Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Narsisistik Füzyona Meydan Okuma: Yeni Muhalefetin Öğrenmesi Gereken Dersler
    Forum

    Narsisistik Füzyona Meydan Okuma: Yeni Muhalefetin Öğrenmesi Gereken Dersler

    Fatih Bora Ekim12 Ekim 20206 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Türkiye’de Erdoğan iktidarı bu kadar uzun süre devam edebildiyse, bu durumun başlıca sebeplerinden biri de muhalefetin kifayetsizliği. Muhalefet uzunca süre kendine doğru bir yön çizemedi. Erdoğan iktidarına doğru muhalefet edebilmek için, öncelikle Erdoğan iktidarını doğru tanımlayabilmek gerekiyor. Bu açıdan, Erdoğan’ın seçmeni ile kurduğu ilişkinin doğasını anlamak elzem.

    Öncelikle, bu ilişkiyi safi ekonomik çıkar ilişkisine indirgemek hatalı. Her ne kadar ekonomik parametreler ile iktidarın devamlılığı arasında anlamlı bir ilişkisi olsa da seçmen davranışının temel dinamiği ekonomik değil. 2002 seçimlerinde AKP’yi ülkenin birinci partisi yapan değişken, Erdoğan’ın seçmene verdiği ekonomik yardımlar değildi. Her ne kadar partinin kurulduğu ilk günlere oranla daha artmış olsa da, halkın teveccühünün asıl nesnesi hep Erdoğan’ın şahsı oldu.

    Erdoğan, ülkenin köyden kente göç etmiş, mütedeyyin hassasiyetleri olan, eğitimsiz değil ancak sınıf atlamak için yeterli eğitime sahip olmayan, tam kentli olamamış kesimlerinin bir nevi “pop-starı”. Erdoğan tam da bu kesimi temsil eden, kendisi de bu profilden gelen bir siyasetçi. Benzer arzular, değerler ve komplekslere sahip. Ve doğal bir iletişim yeteneği var. Bu sınıftan kişilerin “narsisistik” kırılmışlıklarına, komplekslerine, arzularına, hayallerine seslenmeyi biliyor. Seçmeninin kendisini idealize etmesini sağlayıp, daha sonra özdeşim kurmalarını teşvik ediyor. Seçmeni dahil neredeyse kimse ile eşitler arası diyaloga girmiyor. Önce kendini tüm rakiplerinin üstünde konumlandırıyor, sonra da “beni sizler yarattınız” temalı sıradan insanları taltif eden bir üsluba bürünüyor. Sonrasında ise seçmeninin öfkeli olduğu kim var ise ona diklenip, seçmenin idealize ettiği kişi ve değerleri sahipleniyor. Voila, Erdoğan’ın sihirli formülü! İşte bu sebeple Erdoğan sarayda oturunca takipçileri sanki kendileri saraydaymışçasına mutlu oluyorlar. Bir nevi füzyon hali yaşıyorlar, derin bir aşk içerisindeler. Bu aşk hali, sadece Erdoğan seçmenine refah sağladığı için kurulmadı ancak aralarında yaşanacak bir çıkar çatışması, ekonomik kriz, bu aşkı bitirebilir.

    Aşkın ömrü en fazla üç yıldır, peki bu aşk hali nasıl oluyor da yıllardır devam edebiliyor? Bu noktada da muhalefet devreye giriyor; Erdoğan’la seçmeninin yaşadığı bu patolojik ilişki, Erdoğan’a duyulan patolojik nefret ile varlığını devam ettirebiliyor. “Göbeğini kaşıyan adam”, “Anadolu Çomarı” ifadelerinde açıkça görülen aşağılama hali, Erdoğan ile seçmeni arasındaki ilişkiyi güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Bu hakaretlerin Erdoğan’a yapılması ile seçmenine yapılması arasında da bir fark yok; zira iki unsur, tek bir bütün olmuş durumdalar. Peki bu aşağılayıcı dil neden ters tepiyor? Çünkü yapılan aşağılamalar, seçmenin kırılmışlıklarına, komplekslerine sesleniyor, bu yaraları kaşıyıp uyandırıyor. Zira Erdoğan ile ilişkilerinin temel dinamiği, hali hazırda bu kırılmışlıklara dayalı. Muhalefetin tekrar tekrar aynı yerden kırması, sadece seçmeni Erdoğan’a daha sıkı sarılmaya teşvik ediyor.

