Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Tutuklama: Bir Cezalandırma Aracı Mı?
    Forum

    Tutuklama: Bir Cezalandırma Aracı Mı?

    Afra Teren Gürlüler29 Ağustos 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

     [voiserPlayer]

    Son yıllarda gittikçe artan “sosyal medya mahkemeleri” ve bu mahkemelerden çıkan tutuklama talepleri, Türk hukuk sisteminin bir parçası haline dönüşmeye başladı. Açıkça haksız ve hukuksuz olan tutuklamalar ile birlikte tutuklamanın tam olarak ne olduğunun ve ne anlama geldiğinin tartışılması elzem hale geldi. Son olarak sanatçı Gülşen’in tutuklanması da bu anlamda izaha gerek duyuyor.

    Tutuklamanın ne olduğunun bu kadar yanlış anlaşılmasında, özellikle tutuksuz yargılama kararı verilen olaylarda basında ve sosyal medyada “serbest bırakıldı” ifadesinin kullanılmasının da etkili olduğunu düşünüyorum. Serbest bırakıldı ifadesi kullanıldığında toplumda sanki o kişinin yargılanma süreci sona ermiş ve cezasız kalmış gibi algılanıyor. Oysa esas olan tutuksuz yargılamadır ve tutuksuz yargılama kişinin cezasız kalacağı anlamına gelmez.

    Tutukluluk aslında istisnaidir. Tutukluluk kavramının tarihsel olarak ne amaçlarla oluştuğunu bilmek ve bunları göz ardı etmemek gerekiyor. Buradaki temel amaç delillerin korunması ve sanığın kaçmasını engellemektir. Bu nedenle sosyal medyada detayı bilinmeksizin kamu vicdanı adı altında birilerinin tutuklanmasını istemek en basit tabirle hukuk bilmemek ve kötü niyetin yollarına taş taşımaktır. Tutuklama, Ceza Muhakemeleri Kanununda düzenlenen belirli hallerde talep edilen bir tedbirdir. Kişinin hakkında henüz suçlu olup olmadığı konusunda karar verilmeden önce uygulanan ve özgürlüğün kısıtlanması sonucunu doğuran bir tedbir olduğundan sıkı düzenlemelere tabidir.

    Tutuklama, kişi yargılanırken kaçmasını önlemek, delil karartmasını önlemek gibi yargılama sürecinin korunmasını amaçlayan bir tedbir olsa da siyasal iktidar ve farklı görüşlere sahip sosyal medya mahkemeleri tarafından bir cezalandırma ve bir terbiye aracı olarak kullanılmaya başlandı. Bu da aslında hukuk güvenliği olarak nitelendirdiğimiz ve demokratik bir ülkenin olmazsa olmazı olan hukuka güven ve bağımsız yargıya inanç duygularını zedelemektedir.

    Savcının tutuklama talep ettiği durumlarda tutuklama kararı veren hâkim, tutuklama kararını çok iyi gerekçelendirmelidir. Fiilin hangi suç ile neden ilişkilendirildiği, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda gösterilen hangi gerekçenin var olduğu, neden adli kontrol tercih edilmeyerek tutukluluk kararı verildiği ve neden bu kararın ölçülü olduğunun etraflıca açıklanması gerekir. Gerekçeli karar, hukuk güvenliği ilkesinin en temel gerekliliklerindendir ve de bu tutukluluk kararı da dahil olmak üzere her türlü mahkeme/hâkim kararını kapsar.

    Ayrıca kanun bu konuda o kadar sert bir koruma öngörmüştür ki bazı hallerde hiçbir şekilde tutuklama kararı verilemez. Bu düzenlemeye göre (i) işin öneminin, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde tutuklama kararı verilemez; (ii) sadece adli para cezası gerektiren suçlarda tutuklama kararı verilemez; (iii) hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Tutuklama durumu, birey özgürlüğünün suçluluğu sabit olmadığı halde kısıtlanması anlamına geldiği için insan hakları belgelerinde de açıkça düzenlenmiştir. O nedenle de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi insan hakları mahkemeleri önünde de sıklıkla gündem olan, Türkiye’nin fazlasıyla ihlal aldığı ve tazminat ödemek zorunda kaldığı bir konudur.

