engeli ortadan kaldırıyor.
İstanbul gibi megapollerde otonom araçlar kendi arasında koordinasyon sağlayarak trafiği azaltmaya yönelik trafik mühendisliğine yönelik hamleler yapabilir mi?
Toplu taşıma zaten trafik probleminin tek çözümü. Otonom otobüsler işletme maliyetlerini düşürerek toplu taşımayı daha yaygın, erişilebilir ve konforlu hale getirebilir. Bu doğal olarak trafik problemini çözecektir.
Otonom araçlar, araçlar arası ve altyapı ile iletişim teknolojilerini kullanarak trafik akışını daha düzenli hale getirebilir. Gelecekte sadece araçlar değil yollar da akıllı hale gelecek, bu trafiğin yönetilmesini kolaylaştıracaktır. Örneğin, bizim Amerika’da kullanımda olan KARSAN Otonom E-ATA otobüsümüz, trafik ışıklarından durum ve süre bilgisini alarak planlama yapabiliyor. Bu bilgi, trafik ışıklarında ani frenleme yapılmasına engel olurken enerji tasarrufu da sağlıyor.
Otonom araçların Türkiye’de kendine özgü problemleri var mı?
Bu problemler birçok şehirde var. İstanbul’da sokak köpekleri var, Michigan’da da önünüze geyik çıkabiliyor. İklim koşularını göz önüne alırsanız İstanbul en zor şehirlerden değil. Daha evvel söylediğim gibi tamamen sürücüsüz kullanımı kolaylaştıran metrobüs hattı da var. Zaten trafikte karşılaşacağınız sorunların ihtimalleri değişse de sizin bu problemlerin her zaman olabileceğini düşünerek teknoloji geliştirmeniz gerekiyor.
Çevresel faktörlere karşı otonom araçların bilinci ne düzeyde? Bir köpeğin ani olarak yola fırlaması, bir çocuğun yola atlaması ve benzeri durumda otonom araçlar ani olaylara anında tepki gösterebilecek mi?
Otonom araçlar genelde tepki süresi olarak insanlardan çok daha ileri durumda. Ancak bilinenin aksine kazaların çoğunluğu tepki süresinden kaynaklanmıyor. Zaten kaza istatistiklerine bakarsanız orta yaştaki insanların tepki süreleri daha uzun olduğu halde kazaya karışma ihtimallerinin daha düşük olduğunu görürsünüz. Tepki süresinin aslında temel faktör olmadığını buradan görmek mümkün. Tepki süresi kazaya yakın duruma gelindiğinde önemli hale geliyor. Önemli olan ani tepki vermeniz gereken durumlara girmemek. Örneğin, takip mesafesini korursanız ani fren yapmanıza gerek kalmaz.
Toplu taşıma araçları ayakta insan taşındığı için normal bir araca göre çok daha az ivme değişimi yapmanız gereken araçlar. Ayrıca otomobillere göre çok daha yavaş giden araçlar. Kedi, köpek, kuş herhangi bir canlı bizim için farklı değil. Çok daha temkinli gittiğimiz için ani olarak bir canlı önümüze de çıksa uygun bir ivme ile duracak şekilde planlama yapıyoruz.
Otonom araçlar ile ilgili ne gibi etik tartışmalar var? İnsanlığın bilinç düzeyi ve hukuki sistemler otonom araçlara hazır mı?
Bu konuda sosyal bilimler ve standartlar gelişiyor. Avrupa Birliği yeni bir düzenleme yayınladı. Aslında etik tartışmaların çok daha fazla olduğunun popüler kültürde düşünülmesinin sebebi, araç yazılımlarının da insanlar gibi davranacağının sanılması. Kazaların çoğu insani zaaflardan dolayı gerçekleşiyor. Kurallara uyduğunuz zaman etik kuralları düşünmeniz gereken durumlara düşme ihtimaliniz azalıyor.
Örneğin, sadece otonom araçlara yönelik güvenlik standartları var. Ayrıca otonom araçlara yönelik sigorta çalışmaları yapan firmalar da ortaya çıkmaya başladı. Teknoloji yeterince güvenli ve yaygın hale geldiğinde bu tartışmalar azalacaktır.
Otomobili sürmek zorunda kalmayan insanlar vakitten büyük bir tasarruf sağlayacak. İnsanlar kitap okuyabilir ya da film izleyebilir. Buna yönelik bir görüşünüz ya da çalışmanız var mı?
Sürücülü toplu taşıma araçları zaten buna imkan verebilecek durumda. Sadece yeterince yaygın ve konforlu değiller. Otonom otobüsler konforu ve yaygınlığı artırarak toplu taşımayı daha çekici hale getirebilirler.
Otonom kişisel araçların çok da gerekli olduğunu düşünmüyorum. Trafik tıkalı olduktan sonra otonom, elektrikli, paylaşımlı araç fark etmez. Trafikte bekledikten sonra en lüks araçta da olsanız çektiğiniz sıkıntı aynı. Taşımacılığın yeniden tanımlandığı bu çağda temiz ve yaygın bir toplu taşıma birçok problemi çözecektir.
Fotoğraf: Oliver Cole