    Erdoğan’da doğru bir iletişim metodu ile, muhalefeti sürekli bu fay hatlarına saldırmaya teşvik ediyor. Erdoğan güçlü bir “biz” ve “onlar” dikotomisi kurmuş durumda. “Onlara” saldırdıkça veya “onlar” saldırdıkça, “biz” safı güçleniyor. Yıllardır bu sayede, siyaseten hangi manevrayı yaparsa yapsın, seçmeni Erdoğan’ı takip etmeye devam ediyor.

    Erdoğan ne zaman bu ayrımı körüklemek istese, bir tartışma konusu ortaya atıyor. Kanal İstanbul, faiz, Taksim Meydanı fark etmez; muhalefetin damarına basabileceği hangi konu olursa olsun. Sonra görev karşı tarafa geçiyor; muhalefetin bir kısmı, fikre değil, fikrin sahibine muhalefet ediyor, hatta hakaret ediyor. Cahil, beceriksiz, sahtekar, çıkarcı… Aklınıza hangi kişisel saldırı gelirse. Önce Erdoğan bu muhalefet tarzının sesini yükseltiyor, yaraya tuz basıyor. Sonra da okkalı bir cevap vererek seçmeninin içini soğutuyor. Öyle çok sağlam argümanlar kurmasına da gerek yok; şöyle derinden bir “Eyyyy!” çekti mi, seçmenin yüreğini titretiyor ve Erdoğan’ın iktidarını ayakta tutan  biz-onlar ikiliği bu sayede güçleniyor.

    Bu horoz dövüşünün tam karşı tarafı da var. Deniz Baykal siyaseti yıllarca bu siyasetin, kemalist izdüşümü olarak varlığını sürdürdü. Hatta siyaseti bu eksene Baykal sıkıştırdı diyebiliriz. Planı “laik” hassasiyeti yüksek kişilerin oylarını partisinde konsolide edip, sağ seçmeni bölmek üzerine kuruluydu. Kendisi laik oyları konsolide etmiş olsa da sağ seçmenin oyları %10 barajı yüzünden bölünmedi, Akp’de toplandı. Evdeki hesap, çarşıya uymadı. Ancak onun siyasi iletişim mirası yıllardır devam ediyor. Çünkü bu siyasal iletişim metodu da, “kendi mahallesinin” duygularına, ezilmişliklerine, kırılmışlıklarına, öfkesine hitap ediyor. En son Muharrem İnce vakasında, laik seçmen bu hazzı zirvesinde yaşadı. Muharrem İnce vurdukça, seçmenin gönlü ferahladı. Ancak sonuç, hüsran… Çünkü bu fay hattından kırılan bir seçim ikiliğinde, çoğunluk pastası şimdilik “sağ” seçmenin tarafında.

    Yeni Muhalefet

    Ve, Erdoğan ile seçmeni arasındaki bu bağ artık eskisi kadar güçlü değil. Evlilik analojisinden devam edersek, ekonomik sıkıntılar, bu evliliğin daha uzun sürmesine müsade etmeyecek raddeye yaklaşıyor. Sömürü üzerine dayalı bu ilişkinin bitişi yokluk, açlık ve sefalete kadar sürebilir. Hali hazırda, Erdoğan seçmeni de ekonomik gidişattan memnun değil, ancak şimdilik, suçu dışarıya atmayı tercih ediyor. Babaları, anneleri, kardeşleri gibi gördükleri Erdoğan’a toz kondurmak istemiyorlar. Ancak şartlar daha da zorlaşırsa, bu aşk nefrete dönebilir. Fakat ülkenin entelektüelleri olarak, Erdoğan iktidarının değişimi için, ekonomik krizde boğulmayı beklemektense, muhalefetin başarılı olabilmesi üzerine düşünmemiz gerektiğine inanıyorum.