    Gülşen’in Tutuklanması

    Geçtiğimiz günlerde Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 216’ncı maddesine dayanarak Gülşen hakkında başlatılan süreçte de tutuklama konusu tekrar gündemimize geldi. TCK 216’ncı madde “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik veya aşağılama” suçu olarak adlandırılmaktadır. Gülşen’in bir konserinde söylemiş olduğu ve 4 ay sonra video görüntüleri ile ortaya çıkan konuşması sebebiyle bu takip süreci başladı. Yukarıda da bahsettiğim gibi aslında tutuklamanın amacı delil karartmanın önlenmesi ve kişinin kaçma şüphesi olmasıdır. Peki bu olay özelinde bu amaçlara bir hizmet var mı?

    Öncelikle gerçekleştiği iddia edilen bu suçun delilleri nedir: konserdeki konuşmanın video kaydı. Peki, bu kayıt kamu otoritelerinin elinde mevcut mu: mevcut. Bu durumda bu delilin karartılması mümkün mü: Hayır, değil. O halde delil karartma şüphesi tutuklama için bir gerekçe olamaz. Diğer gerekçe üzerine düşünelim o halde: kaçma şüphesi. Öncelikle Gülşen gibi geniş kitlelerce tanınan bir kişinin kaçması pek de kolay değil. Nitekim bu şüpheyi oluşturacak bir davranış tespit edildiyse dahi bu tutuklama kararında açıkça belirtilmeliydi. Buna ek olarak neden başka bir adli kontrol ile bu kaçmanın engellenemeyeceği de anlatılmalıydı. Oysa tutuklama kararında bu gerekçelerin hiçbirini göremiyoruz.

    TCK’nın 216’ncı maddesindeki suçun işlenmesi için halkın, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen “tahrik” etmesinin gerçekleşmesi; buna ek olarak, bu tahrikten dolayı kamu güvenliği açısından “açık ve yakın bir tehlikenin” ortaya çıkması gerekiyor. Ancak bu olayda 4 ay önce yapılmış ve ne şekilde, kime yönelik yapıldığı açık ve net olmayan bir konuşma videosunun sosyal medyaya düşmesi sonrasında başlatılan süreçte açık ve yakın bir tehlikenin varlığından söz etmek mümkün değildir.

    Zaten bu nedenle tutuklamaya sıra gelene kadar ortada suç bile olmadığını söylememiz mümkün olduğundan, tutuklu yargılama dahi hukuka ve hakkaniyete uygun değil. Gülşen’in tutuklanması olayı, tutuklamanın bir hukuki kurum olmaktan çıkıp, cezalandırma, hatta deyim yerindeyse terbiye aracı haline geldiğini gösteriyor. AİHM kararlarında özellikle mahkûmiyet kararı için bile yetersiz olan deliller ile gerçekleştirilen tutuklamaların, insan haklarına açıkça aykırı olduğu yönünde pek çok tespit var. Bu olayda da benzeri bir durum olduğunu görmek mümkün.

    Tutuklama tedbiri hakkında sosyal medyada hoşumuza gitmeyen her fiilde çığırtkanlık yaparsak başka bir gün bizim fikirlerimiz ve fiillerimiz hakkında da bunun yapılacağı muhakkak. Bu nedenle, tutukluluğun amacının kamu vicdanını rahatlatmak olmadığını ve bunun bir cezalandırma amacı olmadığını hatırlamak gerekiyor. Yargı sürecinin sağlıklı işlemesi için, eğer gerçekten zorunlu ise, ancak o durumda bir kişi özgürlüğünden mahrum bırakılarak yargılanabilir.

    Yazıyı Gülşen’in sözlerine atıfla bitirmek istiyorum: Elimizi kolumuzu da bağlasanız, bizi odalara ömür boyu da hapsetseniz, insan hakları ve hukuki normlar apaçık ortadadır ve bunları savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.

    Fotoğraf: niu niu 

    Hukuk
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikBankacılık Hisselerinde Sert Yükseliş
    Sonraki İçerik Sedat Peker İktidarı Sarsacak mı? | Çavuşesku’nun Termometresi | #122

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Muhalefetin Bluesky’a Göçü Kalıcı Bir Çözüm Olmayacak

    7 Nisan 2025 Çağın T. Eroğlu
    Yazılar

    İmamoğlu’nun Geri Alınan Diploması: Hukuki Bir Analiz

    21 Mart 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Türkiye’de Medya Özgürlüğü: Sürekli Daralan Bir Alan

    14 Şubat 2025 Gürkan Özturan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}