    Bu açıdan yeni muhalefet ümit verici. “Ötekileri” temsil eden Chp, İmamoğlu ve Yavaş’ın Erdoğan’ı hedef almayan iletişim metodları ile gayet başarılı bir dönüşüm yaşadı. Erdoğan ile seçmeni arasındaki füzyonu besleyen hamleler yapmıyor mümkün mertebe. “Onlar” saffında oturan bu kişilerin, ve Chp’nin parti olarak Akp seçmenine ve Erdoğan’ın şahsına yapacakları her hamlenin ters tepeceğini sonunda farkettiler. Bu muhalefet tarzı Chp seçmeninin bir kısmını rahatsız ediyor olsa da, Erdoğan’ın Chp’ye takındığı düşmancıl tavır, Chp seçmeninin konsolidasyonunu sağlamaya şu anda yetiyor.

    Babacan ve Davutoğlu ise “bizden” oldukları için Erdoğan için çok tehlikeliler. Oradan gelen muhalefet, içeriden yükselen ses aslında. Deva ve Gelecek partileri, Akp seçmeninin kutsal kabul ettiği değerler ile çeliştikleri algısına sahip olmadıkları için, muhalefet edebilme alanları daha geniş. Bizim mahallenin çocukları oldukları için, Akp seçmeni tarafından daha kolay duyulma şansları var. Zamanında bu seçmene güven vermiş olan Babacan ve Davutoğlu’nun sözlerinin, seçmen tarafından dinlenme olasılığı daha yüksek. Bu partiler, kitle iletişim araçları her ne kadar iktidar kontrolünde olsa da, sokakta muhalefet edecek ve bu muhalefeti Akp seçmenine duyuracak sosyal ağlara hakimler. Sosyal medyada Akp seçmeni ile daha fazla iletişim halindeler, Chp’lilerden farklı olarak aynı whatsapp grubundalar. Bu sebeple, en kısa zamanda sağlam bir retorik kurup, sokağa daha fazla girmeleri lazım.

    Özetle, psikoterapilerde, eğer danışanın füzyonda olduğu bir kişi var ise, temel kural, bu kişiyi doğrudan karşıya almamaktır. Doğrudan yapılacak her yüzleştirme, ters teper ve bir müddet sonra danışanın terapiyi bırakması ile sonuçlanır. İkinci olarak, danışan ile belirli bir güven ilişkisi kurulmadan yüzleştirme yapılmaz. Terapilerde kullanılan metot, danışanı karşıya almadan “yanından” konuşmaktır. Davutoğlu ve Babacan başta, tüm muhalefetin, Erdoğan seçmenini kendi saflarına çekebilmeleri için, ne seçmeni ne de Erdoğan’ı doğrudan karşılarına almadan, seçmenin yanından, anlayış göstererek, suçlamadan ve temkinli bir şekilde muhalefet etmeyi sürdürmeleri gerikir. Seçmenin hayal ettiği ile deneyimlediği arasındaki her fark, düştüğü her bilişsel çelişki; teker teker, sabırla, seçmene gösterilebilmelidir. Erdoğan iktidarının, ekonomiden, dış siyasete, adaletten, sağlık sistemine, muhalefet edilecek bu kadar çok hatası varken, muhalefet partilerinin çok sıkıntı çekmemesi lazım. Kişilere, ideolojilere, kutsallara dokunmadan veya bu kutsallara yaslanmadan, soğuk kanlı bir şekilde, seçmen gerçekliğe davet edilmelidir.

    Fotoğraf: Camila Quintero Franco

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikAlmanya’da Almanya Forması ile Almanca Konuşan Bir Türk Futbolcu: Emre Can
    Sonraki İçerik Anayasa Mahkemesini kapatmak | Nazlıcan Kanmaz & Barış Ertürk | Açık Toplum #25

    Diğer İçerikler

    Röportajlar

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Daktilo1984
    Röportajlar

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Röportajlar Daktilo1984

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}